Stres Tepkisinin Temel Do¤as›...Bu çal›flmada stres tepkisinin fizyolojisi ele al›na-rak,...

29
TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004 56 Psk. Esen Dinçel* Stresin hastal›klar›n nedeni olup olmad›¤› so- rusu bir çok araflt›rmaya konu olmufltur. Yap›lan bir çok araflt›rmada stresin pek çok hastal›¤› olufl- turucu faktörler aras›nda yer ald›¤› görülmüfltür. Bu çal›flmada stres tepkisinin fizyolojisi ele al›na- rak, zihin beden iliflkisi üzerinde durulmakta, stre- se ba¤l› bedensel hastal›klar hakk›nda bilgi veril- mekte ve konu ile ilgili araflt›rma sonuçlar› özet- lenmektedir. Stresin psikofizyolojisini kavramak, psikoso- matik rahats›zl›klar›n etiyolojisini anlamaya yar- d›m eder; vücudun nas›l iflledi¤inin anlafl›lmas›, sa¤l›k üzerinde kontrol kazanmay› sa¤lar ve stre- si etkili bir biçimde yönetebilme becerisini artt›r›r (Allen,1983). Stres Tepkisinin Temel Do¤as› Stres tepkisinin insan hayat›nda önemli bir ye- rinin olmas›n›n nedeni, bu tepkinin ifllevsel bir de¤erinin olmas›d›r. Canl› sistemler yaklafl›m›na göre; insan organizmas› bir sistemdir ve bu siste- min varl›¤›, sistem içindeki ve d›fl›ndaki tüm sis- temlerin dengede olmas›na ba¤l›d›r (örne¤in in- sanlarda vücut ›s›s›n›n 36,5 olmas›, kandaki glu- koz oran›n 100 birim olmas› gibi). Dengedeki herhangi bir bozulma, sistemi yeniden dengeye dönme aray›fl›na sokar. Geliflme ve de¤iflme ol- mas› için dengenin geçici olarak bozulmas› kaç›- n›lmazd›r. Dengedeki geçici bozulmalar organiz- may› harekete geçirir ve sistem canl›l›¤›n› sürdü- rür. Organizma ayn› zamanda hareket ve hareket- sizlik dengesi içindedir. ‹nsan için üç tür denge söz konusudur: biyolojik, psikolojik (biliflsel, duygusal ve davran›flsal) ve sosyal denge. Bu yaklafl›ma göre stres; sisteme giren ya da sistem- den ç›kan madde (besinler, vitaminler, su), enerji ya da bilginin yetersizli¤i, afl›r›l›¤› ya da uyufl- mazl›¤› durumunda, dengenin bozuldu¤una ve yeniden uyum yap›lmas› gereklili¤ine yönelik bir iflarettir. Bu nedenle stresin varoluflsal bir de¤eri vard›r. Stres tepkisi olmasayd›, organizma d›fl ya da iç çevresinde oluflan de¤iflikliklere uyum yapa- maz, biyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda ken- dini koruyamaz; zarar görür ya da yok olurdu (fia- hin, 1994). Stres, üst düzey canl›larda bir nöroendokrin fizyolojik tepkidir. Tepki, ad›ndan da anlafl›laca¤› üzere, sinir sistemi ve endokrin sistem sayesinde ifller. Sinir sistemi ve endokrin sistem; organlar› karfl›l›kl› iflbirli¤i içinde çal›flan; gerek iç ortamda gerekse organizman›n d›fl›ndaki çevre koflullar›n- da oluflan de¤iflikliklere karfl› vücudu ve aktivite- lerini düzenleyen iki sistemdir. Stres tepkisi s›ra- s›nda bu iki sistemle iflbirli¤i yapan di¤er sistem- ler; kalp-damar, solunum, ba¤›fl›kl›k, sindirim/bo- flalt›m sistemleridir (Allen, 1983; Tunçel, 1991). Sinir sistemi iç ve d›fl ortamda oluflan ani de¤i- flikliklere, bedensel aktivitede k›sa süreli uyum tepkileriyle yan›t veren sistemdir. Sinir sistemi omurilik sinirleri arac›l›¤› ile organlara do¤rudan etki ederek, çok k›sa bir sürede elektrokimyasal de¤ifliklikler arac›l›¤›yla organizmay› harekete geçirir. Etkisi anl›kt›r. Endokrin sistem ise, iç or- tamdaki de¤iflikliklere geç bafllayan, ancak uzun süren yan›tlar› oluflturan; bedensel dengenin uzun süreli düzenini kontrol etmeyi sa¤layan sistemdir. Endokrin sistem, bezler, hormonlar ve dolafl›m sistemi arac›l›¤› ile organlar› etkileyerek, uzun sü- reli kimyasal de¤iflikliklere neden olur. Etkisi da- STRES‹N PS‹KOF‹ZYOLOJ‹S‹ VE STRESE BA⁄LI BEDENSEL HASTALIKLAR *Ankara Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Ö¤rencisi

Transcript of Stres Tepkisinin Temel Do¤as›...Bu çal›flmada stres tepkisinin fizyolojisi ele al›na-rak,...

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    56

    Psk. Esen Dinçel*

    Stresin hastal›klar›n nedeni olup olmad›¤› so-rusu bir çok araflt›rmaya konu olmufltur. Yap›lanbir çok araflt›rmada stresin pek çok hastal›¤› olufl-turucu faktörler aras›nda yer ald›¤› görülmüfltür.Bu çal›flmada stres tepkisinin fizyolojisi ele al›na-rak, zihin beden iliflkisi üzerinde durulmakta, stre-se ba¤l› bedensel hastal›klar hakk›nda bilgi veril-mekte ve konu ile ilgili araflt›rma sonuçlar› özet-lenmektedir.

    Stresin psikofizyolojisini kavramak, psikoso-matik rahats›zl›klar›n etiyolojisini anlamaya yar-d›m eder; vücudun nas›l iflledi¤inin anlafl›lmas›,sa¤l›k üzerinde kontrol kazanmay› sa¤lar ve stre-si etkili bir biçimde yönetebilme becerisini artt›r›r(Allen,1983).

    SSttrreess TTeeppkkiissiinniinn TTeemmeell DDoo¤¤aass››

    Stres tepkisinin insan hayat›nda önemli bir ye-rinin olmas›n›n nedeni, bu tepkinin ifllevsel birde¤erinin olmas›d›r. Canl› sistemler yaklafl›m›nagöre; insan organizmas› bir sistemdir ve bu siste-min varl›¤›, sistem içindeki ve d›fl›ndaki tüm sis-temlerin dengede olmas›na ba¤l›d›r (örne¤in in-sanlarda vücut ›s›s›n›n 36,5 olmas›, kandaki glu-koz oran›n 100 birim olmas› gibi). Dengedekiherhangi bir bozulma, sistemi yeniden dengeyedönme aray›fl›na sokar. Geliflme ve de¤iflme ol-mas› için dengenin geçici olarak bozulmas› kaç›-n›lmazd›r. Dengedeki geçici bozulmalar organiz-may› harekete geçirir ve sistem canl›l›¤›n› sürdü-

    rür. Organizma ayn› zamanda hareket ve hareket-sizlik dengesi içindedir. ‹nsan için üç tür dengesöz konusudur: biyolojik, psikolojik (biliflsel,duygusal ve davran›flsal) ve sosyal denge. Buyaklafl›ma göre stres; sisteme giren ya da sistem-den ç›kan madde (besinler, vitaminler, su), enerjiya da bilginin yetersizli¤i, afl›r›l›¤› ya da uyufl-mazl›¤› durumunda, dengenin bozuldu¤una veyeniden uyum yap›lmas› gereklili¤ine yönelik biriflarettir. Bu nedenle stresin varoluflsal bir de¤erivard›r. Stres tepkisi olmasayd›, organizma d›fl yada iç çevresinde oluflan de¤iflikliklere uyum yapa-maz, biyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda ken-dini koruyamaz; zarar görür ya da yok olurdu (fia-hin, 1994).

    Stres, üst düzey canl›larda bir nöroendokrinfizyolojik tepkidir. Tepki, ad›ndan da anlafl›laca¤›üzere, sinir sistemi ve endokrin sistem sayesindeifller. Sinir sistemi ve endokrin sistem; organlar›karfl›l›kl› iflbirli¤i içinde çal›flan; gerek iç ortamdagerekse organizman›n d›fl›ndaki çevre koflullar›n-da oluflan de¤iflikliklere karfl› vücudu ve aktivite-lerini düzenleyen iki sistemdir. Stres tepkisi s›ra-s›nda bu iki sistemle iflbirli¤i yapan di¤er sistem-ler; kalp-damar, solunum, ba¤›fl›kl›k, sindirim/bo-flalt›m sistemleridir (Allen, 1983; Tunçel, 1991).

    Sinir sistemi iç ve d›fl ortamda oluflan ani de¤i-flikliklere, bedensel aktivitede k›sa süreli uyumtepkileriyle yan›t veren sistemdir. Sinir sistemiomurilik sinirleri arac›l›¤› ile organlara do¤rudanetki ederek, çok k›sa bir sürede elektrokimyasalde¤ifliklikler arac›l›¤›yla organizmay› hareketegeçirir. Etkisi anl›kt›r. Endokrin sistem ise, iç or-tamdaki de¤iflikliklere geç bafllayan, ancak uzunsüren yan›tlar› oluflturan; bedensel dengenin uzunsüreli düzenini kontrol etmeyi sa¤layan sistemdir.Endokrin sistem, bezler, hormonlar ve dolafl›msistemi arac›l›¤› ile organlar› etkileyerek, uzun sü-reli kimyasal de¤iflikliklere neden olur. Etkisi da-

    SSTTRREESS‹‹NN PPSS‹‹KKOOFF‹‹ZZYYOOLLOOJJ‹‹SS‹‹ VVEE

    SSTTRREESSEE BBAA⁄⁄LLII BBEEDDEENNSSEELLHHAASSTTAALLIIKKLLAARR

    *Ankara Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Ö¤rencisi

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    57

    kikalar, saatler, hatta günler içinde ortaya ç›kar.Ancak endokrin sistem düzenleyici görevini ya-parken, büyük oranda sinir sistemine ba¤›ml› ola-rak çal›fl›r ve bu nedenle bu sistem nöroendokrinsistem olarak da adland›r›l›r. Sinir sistemi beyin-den gelen mesaj› organlara sanki “telefon” arac›-l›¤› ile iletirken, endokrin sistem ise mektuplailetmektedir (Allen,1983; Tunçel, 1991).

    ‹nsan organizmas›ndaki stres tepkisini anlaya-bilmek için sinir sistemi ve endokrin sistemin ya-p›lar›n›n iflleyifli üzerinde durmak yararl› olacak-t›r.

    II.. SSiinniirr SSiisstteemmii

    Sinir sistemi afla¤›da yer alan alt sistemlerlefaaliyet gösterir (fiekil 1). Stres aç›s›ndan merke-zi ve otonom sinir sisteminin iflleyifli çok önemlidir.

    Sinir sistemi yap›sal ve ifllevsel olarak incele-nebilece¤i gibi, geliflimsel olarak da incelenebilir.Geliflimsel olarak incelendi¤inde, sistemi, I. dü-zeyde, II. düzeyde, III. düzeyde ve IV. düzeydegeliflen yap›lar olarak ele almak mümkündür.

    AA.. MMeerrkkeezzii SSiinniirr SSiisstteemmii

    Merkezi Sinir Sistemi beyin ve omuriliktenoluflmufltur.

    I. Düzeyde beyin sap› oluflmufltur. Beyin sap›(Omurilik so¤an›) beynin en eski yap›s›d›r; beyinve omurili¤i birlefltirir. Beyin sap›n›n genel olarakifllevi; temel hayat fonksiyonlar›n› yerine getir-mektir. Beyin sap›, Medulla Oblangata, Mesen-cephalon ve Pons’tan oluflur. Bu yap›lar beyinleomurili¤in fiziksel iletiflimini sa¤lar. Kalp at›fl›,kan dolafl›m› ve soluk alma gibi hayati fonksiyon-

    fifieekkiill 11.. Sinir Sistemi (fiahin, 2003)

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    58

    lar› bafllat›r ve kontrol eder. Hipotalamus ve omu-

    rilik arac›l›¤› ile kalp kaslar›, hormon bezleri ve

    düz kaslar› yönetir (Allen,1983; Girdano ve

    Everly, 1986). “Bitkisel hayat” sözcü¤ü sadece bu

    bölümün normal düzeyde iflledi¤i anlam›ndad›r.

    Bu bölüme gelecek bir darbe, kiflinin hayat›n›

    kaybetmesi ile sonuçlan›r (fiahin, 2003).

    Beyin sap›nda yer alan merkezler flunlard›r:

    • Medulla: Beyinden bedene giden sinirler

    (otonomik iç organ sinirleri, motor kas sinirleri)

    ve bedenden beyne giden sinirlerin bulundu¤u

    merkezdir.

    • Solunum sistemi merkezi: Dakikada 12 soluk

    al›p-vermeyi (2 sn alma, 3 sn verme) sa¤lar.

    • Kalp-damar sistemi merkezi: Normal düzey-

    de dakikada 70 at›m› sa¤lar.

    • Retiküler Aktivasyon Sistemi (RAS): Bu sis-

    tem, omurilikten talamusa kadar (alt beyin mer-

    kezleri) uzanan, beyni (üst merkezleri) uyan›k ve

    tetikte tutmaktan sorumlu olan nöron a¤›d›r. Be-

    yinden vücuda, vücuttan da beyine sinir ak›m›n›

    tafl›yan bu sistem, beyin ve beden aras›ndaki kar-

    fl›l›kl› etkileflimi, uyar›c›lar›n seçilmesini ve du-

    yusal bilgilerin iletilmesini sa¤lamaktad›r. Moti-

    vasyon, duygu, dikkat ve ça¤r›fl›m süreçleri ile il-

    gilidir. RAS’›n en önemli ifllevi; bilgileri (belirgin

    sinir ak›m›) seçerek almas›d›r. RAS boyunca be-

    lirgin ya da belirgin olmayan pek çok sinir ak›m›

    vard›r. Belirgin sinir ak›m›, beyni dikkat etmesi

    için harekete geçirir. Belirgin olmayan sinir ak›m-

    lar› da kortekste ayn› zamanda genel bir uyar›lma-

    ya neden olur. Bu durumda korteks olas› tehdide

    karfl› genel uyar›m sayesinde limbik sistemi ve hi-

    potalamusu uyar›r. Bunlar da vücudu olas› bir ha-

    rekete haz›rlar (Girdano ve Everly, 1986; Rice,

    1999).

