Dizilip Basıldığı yer: BOZKL'RT BASIMEVİ. 144 Girnr...

6
GUvenlik Konseyi'ne Sunduğu Raporda B.M. Genel Sekreteri d B o zh u rt GÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASİ GAZETE Sahibi ve Imumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN : Mes’ul Ya» İşleri Müdürü: SADI C. TOGAS’ Dizilip Basıldığı yer: BOZKL'RT BASIMEVİ. 144 Girnr Caddeni, Lrfkoşa. SAYI 5468 YIL: 15 SALI 14 HAZİRAN 1966 ΠΑΤΙ: 15 MİL ~~~~ " 1 - ■ ..............................-------------------------- ! ---------------- -- --------- ---------------------- -- U Thant, Türk - Yunan ikili Görüşmelerini Müsbet Karşıladı Genel Sekretere Göre, B.M’in Normal İlişkileri Tekrar Kurmak İçin Sar- MinHMNIMM*tmil>lt(llllllllilllllimill|IUMI||H|inı|^|||||||l((tnlm(M ||||(|M ||||t(|I|aaaa(aaa„aIu>a>>>a ...... _____________________ . . . . . . . ^ * fettiği Gayretler Başarıya Ulaşmadı Evleri B.M. Askerleri Tarafından Kullanılan Türklere Kira Ödenecek Lâmaka’da Akşam Kız Sanat Okulu 9 Haziranda başardı ^ tır. Davetliler ve kalabalık bir halk kitlesi tarafından izlenen defilede. ^ fen fazla elhise takdim edilmiştir. Genç kızlarımızın Lâmaka bV « t sürmüş, mankenlerin elbfeeleri çok güzel bir no dikkatini artırmıştır. Takdim edilen elinseler arasımla °wl surette hazırlanmış gelinlikler ile sabahlık re P ^natar ’^ ^ ^ Soîd^ "da, Lâmakadaki defilede takdim edilen ^ bV*?,erdenk^£ ve teceiik sabah sağa doğru, kollan mügeli pardesülü gelinlik, bir çocuk kıyafeti geceük hjhyÜL Utanç Barikatlarındaki Olay- ların Bir Haftalık Bilançosu. Rumlar TiirKlere Seyahat Özgürlüğü Tanımıyorlar LÖ'KOŞA: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant, Güvenlik Konseyi'nden Kıbrıs’taki Ba nş Gücünün kalma süresinin uzatılmasını talep etmiştir. Genel Sekreterin konseye ver dili ve dün açıklanan rapo runda bu sürenin Aralık ayı nm 26’sına kadar uzatılması teklif edilmektedir. U Thant raporunda ayrıca. Kıbrıs'taki durumu normale avdet ettirmeye yardım ede bilecek halihazır Türk-Yunan görüşmelerinden de İlgi ile I bahset mekte ve bu görüşme lerin Kıbrıs mes'elesine bir hâl çaresi bulunmasına yar dım edeceği kanaatinde oldu I ğunu ifade etmektedir. Genel Sekreter Kıbrıs’taki iki toplu luğun da buna benzer toplan tılar yapmasını istem ştir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant raporun da devamla. Barış Gücü’nün edada Kıbnslı Türk ve Rum taraflar arasında muhtem-l reni bir çarpışmayı önleyen* Sini biltfrmis ve durumda bazı gelişmeler olmasın» rağmen Lefkoşe Hükümet!!! ile Kıbnslı Türk liderler arasındaki İlişkilerde bozul ma belirtileri olduğunu da kaydetmiştir. Genel Sekreter ateş teatisinin azalacağı y de arttığını ve müstahkem mevziler kurmak için gittik çe artan bir eyUlm mevcut olduğunu bildirmiştir. Birleşmiş Milleti’ r Genel Sekreteri U Thant, Güven İlk Konseyi'ne sunduğu raptı runda, bu teşkilâtın normal İlişkileri tekrar kurmak için sarfettiği gayretlerin başa nya ulaşmadığım, buna her İki tarafın da teklifleri red detmesini!). ve hem de her seferinde yeni vend şartlar ileri sürmelerinin sebep ol duğunu bildirmektedir. Genet Sekretrr U Thant raporunda yeş'l hat konusu nr da değinmekte ve Türk liderliğinden Rum polislerin surlar içindrki yeşil hafta s stemli bir şekilde devriye gezdiklerine dair birçok şi kâyetler «tındığını kuvdet- mekt'dir Birleşmiş Milletler Ran? Gücü gözlemcilerinin Yrsil Haftan gecen Rum on üslerin sarısında bir çoğal ma olduğunu tesbtt ettikleri ni belirten U Thant d.vamta Türk liderliğinin bu kon udi ki reaksiyonunun çok şiddet 1; olduğunu ve Barış Gücün den bu ihlâl olaylarına bir son vermeyi tsted klerini be lirtm-ktedlr Raporunda göçmenler konu suna da değinen U Thant bu gün halâ daha 20.000 Türk göçmeninin çadırlarda ve çok kalabalık TTlrk köylerinde ya şadığını kaydetmekte ve bu göçmenlerin yaşayış şartların da herhangi bir değişiklik ol - madiğini, bilhassa Erenköy' deki göçmenlerin durumunun zaman zaman acil tıbbi yardı mı gerektirmeye devam ettiği ni belirtmektedir. Türklerin bu sıcak yaz ay lannda Girmedeki piâjlara git mek için bir Birleşmiş Millet ler konvoyu tahsis edilmesi için Ttlrk liderliği tarafından bir müracaat yapıldığını kay deden U Thant, kendi deyişiy le Hükümetin Türklerin askeri saha içinde olmayan herhangi bir plâja gitmekte serbest <T>evamı 5. sayfada) i Cumhurtoaşkan Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük, dün öğleyin 12.00 de Federal Alman- Dr. ederek kendisi ile Mr süre man Büyükelçisi Be bir arada test* Cumhurbaşkan Yardımcısını Al · (Foto: ENFORMASYON) LEFKOŞA: 3 ” Utanç Barikatlarında, görev “ Rum Sözde Polisleri, seya r*ü etmek zorunda olan Türk işkence yapmağa ve ken r^^mi saatlerce süren onur araştırma ve sorguya tutmaya devam etmekte “ rter- 12 Haziran’da sona f*60 hafta zarfında üç u- r 0*? barikatında asgari 15 üovme, ezgi, kanunsuz müsa ctere- kasıtlı zarar, onur kın ? araştırma ve yorucu sorgu olayı tesbit edilmiştir. ΙΙΙΜ Ι»·'”'” Bu arada Mağusa Kapısı u- barikatı, Türkler için kötü işkence merkezi -““Şkta devam etmektedir, r^frmenlik ve Lefkcmuk’da Sfülan utanç barikattan da fUfkterin ezgiye tabi tutul duktan merkezler olmuştar- djt- Bir haftalık süre zarfın u* Tefkoşa edvarındaki ve ( devamı 6. sayfada ) İHSAN SABRI ÇAĞLAYANGİL DÜN TÜRKİYE*YE DÖNDÜ . , .^ U » ; başkent Lefkoşada okluğu „ YU sonu okul ***■ oimafc üzere Balatan, eski devam Mr törenle 1»β5-«β I öğrencileri geg? * j-o r gösterileri yapıtmış. d a h a ı «Hr- Bu gerekse sergisi açıtauş; I 0 ™ a —* “ — ”a“J * ffiyin de. *%£*££*£ tertiplenmgtk· gibi. yılma son eöşL Türkiye Dışişleri Bakanı İhsan Sabrı Çağlayangü, Brük seldeki NATO toplantılarına katıldıktan ve Yunan Dışişleri Bakanı Tumba* üe iki li görüşmeler yaptıktan sonra dün Türkiyeve dönmüştür. tstanbuta gelmezden evvel Atina ya uğrayan Çağlavangil' i hava alanında Yunan Dışiş leri Bakanı Tumba* karşıla - m ş ve kendisiyle bir müddet görüşmüştür Gazetecilerin no rulannı ISTANBUL yangı! ikili görüşmelerin gizli yapıiacağmı. iyi niyet ve sa mimiyetin hakim olduğu bu toplantılarda bîr neticeye va rılması temennisinde bulundu ğunu söylemiştir G \ZF~rFMtT BUİİÜM 6