    RAS’›n bir sinir ak›m›n› uzun süreli bekletmeözelli¤i vard›r. Bu durumda uyar›lm›fl olarak kal-ma süresi artar, uyar›c›ya verilecek cevap süreside uzar. E¤er bir kiflinin stresli bir yaflam› varsave gün içinde pek çok kez stres yafl›yorsa, streslebafla ç›kmak için uyar›lan beynin ilgili bölümleriRAS’› etkiler ve RAS uyar›lm›fl kalma halini be-nimser. Sanki beyin “e¤er bu kadar s›k uyar›la-caksam, uyan›k kalmak ve inifl ç›k›fllara harcananzaman ve enerjiden tasarruf etmek en iyisidir” de-mektedir. RAS’›n ayn› zamanda uyaranlara uyumsa¤lama özelli¤i de vard›r. Tekrarlanan durumla-r›n yeni deneyimlerden daha az strese yol açmas›-n›n nedeni bu özellikten kaynaklanmaktad›r. Ör-ne¤in büyük flehirde yaflayanlar için kent gürültü-sü, o kentte yaflayanlardan çok, oraya ziyaretçiolarak gelenler için stres vericidir (Girdano veEverly, 1986; Allen, 1999).

    II. Düzeyde, hipotalamus, hipofiz bezi ve be-yincik oluflmufltur. Bu yap›lar temel yaflam fonk-siyonlar›n› düzenleyerek homeostatik kontrolüsa¤lar (Allen, 1983).

    Hipotalamus (Hypothalamus): Vücudun canl›kalmas› için gerekli olan fonksiyonlar›n›n bir dü-zen içinde çal›flmas›n› sa¤lar ve kontrol eder. Be-denin bütün iç organ faaliyetlerini yönetir ve be-denin her bölgesi ile ba¤lant›l›d›r. Hipotalamusundüzenledi¤i fonksiyonlar; kan bas›nc›, vücut ›s›s›,açl›k-tokluk, susuzluk, öfke, korku, heyecan,ac›/a¤r›, haz, cinsel uyar›md›r (Girdano veEverly, 1986). Bu bölge, özellikle psikososyal,duygusal ve biliflsel ipuçlar›na duyarl›d›r. Stresfaktörü karfl›s›ndaki savafl ya da kaç tepkisini bafl-lat›r ve RAS ile uykuyu düzenler (Rice, 1999).

    Beyincik (Cerebellum): Kas koordinasyonmerkezidir. Kas aktivitelerini ve motor görevlerikoordine eder. Durufl, denge ve hareketleri kont-rol etmektedir (Tunçel,1991).

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    59

    Hipofiz Bezi (Pituitary Gland): Vücuttakiönemli salg› bezlerinin aktivitelerini düzenler.Endokrin sistemin merkezidir. Hormonlar buradaüretilir ve salg›lan›r (Allen, 1983).

    III. Düzeyde Limbik Sistemi meydana getirenyap›lar oluflmufltur. Bu yap›lar beynin üst ve altmerkezleri ile iletiflim halinde olan Amygdala,Fornix, Hippocampus ve Cingulate Gyrus’tur. Bualanlar›n ayr› ayr› ifllevleri bilinmemektedir. Lim-bik sistem, duygusal süreçlerle ilgilidir; öfke, sa-d›rganl›k, ceza-ödül, cinsel uyar›lma, a¤r› ve ac›-dan sorumludur. “Savafl ya da kaç tepkisi” s›ra-s›nda uyar›c›n›n serebral kortekste yorumlanma-s›ndan sonra kiflinin kendini korumas› ya da mü-cadele etmesi için gerekli olan duygulan›mlar,limbik sistem sayesinde gerçekleflir. Bu nedenlelimbik sistemin stres tepkisi içindeki yeri önemli-dir (Girdano ve Everly, 1986).

    IV. Düzeyde beyin geliflimi, beyin kabu¤u(serebral kortex/neo kortex) ad› verilen tabakala-

    r›n oluflumuyla devam etmifltir. Bu yap›, en gelifl-mifl haliyle insanlarda bulunur. Ayr›ca beyaz ba-lina ve yunuslarda da bu yap›n›n iyi geliflmifl ol-du¤u söylenmektedir. Analitik beceriler, sözeliletiflim, yazma yetene¤i, empati, ince motorkontrolü, haf›za, mant›k, muhakeme, bilgi iflleme,dil, sezgi, yorum, ö¤renme, rasyonel düflünce veproblem çözme gibi biliflsel süreçler serebral kor-teks taraf›ndan düzenlenir (Girdano ve Everly,1986).

    Beyinin bu dört düzeydeki yap›lar› aflamal›olarak oluflmuflsa da birbirinden ba¤›ms›z çal›fl-maz. Korpus Kollosum (Corpus Collosum), Tala-mus (thalamus) ve Omurilik (Spinal Cord) bu dörtdüzeyin d›fl›nda olan yap›lard›r. Bu yap›lar beyinyap›lar› aras›ndaki iletiflimi sa¤lar (Allen, 1983).

    Korpus Kollosum (Corpus Collosum): Sereb-ral korteksin iki yar›m küresini birlefltiren yataybir köprü gibidir. ‹ki yar›m kürenin birbirindenba¤›ms›z, iliflkisiz, özerk ve ayr› ifllevleri vard›r.Korpus Kollosum sayesinde birbirleriyle iliflkiiçine girer ve birlikte çal›fl›rlar (Allen,1983).

    Talamus (Thalamus): Duyu organlar›ndan ge-len sinyalleri beynin uygun alanlar›na gönderenmerkezdir. Beyin içi iletiflim, getiren ve götürenlifler arac›l›¤›yla talamustan da¤›t›l›r ve talamus-ta bir araya toplan›r (Allen,1983). Koku d›fl›ndakitüm duyumlar›n alg›lanmas›ndan sorumludur; du-yusal bilgilerin düzenlenmesini sa¤lar. Duyular›nsa¤lad›¤› bilginin duygusal içeri¤ini de¤erlendi-rir. Di¤er bir ifllevi de RAS ile birlikte kiflinin a¤-r› duyumunu alg›lamas›na ve ne tür bir a¤r› his-setti¤ini anlamas›na olanak sa¤lar (Rice, 1999).

    Omurilik (Spinal Cord): Beyinde çekirdekleribulunan hücrelerin aksonlar›ndan oluflan sinir lif-lerinin genifl bir tutam›d›r. Omurilik, beyinle vü-cut aras›nda ba¤lant› kurar. Götüren lifler (Effe-rent fibers) mesajlar› beyinden vücuda, getirenfifieekkiill 22.. Beyin yap›lar› (Allen, 1983)

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    60

    lifler (Afferent fibers) duyusal bilgiyi vücuttanbeyne tafl›r (Allen,1983).

    Beynin alt merkezleri (eski yap›lar) temeldebiyolojik hayatta kalma fonksiyonlar› ile ilgilenir-ler; üst merkezleri (yeni yap›lar) ise karmafl›k ya-p›ya sahip sosyal insan varl›¤›n› sürdüren faali-yetlerden sorumludur. Stresi ve onun neden oldu-¤u fizyolojik hastal›klar› anlayabilmek için sinirsistemi yap›lar›n›n her birinin ifllevini anlamakgerekmektedir (Girdano ve Everly, 1986).

    BB.. PPeerriiffeerriikk SSiinniirr SSiisstteemmii

    Periferik Sinir Sistemi, Otonom (istemsiz) si-nir sistemi ile Somatik (istemli) sinir sistemindenoluflmufltur.

    Otonom sinir sistemi s›ra ile devreye girensempatik ve parasempatik sinir sistemlerindenoluflmaktad›r. Vücudun hemen her organ›nda enaz bir tane sempatik ve parasempatik lif bulun-maktad›r. Bu sistemlerden bir tanesi aktifken di-¤eri pasif durumdad›r. Parasempatik sistem dev-reye girince organ aktivitesi azal›r. Bu durum be-denin normal düzeninde çal›flmas› anlam›na gel-mektedir. Sempatik aktivite artt›kça organ aktivi-tesi artar. “Savafl ya da kaç” tepkisinden birinekarar verilmeye çal›fl›ld›¤›nda, bedeni hareketegeçiren sempatik sistemdir. Sempatik sinir siste-minin temel sorumlulu¤u, dinamik de¤iflikliklerve uyum, parasempatik sinir sisteminin sorumlu-lu¤u ise sakinleflme, gevfleme, dura¤anl›k, düzel-me ve onarmad›r. Bir anlamda sempatik sistemvücudun “gaz pedal›” iken parasempatik sistemde sanki “fren” gibidir. Çok afl›r› stres ve erkekcinsel ifllev tepkisinde iki sistem birlikte aktifle-flir. Ereksiyon için parasempatik sistem devredey-ken, ejakülasyon için sempatik sistem devrededir.Ani kalp krizlerinde de her iki sistemin birdendevreye girdi¤i san›lmaktad›r (fiahin, 2003).

    IIII.. EEnnddookkrriinn SSiisstteemm

    Endokrin sistem, otomatik ya da istem d›fl›d›r;hormon dengesi, metabolizma, vücut s›v›lar›n›ndüzenlenmesi, kan damarlar› faaliyetleri ve üremegibi temel ifllevleri kontrol eder (Girdano veEverly, 1986).

    Endokrin sistem, kana hormon sa¤layan bez-lerden oluflur. Bu çeflitli hormonlar pek çok vücutfaaliyetini etkiler. Bunlardan hipofiz (pitüiter) bezve adrenal bezi, stres tepkisi içinde yer alan enönemli salg› bezleridir. Hipotalamus ve hipofizaras›nda yak›n iliflki vard›r. Hipotalamus uyar›l›r-ken, ayn› zamanda hipofiz bezini uyar›r. Hipota-lamusun baz› k›s›mlar› parasempatik sinir sistemiuyar›r ve stres tepkisini engeller. Di¤er alanlar›ise sempatik sinir sistemini harekete geçirir vestres tepkisini art›r›r. Stres uyar›m›ndaki fizikseltepkilerin pek ço¤undan sorumlu olan organlaradrenal bezlerdir. Her biri bir böbre¤in üstündeolmak üzere iki adrenal bez vard›r. Adrenal iki k›-s›mdan oluflur: Medulla ad› verilen iç k›s›m vekorteks ad› verilen d›fl tabaka (Girdano ve Everly,1986).

    ‹nsano¤lunu binlerce y›l meflgul eden enönemli sorulardan biri zihin-beden iliflkisidir. ‹n-san›n art›k zihniyle ve bedeniyle bir bütün oldu¤uanlay›fl› kabul edilmektedir. Di¤er deyiflle, bedenzihni etkiledi¤i gibi, zihin de bedeni etkilemekte-dir. Stres tepkisi ba¤lam›nda bak›ld›¤›nda bu zi-hin-beden etkilefliminin bedendeki somut yerin-den de söz etmek mümkündür. Bu yer hipotala-mustur. Hipotalamus zihin-beyin ve beden iliflki-sini düzenler. Bunlardan biri daha önce sözü edi-len beyin sap› ve omurilik arac›l›¤›yla organlarado¤rudan yap›lan müdahaledir. Bu müdahale s›ra-s›nda omurilikten organlara giden “götüren” si-nirler devrededir. ‹kinci müdahale hipotalamusta-ki baz› hücrelerin hipofiz tafl›y›c› sistemi (küçük

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    61

    kan dolafl›m›) hipofiz bezinin önündeki hücrele-rin uyar›lmas› yoludur. Üçüncüsü de hipofiz bezi-nin arkas›ndaki hücrelerin salg›lar›n›n uyar›l›pdo¤rudan büyük kan dolafl›m›n› devreye soktu¤uyoldur (fiahin, 2003).

    Zihin ile bedenin en h›zl› ve do¤rudan iliflkisibeyinden (talamustan) hipotalamusa gelen mesaj-lar›n hipotalamustan uyar›lan hücre çekirdekleri-nin aksonlar›n›n beyin sap› ve omurilikten ge-çerek yollanmas›d›r. Omurilikten ç›k›p bedeninçeflitli organlar›na giden bu sinirler (çevresel sinirsitemi) organlar› elektrokimyasal yolla uyar›r.Çevresel sinir sisteminin sinirleri daha önce debelirtildi¤i gibi beyinden bedene götüren, beden-den beyne getiren sinirler olarak ayr›lm›fllard›r.Götüren sinirler somatopsiflik sinir yolunu olufltu-rur. Götüren sinirler ayn› zamanda sempatik veparasempatik sinirler olarak ayr›l›r ve her organ-da bir sempatik bir de parasempatik sinir bulunur(fiahin, 2003).

    Zihin-beden iliflkisinin endokrin sistemdeki entemel yolu hipofiz tafl›y›c› sistem arac›l›¤›ylad›r.Bu küçücük yap› küçük bir dolafl›m sistemi göre-vi yapmaktad›r ve hipofiz bezini (pitüiter bez) hi-potalamusla birbirine ba¤layarak en önemli zihin-beden ba¤›n› kurar. Bu tür tafl›y›c› sistemler bede-nin baflka bölgelerinde de (özellikle böbreklerde)bulunmaktad›r. “Tafl›y›c›” denmesinin nedeni debirbirine yak›n iki yap›n›n kan dolafl›m› arac›l›¤›ile birbiriyle iliflki kurmas›n› sa¤lamas›d›r. Di¤erbir deyiflle mesaj› bir yap›dan di¤erine tafl›makta-d›r. Birbirine bu kadar yak›n yap›lar›n (ön hipota-lamus ve hipofiz) sistem olmadan k›sa sürede ile-tiflim kurmalar› mümkün olmazd›, çünkü söz ko-nusu mesaj›n bir yap›dan di¤erine dolafl›m arac›-l›¤› ile gelmesi için tüm kan›n önce damarlar› do-laflarak kalbe geçmesi, daha sonra kalpten oksijenalmas› için ci¤erlere gitmesi, oradan da tekrar kal-be gelerek yeniden sistem damarlar›na pompalan-

    mas› gerekecekti. Hipofiz tafl›y›c› sistem gibi birsistem olmad›¤› bir durumda hipotalamusun gön-derdi¤i kimyasal mesajlar›n salg›lanmas›, tüm be-deni dolaflmas› ve ondan sonra “kap› komflusu”hipofiz bezine gelmesi gerekirdi (fiahin, 2003).

    Hipotalamusun hipofiz bezindeki hareketinihipofiz tafl›y›c› sistem arac›l›¤›yla bafllatan üç ay-r› cins hücre vard›r. Bu üç tür hücreye karfl›l›kgelmek üzere üç tür hücre de hipofizde bulun-maktad›r. Her hipotalamus hücresi kendine özgüsalg›s›n› tafl›y›c› sisteme b›rakt›¤›nda, hipofizdekio hormona duyarl› özel hücre gerekli mesaj› al›rve özel trofik hormonunu salg›lar.

    Stres tepkisinin üç yönü vard›r: Bunlardan ilkive stres faktörüne verilen tepki, sempatik sinirsistemi arac›l›¤› ile do¤rudan oluflur. Bu tepki, birstres faktörü (al›fl›lm›fl›n d›fl›nda herhangi bir yenive uyum yap›lmas›n› gerektiren uyar›c›) taraf›n-dan uyar›ld›¤›nda, hipotalamustaki sinir hücrele-rinin uyar›lmas›yla bafllar. Bu hücreler, aksonlar›-n›n sonundan, katekolamin ad› verilen epinefrinve norepinefrin denilen kimyasal maddeleri aksonsonundaki aral›¤a b›rak›r. Söz konusu organdakial›c› sinirleri de mesaj› al›p organ›n çal›flmas›n›h›zland›r›r (sempatik sinirler) ya da yavafllat›r(parasempatik sinirler).

    Katekolaminler vücutta afla¤›da yer alan etki-leri yapar. Bu etkilere “anl›k etkiler” denir. Bu et-kiler uyar›c›n›n alg›lanmas›n› izleyen 2-3 saniyeiçinde gözlenebilen ve 5-10 dakika süren etkiler-dir (Allen,1983; Rice, 1999).

    KKaatteekkoollaammiinnlleerriinn eettkkiissii ((AAlllleenn,,11998833))..

    • Kalp kaslar›n›n daha h›zl› kas›lmas›,

    • Kalp vurufl gücünün art›fl›,

    • Kalpten ç›kan kan miktar›ndaki art›fl,

    • Kas ve kalpteki derin damarlarda geniflleme,

    • Yüzeydeki ve kar›ndaki damarlarda daralma,

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    62

    • Damarlardaki kan bas›nc›n›n art›fl›,

    • Kan›n daha h›zl› p›ht›laflmas›, kal›nlaflmas›,

    • Serum glukoz düzeyinin art›fl›,

    • Solunum h›z›n›n art›fl›,

    • Solunum derinli¤inin art›fl›,

    • Oksijen tüketiminin, karbondioksit üretimi-nin art›fl›,

    • Akci¤er bronfllar›n›n genifllemesi,

    • ‹skelet kaslar›n›n gücünün artmas›,

    • Gözbebe¤inin genifllemesi,

    • Terleme,

    • Tüylerin dikleflmesi,

    • Mide ve barsak hareketlerinin yavafllamas›,

    • Mide bölgesine gelen kan›n azalmas›,

    • Boflalt›m sistemi kapaklar›n›n önce aç›l›psonra hemen kapanmas›,

    • Adrenal medulla salg›lar›n›n art›fl›.

    Epinefrin ve norepinefrin aras›ndaki temelfarkl›l›k kardiyovasküler sistem (kalp damar sis-temi) üzerinde yapt›klar› etkiye ba¤l›d›r. Epinef-rin kalp kas› olan myokard›n üzerinde dört kat da-ha fazla etki yapar. Norepinefrin ise daha çok da-mar sistemi üzerinde etkilidir, damarlar›n kas›l-mas›n› sa¤lar ve epinefrinden dört kat daha etkili-dir. Bu iki kimyasal maddenin sinerjik etkisi isetansiyonun yükselmesidir. Söz konusu etkiler-ikisi d›fl›nda- epinefrin ve norepinefrin arac›l›¤›ile olur. Terleme ve adrenal medulla art›fl› ise ak-son uçlar›ndan epinefrin ve norepinefrin yerineasetilkolin salg›lanmas› sonucu oluflur. Böylecestres an›nda terleme geçici ve en k›sa süreli belir-tidir. Adrenal medulla da uyar›lmas› için asetilko-line ihtiyaç duydu¤undan ara etkiler s›ras›ndakendi salg›lad›¤› epinefrin ve norepinefrin arac›l›¤›

    ile sonsuza kadar uyar›lmaktan korunmufl olur(fiahin, 2003).

    Sinapsa dökülen katekolaminler ifllerini gör-dükten sonra hemen çözülür. O yüzden de organüzerindeki etkileri k›sa süreli olur ve 5-10 dakikasürer. Oysa ki baz› hayvanlar›n, özellikle de in-sanlar›n bu otonom sinir sistemi uyar›m› dahauzun sürdürmeleri gerekmektedir. Bunun için deadrenal medulla devreye girerek ara etkileri bafl-lat›r (fiahin, 2003).

    Adrenal Medulla: Hipotalamusa sempatik si-nirlerle ba¤l›d›r. Hipotalamus uyar›ld›¤› zamanomurga ve omurili¤in T5 ve T10 bölgelerindenç›kan sinirler asetilkolin salg›layarak medullay›uyar›r ve bezin bu bölgesi derhal epinefrin (adre-nalin) hormonunu salg›lar. Salg›lanan bu kimya-sal maddeler büyük dolafl›m sistemi arac›l›¤› ile20-30 saniye içinde organlara ulafl›r ve 2 saat sü-ren tüm sistemin uyar›lm›fll›k (anl›k etkilere göre10 kat daha uzun süren bir sempatik uyar›lma) ya-flamas›na neden olur. Bu sürece “ara etkiler” de-nir. Ara etkilerin bu kadar uzun sürmesi, hem sal-g›lanan epinefrin ve norepinefrin miktar›na hemde bu kimyasallar›n kan içine boflalt›lmas›na ba¤-l›d›r. Hücre sinaps›ndaki gibi enzimler taraf›ndanyok edilmezler (Allen,1983; Girdano ve Everly,1986; fiahin, 2003).

    Burada hat›rlanmas› gereken birkaç önemlinokta vard›r. Epinefrin ve norepinefrin sempatikuyar›lma sonucu hücre aksonlar›ndaki kesecikler-den sinapsa gönderilen kimyasallar iken, ayn›kimyasallar adrenal medulladan dolafl›m siste-mindeki kan›n içine gönderildi¤inde ad› adrenalinve noradrenalin olmaktad›r. Ama ikisi de ayn›fleydir. Ayr›ca adrenalin ve noradrenalinin (epi-nefrin ve norepinefrin) kendisi enerji de¤ildir.Katekalominler enerji kayna¤› de¤il, psikosoma-tik enerji tafl›y›c›d›r ve organlar›n daha güçlü ve

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    63

    h›zl› bir flekilde çal›flmalar›n› sa¤lar. Ancak stresfaktörleri karfl›s›nda uzun süreli bir “savafl ya dakaç” tepkisi için yo¤un enerji üretimine gerekvard›r. Bu da endokrin sistem arac›l›¤› ile uzunsüreli etkilerin devreye girmesiyle olur (Allen,1983; fiahin, 2003).

    Anl›k ve ara etkiler, Cannon’un “savafl ya dakaç” tepkisine karfl›l›k gelmektedir ve çok ifllev-seldir. Uzun süreli etkiler ise genel uyum sendro-munun patolojiye kadar gidebilecek tepkilerinibelirler (fiahin, 2003).

    Uzun süreli stres tepkisi endokrin sistemin üçyolunu kullan›r: ACTH ekseni, tiroksin ekseni(TTH) ve vasopressin ekseni (ADH). Bu eksenlerayn› zamanda hipotalamustaki daha önce sözüedilen üç farkl› grup hücre ile iliflkilidir. Bunlar-dan ACTH ekseni ve troksin ekseni hipofiz tafl›y›-c› sistemi devreye sokar ve ADH’den biraz dahakarmafl›k yap› içinde seyrederler (fiahin, 2003).

    • ACTH Hormon yolu: ACTH (Adrenakorti-kotrofik Hormone) tüm stres tepkisindeki enönemli hormondur. Bir stres uyar›c›s› (uyum ya-p›lmas› gereken bir de¤iflim) sisteme al›nd›¤›ndahipotalamusun özel hücre gruplar›ndan biri uyar›-l›r ve hipofiz tafl›y›c› sisteme kortikotrofin salg›-lay›c› faktörlerini (CRF) yollar. Bu faktör küçükkan dolafl›m›ndan geçerek hipofiz bezinin ön tara-f›ndaki özel grup hücreleri uyar›r. Bu hücreler ad-renal korteksi uyaracak olan bir hormonun, adre-nakortikotrofik hormonun salg›lanmas›na nedenolur, ACTH büyük kan dolafl›m› yolu ile adrenalkortekse gelir. ACTH adrenal kortesi uyar›r vekana kortikoid (corticoid) ad› verilen bir grup hor-mon salg›lar. Trofik hormonlar do¤rudan organuyarmaz. Ama organ› uyaracak olan hormonunsalg›lanmas›n› sa¤lar. Stres tepkisini büyük ölçü-de bu hormonlar›n faaliyetleri oluflturur. Adrenalkorteksin iki temel salg›s›, mineralokortikoid (mi-

    neralocortiod) ve glukokortikoid (glucocortico-id)’dir. Mineralokortikoid; vücuttaki su ve tuzdengesini düzenler. Aldesteron (Aldosterone) vedeoksikortikosteron (deoxycorticosterone) bafll›-ca mineralokortikoidlerdir. Böbreklerde tuzun vedolay›s›yla suyun tutulmas›n›, kan hacminin art-mas›n› ve tansiyonun yükselmesini sa¤layan al-desteron, stres tepkisi s›ras›nda kendisini artankas faaliyetine ve ›s› kayb›na haz›rlar (Allen,1983; Girdano ve Everly, 1986; Tunçel, 1991).

    Glukokortikoidler bedene uzun süreli enerjisa¤lar. Üç tür glukokortikoid vard›r: Kortizol(cortisol), kortikosteron (corticosterone) ve korti-zon (cortison). Bunlardan en önemlisi ve dahayüksek miktarda salg›lanan kortizoldür. Kortizol,ya stres tepkisi s›ras›nda ya da afl›r› aktivite döne-minden normale dönme aflamas›nda enerjiyi art›-rarak metabolizmay› etkiler. Bunu da protein veya¤lar› glukoza (sinir sistemi enerjisi) ve glukoje-ne (kas enerjisi) çevirerek yapar. Karaci¤erde ger-çekleflen enerji art›ran bu sürece glukoneogenesis(gluconeogenesis) ad› verilir. Glukoneogenesiss›ras›nda kortizol ya¤ dokusunun ya¤ asitleri veglukoza dönüfltürülmesi; proteinlerin aminoasitle-re ve glukoza dönüfltürülmesini sa¤layarak vücu-da gerekli yak›t deste¤ini sa¤lar. Stres uyar›c›s›nedeniyle sempatik sistem yoluyla adrenal me-dulladan salg›lanan epinefrin de karaci¤eri h›z-land›rarak kana daha çok glukoz kar›flmas›n› sa¤-lar. Epinefrin çeflitli etkileflimlere girerek glukoje-ni de glukoza çevirir, böylece glukoz dokular›nkullan›m›na haz›r hale gelir (Allen, 1983; Yürek-li, 2002).

    Bu süreç içinde en çok sorunlara yol açabile-cek olan ifllem, proteinlerin yak›lmas› ifllemidir.Bu süreçte karaci¤er ve sindirim sistemi hücrele-ri d›fl›nda vücudun bütün hücrelerinde protein de-polanmas› azal›r. Bu aflamada vücut glukoz üretir,kan flekeri artar. E¤er uzun süreli stres tepkisi ne-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    64

    deniyle bu süreç uzun sürerse kendileri de birerprotein olan akyuvarlar, vitaminler ve antikorlaryok oldu¤u gibi yeni alyuvar ve antikor oluflumuiçin gerekli olan protein kaynaklar› azal›r, dokularbeslenemez. Bu durum ayr›ca kaslar›n zay›flama-s›na ve ba¤›fl›kl›k sisteminin bozulmas›na yolaçar (Allen, 1983; Girdano ve Everly, 1986; Tun-çel, 1991).

    Yo¤un ve uzun süren stres tepkisi nedeniylebedende biriken kortizolun etkisi bunlarla kal-maz. Vitaminler ve enzimler de proteinden yap›l-d›klar› için bedende vitamin özellikle de B vita-mini eksikli¤i bafl gösterir. Vitamin eksikli¤i ken-di bafl›na bedensel ve zihinsel sorunlar bafllat›r(fiahin, 2003).

    Kortizolun uzun süreli ve yüksek miktarlardakanda dolaflmas› sonucu timüs bezi, lenf bezlerive dalakta da bozulmalar (küçülme) bafllar. Bu or-gan›n bozulmas› da ba¤›fl›kl›k sisteminin zay›fla-mas›na yol açar, çünkü ba¤›fl›kl›k sistemi için ge-rekli olan baz› hücreler bu bölgelerde üretilmek-tedir (fiahin, 2003).

    Kortizolün kandaki glukoz seviyesini art›rd›¤›belirtilmiflti. Bu durum da beta hücrelerinin fazlamiktarda insülin üretmesine yol açar. Bu hücrelerçok yo¤un çal›flt›klar›nda bozulup ifllevlerini kay-bederler ve say›lar› azalmaya bafllar, çünkü yerle-rine yenisi gelmez. Oysa ki baflka zamanlarda dainsülin yap›m› için (besinlerin hücreler taraf›ndankullan›labilir hale getirilebilmesi için, hücre içine

    fifieekkiill 33.. ACTH Ekseni (Allen, 1983)

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    65

    al›nabilmesi için) insüline ihtiyaç vard›r. Bu du-rum da fleker hastal›¤›n› (diyabet) haz›rlar (fiahin,2003).

    Kortizol ayn› zamanda kandaki alyuvarlar›nsay›s›n›n artmas›na yol açar. Çünkü kortizol saye-sinde ortaya ç›kan yak›t›n (glukoz) enerjiye dö-nüflmesi için oksijen ile birleflmesi gerekmektedir.Oksijeni tafl›yan hücreler ise alyuvarlard›r. Alyu-var say›s›n›n artmas› kan›n içindeki s›v›n›n azal-mas›na, dolay›s›yla kan›n kal›nlaflmas›na ve dahaaz ak›flkan olmas›na yol açmaktad›r. Bunun sonu-cu da damar bas›nc› yükselir, böylece kortizol no-repinefrinin damarlar üzerinde yapt›¤› etkiyi art›r-maktad›r (fiahin, 2003).