Transcript of Dizilip Basıldığı yer: BOZKL'RT BASIMEVİ. 144 Girnr...

GUvenlik Konseyi' ne

Sunduğu Raporda

B.M. Genel Sekreteri

d B o z h u r tGÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASİ GAZETE

Sahibi ve Imum i Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN : Mes’ul Ya» İşleri Müdürü: SADI C. TOGAS’ Dizilip Basıldığı yer: BOZKL'RT BASIMEVİ. 144 Girnr Caddeni, Lrfkoşa.

SAYI 5468 — YIL: 15 — SALI 14 HAZİRAN 1966 — ΠΑΤΙ: 15 MİL~ ~ ~ ~ " ■ 1 - ■ ..............................-------------------------- ! ---------------- -- ---------■ ---------------------- --

U Thant, Türk - Yunan ikili Görüşmelerini Müsbet KarşıladıGenel Sekretere Göre, B.M’in Normal İlişkileri Tekrar Kurmak İçin Sar-MinHMNIMM*tmil>lt(llllllllilllllimill|IUMI||H|inı| |||||||l((tnlm(M||||(|M||||t(|I|aaaa(aaa„aIu>a>>>a...... _____________________ . . . . . . . m · ^ *

fettiği Gayretler Başarıya UlaşmadıEvleri B.M. Askerleri Tarafından Kullanılan Türklere Kira Ödenecek

Lâmaka’da Akşam Kız Sanat Okulu 9 Haziranda başardı ^ tır. Davetliler ve kalabalık bir halk kitlesi tarafından izlenen defilede. ^ fen fazla elhise takdim edilmiştir. Genç kızlarımızın Lâmaka bV« t sürmüş, mankenlerin elbfeeleri çok güzel bir no dikkatini artırm ıştır. Takdim edilen elinseler arasımla°wl surette hazırlanmış gelinlikler ile sabahlık re P ^ n a ta r ’ ^ ^ S o îd ^"da, Lâmakadaki defilede takdim edilen ^ bV*?,erdenk^£ ve teceiik sabahsağa doğru, kollan mügeli pardesülü gelinlik, bir çocuk kıyafeti geceük

hjhyÜL

Utanç Barikatlarındaki O lay-

ların Bir Haftalık Bilançosu.

Rumlar TiirKlere SeyahatÖzgürlüğü Tanımıyorlar

LÖ'KOŞA:Birleşmiş Milletler Genel

Sekreteri U Thant, Güvenlik Konseyi'nden Kıbrıs’taki Ba nş Gücünün kalma süresinin uzatılmasını talep etmiştir. Genel Sekreterin konseye ver dili ve dün açıklanan rapo­runda bu sürenin Aralık ayı nm 26’sına kadar uzatılması teklif edilmektedir.

U Thant raporunda ayrıca. Kıbrıs'taki durumu normale avdet ettirmeye yardım ede bilecek halihazır Türk-Yunan görüşmelerinden de İlgi ile

I bahset mekte ve bu görüşme lerin Kıbrıs mes'elesine bir hâl çaresi bulunmasına yar dım edeceği kanaatinde oldu

I ğunu ifade etmektedir. Genel Sekreter Kıbrıs’taki iki toplu luğun da buna benzer toplan tılar yapmasını istem ştir.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant raporun da devamla. Barış Gücü’nün edada K ıbnslı Türk ve Rum taraflar arasında muhtem-l reni bir çarpışmayı önleyen* Sini biltfrm is ve durumda bazı gelişmeler olmasın» rağmen Lefkoşe Hükümet!!!

ile K ıbnslı Türk liderler arasındaki İlişkilerde bozul­ma belirtileri olduğunu da kaydetmiştir. Genel Sekreter ateş teatisinin azalacağı y de arttığını ve müstahkem mevziler kurmak için gittik çe artan bir eyUlm mevcut olduğunu bildirmiştir.

Birleşmiş Milleti’ r Genel Sekreteri U Thant, Güven İlk Konseyi'ne sunduğu raptı runda, bu teşkilâtın normal İlişkileri tekrar kurmak için sarf ettiği gayretlerin başa nya ulaşmadığım, buna her İki tarafın da teklifleri red detmesini!). ve hem de her seferinde yeni vend şartlar ileri sürmelerinin sebep ol duğunu bildirmektedir.

Genet Sekretrr U Thant raporunda yeş'l hat konusu nr da değinmekte ve Türk liderliğinden Rum polislerin surlar içindrki yeşil hafta s stemli bir şekilde devriye gezdiklerine dair birçok şi­kâyetler «tındığını kuvdet- m ekt'd ir Birleşmiş Milletler Ran? Gücü gözlemcilerinin Yrsil H aftan gecen Rum on üslerin sarısında bir çoğal­

ma olduğunu tesbtt ettikleri ni belirten U Thant d.vamta Türk liderliğinin bu kon udi ki reaksiyonunun çok şiddet 1; olduğunu ve Barış Gücün den bu ihlâl olaylarına bir son vermeyi tsted kl erini be lirtm-ktedlr

Raporunda göçmenler konu suna da değinen U Thant bu gün halâ daha 20.000 Türk göçmeninin çadırlarda ve çok kalabalık TTlrk köylerinde ya­şadığını kaydetmekte ve bu göçmenlerin yaşayış şartların da herhangi bir değişiklik ol - madiğini, bilhassa Erenköy'­deki göçmenlerin durumunun zaman zaman acil tıbbi yardı­mı gerektirmeye devam ettiği ni belirtmektedir.

Türklerin bu sıcak yaz ay lannda Girmedeki piâjlara git mek için bir Birleşmiş Millet ler konvoyu tahsis edilmesi için Ttlrk liderliği tarafından bir müracaat yapıldığını kay­deden U Thant, kendi deyişiy le Hükümetin Türklerin askeri saha içinde olmayan herhangi bir plâja gitmekte serbest

<T>evamı 5. sayfada)

i Cumhurtoaşkan Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük, dün öğleyin 12.00 de Federal Alman-Dr.

ederek kendisi ile Mr süre man Büyükelçisi Be bir arada test*

Cumhurbaşkan Yardımcısını Al · (Foto: ENFORMASYON)

LEFKOŞA: 3 ” Utanç Barikatlarında, görev

“ Rum Sözde Polisleri, seya r*ü etmek zorunda olan Türk

işkence yapmağa ve ken r^^m i saatlerce süren onur

araştırm a ve sorguya tutmaya devam etmekte

“ rter- 12 Haziran’da sona f*60 hafta zarfında üç u- r 0*? barikatında asgari 15 üovme, ezgi, kanunsuz müsa ctere- kasıtlı zarar, onur kın ? araştırma ve yorucu sorgu

olayı tesbit edilmiştir.