    Organizman›n hastalanmadan yaflam›n› sürdü-rebilmesi için kandaki bu kortizol miktar›n›n hemaz hem de k›sa süreli olmas› gerekmektedir. Böy-lece beden kendisini tamir edecektir. Bunun biryolu hareket etmek, spor yapmakt›r. Çünkü korti-zol sayesinde a盤a ç›kan bu enerjinin hareketedilerek kullan›lmas› ve spor s›ras›nda parasem-patik sistemin devreye sokulmas› ancak bu flekil-de olacakt›r (fiahin, 2003).

    Uzun süreli etkilerden ikincisi troksin eksen-dir. ‹nsan organizmas›na stres tepkisindeki enuzun etkili olan› da budur.

    TTH Hormon (Trotrophic Hormone) yolu,ACTH ile temelde ayn› yolu izler, ancak yap›lar›ve hormonlar farkl›d›r. Ön hipotalamustaki ikin-ci özel grup hücrelerin uyar›lmas› ile tirotrofikhormon salg›lay›c› faktör (TRF) sal›n›r. TRF hi-pohipofiz tafl›y›c› sisteme ulafl›r ve buradan geçe-rek ön hipofiz bezindeki ilgili hücreleri uyar›r. Önhipofiz bezinde bulunan hücreler tirotrofik hor-mon üretir. Burada üretilen tirotrofik hormonu,büyük kan dolafl›m› ile tiroid bezini uyar›r ve tiro-id bezi iki hormon salg›lar. Bunlar tiroksin (tyro-xine) ve triiodotronindir (triiodotyronine). Troksi-

    nin en temel görevi; metabolizmay› ve dolay›s›y-la tüm organlar› h›zland›rmakt›r. Troksin, meta-bolizman›n %60-%100 kadar h›zlanmas›na, solu-numun h›zlanmas›-derinleflmesine, kalbin h›zl›çal›flmas›na (%50), protein hareketlili¤inde art›fla(kalp kas› zay›flamas› ve ard›ndan kalp yetmez-li¤ine neden olur), bölgesel damar genifllemesine,sindirim sisteminin uyar›lmas›na, sindirim s›v›la-r›n›n art›fl›na, sinir sistemin duyarl›l›¤›n›n art›fl›na(kas titremeleri, endifle, anksiyete, paranoya, uy-kusuzluk) yol açar (Allen, 1983).

    TTH, stres tepkisi s›ras›nda etkisi en geç göz-lenen ve etkisi en uzun süren hormon yoludur.Tek bir stres uyar›c›s› karfl›s›nda üretimi ve etki-sinin gözlenmesi 2-3 gün al›r; vücut içindeki etki-si ise 6-8 hafta kadar sürer. Fiziksel ve zihinsel

    fifieekkiill 44.. TTH Ekseni (Allen, 1983)

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    66

    geliflimin olmas› için gerekli önemli bir hormon-dur (Tuncel, 1991; Allen, 1983).

    Uzun süreli etkilerden üçüncüsü ise hipofiz ta-fl›y›c› sistemi devreye sokmayan, do¤rudan büyükkan dolafl›m›n›n devrede oldu¤u ve belki de buyüzden ara etkilerden sonra ve kortikoidlerindevreye girmesinden önce etkili olan yoldur. Buyol, hipotalamus ve hipofiz bezi hücreleri aras›n-daki do¤rudan iliflkiye ba¤l›d›r. Hipotalamusunön taraf›ndaki üçüncü grup özel hücreler talamus-tan gelen mesajla uyar›ld›¤›nda bu hücrelerin ak-sonlar› vasopresin hormonu üreterek hipofiz be-zinin arkas›ndaki uygun hücreleri uyar›r. Bu hipo-fiz hücreleri basit hücrelerdir ve kendileri hormonüretmezler ama vasopresin hormonunu al›p depo-larlar. Daha sonra göz sinirleri ile ilgili ani bir ak-tivite devreye girdi¤inde söz konusu hormonu bü-yük kan dolafl›m›na b›rak›rlar. Hipofiz bezinin önbölgesindeki hücrelerin hormonlar›ndan farkl›olarak vasopresin, trofik bir hormon de¤ildir. Or-

    ganlar üzerinde herhangi bir arac› bez gerektirme-

    den do¤rudan etki yaparlar (Allen, 1983, fiahin,

    2003).

    Vasopresinin görevi, tansiyonu (kan bas›nc›n›)

    yükseltmektir. Kan bas›nc›ndaki ek bu art›fl bir

    anlamda olas› bir kan kayb› karfl›s›nda kan bas›n-

    c›nda oluflabilecek düflmeye ve flok yaflanmas›na

    karfl› bedenin ald›¤› bir önlem olarak düflünülebi-

    lir. Bu da iki yöntemle gerçeklefltirilir. Vasopresin

    damarlarda kas›lmaya neden olur. Vasopresin ay-

    n› zamanda antidiüretik bir hormondur (ADH) ve

    adrenal medulladan gönderilen mineralkortikoid

    olan aldestreron arac›l›¤› ile vücuttan idrar ç›kma

    ya da terleme gibi yollarla s›v› at›m›n› engeller.

    ADH ve vasopresin böbrekler üzerinde aynen al-

    desteron gibi çal›fl›r. Di¤er deyiflle böbreklerin su

    tutmas›na yol açar. Bu su daha sonra kana geçer

    ve kan hacmi yükselir, bu da kan bas›nc›n› yük-

    seltir (Allen,1983).

    fifieekkiill 55.. ADH Ekseni

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    67

    Buraya kadar belirtilenler özetlenecek olursastresin fizyolojisi için flunlar söylenebilir: Befl du-yu organ› arac›l›¤›yla bedene gelen uyar›c›lar ön-ce beyinde talamus bölgesine gider. Buradan alg›-lama olabilmesi için beynin ilgili yerlerine (kor-teks) yollan›r. E¤er yenibilinmeyen bir uyar›c›,bir stres faktörü, uyum yap›lmas› gereken bir de-¤iflim olarak alg›lan›rsa önce limbik sistemdengeçip belirli duygularla birlikte kodlan›p talamu-sa geri gelir. Talamustan sonra ise hipotalamusayollan›r. Hipotalamusa gelen bilgiler hipotalamu-sun dört ayr› bölgesindeki sinir hücreleri taraf›n-dan al›n›r. Mesaj hipotalamusun arkas›ndaki birgrup hücrenin aksonlar› arac›l›¤›yla ve sempatiksinir sistemi aktivitesi ile ayn› anda do¤rudan içorganlara ve böbrek üstü bezlerinin (adrenal bez-ler) iç bölümüne (adrenal medulla) gönderilir.Bunlar olurken ayn› zamanda hipotalamustaki üçgrup hücre de endokrin sistemi harekete geçirir.Endokrin sistemin harekete geçifli ACTH, TTH,ADH eksenleri arac›l›¤›yla olur. ACTH ve TTHeksenlerinin harekete geçmesi için ilgili hormon-lar› harekete geçirecek maddeler hipotalamushücrelerinden önce küçük dolafl›ma (hipofiz tafl›-y›c› sistem) aktar›l›r, daha sonra hipofiz hücrele-rine geçer. Hipofiz hücrelerinde üretilen hormon-lar ise (ACTH ve TTH) adrenal korteks ve troidbezlerini uyaracak hormonlar› büyük kan dolafl›-m›na salg›lar. Hipotalamusun ADH ekseninin ha-rekete geçmesi ise hipotalamustaki dördüncügrup hücrenin hipofiz bezindeki ilgili hücrelerido¤rudan etkilemesi ile oluflur. Hipofizden etkile-nen hücreler de daha sonra vasopresin (ADH) ara-c›l›¤› ile oksitosin hormonlar›n› büyük kan dola-fl›m›na salg›layarak damar ve böbrek sistemini et-kilerler (ancak oksitosinin stres mekanizmas›nda-ki rolü henüz bilinmemektedir) (fiahin, 2003).

    Bütün bunlar›n hepsi tek bir stresli olayda 2-5saniye kadar bir süre al›p etkileri 8 hafta kadar

    sürmektedir. Tüm aktiviteler hipotalamus uyar›l-d›¤› anda bafllamaktad›r. Ama etkilerini bafllatma-lar› için var olan program hepsinin farkl› zaman-larda devreye girece¤i flekilde düzenlenmifltir(Allen, 1983).

    BBeeddeenniinn SSttrreessee TTeeppkkiissii

    Bedenin stres karfl›s›nda gösterdi¤i tepki, Wal-ter B. Cannon’nun “Savafl ya da kaç” ad›n› verdi-¤i tepki ve Hans Selye’nin “Genel Uyum Sendro-mu” süreciyle aç›klanmaktad›r.

    Selye’ye göre Genel Uyum Sendromu üç afla-madan oluflmufltur (Albrecth, 1979; Goldbergerve Breznitz, 1982; Allen, 1983; Girdano veEverly, 1986; Sapolsky, 1994; fiahin, 1994):

    (1) Alarm aflamas›: ‹ki baflama¤› vard›r. ‹lk ba-samakta organizma flok içindedir. Vücudun den-gesinin bozuldu¤u ve gerilimin yafland›¤› aflama-d›r. Uyar›c›/stresör, duyu organlar› taraf›ndan al-g›lan›r (uyar›c›n›n fark edildi¤i an) ve duyusalmesaj talamusa gönderilir. Talamustan mesaj yado¤rudan hipotalamusa ya da serebral korteksegönderilir. Bu uyar›c›ya göre de¤ifliklik gösterir;fiziksel uyar›c›lar (organizman›n içsel ya da d›flsalçevresini de¤ifltiren her fley) ya da anl›k etkiliuyar›c›lar (anl›k beklenmeyen yüksek yo¤unluk-taki uyar›c›lar) kortekste yorum gerektirmez. Me-saj talamustan do¤rudan hipotalamusa gönderilir.Örne¤in, s›cak oldu¤unu bilmedi¤imiz bir nesne-ye dokundu¤umuzda hemen elimizi çekeriz. Butepki refleks tepkisidir. Uyar›c›n›n ne oldu¤ununanlamland›r›lmas› daha sonra yap›l›r. Duyusalmesaj biliflsel bir stresör ise yorum gerektirir, bunedenle mesaj serebral kortekse gönderilir. Oradamesaj ifllenir ve yorumlan›r (tehdit, kay›p, sald›-r›). E¤er yorum duygusal aç›dan anlaml› olaraketiketlenirse limbik sistem aktive olur. Limbiksistem aktivitesindeki art›fl talamusa geçer ve hi-potalamus uyar›l›r. Bu aflamada, organizma “sa-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    68

    vafl ya da kaç” tepkisi içine girer. Bu ikinci basa-makt›r ve organizma flok karfl›t› uyum sürecinibafllat›r. Ayn› anda otonom sinir sistemi ve en-dokrin sistem ve onlara ba¤l› tüm organlar ve kassistemleri harekete geçer. Hipotalamus, hipofiz,troid, paratiroid, adrenal gibi bezleri uyararakdo¤rudan kana kar›flan hormanlar›n salg›lanmas›-n› sa¤lar. Bu hormonlar kan yoluyla bütün orga-nizmaya da¤›l›r. Böylece beden kendini koruma-ya haz›rlan›r.

    Sinir uyar›m›, otonom sinir sisteminin sempa-tik ve parasempatik sistemlerinin arac›l›¤› ile vü-cuda tafl›n›r. Bu aflamada vücudun daha fazlaenerjiye, dolay›s›yla daha fazla kana, oksijene ih-tiyac› oldu¤u için sempatik sistem yo¤un olarakçal›fl›r. Sempatik sistem flu flekilde ifller: Organiz-man›n uyar›c›y› daha iyi alg›layabilmesi için göz-bebe¤i genifller ve görüfl keskinleflir, görsel du-yarl›l›k artar; tükürük salg›s› engellenir, daha ra-hat ve h›zl› nefes al›p verilebilmesi için akci¤er-lerde bronfllar genifller, bu süreç, bedenin o s›radaihtiyac› olan oksijeni sa¤lamaya yarar. Kalp hare-keti h›zlan›r; daha fazla çarpar ve her çarp›flta da-ha fazla kan pompalar; böylece kan›n daha fazlaenerji tüketen ya da tüketecek olan organ ya dasistemlere gitmesini sa¤lar. Adrenal bezler ACTHarac›l›¤›yla adrenalin salg›lar, bu durum, sempa-tik etkiyi uzat›r, karaci¤erdeki aktiviteyi art›rarak,daha fazla glukoz üretilmesi için uyar›r. Böylecetüm sistem için gerekli olan enerji üretilir. Baz›sistemlerde de faaliyetler azalt›l›r ya da engelle-nir. Sindirim sistemi çok enerji tüketen bir sistemoldu¤u için faaliyeti yavafllat›l›r. Ayn› amaçla bo-flalt›m sistemi kapaklar› (sfinkterler) gevfletilipkas›l›r böylece öncelikle hafifleyen organizman›nhareketi kolaylafl›rken daha sonra da kaçarkeniz/koku b›rakmamas› sa¤lanm›fl olur. Otonom si-nir sistemi, enerji ve kana ihtiyac› olmayan organ-lar›n ifllevlerini parasempatik sistemi devreye so-

    karak azalt›r ve kan›n kalp, iskelet kaslar› ve be-yin gibi organlara gitmesini sa¤lar. Yani sistem,“savafl ya da kaç tepkisi” için gerekli olan organ-lar›n faaliyetlerini art›r›rken, gerekli olmayan or-ganlar›n faaliyetlerini yavafllat›r.

    Stres tepkisi s›ras›nda bellek bilgi ifllemekte vestres yaratan uyar›c›n›n ne oldu¤unu anlamaya ça-l›flmaktad›r. Bellekteki deneyimler gözden geçiri-lip uyaran›n flimdiki anlam› düflünülerek, stres ve-rici uyar›c›n›n bir de¤erlendirmesi yap›l›r. Bu de-¤erlendirme, uyaran›n sadece ne oldu¤u de¤il,geçmiflteki anlam›n›n ne oldu¤u, flimdi yenidennas›l ortaya ç›kt›¤› ve flu anda bireye ne ifade et-ti¤i ile, onunla bafla ç›k›p ç›kamayaca¤›na iliflkinde¤erlendirmeleri de içerir. Süreç, hem uyaran›ntan›mlanmas›n› hem de kiflinin uyaran karfl›s›nda-ki bafla ç›kma becerilerinin de¤erlendirilmesinikapsamaktad›r.

    Organizma alarm aflamas›ndayken baz› duy-gusal tepkiler de ortaya ç›kmaktad›r. Uyar›c›n›nyorumu varl›¤a (biyo/psiko/sosyal varl›¤a) birtehdit olarak yorumlanm›flsa, korku ya da kayg›gibi duygular ortaya ç›kabilir. Sevilen bir kifliyikaybetme, maddi varl›klar›n yok olmas› ve s›nav-da baflar›s›z olma gibi düflünceler de psiko-sosyalvarolufla tehdit olarak yorumlan›rsa, korku ya dakayg› duygular›n›n yaflanmas›na neden olabilir.Kifli uyar›c›y›, yaflam alan›na müdahale gibi yo-rumlarsa, yaflanan duygu genellikle, öfke ya dak›zg›nl›k; uyar›n›n yaratt›¤› etki ya da de¤iflim ka-y›p gibi yorumlan›rsa yaflanan duygu karamsarl›kya da depresyon olabilir (fiahin, 2003).

    Organizman›n dengesinin bozulmas›n›n yafla-ma tehdit ya da engel gibi yorumlanmas› sonu-cunda, “savafl ya da kaç” davran›fllar› bafllat›l›r.Yani uyaran›n göz ard› m› edilece¤i, daha sonram› araflt›r›laca¤› yoksa hemen mi bir tepki verile-ce¤i belirlenir. Bu flekilde stres verici durumdan

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    69

    kurtulmaya ve eski denge durumuna dönülmeyeçal›fl›l›r. Bu süreçte kifli aktif ya da pasif davra-n›fllarda bulunur. Aktif davran›fllar yani “savafl”davran›fllar›; stresi ortadan kald›rmaya yöneliktir.Pasif davran›fllar yani “kaç” davran›fllar› ise, yastresten uzaklafl›p enerji toplamaya sonra da stresoluflturucu faktörü ortadan kald›rmaya yöneliktirya da stresten sadece uzaklaflmay› içerir (fiahin,1994).

    Stresli durum ortadan kalkt›¤›nda (ya mücade-le edilip durum de¤ifltirildi¤inde ya da o durum-dan kaç›ld›¤›nda), organizma yeni denge durumu-na döndü¤ünde sempatik sistem yavafllar, çünkübu kez parasempatik sistem faaliyeti bafllar. Para-sempatik sistem, baz› organlar›n›n etkisini art›r›r-ken di¤erlerinin etkisini azalt›r. Az önce belirtilentüm de¤iflmelerin tersi faaliyetler gerçekleflir.Kalp yavafllar, kan damarlar› genifller ve sindirimsistemi ifllevi artar. Akci¤erdeki bronfllar ve göz-bebekleri daral›r ve tükürük salg›s› artar. E¤eryap›lan yorum tehlike de¤ilse, herhangi bir davra-n›flsal önlem gerekmez ve parasempatik süreç ifl-levini sürdürür.

    Stres durumu sürer ve sistem “savaflma ya dakaçma”da baflar›l› olamazsa organizma dirençaflamas›na girer.

    (2) Direnç aflamas›: Bu s›rada organizma stre-se ra¤men varoluflunu sürdürmeye çal›fl›r. Sistem,strese ra¤men uyumunu sürdürmeye çal›flmakta-d›r. Uyum enerjisi s›n›rl›d›r ve tükenebilir. Kro-nik stres yaflanmas› durumunda, sempatik siste-min sürekli uyar›lm›fl durumda olmas› nedeniylebaz› organlar yorulabilir, y›pranabilir, ifllevi bo-zulabilir ya da organ sisteminin çökmesine nedenolabilir. Ba¤›fl›kl›k sistemi iyice zay›flar, organiz-ma virüsler ve bakteriler gibi d›fl etmenlerinolumsuz etkilerine daha aç›k hale gelir. Sistembozulurken, etkilenen sisteme ba¤l› olarak derihastal›klar› ya da sindirim sorunlar› gibi problem-

    ler ortaya ç›kabilir. Psikosomatik hastal›klar buevrede oluflmaya bafllamaktad›r.

    Stres durumu artarak sürerse organizma tüken-me aflamas›na girer.

    (3) Tükenme aflamas›: E¤er vücut, sürekli strestepkisi gösterirse, parasempatik sistemin devreyegirmesi zorlafl›r ve sistem stresli durumdan önce-ki haline dönemez, di¤er bir deyiflle, stres tepkisiiçindeki organlardan al›nan geribildirimler de ye-ni stres tepkilerini bafllat›r. Çünkü sistem sadeced›fl uyar›c›lardan de¤il, kendi içindeki de¤iflimler-den de etkilenmektedir. Böylece bir k›s›r döngüiçine girilir. Bu aflamada, depolanmas› zor olanenerji sürekli olarak harcand›¤›ndan, depolana-maz hale geldi¤i için vücut yorulmaya bafllar. Vü-cut yeni duruma uyum sa¤lamaya çal›fl›rken, sem-patik sistemin sürekli aktive olmas›, gerekli ener-jinin sa¤lanamamas›, organ sistemlerinin hasta-lanma ve ifllevlerinin bozulma riskini artar›r›r.Hatta ölüm bile meydana gelebilir.

    SSttrreess vvee BBeeddeennsseell HHaassttaall››kkllaarr

    Zihin-beden iliflkisi filozof ve bilim adamlar›-n›n tarih boyunca ilgisini çekmifltir. Günümüzdepek çok bilimsel araflt›rma; zihin-beden iliflkisiüzerinde durmufl ve özellikle psikososyal stresinbedenin ifllevlerinde nas›l patolojik de¤ifliklikleroluflturabildi¤ine farkl› aç›lardan bak›lmas›n› sa¤-lam›flt›r. Bugünkü t›p psikososyal faktörlerin (ör-ne¤in yas, sosyal deste¤in kayb›, sosyal statününde¤iflimi gibi) bir hastal›¤›n bafllama ve bitiflindeetkili olabilece¤ini bilmektedir (Goldberger veBreznitz, 1982).

    Bilindi¤i gibi, stres organizman›n bir durumu-dur, bedenin ifllevlerini etkileyen de¤iflimlere gös-terilen bir tepkidir ve kronik olmas› hastal›¤a ne-den olur. Ancak stresi sadece kötü ya da hastal›kyapan bir olguya indirgemek do¤ru de¤ildir. Baz›stres durumlar› hastal›¤a neden olurken baz›lar›

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    70

    da sa¤l›kl› uyum sa¤lay›c› tepkilere ve bireyselgeliflime yararl› olur (Goldberger ve Breznitz,1982).

    ‹nsanlar›n, fiziksel olarak kendilerini güvendehissetme, ba¤lanma, sosyal gruplar içinde tatminedici iliflki kurma, yak›n cinsel iliflki imkan›, sos-yal ve fiziksel çevreyle kendini gelifltirecek flekil-de birlikte olma gibi baz› ihtiyaçlar› vard›r. ‹nsa-n›n bu ihtiyaçlar›n›n doyurulmamas› da dengeyibozmakta ve stres tepkisini bafllatmaktad›r (Gold-berger ve Breznitz, 1982).

    Stres tepkisini detayl› olarak aç›klad›ktan son-ra, vahfli bir hayvanla karfl›laflt›¤›m›zda verdi¤i-miz bedensel tepki ile yolda üzerimize arabas›y-la çamur s›çratan bir adama verdi¤imiz bedenseltepkinin ayn› oldu¤unu ö¤renmifl olduk. Bu örnekzihin-beden iliflkisinin en önemli noktas›n› ifadeetmektedir. Bu iliflki psikolojik kaynakl› stresinnas›l iflledi¤ini gösterir. Endifle yafland›¤› zamanvücuttaki de¤ifliklikleri fark etmek bu teoriyi des-tekleyecek kan›tlard›r. Zihin vücuttaki problemle-rin nedeni olabilir. E¤er kifli düflüncelerini kontroletmeyi ö¤renebilirse iç organlar›ndaki aktiviteyide kontrol etmeyi ö¤renebilir (Allen, 1983).

    Neredeyse tüm fiziksel hastal›klar psikosoma-tik temellidir. Psikosomatik hastal›k biliflin be-dende ölçülebilir bozulmalara neden olmas›d›r.Bilifl (düflünceler, düflüncelere efllik eden duygu-lar), hastal›¤›n geliflimi için tetikleyici olabilir ve-ya geliflimini h›zland›racak bir zemin haz›rlayabi-lir (Rice, 1999).

    Stresin neden oldu¤u bedensel hastal›klara de-¤inmeden önce stres ve hastal›klarla ilgili baz›yaklafl›mlar› gözden geçirmek yararl› olacakt›r.

    SSttrreess vvee HHaassttaall››kk YYaakkllaaflfl››mmllaarr››

    Daha önce de belirtildi¤i gibi neredeyse tümfiziksel hastal›klar psikosomatiktir. Psikosomatik

    hastal›klar zihnin bedeni etkiledi¤i hastal›klard›r.Psikosomatik hastal›klarda, zihin bedeni zay›fla-tabilir, patojenler bedeni daha kolay ele geçirebi-lir; hastal›k daha da h›zlan›r (Rice, 1999).

    Meyer (1958) yaflam koflullar›nda oluflan de¤i-flikli¤in (bölge de¤iflikli¤i, do¤um-ölüm, yeni ifldeneyimi gibi) sa¤l›k ve hastal›k aras›ndaki den-geyi etkiledi¤ini belirtir. Holmes (1974) ve Rahe(1968), yapt›klar› araflt›rmalarda, kiflinin hayat›n-daki de¤ifliklikler ile hastal›k bafllang›c› ve ciddi-yeti aras›nda ba¤lant› oldu¤unu göstermifllerdir.Yaflam olaylar› araflt›rma modelinin hipotezinegöre; belirli bir zaman içinde yaflanan kritik ya-flam de¤iflikliklerinin fliddeti belirlenerek, stres vehastal›klarla ilgili bir ç›kar›m yapmak mümkün-dür. Ancak, yaflam olaylar› etkisini anlamak içinbireyin fiziksel hassasiyetini, de¤iflikli¤in kifli içinanlam›n›, kiflinin stresle bafl etme becerisini vesosyal destek sistemleri ile etnik ve s›n›fsal geç-miflini, kültürel etkileri de hesaba katmak gerekli-dir. Yaflamdaki bir de¤ifliklik, uyaran olarak stre-si bafllatabilir ama kendi bafl›na stres de¤ildir. Do-lay›s› ile hastal›k, organizman›n çoklu özellikleri-nin sonucudur (akt., Goldberger ve Breznitz,1982).

    Yaflam olaylar›n›n say›s›n›n fazlal›¤› sonucun-da bafl etme becerilerinin yetersizli¤i, eksikli¤i fi-ziksel süreçleri etkiler ve kronik stres tepkisinedönüflür. Olay›n kifli taraf›ndan tehdit edici olarakde¤erlendirilmesi sonucu da biliflsel-duygusal-fi-ziksel yap›lar bütünüyle aktive olur (Goldbergerve Breznitz, 1982).

    Taylor (1995) stresin hastal›klara neden olma-s›na iliflkin dört yoldan bahseder:

    1. Do¤rudan yol: Stres, hastal›¤›n geliflmesineneden olan fizyolojik ve psikolojik de¤iflikliklerüretebilir. Yorgunluk, a¤r› gibi hastal›k iflaretleritedavi edilmezse hastal›¤a yol açabilir.

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    71

    2. Etkileflimsel yol: Önceden var olan psikolo-jik ve fizyolojik duyarl›l›klar›n önemini vurgular.Stres sadece daha önceden duyarl›l›¤› olan kifliler-de hastal›¤a neden olur. Tek bafl›na stres ya dahassasiyet, hastal›k oluflumu için yeterli de¤ildir.

    3. Sa¤l›k davran›fl› yolu: Stres sa¤l›k al›flkan-l›klar›n› ya da sa¤l›k davran›fl örüntülerini de¤ifl-tirdi¤i ölçüde hastal›¤a neden olur.

    4. Hastal›k davran›fl› yolu: Yap›lan araflt›rma-larda stres alt›ndaki kiflilerin stres alt›nda olma-yanlara göre hastanelere daha çok baflvurduklar›belirlenmifltir. Kayg›, dikkat da¤›n›kl›¤›, terleme,uykusuzluk gibi semptomlar, stres alt›ndaki kifli-ler taraf›ndan hastal›k iflaretleri olarak yorumla-n›r. Hastal›k ilgi ve sempati görme ya da sorum-luluklardan kaç›nma gibi, ikincil kazançlar nede-niyle ortaya ç›kabilir.

    Psikosomatik ve bütüncül (holistik) yaklafl›magöre; bütün hastal›klar psikosomatik de¤ildir an-cak bütün hastal›klarda zihin-beden ba¤lant›s› bu-lunmaktad›r. Çevreden al›nan bilginin nas›l alg›-land›¤›, nas›l de¤erlendirildi¤i, düflünce ve duygusüreçlerini nas›l etkiledi¤i, bir bütün olarak hasta-l›k oluflumuna katk›da bulunur. Bu yaklafl›m›n te-melinde zihin-beden birli¤i vard›r. Ayr›ca yakla-fl›m, stresi kontrol etmede yaflan›lan hayat tarz›nada önem verir. Baz› yaflam tarzlar›n›n psikosoma-tik hastal›k gelifltirmeyi art›rd›¤› bilinmektedir(Girdano ve Everly, 1986).