,ΜΙΙΙΜΙ»·'”'”

Bu arada Mağusa Kapısı u-barikatı, Türkler için

kötü işkence merkezi - ““Şkta devam etmektedir, r^frm enlik ve Lefkcmuk’da S fü lan utanç barikattan da fUfkterin ezgiye tabi tutul­duktan merkezler olmuştar- djt- Bir haftalık süre zarfın u* Tefkoşa edvarındaki ve

( devamı 6. sayfada )

İHSAN SABRI ÇAĞLAYANGİL DÜN TÜRKİYE*YE DÖNDÜ

. , . ^ U » ; başkent Lefkoşada okluğu „ YU sonu okul ***■ oimafc üzere Balatan, eski

devam Mr törenle 1»β5-«β Iöğrencileri geg? * j-o r gösterileri yapıtm ış. d a h a ı«Hr- Bu gereksesergisi açıtauş; I 0 ™ a —* “ — ”a “ J *f f i y i n de. *%£*££*£ tertiplenmgtk·

gibi.

yılma soneöşL

Türkiye Dışişleri Bakanı İhsan Sabrı Çağlayangü, Brük seldeki NATO toplantılarına katıldıktan ve Yunan Dışişleri Bakanı Tumba* üe iki li görüşmeler yaptıktan sonra dün Türkiyeve dönmüştür.

tstanbuta gelmezden evvel Atina ya uğrayan Çağlavangil' i hava alanında Yunan Dışiş­leri Bakanı Tumba* karşıla - m ş ve kendisiyle bir müddet görüşmüştür Gazetecilerin no rulannı

ISTANBUL

yangı! ikili görüşmelerin gizli yapıiacağmı. iyi niyet ve sa­mimiyetin hakim olduğu bu toplantılarda bîr neticeye va­rılması temennisinde bulundu ğunu söylemiştir

G \ZF~rFM t T BUİİÜM

6

SAYFA 2 ·····«··<·*·*«·········'···· limUHIHIIIIIUlimHWNMHH·· ( B O Z K U R T ) SALI, 14

I YUVARLAK MASA .$ --------------------------------------İ

1

1

!

ı

KISKIM MA KAMPANYASIMüzakere havasına bürünüldüğü bu günlerde,

Rum idaresi bakam ile lideri ile, adanın dört bir yanma yayılarak Rum halkını müzakereler aley­hinde kışkırtmakta ve varılacak herhangi bir hal ça­resini kabul etmemelerini temine çalışmaktadır. Pa­zar tatili dolayısııjle, Yunan Büyükelçisine varın­caya kadar herkes adanın bir yerine koşmuş ve yı­kıcı propagandalarına devam etmişlerdir.

Limasölda, eski Eokacılar cemiyetinde konu­şan Papaz idaresinin içişleri bakanı halka şunları tavsiye etmiştir:

“Şimdiki zahiri sükûnet havası, Kıbrıs mesele­sinin halli yolunda gelişmelerin kaıjdedildiği husu­sumla cesaret verici bir kanaat uıyandtrmamalıdır. Çünkü, aslında, iyimserlik yaratacak şartlar mevcut değildir. Şantaja boyun eğmemek ve hileli hal ça­releri kabul etmemek hususundaki kesin ve değiş­mez kararımızı burada bir kere daha teyid etmeyi kaçınılmaz bir vazife addediyoruz. MiUi emelleri­mize ve haklarımıza uygun olmayan herhangi bir teklif, eskilerin akıbetine uğrayacaktır. Bizi, milli emellerimizi terkederek menfur bir uzlaşmayı ka­bul etmek yönünde zorlamak maksadına matuf her hangi bir teşebbüs, önceden başarısızlığa mahkûm olacaktır. Kıbrıs vroblemini kapatmak için acele edenler bunu böyle bilmeli ve akıllarından çıkar­mamalıdır. Kıbrıs meselesini kapatmak için acele edenler, bunu bir adalet meselesi olarak değil; fa­kat keıuli gayrı meşru menfaatlerini tehlikeye dü­şüren bir problem ve bir baş ağrısı olarak gör­mektedirler. Fakat Kıbrıs Rumluğunun gıyabında hazırlayacakları hileli hal çareleri hiç bir zaman başarılı olmayacaktır.”

VAbrianu da Yorgaci.iten geri kalmamış, o da Galata köyünde yaptığı konuşmada halka, “ister coğrafi taksim, ister Türk üssü, isterse federasyon olsun, hiç bir şekli kabul etmemelerini"' tavsiye etmiştir.

Kibrianu da Yorgacis gibi konuşmasının başın da biiyiik endişe izhar etmiş ve şöyle demiştir:

“Halkımız için Kıbrıs problemi, şıı veya bu şe­kilde bertaraf edilmesi gereken bir rahatsızlık teş­kil etmemektedir. Bu dava, her ne şekilde olursa olsun, kapatılması gereken bir problem değildir. Bilâkis kazanılması gereken bir milli mücadele teş­kil etmektedir. Mücadele kazanılacak ve problem ancak, halkımızın milli emellerinin tatmin edilme­siyle halledilmiş olacaktır. Halkımızın milli emelleri ise, Kıbrıs’ın küçük veya büyük bir parçasının Yu- nanistanla birleşmesiyle değil; fakat kanımızla su­lanmış bu çilekeş toprakların bölünmemiş bir bü­tün halinde ana kucağına kavuşması ile tatmin edilmiş olacaktır.”

Papaz Hükümetinin ulaştırma ve bayındırlık bakanlığını yapmakta olan Titos Fanos’un da Kör- demen de, Kördemenli Rumları anma töreninde yaptığı konuşma yukandakilerden farklı değil. Bu arada Yunan Büyükelçisi Derinya köyünde, Papaz Makarios ise Alcvkaya’da ayni mealde konuşmalar yapmıştır.

Son nutuk olayları, Rum idarecilerinin, müza­kereler aleyhinde cephe alması için Rum halkını hazırlamakla mcşgûl olduğunu göstermektedir. Halk, müzakerelere karşı çıkarılacak, liderler halkın arkasına sığınacak ve “Ne yapaltm, halk kabul et­miyor" diyerek, hal çarelerine sırt çevirmek istene­cek. Rum halkı arasında bu oyuna gelmiyecek sağ­duyu sahibi kimseler elbet mevcuttur. Ancak onla­rın da ayni şekilde hatipli kampanyalar tertip ede­rek köy köy dolaşmaları son derece güç ve tehlike lidir. Çünkü sağduyu sahibi Rumların tertipleye­ceği böyle bir karşı teşebbüs, Makariosçu kimseler tarafından derhal takibata uğrayarak tehdit edile­cek ve hatta ölümle tehdide kadar iş ileri götürüle­cektir.

Bugünkü durumda, gerek Atina ve gerekse ada Rumları son derece tehlikeli bir oyunla karşı karşıya bulunmaktadır. Ya Makarios ve kafadarla- rmm ihtiraslarına boyun eğilerek, ikili müzakere­lere şantaj ıjapılacak; veya Makarios ve taraftar­ları bir kenara itilerek sağduyu galebe çalacak. Birinci yolun, gerek Yunan ve gerekse Kıbrıs Rum halkı için hazırlayacağı felâketler ayan bet/an orta­dadır Ve bu. Makarios ve kafadarlarının düşün­celerinin aksine, kendileri için bir “zafer” değil; fa­kat tüm Yunan alemi için bir hezimet olacaktır.

SALtH ÇELEBÎOGLV

Bulm aca1 2 3 4 5 6 7 8 9

1 O lE E K D lE23 Π Ο Ο Ο Ο Ε Γ Μ Π4 a m o t ı g5 □ □ □ □ □ □ □67 □ □ □ □ □ ■ □ □ □s κ τ ή τ ο ρ α9 a Z O E D C D O

□ O D D

SOLDAN SAGA:1. Uykumuzun sinemasıdır.

Direktif, 2. Direnme. Çocuk bakıcısı, 3. Kazadart büyük­tür. 4. Selçuklular devrinde şehzade eğitmeni, Bir soru edatı, 5. Mağlûp olan, 6. Ko­kulu bir bitkidir. 7. Eski Türklerde kutsal sayılan hay van veya ongun. Çekme, 8. Yapı, Kör, 9. Zevk, Alil.

YUKARIDAN AŞAĞIYA :1. Söylenti, 2. Birlik veya

bir bütünün parçası, (Fr.) Bü- vük çadır. 3. Doğru olmayan, İnce ses, 4. Süvari, 5. Rüzgâr, Emme, 6. Bir çeşit ayıran, 7. Parlak olmayan, Kısa saplı balta, 8. Vilâyet, Faiz veya çoğalma, 9. Bir içki, Askerler.

DUNKU BULMACAMIZIN ÇOZUMU

SOLDAN SAGA:1. Peritonit, 2. Amerikalı,

3. Lakap, Fir, 4. Aran Atkı, 5. Mek, Ra, 6. Emekli, 7. Tu­tum, ile, 8. Si, Nal. 9. Kamara,Ne.

YUKARIDAN AŞAĞIYA :I. Palamut, 2. Emare, Usa,

3. Rekabet, 4. İran, Musa, 5. Tip, Emir, 6. Ok, Ark, 7. Naf­talin, 8. İlik, ilan, 9. Tins, Ele.

^ ■ ΙΙ |Ι1|Ι Ι |ΐ ; |ί ιΙ |; |Ι : |Ι Ι | || |! Ι · Ι Ι Γ :· ;> ·Ι ■ | ■

Teşekkür

I T O L G A :

HAZİRAN

YETERSİZLİK

20.5.1966 günü ve- 1 fert eden kıymetli ve ' sevgili babamız | HASAN VEZİROĞ -- LU'nun cenaze töre- § nine katılmak, çe- | lenk göndermek ve = sair surette taziyette = bulunmakla acımıza i iştirak eden yakınla- ! nmıza minnet ve te-- şekkürlerimizi bildiri­li π2-! Ailesi Adına:| İLTER VEZİROĞLUr .« n |lia il |it |H |H tll |I IB II |i ltU a U Bll« lll Iil lll ,ll |||U b .

•MIMIIMIHMUNniNHimnHNNIlHnHHinHIlUm

Satılık EmlâkLefkoşa Aylûka mahal­

lesinde Kadife sokak, köşe başı iki sokağa yüzü olan 4 numaralı ev,

Lefkoşada Yeni Cami mahallesi, Yuannis Tsini- eskis sokak No. 15, bir ev.

Lefkoşa varoşlarında 13 adet ev arsası olmağa el­verişli 7 dönüm, 3 evlek arazi müsait hatlarda şa­hlıktır. Ödemede her türlü kolaylık yapılır.Müracaat: Münir SARAÇ

28 Kasım Sokak, Zülhayır Apartmanı, Köşklüçiftlik, Lefkoşa.

Birbirini izleyen acı gelişmeler, Bir· I leşmiş Milletler B anş Gücü nün adamız- * Haki yetersizliğini ortaya koymaktadır..

Ve acı bir tecelli ki, bu yetersizliğin kefa­retini masum Kıbrıs Türkleri ödemekte­dir.. Bu yetersizlik yüzünden, Kıbrıs Türklerinin moral ve maddi yönden uğra H ık la r» zararlar çok büyüktür-

Birleşmiş Milletler Barış Gücünün yetersizliğine ilişkin bazı noktalara değin meyi ve bunların eleştirmesini yapma - yı, toplumlunuzun ulusal çıkarları gerek­li kılmaktadır, istiyoruz ki, tepkimize yol açan hususlardan Birleşmiş Milletler Yetkilileri de haberdar olsunlar ve tu ­tumlarım ona göre ayarlasınlar-

Son günlerde ortaya çıkan ve bizi ciddi düşüncelere sevkeden bazı oluşum­ları madde madde ele alalım:

1. Makarios Yönetiminin Türk Toplu- muna karşı uyguladığı ekonomik baskı hergün biraz daha fazla artm aktadır..

2. Türklere hareket özgürlüğü tanına cağı şeklindeki iddiaların aksine, yollar da ki kontrol hergün biraz daha fazla a r t­makta, yeni yeni barikatlar kurulm ak tadır..

3. Birleşmiş Milletlerin tüzel hüviyeti her alanda istism ar edilmektedir..

4. Birleşmiş Milletlerin tüzel hüviye­tini istismarcılık eğiliminin belirtileri, posta pullarının üzerinde dahi görülmeye başlanmıştır.. Birleşmiş Milletler adına çeşitli bahanelerle çıkartılan pullar yet­mezmiş gibi, bu defa da, Birleşm iş Mü letler adı, posta damgalarının üzerine geçmiştir..

5. Yaptığımız çeşitli uyarm alara rağmen, haberleşme imkânsızlığı bütün şiddeti ile devam etmektedir..

Kıbrıs Türk Toplumuna büyük sıkın­tılar vermekte olan bu oluşumlar. Birleş­miş Milletlerin yetersizliğinden doğmak­

la tadır.. Bu yetersizliğin tek kaynağı ise, ^ Birleşmiş Milletler Yetkililerinin kendile i rini Rum Liderliğinin üstünlük iddiasına ^ kaptırm aları ve Toplumlunuzun sorunla ^ nna karşı kayıtsız davranm alarıdır-

önce, şu gittikçe ağırlaşm akta olan I ekonomik baskı sorununu ele alalım:

Bu baskıyı “ekonomik ablûka” şek-0 linde tefsir etmek de mümkündür.. Ge- p çenlerde Yeşilırmak’tan gelen b ir kam- İ y°n dolusu çileği, Runılar yok pahasına p yağma etm işlerdir- Lefkoşa’nın Türk p Kesimine sokulmayan Türk üreticiye | Rum Çarşısı gösterilmiş, soydaşımız biı1 yüuı alınteri çilek ürününü paketi 25 p milden Rumlara satmak zorunda bırakıl g mıştır. Üstelik, güneş altında kasıtb 0 olarak saatlerce bekletilen meyvelerin g önemli bir kısmı bozulmuştur.. Malını p satabilmek için tâ Yeşibrmak’tan gelen | Tmfc üretici, b ir senelik alm terinin diye g tini Rum Utanç Barikatlarında bu şekil- g de alırken. B.M. Gözlemcilerinin tutunu, g kahredici b ir kayıtsızlık olmuştur.