    Psikosomatik modele göre, olay› de¤erlendir-me, genellikle psikosomatik uyar›lman›n gelipgelmeyece¤ini belirler. Bu biliflsel de¤erlendirmebir çok faktör taraf›ndan etkilenir. Bunlar; kifliselgeçmifl, tutumlar, do¤ufltan gelen ve ö¤renilenkorkular, kal›pyarg›lar, önyarg›lar, de¤er sistemi,ahlaki kurallar ve günlük duygudurumu olarak s›-ralanabilir. Dolay›s› ile bir kifliyi etkileyen olaybaflka birini etkilemeyebilir. Ayr›ca duygular›n da

    (korku, öfke, kayg› nefret, k›zg›nl›k gibi) fizikseluyar›lmaya neden oldu¤u ifade edilmektedir (Al-len, 1983). (bkz., Stres ve Zihin bölümü)

    Fiziksel problemler, uzun süren alarm duru-mu, yetersiz de¤erlendirme, yetersiz bafl etme veuzun süren bafl etme çabalar› sonucu ortaya ç›kar.Psikososyal stres hastal›¤a direnci azaltabilir yada hastal›k yapacak ajanlar›n etkisini art›r›r(Goldberger ve Breznitz, 1982). (bkz. Stres ve Ki-flilik bölümü)

    Organ sistemi aktive olur, dolay›s› ile vücudunherhangi bir bölümünde stres tepkisi bafllar. Butepkilerin patoloji içeren organ ve doku de¤iflim-lerine nas›l neden oldu¤u konusunda çeflitlivarsay›mlar vard›r (Goldberger ve Breznitz,1982):

    1. Akut beden tepkisinin kendisi zarar yarata-bilir.

    2. Akut tepki dokuyu geçici olarak zedeler, de-vam eden stres kal›c› doku hasar› yaratabilir.

    3. Akut fiziksel reaksiyon e¤er stresöre benze-yen uyarana flartlan›rsa, kronik hale gelebilir.

    4. Bafl etme stratejisi baflar›l› uygulan›r amastresin fiziksel tepki k›sm› sona ermezse, vücuttabir gerilim kalabilir.

    5. Nispeten daha az bir stres, uygun olmayanciddi fiziksel tepkiye yol açabilir.

    6. Fiziksel tepki, bedende yaflamsal süreci en-gelleyerek ya da rahats›z edici uyaran yaratarakbaz› zararlara yol açabilir.

    Bafl etme becerileri çöktü¤ünde bütün beden,organ ve sistemleri stres yaflar (hipotalamus-hipo-fiz bezi-endokrin hatt›, otonom sinir sistemi, ba¤›-fl›kl›k sistemi, istemsiz kas sistemi, beynin bilifl-sel-duygusal bütünlefltirme merkezleri) (Goldber-ger ve Breznitz, 1982).

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    72

    Bu önemli sistemlerde stres hastal›¤a flu flekil-de neden olur:

    1. Ba¤›fl›kl›k tepkisini azaltarak ya da abarta-rak,

    2. Hipo/hiper aktivite sonucu endokrin prob-lemler yaflatarak,

    3. Otonomik kontrol dengesini de¤ifltirerek,kardiovasküler, solunum, salg› sistemlerinde de-¤ifliklik yaparak,

    4. Uyku süreçlerini de¤ifltirerek,

    5. Sindirim sistemi ifllevlerinde de¤ifliklik ya-parak,

    6. Beynin nörotransmitter ve nöroendokrin fa-aliyetlerini etkileyerek.

    Psikosomatik etkinin yan›nda somatopsiko et-kileflim de vard›r. Bedendeki fiziksel etkiler vehastal›klar, zihinsel geribildirimler yoluyla stresörolarak hizmet eder. Kanser bunun en iyi örne¤i-dir. Kanser oldu¤unu ö¤renen kifli, bu bilgi üzeri-ne daha fazla stres yaflamaya bafllayacakt›r. Bu tipbir durum en baflta kassal gerilim ve di¤er strestepkilerine neden olur. Bu gerilim ve tepkiler be-yinde daha fazla uyar›lmaya neden olur ve budöngü baz› kifliler için olumsuz bir flekilde devamederek hastal›¤›n ilermesine neden olur (Allen,1983).

    Stres ve hastal›k konusu içinde üzerindeönemle durulmas› gereken sistem ba¤›fl›kl›k siste-midir.

    SSttrreess vvee BBaa¤¤››flfl››kkll››kk

    Ba¤›fl›kl›k sisteminin kendi kendini yönetti¤ive merkezi sinir sisteminden çok az destek ald›¤›flimdiye kadar, genel olarak kabul edilen bir görüflolmas›na karfl›n, son y›llarda ba¤›fl›kl›k sisteminindi¤er sistemlerle ve homeostatise ve beyinden ge-len düzenlemeye duyarl› oldu¤u görülmektedir.

    Art›k günümüzde ba¤›fl›kl›k ifllevlerinin de koflul-lanabildi¤ine; psikososyal faktörlerle ba¤›fl›kl›kyeterlili¤inin iliflkili oldu¤una; psikoaktif ilaçlarlaba¤›fl›kl›k yeterlili¤inin ba¤lant›l› oldu¤una ilifl-kin kan›tlar birikmektedir (Rice, 1999). Bu ne-denle de psikonöroimmunoloji denilen yeni biralan h›zla geliflmektedir.

    Beden kendisini d›flar›dan gelen istilac› güç-lerden (zehirler, mikroplar, tozlar, vb.), ba¤›fl›kl›ksistemi arac›l›¤› ile korur. Ba¤›fl›kl›k sistemininbafll›ca görevi; vücudu, virus, bakteri, mantar veparazit gibi enfeksiyona yol açan ajanlara karfl›savunmak ve bedenin bozulan k›s›mlar›n› onar-makt›r (Sapolsky, 1994; Rice, 1999). Ba¤›fl›kl›ksistemi hücrelerinin kan›n içinde, lenf sistemindeve dokular aras›nda gezebilme ve antijene maruzkal›nan yerlere geçip yerleflebilme özellikleri var-d›r. Bu özellikler sayesinde bireyi enfeksiyon,kanser ve otoimmün hastal›klardan korur (Alt›n-tu¤, 1999). Beyin, ba¤›fl›kl›k durumundaki de¤i-fliklikleri denetlemekte ve tepki vermektedir. Bude¤ifliklikler, hipotalamus ve hipofiz bezi hor-monlar› taraf›ndan denetlenmektedir. Bunlar tara-f›ndan salg›lanan bir çok hormonun ba¤›fl›kl›k gü-cüne etkisi vard›r. Bu hormonlar›n normal sal›n›-m›n› etkileyecek herhangi bir stres süreci, ba¤›-fl›kl›k davran›fl›n› da etkileyecektir (Goldbergerve Breznitz, 1982). Ba¤›fl›kl›k sisteminin enönemli özelli¤i vücuda giren yabanc› yap›lar› ta-n›y›p yok etmesidir (Rice, 1999). Ba¤›fl›kl›k siste-mi, tümör geliflmeden hatta gelifltikten sonra bilenormal hücreden baz› farkl›l›klar gösteren tümörhücrelerini tan›y›p ortadan kald›rabilme kapasite-sine sahiptir (Alt›ntu¤, 1999).

    Kronik stres yaflant›s› ba¤›fl›kl›k sisteminiolumsuz bir flekilde etkileyebilir. Sistem böylesiyo¤un ve uzun süren stres yaflant›s› karfl›s›nda za-y›flar ve çöker. Sonuçta, yabanc› maddeler vücu-da ve organlara girebilir, var olanlar güçlenebilir;

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    73

    ba¤›fl›kl›k sistemi kendi titizli¤ini afl›r› düzeye ge-tirip, sistemin kendisinin hastal›k oluflturmas›naneden olabilir.

    Savunmalar lemfosit ve monosit ad› verilenhücreler (akvuvarlar) taraf›ndan yap›l›r. Lemfo-sitler T ve B hücreleri olmak üzere ikiye ayr›l›r:Kemik ili¤inde üretilip, timus bezinde büyütülenT hücrelerinde; bask›lay›c› ve sitotoksik öldürücühücreler bulunur, kemik ili¤inde üretilen B hücre-leri ise antikor üretir. T hücreleri, hücresel, B hüc-releri, ise s›v›sal ba¤›fl›kl›k oluflturur. T hücreleritüberküloz gibi bakteri enfeksiyonlar› ve virütikenfeksiyonlarla savafl›rlar. Ayr›ca kanser hücrele-rine, mantar hücrelerine ve nakledilen organlar›nhücrelerine sald›r›rlar. B hücreleri ise antikorlarüretip yabanc› maddeleri nötralize ederler. T hüc-releri sayesinde yap›lan hücre arac›l› ba¤›fl›kl›ktepkileri strese karfl› daha duyarl›d›r (Rice, 1999).Bir enfeksiyon ajan› vücuda hücum etti¤inde,ajan makrofaj denilen bir monosit türü taraf›ndantan›n›r (Ba¤›fl›kl›k sistemi bir sald›rgana rastlad›-¤› zaman, bir sonraki sald›r›ya daha iyi haz›rlan-mak için o bulafl›c› ajan hakk›nda immünolojikbir haf›za gelifltirir). Makrofaj, yabanc› hücreyi Thücresiyle tan›flt›r›r tan›flt›rmaz, T hücreleri istila-ya cevap olarak ço¤almaya bafllar ya da B hücre-lerini uyararak ço¤almas›n› sa¤lar. T hücrelerininço¤almas› ile sitoksik öldürücü hücreler hareketegeçer ve ço¤al›r. Bu hücreler bulafl›c› hücreleresald›r›r ve onlar› yok eder. B hücrelerinin bafll›cagörevi ise; sald›rgan bulafl›c› ajanlar› özel haf›za-s› dolay›s› ile tan›yarak, özel flekilleri sayesindeonlara ba¤lanacak proteinleri-antikorlar› ay›rmakve üretmektir. Oluflturulan antikor bir yap-boz gi-bi o bulafl›c› ajana kilitlenir ya da yap›fl›r ve etki-siz hale getirirler (Sapolsky, 1994).

    Ba¤›fl›kl›k sistemi bütün dolafl›ma yay›lm›flt›rbu nedenle, farkl› hücre tipleri aras›nda iletiflimisa¤layacak kimyasal habercileri vard›r (interlökin

    ve interferon vb.) ve bunlar›n hepsinin de ayr› gö-revleri vard›r (Sapolsky, 1994).

    Ba¤›fl›kl›k sistemi görevi dolay›s›yla, kendisiile, kendisi olmayan› ay›rt eder. Bu özellik ile il-gili bir problem oldu¤unda; ba¤›fl›kl›k sistemi bu-lafl›c› ajan›n istilas›n› gözden kaç›rabilir, sistemvücudun normal bir parças›n› yanl›fll›kla bulafl›c›bir ajan olarak görebilir ve ona sald›rabilir. Budurumda multiple sklerosis ve gençlik diyabetigibi otoimmün hastal›klar oluflabilir (Sapolsky,1994).

    SSttrreess vvee BBaa¤¤››flfl››kkll››kk SSiisstteemmii ‹‹lliiflflkkiissii

    Belirli bir süre devam eden stres, ba¤›fl›kl›ksisteminde birkaç ifl yapar: yeni akyuvarlar›n ya-p›lmas›n› ve kana gönderilmesini engeller; akyu-varlar›n kanda kalma süresini azalt›r; antikor üre-timini engeller; akyuvarlar aras›ndaki iletiflimibozar. Bunlar olmay›nca da ba¤›fl›kl›k sistemi ifl-levini yapamaz hale gelir. Kronik strese ba¤l› ola-rak artan glukokortikoidler, timüs bezinde lemfo-sit yap›lmas›n› durdurur. Glukokortikoidler, inter-lökin 1 ve interferon gibi mesajc›lar›n salg›lanma-s›n› da etkilediklerinden kanda bulunan akyuvar-lar›n da enfeksiyon alarm›na daha yavafl tepkigöstermesine yol açar; lemfositler de protein ol-duklar›ndan onlar› glukoza çevirerek dolafl›mda-ki say›s›n› azalt›rlar. Ayr›ca lenfositlerin içine gi-rip intihar proteini sentezi yapt›r›p DNA’s›n› par-çalarlar (Sapolsky, 1994).

    Stres yaflanmaya bafllad›¤› s›rada (ilk 30 dk.)ba¤›fl›kl›k sistemi bask›lanmaz, tersine güçlendi-rilir. Bu ilk aflamadaki ba¤›fl›kl›k sistemi hareket-lerinden glukokortikoidler ve sempatik sistem so-rumludur. Yaklafl›k bir saat sonra bu glukokorti-koid ve sempatik aktivasyon tersine etki yapmayabafllar. Orta düzeyde ve k›sa süreli stresler içinbask›lay›c› glukokortikoidlerin etkisi, durumu ye-niden dengeye getirmeye yard›mc› olur. Gluko-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    74

    kortikoidler bafllang›ç aflamas›nda, sadece yafll›ve iyi çal›flmayan lemfositleri etkisiz hale getirir-ler, bu da bir anlamda ifllevseldir çünkü ba¤›fl›kl›ksisteminin kendini yenilemesine yard›mc› olur.Ayr›ca glukokortikoidler lemfositlerin kandanat›m›n› sa¤lay›p onlar› ihtiyaç olan enfeksiyonbölgelerine gönderir. Yo¤un ve uzun süreli stres-lerde glukokortikoidlerin çok yo¤un salg›lanmas›,ba¤›fl›kl›k sisteminde stresin ilk bafllang›ç seviye-sindeki gibi üst düzeyde aktivite olmas›n›engeller. Bunun da ifllevsel bir de¤eri vard›r. Çün-kü sürekli üst düzeyde aktive olan bir ba¤›fl›kl›ksistemi kendi kendine sald›rmaya bafllayabilir.S›k tekrarlayan streslerde ba¤›fl›kl›k yükselmesive bafllang›ç noktas›na düflüflü çok s›k olur, bu du-rum düzensizli¤e yol açabilir ve otoimmün hasta-l›klara geçifli kolaylaflt›rabilir (Sapolsky, 1994;Rice, 1999). Sonuç olarak glukokortikoidlerin vedi¤er bask›lay›c› hormonlar›n, ba¤›fl›kl›k siste-minde geçici bir aktivasyona yol açt›¤›, savunma-lar› art›rd›¤›, keskinlefltirdi¤i, uygun cepheleregönderdi¤i; ancak bir süre sonra kendi kendisinesald›rmas›n› engellemek için ifllemi tersine dön-dürdü¤ü söylenebilir (Sapolsky, 1994).