Diğer taraftan Rumlar, kendi çarşıla g rmda satamadıkları döküntü sebze ve g meyveleri Türk tarafına sokm aktadırlar g Bu kazıkçı tutum a en ufak b ir itiraz yük g seldi mı, “isterseniz alın” demektedirler.. İ Bt d° ellerinde, bıçak da.. İcabında Türk g üreticinin ürününü Lefkoşa “ya solonu- p y?*1?r \.böylece kendi döküntü mallarının p surumunu sağlıyorlar., p Tüm gelişmeleri, sırf rapor hazırla

mak için izleyen Birleşmiş Milletler Göz­lemcilerine sormak gerek: Bu rezilce ka akcıhgın Birleşmiş Milletler ilkeleri üe bağdaşır yonu var mı?_ Ve Türk Kesimle nnrn ekonomik ablûka altında olmadığı- m vicdanları sızlamadan iddia edebilir- ler mı?.

yoIIarda rittikee ağırlaş- taşıtla

MLMET TOLGay yıcı kontro la- Rumlar veni katlar. Türk Yolcuları dj^dikS1 ^ alıkoyabilmek için motorize- ^ 1 *** m aktadırlar..

ı

m aktadırlar- Birleşmiş M i i ı J ^ r b» ket özgürlüğünü ha*lar karşısm da, hiçbir olumlu t S ^ tedbirini göremiyoruz- Hattâ lan barikatlarda B.M. Gözlemin”1 kunı' yoktur Bu durum m u v S S ? t hangi hır yere gitmek için £yolcularımız, kapkaranlık bu ze alm ak zorundadırlar- ^ **

Nereye gidiyoruz?. Birleşmiş vı;ı.„ lerin yollarda sağladığı düzen Yoksa sevmili Banş A s f i i £ ren , Rumların Tanrının günü Girn? f lundan rahatça g i d ip ^ e h S ^ on£ bize nispet yapmalarını sağlam^aTm ibaretttir?. Rum yolculara büytT^tifc lıkle tanınan hareket özgurlüğünüTfe^ yolcularımıza da tanınmasını talep etmA hakkımızdır.

Ya Birleşmiş Milletlerin tüzel huvi- i yetinin istismaH edilmesine ne demdP I Bir gün bakıyorsunuz Türk tarafında biı i Rum taşıtı; üzerinde Birleşmiş MiHetla I forsu. Bir giin bakıyorsunuz Türk tarata i da bir Rum savaşçısı; üzerinde Birlimi. I Milletler üniforması, Bir gün bakıyorsu. i nuz bir mektup zarfının üzerindeki BJVL i Pullan, yine B.M. Posta mühürü ile dam- i galanmış.

Que Vadis dostlar?- Makarios Yo- i netimi ile Birleşmiş Milletlerin bu içb-dışb samimiyetinin niteliği nedir ki? Anladık; Birleşmiş Milletler Kıbnstsdd taraflarla işbirliği yapacak.. Ama işbirliğinin boy- \ leşi, doğrusu tahammül edilir gibi değil j

Haaa!. Anladık!. Adadaki Birleşmiş i Milletler personelinin mevcudu gittikçe \ azalmaktadır ya, Makarios adadan giden j Banş Gücü personelinin eksikliğini du- j yurmamak çabasında.. Adadan giden mavi \ berelilerin yerini kendi araçları Be, kemi askerleri ile, kendi dairelerinin fonksho- j nu ile doldurmak eğiliminde. Yani Ma- : karios Yönetimi, Birleşmiş Milletler Banş Gücünün fahri üyesi olup çıktı!- Papaz, j Askerlerinin ve dairelerinin finansman < için yarın Birleşmiş Milletler merkezinden j tahsisat talep eider ve “mali gücüm Banş ; Gücü safında gerektiği şekilde yeterti ol· j mamı engelliyor” kabilinden lâflar edip j yakınırsa hiç şaşmıyalım!.

pes VaBahfLYa şu yirminci yüzyılın ikinci şm»

da Kıbrıs Türk Toplununum duçar ·»«' muhabere güçlüklerine ne A "**· ** lu bugün ayla haberleşiyor, biz U*Mşa dan Leymosun’a haber göndermek y neğine sahip değiliz. Te^ ° 'nun‘. tekniğinin en gelişmiş çağında, Mz P ; minci yüzyıkn mutsuzlan, tetefca « « rafla haberleşmek imkân ve ha^ “.hip değiliz. Beynelmilel Posta f t · · * nın, Telekomünikasyon Kıuaflannm edeceği bir oluşum mu bu..

Ve uygarlığın bu hayasızca jmesi karşısında ne yHwyor se ^ leşmiş Milletler lıyorlar bittabi!.. Bize tanıyacaklanna dair jwdiklerl ^ bir tekini bile gerçekle^tnı>^ lum ya, Makarios çok almgandır·- dirmeye gelmez Papazı·· Yet-

istiyoruz W, T oy^talUeri ellerini yüce y**lar ve cevap versinler biz (junBnu»b sizliğin kefaretini Türk Toplumunun bırakılmasıdeğil midir? . Milletlerin

Sanınz ki. Birleşmiş be­şizliğine ilişkin oluşumlar ^terdlğhniz tepkide, yerden P* ' haklıyız.

••••••••IHmiNHUinHIlHnnNlNNı «ttMMIllNIMMIlimiMI

I MÜJDE ! M Ü JD E !

isim DeğiştirmeBen aşağıda sahi­

bi Hamza Hüseyin Öztürk, daha önce Hamza Hüse - yin olan ismimi, Hamza Hüseyin Öztürk’e çevirdi­ğimi ve bundan böyle bu şekilde imza edeceğimi bildiririm.

Hamza Hüseyin Öztürk

t e n

It******

Düz ve çeşit desenlerde }eğiı®j ve Braş-Naylon erkek S istiyorsunuz? jYazın bedeninizin serin oln1 istiyorsunuz?O h a l d e k a r a r v e r m e d e n \

MİŞON M a ğ a z a s ın d a ın ıa ^ j k e - l , . .. o la n b i n b i r ç e ş i t v e desenle

g ö m le k le r i g ö r m e n iz m e n f a a t i n i z e d i r .

- Unutmayınız KEMAL MtŞONUKemal Mişon sizin en ucuz m a ğ a z a n ı z d a

K EM A L M t Ş O ^ | 14, A n k a ra sok '

saJA 14 HAZİRAN, 1966 ...................

Arap Ülkeleri ve Türkiye. . . . . B ' ” '· · *

SAYFA 3

•İslâm Birliği veya herhangi isim altında olursa olsun, bütün İslâm devletlerini keskin çizgili bir teşkilât içinde toplamağa bugünün şartları elverişli değildir... Türkiye, Arap ülkeleriyle siyasî münasebetleri üzerine fazla

düşmeyip, ilgilerini çeşitli alanlarda göstermeğe çalışmalıdır.”

Prof. Dr. Fahir H. ARMAOĞLUlIREL Hükümetinin 3

Kasım 1965 günü Par­lâmentoda okunan programın­da, diş politika alanında dik­kati çeken noktalardan biri de Türkiye ile Arap ülkeleri ara­sındaki münasebetler konu­sunda söylenenler olmuştur.Yeni hükümet programında

nEMİ V Ka:

Türk - Arap münasebetlerine verilen ağırlık, III. ve IV. ko­alisyon hükümetlerinin prog­ramlarına oranla daha fazla olmuş ve öezllikle Arap dev­letleri ile “her türlü şüphe ve tereddütten uzak”, hakiki ve yakın bir dostluk kurmak”tan söz edilmişti. Mamafih bu ko­nuda söylenenler sadece niyet alanında da bırakılmavarak, bâzı tâvizlere de geçilmiş ve yeni Türk hükümetinin, Arap memlekeetlerini “meşrû dâ­valarında”, yâni bir bakıma Filistin meselesindeki “meş­rû” isteklerinde, destekleye­ceği de ifade edilmişti. Öte yandan, Demirel hükümetinin programı okunduğu zaman, Ankara ile Kahire arasında, yıllar sonra, henüz büyük el­ciler teati edilmiş bulunuyor­du.

Bununla beraber, AP. hü­kümetinin Arap ülkeleri ile olan münasebetlerinde, son yedi . sekiz aylık devrede, önemli gelişmelerin .olduğu veya mevcut gelişmelerin Türk hükümetini aktif b'r Arap veya Orta - Doğu poli­tikasına sevkettiği söylene­mez. Bugünkü Türk hükûme ti, Arap memleketleri ile bir yakınlaşma isteği içinde ise de, özellikle geçmişini dene­melerinden sonra, niyet'erini uygulama alanına geçirmede bir hayli ihtiyatlı olmaya dik kat etmektedir. Mamafih, Orta Doğu’daki olayların son ay­lardaki akım şekli, Türkiye’yi de ister istemez bir davranış almaya zorlamıştır. Türk dış politikası ihtiyatlı bir aktivi- teye başlamış bulunmaktadır.

İSLAM BİRLİĞİ

Demirel Hükümetinin Arap politikası ile önemli deneme­sini, Suudi Arabistan Kralı Faysal'm bundan bir süre ön­ce ortaya attığı Islâm devlet­leri birliği fikri ile geçirmiş­tir. Yemen üzerinde bütün Şiddeti ile cereyan eden Ka­hire - Ryad mücadelesinin çer­çevesi içinde ve Nâsır’m Arap dünyasında sarsılmaya başla­yan prestijine bir darbe daha indirmek amacı ile ortaya atı­lan Müslüman devletler fikri, Kahireye karşı Faysal’m po­zisyonunda bulunan Tunus Cumhurbaşkanı Burgiba tara­fından da desteklenmiştir. Türkiye’nin, Orta - Doğunun Müslüman devletleri içindeki gücü ve ağırlığı ve bir yandan da Ankara - Ryad münasebet­lerinin yoğunluğu gözönüne alınınca, Türk hükümetinin Şu veya bu yönde alacağı bir tutum, şüphesiz bu fikrin ger Çekleşme alanındaki gücünü de etkileyecektir. Fakat, Tür­kiye bu ağırlığını hangi yön­de olursa olsun hemen ortaya koymamıştır. 1955 yılındaki Türk hükümetinin Bağdat Pak ti konusundaki gayet aceleci ve hesapsız tutumu ile kıyas­lanınca, bu son tutumun a- damakıllı ölçülü - biçili oldu- ğu kolaylıkla görülmektedir.

Lâkin’ Türk hükümetinin du konudaki davranışının or­taya koyduğu sonuçlan tama- men paylaşamadığım'7' dia be- tirtmehviz. Söyle ki: Geçmişin denemeleri do'ayısıvle TUrki-

Orta Doğuda ve Arap ve Islâm memleketleri arasında kollektif, toplu bir teşebbü­sün İmkânsızlığım ve gerçek- ere uvgun düşmeyeceğini an­

lamış bulunmaktadır. Bundan

ötürü de, bugünkü hükümet Arap memleketleriyle tek dü­zene dayanan toplu bir po­litika yerine, kişisel olarak her Arap devletiyle Ankara arasında herbiri ayrı biçimli ikili münasebetleri tercih et­miş görünmektedir.

Islâm Birliği veya hangi isim altında olursa olsun, bü­tün Islâm devletlerini keskin çizgili bir teşkilât içinde top­lamaya bugünün şartlan elve­rişli değildir. Şartlan zorla­mak ise, Türkiye’yi bir kere daha 1955’in kötü gelişmeleri içine sürükleyebilir. Fakat buna karşılık, Müslüman dev­letler arasında daha gevşek yapılı toplu bir düzen kur­mak da tamamen imkânsız değildir. Çünkü, böyle bir ça­ba için bugünün şartları, 1955 inkinden çok daha müsaittir, ikinci olarak, gevsek yapılı toplu bir düzen, 1955’deki gi­bi bir hamlede değil, daha zi­yade siyasal konuların dışın­da ve derece derece gerçek­leştirilecek bir işbirliği ve ya­kınlaşma düzeni olacaktır.

MISIR MESELESİBununla beraber, Türkiye'­

nin Orta - Doğudaki faaliyet­lerinde özellikle hesaba kat­ması gereken önemli bir un­surun mevcut olduğunu da bi­liyoruz. Bu da Mısır ve Baş­kan Naşiridir. Şu anda Kahi­re - Ankara münasebetleri bir yandan, Kahire’nin Doğu ve Batı ıkarşısındaki durumu bir yandan, bir tuhaflık göster­mektedir. Son aylarda Türki­ye ile Mısır arasındaki müna­sebetler belirli bir gelişme yoluna girmiştir, iki memle­ket arasındaki kültürel ve ti­cari münasebetlerin genişletil­mesi için her iki tarafça da faaliyette bulunulmaktadır. Bu gelişmelerin, Mısır’ın ge­nel dış politika gelişmeleri ile paralel olması dikkatten kaç­mamıştır. özellikle Amerikan yardımını sağlamak için, bu memleketle olan münasebet­lerini bir hayli yumuşa» ğı bir zamana rastlamıştır. Bir yandan Yemen’de içine düş­müş olduğu bataklık, öte yan-

Bu akşamki Nöbetçi Eczahane

A. KCFt(Saat 19j00 23.00

arası açıktır.)

lUHIMHUOlU

A A 'jJ V . Jk.’. 'X

Vaâeı mââutcuu/Stt

AK-PAKGhb/ep&c — ^ .

n&t afted tne ,jtneü anot ekin— Clean t and keepf your cfodtrt—7 S ta n c h # y o u r

c M W -

İkramiyeliAK -PAK

Kaynatma TozlanAlmakta olduğunu*

RI ve ÜTfltEH.Si* de ΑΧ-PAK Ymmatma Tc*u

hem şansım»çüm i geçinmş ohımnnn*.