    Araflt›rmalar stresin savunmac› hücreleri azalt-t›¤›n› ve bu nedenle kiflilerin ba¤›fl›kl›k sistemininzay›flad›¤›n› vurgulam›flt›r. Ayr›ca araflt›rmalar,stresin yaratt›¤› tahribat›n, her zaman sabit olma-d›¤›n›; kiflinin stres öncesi duygudurumunun hüc-re say›s›ndaki azalmay› etkiledi¤ini belirtmifller-dir. Yap›lan baflka bir çal›flmada da stresin ba¤›-fl›kl›k sisteminde yapt›¤› tahribat›n sosyal ba¤-lamdan da etkilendi¤i ortaya ç›km›flt›r. O¤ullar›n›kaybeden iki baban›n birinin kayb› savaflta, di¤e-rinin kayb› ise trafik azas›nda gerçekleflmifltir.Yap›lan ölçümler o¤lu savaflta ölen baban›n ba¤›-fl›kl›k sisteminde o¤lu trafik kazas›nda ölen baba-ya göre daha az hasar tespit edilmifltir (Rice,1999). Bu durumda, o¤lu savafla giden baban›n

    kendini bu olas›l›¤a haz›rlam›fl oldu¤u, bafl etmeyöntemlerini daha iyi kullanabildi¤i ve ba¤›fl›kl›ksisteminin bu nedenle daha az hasara u¤rad›¤›söylenebilir.

    Reichlin’e göre (1993), stresin ba¤›fl›kl›k siste-mi üzerindeki olumsuz etkileri bilinmekle beraberbunu nesnel olarak kan›tlamak kolay de¤ildir.Homeostatik mekanizmalar›n yürütülmesinde si-nir sistemi, endokrin sistem ve ba¤›fl›kl›k siste-minin karfl›l›kl› etkileflimleri çok önemlidir (akt.,Alt›ntu¤, 1999). Kiflinin duygu durumunun vestrese verdi¤i yan›t›n flekli, o kiflinin enfeksiyonhastal›klar› veya kanser ile olan savafl›n› de¤iflti-rebildi¤i gibi, otoimmün hastal›klar›n seyrini deetkileyebilir (Alt›ntu¤, 1999).

    Araflt›rmalardaki ölçümlerin sonuçlar›, stresintürüne (akut/kronik), süresine ve ölçüm al›nan dö-neme göre de¤iflmektedir (Evans, Clow ve Huck-lebridge, 1997). Vücut strese neden olan uyaran-lar›n biçimi ve s›kl›¤›na göre farkl› tepkiler göste-rir; strese gösterilen tepkinin s›kl›¤› ve fliddeti ba-¤›fl›kl›k sisteminin çal›flmas›n› düzenler; ba¤›fl›k-l›k sisteminin bafl etme düzeyi de hangi hastal›¤ayakalan›laca¤›n› ve ne kadar çabuk direnç göste-rilece¤ini belirler (Sapolsky, 1994).

    KKaallpp--DDaammaarr ((KKaarrddiiyyoovvaasskküülleerr))SSiisstteemmii vvee HHaassttaall››kkllaarr››

    Kardiyovasküler hastal›klarda stresin rolünükesin olarak belirlemek hemen hemen mümkünde¤ildir. Bunun nedeni, stresin tek bafl›na bir fak-tör olmamas› ve stresin di¤er risk faktörlerine kat-k›s›n›n olmas›d›r (Girdano ve Everly, 1986).

    Kardiyovasküler sistem hastal›klar›, kalbin ya-p›s› ve ritmine, sistemik kan ak›fl›na, kan damar-lar›n›n yap›s›na ve kan›n unsurlar›na ba¤l›d›r.Bunlar birbirine karmafl›k bir biçimde ba¤l› ol-duklar› ve birisinin ifllevinin bozulmas›, di¤erleri-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    75

    ni de etkileyece¤i için ayr› ayr› düflünülemez(Girdano ve Everly, 1986).

    Kardiyovasküler sistemin aktive edilmesi di-¤er sistemlere göre k›smen daha kolayd›r. Streskarfl›s›nda sistemdeki ilk de¤ifliklik, kalbin dahah›zl› ve kuvvetli atmas›d›r. Bu durum, parasempa-tik sistemin aktivasyonunun azalmas›, sempatiksistemin aktivasyonunun artmas› ve troksin salg›-lanmas›yla meydana gelir. Kan daha h›zl› ve dahagüçlü hareket eder (Sapolsky, 1994).

    ‹kinci de¤ifliklik kan damarlar›nda meydanagelir: Kalbin görevi vücut hücrelerine kan pompa-lamakt›r. Kan, hücrenin yaflamas› için temel ihti-yaç olan oksijen ve enerji yap›c› maddeleri içerir.Kaslarla çevrelenmifl bofllu¤u (cavity) olan kal-bin, pompalama görevini yapabilmesi için kas›l-mas› gerekir. Kaslar kas›l›rken boflluk azal›r, buda oda içindeki kan bas›nc›n› art›r›r. Boflluk için-deki bas›nç, d›fl›ndaki bas›nçtan büyük oldu¤u za-man kan vücudun her taraf›n› dolaflan kan damar-lar›na gider. Her kan damar› ayn› flekilde kas›la-rak bas›nc›n devam etmesine ve kan›n bütün sis-tem boyunca hareketine yard›mc› olur. Kan da-marlara pompaland›ktan sonra bas›nçla ileriyedo¤ru itilir, ortalama bas›nç yetiflkin bir erkekte120 mmHg, kad›nlarda biraz daha düflüktür. Kalpkas›lma döngüsünü tamamlad›¤› zaman gevfler vesistemdeki bas›nç yetiflkin bir erkekte ortalama 80mmHg’ye kadar düfler; kad›nlarda biraz daha dü-flüktür (Girdano ve Everly, 1986).

    Kalp gerekli ifllevini yerine getirirken ne kadaraz kas›l›rsa o kadar fazla dinlenir. Kalbin at›fl h›-z›n›n do¤ufltan bir ritmi vard›r. Kalp sürekli sinirak›m› al›r ve do¤ufltan gelen ritmi sürekli olarakmerkezi sinir sisteminden etkilenir. Kalp hemsempatik hem de parasempatik sinir sistemindensinir ak›mlar› al›r. Bu nedenle her an beynin çeflit-li merkezlerinin kontrolü alt›ndad›r. Sinirsel dü-

    zenlemelere ek olarak, kalp ayn› zamanda, kalpkas›n›n (miyocardium) kas›labilirli¤ini etkiler,dolay›s›yla kas›lman›n h›z›n› ve gücünü art›ranepinefrin hormonundan da etkilenir (Girdano veEverly, 1986).

    Sinir sistemi hiçbir motor hareket talep etme-di¤i zaman bile, pek çok psikolojik durum kardi-ovasküler faaliyeti art›r›r. Yeni ya da ola¤anüstübir deneyim, korku, öfke, kayg› ya da benli¤i teh-dit eden pek çok durum kalp at›fl›n› h›zland›r›r(Girdano ve Everly, 1986).

    Kardiyovasküler stres tepkisinde böbre¤inönemli bir yeri vard›r. ‹drar (antidiüretik hormon)oluflumu ve idrardaki suyun kayna¤› kan dolafl›-m›d›r. Bu nedenle beyin stres tepkisi s›ras›ndaböbrekteki ifllemleri durdurur ve dolafl›m sistemi-ne suyu tekrar emme mesaj›n› iletir. Bu ifllem va-sopresin hormonuyla sa¤lan›r. Bu hormon su den-gesini de düzenler (Sapolsky, 1994).

    Afla¤›da çok s›k görülen kardiyovasküler sis-tem hastal›klar›na de¤inilmifltir.

    HHiippeerrttaannssiiyyoonn

    Strese ba¤l› en s›k gözlenen kardiyovaskülersorun kronik olarak yüksek olan kan bas›nc›, yanihipertansiyondur. Kronik yüksek tansiyon, hemkendi bafl›na bir hastal›kt›r hem de kalp-damar ha-tal›klar›na yol açan önemli bir risk faktörüdür.Yetiflkinlerin yüzde 15-20’sinin hipertansiyon s›-k›nt›s› çekti¤i, kan bas›nc›n›n 160/95’in üzerindeoldu¤u hesaplanm›flt›r (Girdano ve Everly, 1986;Rice, 1999).

    Kalp gibi, kan damarlar›n›n da do¤ufltan gelenbir iflleyifl tarz› vard›r. Bu iflleyifl organizman›nihtiyaçlar›n› karfl›layabilmek için sürekli olarakmerkezi sinir sistemi taraf›ndan etkilenir (otonomsinir sistemi, hormonlar) ve her an de¤ifltirilebilir.Kalp kendisi kan› pompalad›¤› anda damarlar

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    76

    üzerine yüksek bir bas›nç uygular. Bu durumdatansiyon da yüksek oldu¤unda baz› ince damarlar,zay›f damarlar çatlayabilir ve ani kardiyovaskülerproblemlere ya da ölüme yol açabilir (Rice,1999).

    Stresle ‹liflkisi

    Stres an›nda bedenin kan bas›nc›n› düzenle-meye ve kontrol etmeye yönelik her mekanizma-s› etkilenir. Psikofizyolojik stres tepkisinin herekseni (ACTH, TTH, ADH) kan bas›nc›n› art›rmayönünde ifller, bu nedenle kim olursa olsun tansi-yonu yükselir. Kan bas›nc›n› düzenleyici meka-nizmalar da çal›flmaz, çünkü onlar da stresin etki-si alt›nda bulunmaktad›r (Sapolsky, 1994).

    Kalbin aktivitesini art›ran fizyolojik olaylar fluflekilde gerçekleflmektedir: Stres an›nda kalp at›flh›z› ve vurufl hacmi, sempatik sinir sistem müda-halesi ile artar; bu art›fl, adrenal medullan›n epi-nefrin/norepinefrin salg›lamas›na ve kardiyak ak-tivitenin daha uzun sürmesine ve damarlar›n ka-s›lmas›na neden olmaktad›r (1/2 ya da 1 saat).Troksin ekseni etkisiyle de kardiyak ç›kt›s› %50artarak, birkaç hafta sürer. Aldesteron ve vasopre-sin böbrekleri etkiledi¤i için (su tutulmas›), dola-fl›mda çok s›v› bulunmas›, kalbin daha h›zl› çal›fl-mas›na neden olmaktad›r. Kortizol alyuvar say›s›-n› art›rarak kan›n daha çok oksijen tafl›mas›n› sa¤-lar; bu durum kan›n kal›nlaflmas›na neden olur-ken, ak›fl›na da engel olur (geri bas›nç); bunu ön-lemek için de damarlar kas›larak kan› ileriye do¤-ru iter (ileri bas›nç) (Rice, 1999).

    Kan›n hacmini art›ran fizyolojik olaylar iseflöyle gerçekleflmektedir: Aldesteron ve vasopre-sin böbreklerde tuz ve suyun tutulmas›na; kan do-lafl›m›na giren su da, damarlardaki s›v› hacmininartmas›na neden olmaktad›r. Kan hacminin art-mas› ise damar direncini azaltmaktad›r (Rice,1999).

    Hipertansiyonda baroreseptörlerin rolü yads›-namaz: stresten sonra kan bas›nc›n› normal düze-ye döndürmek için görev yapan yap›lara barore-septör ad› verilir. Bu yap›lar, bedenin çeflitli böl-gelerindeki bas›nca karfl› duyarl› yap›lard›r. Bun-lar›n en önemlileri, boyunda yer alan karotid da-marlar›d›r (beyne kan gönderen damarlar). Beynikorumak için beyne giden bu kan bas›n›nc›n›nkontrol edilmesi gereklidir. Bu damarlardaki ba-roreseptörler kan bas›nc›n›n yüksek oldu¤u mesa-j›n› hipotalamusa gönderir, hipotalamus da bede-ne bas›nc›n düzenlenmesi gerekti¤i mesaj›n› gön-derir. Yüksek tansiyonun kronikleflmesi barore-septörleri duyars›zlaflt›rd›¤› için duyarl›l›k efli¤iniyükseltir. Stres durumu geçti¤inde beden normaldüzeyine dönse bile baroreseptörler yüksek efli¤iile çal›flmay› sürdürür (Allen, 1983).

    Korku, öfke ve kayg› gibi psikolojik durumlar,damarlar›n çap›n› de¤ifltirebilir, tehlike durumusöz konusu olmasa bile tehdit ihtimaline karfl› fi-ziksel bir tepki yaratabilir (Girdano ve Everly,1986).

    Jorgensen’e göre yükselmifl kan bas›nc›, olum-suz duygular ve kendini ifade edememe gibi kifli-lik özellikleri ile daha fazla ba¤lant›l›d›r. Ona gö-re kiflilik özellikleri ve duygular biyolojik süreç-leri etkileyebilir (akt., Rice, 1999).

    AAtteerroosskklleerroossiiss ((DDaammaarr SSeerrttllii¤¤ii))

    Kardiyovasküler sistem ile ilgili di¤er sorun,ya¤ maddelerinin kan damarlar› duvarlar›ndabirikmeye bafllamas› ve damarlar›n daral›p t›kan-mas› yani arterosklerosistir. Damarlar darald›¤›n-da bas›nç artar. ‹leri düzeyde aterosklerosiste da-marlar tamamen t›kan›r ve kan geçemez hale ge-lir. Bu durumda o bölgedeki dokular ölmeye bafl-lar (Rice, 1999).

    Aterosklerosis üç aflamada oluflur:

    1. Aterogenesis: Kan damarlar›n›n iç civar›n-daki dokunun hasar görmesi. Bu hasar kanda do-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    77

    ¤al olarak dolaflan nitrit ya da kolestrol nedeniylegerçekleflir. Beden bu hasar› tamir etmeye çal›fl›rancak bunu yapabilmek için damar sistemi, dama-r›n iç cidar›n› ya¤ dokusu ile s›var. Aterosklerosisnormal olarak her yetiflkinde bulunan bir durumdur.

    2. Aterosklerosis: Tamir çabas› devam ettikçe,ya¤ tabakas›n›n kal›nlafl›p plaka haline gelmesi vedamar›n cidar›n› daraltmas›d›r.

    3. Arteriosklerosis: Kolestrol plakas›n›n sert-leflmesi anlam›ndad›r. Damarlar›n esnekli¤inikaybetmesi; çatlaklar›n oluflmas›na ve ani bir ba-s›nç yükselmesinde çatlak yerlerin aç›lmas›na yolaçabilir.

    Stresle ‹liflkisi

    Her madde gibi kolestrol da asl›nda vücut içinyararl› bir maddedir. Dokular›n su geçirmezli¤inisa¤layarak damardan kan›n rahat geçmesini sa¤-lar (aksi takdirde s›v› hacmi artar). Problem ko-lestrol düzeyinin yüksek olmas›d›r. Kolestrol dü-zeyi lipitik enzimler (lipidi/kolestrolü parçalayanenzim) taraf›ndan kontrol edilir. Lipitik enzim da-mar içinde dolafl›rken kolestrolü parçalay›p, dahaince bir düzeyde kalmas›n› sa¤lar. Ancak vücu-dun enerji üretimi s›ras›nda (stres dönemlerinde)kortizol protein olan bu lipitik enzimi de glukozadönüfltürmeye çal›fl›r; bu nedenle bu enzimlerinh›zla say›s› azal›r. Bu enzimler olamad›¤› için dekolestrol tabakas› gittikçe kal›nlafl›r (Girdano veEverly, 1986; Rice, 1999).