NOT: EtikaÖetnâ» tiirerefc.

hem de tyl 1*

dan da içerde halkın karşılaş­tığı ciddi ekonomik sakıntılar ve bundan doğan hoşnutsuz­luk, Başkan Nisıriı bir tutum değişikliğine zorlamıştır Lâ­kin tam bu sırada Sovyet Baş­bakanı Kosigin'in bir haftalık bir ziyaret içki Mısır’a gelme­si, gelişmeleri ilgi çeken bir biçime sokmuştur. Kosigin'in ziyareti, Nâsır’m. 150 milyon dolarldc gıda yardımı ile 100 milyon dolarlık diğer çeşit yardımlar için Amerikayı sı­kıştırmaya başladığı bir za­mana tesadüf etmiştir. Ame­rika 1965 . 66 devresinde Mı­sır'a ISO milyon dolarlık bir gıda yardımı yapmıştı ve Mı­sır şimdi 1966 . 67 devresi için de tekrar, toplam olarak 250 milyon dolarlık yardım istemektedir. Mısır'ın bu du­rumu Sovyetleri telâşlandırdı­ğı gibi, Nâsır da, Sovyetlerin bu telâşını ve Kahire ile ilgi­lerini yoğunlaştırmak isteme lerini, Amerika'ya karsı bir koz olarak oynamak ister gö­rünmektedir.

Nâsır'm klâsikleşmiş olan bu manevraları başarı sağlar mı, sağlamaz mı, orasını bile meyiz. Yalnız, işaret etmek istediğimiz odur ki, Nlsır'ın politikası, karşısındakine gü­ven verici bir istikrardan yok sundur ve süratli değişme ler yapabilmektedir Bu sebep, ten, biz. Kahire - Ankara mü­nasebetleri yeteri kadar geliş­me göstermeden, Türkiye ile Mısır arasında bir kültür an­laşmasına teşebbüs edilmesini zamansız buluyoruz. Korku muz odur ki. Türkiye . Mısır kültür anlaşması, Türk-Sov- vet kültür anlaşmasına benze­yebilir Anlaşmayı yapıp aon radan tasdik etmemekten**· önce iyice düşünüp sonra an­laşma yapmak çok daha İyi­dir. Kaldı ki, Türkiye ile Mı­sır arasında kültür temasla­rının geliştirilmesi için mu­hakkak bir anlaşma yapmtya da lüzum yoktur.

TÜRKİYE’NİN ÇABALARI

Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki yakın ve yoğun münasebetler, Türkiye ile Irak arasındaki karayolu an­laşması ve bunun dayandığı ikili münasebetlerin gelişmiş durumu ve Mısır'la imzası ta­sarlanan kültür anlaşması gör teriyor ki, Türkiye bugün A rap ülkeleri ile olan münase­betlerini siyasal alanın dışın daki konularda geliştirmek suretiyle genişletmeye Çalış­maktadır İkOi çerçeve içinde­ki bu çabalan ancak destek teriz. Lâkin bu çabaların ge­niş alana yavıhnak suretivle birleştirici bir role sahip kı Iınmasınm çok daha yararlı sonuçlara ulaşacağı inancını da taşımaktayız Bu ildnciniin vaptknası için birincinin ter­ki gerekmez. Paralel ve den­geli bir şekilde yürütülecek faaliyetlerin daha elle »utulur sonuçlar vermesini beklemek imkânsız degikLr Meselâ MU* lüman devletler arasında çe­şitli sportif temaslar" orga­nize edilmesi, eğitim, bilim ve sanat kurumlan arasmd’ te­ma* ve işbirliğinin artınlma- sı. bu alandaki temas ve mü­nasebetlerin devamlı ve dü­zenli bir biçimde teskilât’an- dınbnası. v s gibi tesehbü*- ler herhalde tamamen *onu<- tuz kalacak değildir

Bu çeşit bir teşebbüse kar şı elbette kİ bâzı devletlerden bâzı kam koymaler «e’rt**- tlr. Fakat şunu unutmamal* kİ, bugünün ssrtlan içind*. esasen bu devimlerle ikili mü hawbetWin gelismesîne bel bağlamak da mümkün değil­dir Buna rağmen biz, bu dev­letlerin. tivasa! alan A*tnda- ki ortak temas ve faaHv-tler- den k«*ndflerfn: uzak mt ğım da sanmıvnn’7 ^nemli olan. TürkTyenrn shndd'k bazı Arap - Islâm devletlerivle «î- vesal fazla herleri

SELMA GÜNERİ

“BEN ÖLDÜKÇE YAŞARIM” FİLMİNDE

S. GÜNERİ'Yİ KANDIRIP ÇIRILÇIPLAK SOYDULAR...‘ Vur Emri” mi, “Kır Emri” mi? — Bir buçuk aylık istirahat — Vay benim 150.0(H) liram Masum kızlar nasıl düşer? Bana dediler kİ.. “Bu film gûya Cannes Festivaline gidecek miş!” - Sen so>unmana bak kızım”

ELİNE çabuk rejiaörlsnnûz. 1 45 günde en az dön filmden TUrtor tnanoglu, 1 birden çıkarabileceğini düşü-

başrolünde Ayhan Işık’ın oy- nen İşık. 150.000 liram gitti”derken herhalde haklıydı.

“BENİ KANDIRDILAR” $ ei~ma Güneri, bugüne ka­

nadığı “Vur Emri'nı çevirir ken bir kazâ oldu ve Iştk'tn ayağı kırıldı. Böylece “Vur Emri” bir Çeşit “İOr Emri' 'nedönüverdi

Işık önce hastahaneyc sonra da evine katdınldı. Ayağı al­çıya alındı ve Işık şimdi alçılı ayağının iyileşmesini evinde yatarak bekMyor. Arkadaştan, yakınlan ve prodüktörleri “geçmiş otsuıTa gittiler, hattâ hâtıra diye de Işık'ın alçılı ayağına birer imza da kondur

İşık, iki noktadan yangın. Birincisi ayağının kıntdığma, İkincisi de "150.000 lira’ 'sının

Sttığine. çünkü dOKtorl ir ık'a 45 gün süreyle evden

çıkamryacağmı ve hiç bir ça­lışmaya katılmayacağım söy­lediler.

dar Türk sinemasında ‘mâsum kız” rolleriyle tanın

mış ve seyircisine kendisini öyle fcabullendinnişti. Fakat son filmi "Ben Öldükçe Yaşa- nra" — bütün iyi niyetlerine ve boyundan büyük iddiaları­na karşılık son derece ilkel bir filmdi— Selma Güneri’yi çelmeyen bir film oklu. Güneri, filminde durmadan so­yunuyordu. Bir kadın oyuncu­sunun soyunmasından daha tabii birşey olamazdı ama. Güneri’nin soyunması evlere şenlikti. “Nezih” olmaktan çoât “müst*-bçen” di de.

Güneri'yi filminin lstanbul- daki galasında seyircisi bir gü

(Devamı 4. sayfada)

ş e-».'

AHMET SEDATıntr Zengin ÇXK l ’K ARABA çeşitlerini

★ Yeni gelen TOST MAKİNELERİ’ni i

Ottrüntiz.. Mutlaka beğeneceksiniz.