    Bu tür tabakalarla kaplanm›fl bir damar elas-tikli¤ini kaybedip sertleflerek arteriosklerosisinilerlemesine neden olur. Bu durumda da kan ba-s›nc› artar, dolay›s›yla hipertansiyona ve kalp has-tal›¤›na yol açar (Girdano ve Everly, 1986). Ba-zen de damarlar›n içine biriken bu plakalar yük-sek kan bas›nc› nedeniyle kopup bedenin herhan-gi bir bölgesindeki k›lcal damarlar› t›kar. Dolay›-s›yla kalp krizi, felçler ya da trombosit gibi olay-

    lar meydana gelebilir (Rice, 1999).

    Stres tepkisi pek çok yönüyle damar sertli¤inih›zland›r›r. her fleyden önce stres hipotalamus-hi-pofiz-adrenal bezinde oluflan sistemi harekete ge-çirir ve sempatik sistem kontrolüneki “savafl ya dakaç” tepkisini bafllat›r. Sistem içinde (kan dolafl›-m›nda) katekolaminler (stres hormonlar›) dolafl-maya bafllar ve sistemi acil durum için haz›r tutar.Ayn› anda kalp at›fllar› h›zlan›r, tansiyon yükselir,yüzeydeki kaslara giden kan› ulaflt›rmak üzerekan hacmi artar ve solunum h›zlan›r. Bu aktivite-nin uzun süre bu flekilde gitmesi damarlara olanbas›nc›, dolay›s› ile damar tahribat›n› art›r›r. Tah-rip edilen damarlar›n tamiri için sistem daha çokya¤ plaklar› oluflturur ve bir k›s›r döngü bafllar.

    Arterosklerosis ve hipertansiyona yol açan pekçok faktör vard›r: kolesterol ve doymufl yafl oran›yüksek beslenme (kan damarlar›nda biriken ya¤›nmiktar›n› art›r›r), hareketsizlik (bu besinlerin kul-lan›m›n› azalt›r), sigara içme (sempatik sinir siste-minin uyar›lmas›n› taklit ederek kan damarlar›n›daralt›r ve kalp at›fl›n› h›zland›r›r), obezite, cinsi-yet (erkek olmak), yafl, kal›t›m ve kuflkusuz di¤erpek çok nedenin alt›nda yatan stres (Albrecth,1979; Girdano ve Everly, 1986). Sigara ayr›caiçerdi¤i nikotin arac›l›¤›yla da damarlar›n iç yü-zünde hasara yol açt›¤›ndan aynen stres hormon-lar› gibi, damarlar› tamir etmek amac›yla damar-larda ya¤ plakas›n›n birikmesini h›zland›r›r. Da-marlardaki strese ba¤l› hasarlar özellikle de da-marlar›n çatallaflt›¤› bölgelerde daha fazla olur(fiahin, 2003).

    KKaallpp KKrriizzii ((MMiiyyookkaarrddiiaall EEnnffaarrkkttüüss))

    Kalp krizi; kalbin belirli bölgesine gitmesi ge-reken kan›n ak›fl›n›n bir nedenle engellenmesiolarak tan›mlanabilir. Kalp kaslar› sürekli harekethalindedir ve sürekli beslenmesi gerekir. Bu besinak›fl›ndaki herhangi bir nedenle gerçekleflen en-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    78

    gellenme, oradaki kan hücrelerinin ölümüne ne-den olur. Kan hücrelerinin ölmesinin artmas› ilekalp, vücuda yeterli oranda kan pompalayamaz vekapasitesinin üzerinde çal›flmaya devam eder. Ar-d›ndan bu çal›flmay› da sürdüremez hale gelir vebu durumda kalp krizi yaflan›r (Girdano veEverly, 1986; Rice, 1999).

    Hipertansiyon konusunda rolünü ele ald›¤›m›zbaroreseptörlerin referans düzeyinin eski halinedönememesi ve yüksek tansiyonun kronik halegelmesi de kalp krizinin nedenlerinden biridir(Allen, 1983).

    Kan damarlar›n›n iç çap›n› daraltan ya¤ taba-kalar› (atereosklerosis) kan›n damar içinde ak›fl›n›güçlefltirdi¤i için, oksijen da¤›t›m›n›n azaltmas›naneden olur. Bu durum da kalp krizine neden ola-bilir (Girdano ve Everly, 1986).

    Yukar›da anlat›lan bir çok nedenle damarlarayn› zamanda incelip zay›flayabilir. Zay›flayanbir damar›n herhangi bir yerinde oluflan k›r›lmada kan›n o bölgeden d›flar›ya akmas›na nedenolur. Felçlerin bir bölümü de bu flekilde oluflur:Kan gitmesi gereken yerlere gitmeyince, o bölge-lerdeki hücreler birkaç dakika içinde ölür (Rice ,1999).

    En s›k karfl›lafl›lan felçler beyin felçleridir.K›lcal damarlar›n t›kanmas› ya da çatlamas› nede-niyle kan ulaflmayan beyin hücreleri hemen ölme-ye bafllar, bu durumun devam etmesi felce nedenolmaktad›r. Felç durumunda; bellek, motor koor-dinasyon ve biliflsel yeteneklerin bir k›sm› ya datamam› yitirilebilir (Allen, 1983).

    Stresle ‹liflkisi

    Yap›lan araflt›rmalar, kalp hastalar›nda fizikselstres kadar zihinsel stresin de tehlikeli oldu¤unugöstermifltir (Bairey ve ark., 1991). Kalp hastala-r›ndaki risk, büyük ihtimalle zihin-beden-davra-n›fl aras›ndaki etkileflime; zihnin olaylar› nas›l yo-

    rumlad›¤›na, vücudun buna nas›l tepki verdi¤ineve davran›fllarla kendini stresli durumlara nas›lsoktu¤una ba¤l›d›r. Araflt›rmalarda, kalp-damarhastal›klar› için akut-kronik stres, sald›rgan dav-ran›fl e¤ilimleri, depresyon, sosyal destek azl›¤›,sosyo-ekonomik durum, önemli psikososyal riskfaktörleri olarak belirlenmifltir. Araflt›rma sonuç-lar›na göre di¤er bulgular da flöylerdir: Sosyaldeste¤i az, sosyal iliflki a¤lar› zay›f olan bireyleriki veya dört kat daha fazla kalp hastal›¤›, felç, so-lunum ya da mide rahats›zl›klar›na yakalanmakta-d›rlar. Ayr›ca kalp-damar hastal›klar› ve olumsuzduygular, aile-sosyal iliflkilerde güçlük aras›ndaanlaml› iliflkiler bulunmufltur. Olumsuz düflünceyap›lar›na sahip bireylerin kalp hastal›¤›na yaka-lanma riski olumsuz düflünce yap›lar›na sahip ol-mayanlara göre daha yüksektir (www.worldhe-alth.org).

    Yap›lan baflka bir araflt›rmada, kalp hastalar›ile stresle bafla ç›kma e¤itimi konusu incelenmifl-tir. 28 kalp hastas› stresle bafla ç›kma e¤itiminekat›lm›fl, %66’s› on iki haftal›k stres yönetimi e¤i-timini tamamlam›flt›r. E¤itimi tamamlayan hasta-larda kayg› ve depresyon azalm›fl, genel olarakpsikolojik iyileflme saptanm›fl, bunun yan› s›ra,hastalar bu dönem sonunda izlendiklerinde dahaaz gö¤üs a¤r›s› yaflad›klar›n›, so¤uk alg›nl›¤›nayakalanmad›klar›n› ifade etmifllerdir (Trizcieniec-ka ve Steptoe, 1994).

    MMiiggrreenn

    Stresle ilgili di¤er damar (vasküler) sorunu,vasküler bafla¤r›s› ya da bilinen ad›yla migrena¤r›s›d›r. Bu a¤r›, zonklay›c› bir a¤r›d›r; a¤r›yabafl dönmesi, mide bulant›s› ve oryantasyonbozuklu¤u efllik eder. Zonklama, a¤r›n›n kalpat›fllar› ve damar sistemi ile ilgili oldu¤unu göste-rir (Girdano ve Everly, 1986; Rice 1999).

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    79

    Migren, beynin içindeki ve çevresindeki kandamarlar›n›n daralmas›yla bafllar, a¤r› gelmedenönce el ve ayaklar so¤ur ve kan bafla do¤ru yük-selir. Kafatas› içindeki kan art›fl›na ba¤l› olarakbas›nç oluflur ve bu bas›nç a¤r› yapar. Kalbin herat›fl› ile bas›nç artar ve düfler (zonklaman›n nede-ni). Kifli prodromal faz olarak bilinen aflamada,bulant›, afl›r› sinirlilik, sese ve ›fl›¤a karfl› normald›fl› bir duyarl›l›k gösterir (Rice, 1999).

    Stresle ‹liflkisi

    Migrenin; stres s›ras›nda adrenal medulladansalg›lanan norepinefrinin damarlar›n kas›lmas›naneden olmas›ndan kaynakland›¤› düflünülmekte-dir. Bu nedenle stresle en yak›n iliflkide olan has-tal›klardan biri olarak kabul edilir (Rice, 1999).

    SSiinnddiirriimm SSiisstteemmii vvee HHaassttaall››kkllaarr››

    Sindirim sistemi çal›flmas› için yo¤un enerjigerekir; memelilerde enerjinin % 10-23’ü sindi-rim için harcan›r.

    Sindirim sistemi, yiyeceklerin al›nmas›, meka-nik olarak parçalara ayr›lmas›, peristalsis ad› veri-len ritmik hareketlerle barsaklar›n içinden geçme-si ve küçük besin parçac›klar›n›n, vücudun enerjiya da doku oluflturmak üzere kullanmas› için kanflekeri (glikoz), basit ya¤ asitleri (gliserid) ya daaminoasitler (protein yap› tafllar›) halinde sindiril-mesi için enzim sa¤lanmas›ndan sorumludur.Oluflturulan basit yap› tafllar› kan ak›fl› arac›l›¤› ileihtiyac› olan hücrelere ulaflt›r›l›r. Böylece hücre-ler bu yap› tafllar›n› kullanarak, görevleri s›ras›n-da ihtiyaç duyduklar› protein, ya¤ ve karbonhidratihtiyaçlar›n› karfl›larlar. Bu basit yap› tafllar› be-den taraf›ndan yak›larak enerjiye çevrilir (Girda-no ve Everly, 1986; Sapolsky, 1994).

    Stres tepkisi s›ras›nda parasempatik sistemdevreye girdi¤inde sindirim sistemi flöyle çal›fl›r(Sapolsky, 1994):

    1. A¤›z kurur, tükürük salg›lamas› durur. Mideö¤ütmeyi durdurur, enzimler ve sindirim asitleri-nin salg›lanmas› durur. ‹nce ba¤›rsaklar ifllevleri-ni yerine getirmez ve emilim yap›lmaz.

    2. Enerji depolanmas› ve insülin salg›lanmas›durdurulur.

    3. Stres durumunun ortaya ç›kmas›yla enerjiihtiyac› azald›¤›ndan glukokortikoid salg›lanarakbesinlerin ya¤ hücrelerine geçifli engellenir. De-polanan enerji, ihtiyac› olan organ ya da sistemle-re iletilir ve enerji tüketilmeye bafllar.

    4. Vücut, stres hormonlar›n› (glukokortikoid-ler, glukojenler, epinefrin, norepinefrin) salg›lad›-¤› süre boyunca depolama ad›mlar› tersine ifller.Bu aflamada ya¤ asitleri, gliserol ve glikoz kanakar›fl›r. Ayr›ca, bu hormonlar çal›flmayan kaslar-daki proteinin de aminoasite dönüflmesini sa¤lar.

    5. Vücut aminoasitleri karaci¤ere nakleder,karaci¤er glikonogenesis olarak adland›r›lan ifl-lemle aminoasitleri glikoza dönüfltürür. Glikoztehlike s›ras›nda enerji olarak kullan›lmaya haz›rd›r.

    6. Glukokortikoidler bedenin savafl ya da kaçtepkisi s›ras›nda görevi olmayan tüm kas hücrele-rine besin iletimini durdurur; tüm besin enerji ih-tiyac› olan organlara gönderilir.

    Sindirim sisteminin do¤ufltan bir ritmi vard›rve hareketlerini, boflalt›m›n› ve enzim salg›lama-s›n› kontrol eden say›s›z refleksle yönetilir. Sindi-rim sistemi ayr›ca motivasyon sistemi ile de ba¤-lant›l›d›r; açl›k, yiyecek bulma davran›fl›n›n orta-ya ç›kmas›na neden olur. Açl›¤› ve ifltah› kontroleden merkezler hipotalamustad›r (Girdano veEverly, 1986).

    Sindirim sistemi, duygudurumdaki de¤ifliklik-lere, tipik sempatik-parasempatik süreçten dahakarmafl›k bir flekilde tepki gösterir. Pavlov’unklasik koflullanmas› ile, sindirim sisteminin duy-

  • TÜRK PSiKOLOJi BÜLTEN‹ Ψ SAYI: 34-35, EYLÜL-ARALIK 2004

    80

    gudurumdaki de¤iflikliklerle harekete geçmesibilgisi uyumludur. Duygular›n mideye giden ye-mek borusu kaslar›n›n istemsiz olarak kas›lmas›-na neden oldu¤u bilinmektedir. Kaslar›n istemsizkas›lmas›, besini sindirim sistemi boyunca tafl›yanritmik hareketleri bozar ve yutmay› zorlaflt›r›r,hatta baz› durumlarda imkâns›z k›lar (Girdano veEverly, 1986).

    Midenin de duygusal tepki sisteminin bir par-ças› oldu¤u bilinmektedir. Pek çok kayg› testindemidenin durumu da göz önüne al›nmaktad›r. “‹fl-tah›m yok”, “midem kemiriliyormufl gibi hissedi-yorum”, “kusacakm›fl gibi hissediyorum” gibi ifa-deler ço¤u zaman, kayg› ve duygusal uyar›m›n fi-ziksel semp