AHMET SEDAT(Saray Hotel karşısında)

Tel: 3640 — LEFKOŞA

"I D W Λ » w ** * r

ITALY AN FALCILARINDAN LUCÎA ALBERTt’YE GÖRE :

Evlenmede, Dost Tutmada Burçlara Dikkat Ediniz..İtalyan falcılarından Lucia Alberti'ye göre, her insanın karakteri ile burcu arasında sıkı bir bağ vardır. Bir insanın karakterini anlamak için de hangi burçta doğmuş olduğunu bilmek kâfidir. Aynı zamanda insan her burçta doğan kimselerle anlaşamaz. Bas burçlarda doğanlarla kolay anlaşır ama bazı burç­larda doğanlarla hiç anlaşamaz. Falcı, burçlara göre karakter tasnifini şöyle yapıyor:

KOÇ BURCUNDA OLANLAR (21 Mart ile 21 Nisan arasında doğanlar): Bu burçta doğanla­rın en bariz özellikleri sonsuz enerjileridir. Hayat doludur. Çok açık kalplidirler. Samimi­dirler. Başkalarını kendilerine kolay bağlayan cazip insanlardır. Bilhassa Aslan Burcunda, Yay Burbunda, İkizler Burcunda ve Kova

Burcunda doğanlarla iyi anlaşırlar. Fakat Yengeç, Oğlak ve Terazi burçlarında doğanlarla hiç anlaşamazlar. Bach, Haydn, Zola, Toscanini ve Descartes bu burçta doğmuşlardır.

BOĞA BURCUNDA OLANLAR: (21 Nisan ile 21 Mayıs arasında doğanlar): Bu burçta olan­lar çok defa dış görünüş itibariyle büyük bir bedeni kuvvete sahiptirler. Ama içleri yumu­şak insanlardır. Daha ziyade konforlu, rahat bir hayat yaşamayı severler. Çok pratik bir zihniyetleri vardır. Başak Burcunda, Oğlak

Burcunda, Yengeç Burcunda ve Balık Burcundan olanlarla iyi anlaşırlar. Akrep ve Aslan burcunda olanlarla pek anla şamazlar. Boğa Burcundan olanlarla ise hiç bağdaşmazlar.

İKİZLER BURCUNDA OLANLAR (21 Mayıs ile 21 Haziran arasında doğanlar): Bu burçta olanlar üstün bir ahlâk ve zekâya sahip insan­lardır. Kadınlar çok iyimser ve neşeli olurlar, meslek sahibi de olabilecek kabiliyettedirler. Erkekler çok idealisttirler. Hisleri çok derin ve kuvvetlidir. Bu burçta doğanlar bilhassa

Koç, Terazi, Kova ve Aslan burçlarından olanlarla anlaşırlar. Balık ve Yay burcundan olanlarla pek anlaşmazlar. Grıeg, Wagner, Gounod, Van Gogh bu burçtandır.

YENGEÇ BURCUNDAN OLANLAR (21 Hazi­ran ve 22 Temmuz arasında doğanlar): Buburçta olanlar çok hayalperest, romantik ye hassas insanlardır. Sinirleri daima gergindir. Çabuk alınırlar, fakat sevdiklerine çok derin­den bağlanırlar. Çok müşfik ve merhametli­dirler. Hayalperest oldukları için hayal kırık­

lığına uğrayabilirler. Çocukları severler ama bir evliliğin mesuliyeti onlara çok ağır gelir. Hayatın çirkin tarafları on­ları üzer. Herşeyin iyi olmasını isterler.. Aşkta müşkülpesent­tirler.

ASLAN BURCUNDAN OLANLAR (22 Tem- i muz ile 23 Ağustos arasında doğanlar): Bui jfiŞfVİSy burçtan olanlar çok kuvvetli bir karaktere sa- * e hiptirler. Biraz fazla otoriterdirler. Haksızlık­

tan hiç hoşlanmazlar. Aşkta çok ihtiraslı in­sanlardır. Bu burçtaki kadınlar ekseriya her­kesin dikkatini çekmek isterler. Çok iyi anne

olurlar. Tehlike karşısında daima çok cesaret ve soğukkanlı­lık gösterirler. Napoleon Bonapart, Mussolini ve Haile Selâ- siye, Aslan Burcunda doğmuş kimselerdir.

BAŞAK BURCUNDAN OLANLAR (23 Ağus­tos ile 23 Eylül arasında doğanlar): Genel olarak çok zeki insanlardır. Erkekler çok ha­reketlidirler. Biraz esrarengiz mizaçlıdır. Bu burçtaki kadınların sevgileri çok derindir. Ba zan ilk bakışta âşık olabilirler. Fakat kıskanç­tırlar. Sadakatsizliğe tahammülleri yoktur.

Koç, Boğa ve Akrep burçlarından olanlarla çok iyi anlaşır­lar. İkizler, Yay ve Balık burcundan olanlarla pek anlaşamaz­lar. Goethe, Aristo ve Richelieu bu burçta doğanlardandır.

HIIIUMMIlUliniMMMIlNMNIMIHIIIIIHIinMmmHI

ÎÛÜM&İİ****

TERAZİ BURCUNDAN OLANLAR (23 Eylül ile 23 Ekim arasında doğanlar): Bu burçtan olanlar çok muvazeneli insanlardır. Terazi, zarafet sembolüdür. Bu burçtan olan hanımlar çok zarif, çok ilgi çekici kadınlardır. Erkekler de çok müşfik ve anlayışlıdırlar. Bazı husus­larda biraz inatçı olmakla beraber şiddet

gösterisinden nefret ederler. Bu burçtan olanlar Aslan, İkiz­ler ve Yay burcundan olanlarla anlaşırlar. Oğlak, Yengeç ve Koç burcundan olanlarla hiç anlaşamazlar.

AKREP BURCUNDAN OLANLAR (23 Ekim i V ile 22 Kasım arasında doğanlar): Bu burçtai doğanlar çok kuvvetli şahsiyete sahiptirler.

Nükte ve şakadan hoşlanan dinamik insanlar­dır. Bu burçtaki erkekler iyi organizatör ve idareci olurlar. Kadınlar ise servete düşkün­dür. Erkeklerini çok çalışmağa ve yükselmeğe

teşvik ederler. Bu burçtan olanlar Balık, Başak ve Yengeç burcundan olanlarla anlaşırlar ama Aslan, Kova ve Boğa burcundakilerle anlaşamazlar. Paganini ve Nehru bu burç­tandır.

— ”TJ YAY BURCUNDA OLANLAR (22 Kasım, 22 l i Aralık arasında doğanlar): Bu burçtaki insan-

■ lar »slerini daima açığa vururlar. Herşeyleri ; f ortadadır. Şiddetli bir mizaçları vardır. Inkı-I. ε τ Γ \ ^ . lâpçı, ihtilâlci olurlar. Yeniliği severler. Mu-

hayyileleri geniştir. Daima yeni şeyler peşin­dedir. Kadınlar ise çok sadık ve aynı zamanda

çok kıskançtırlar. Bu burçta olanlar Koç, Kova, Terazi ve Aslan burcundakilerle anlaşırlar. Başak, Balık ve İkizlerle anlaşamazlar. Beethoven, Churchill, Rilke bu burçtandırlar.

OĞLAK BURCUNDA OLANLAR (22 Aralıkile 21 Ocak arasmda doğanlar): Bu kimselerin bilhassa iradeleri çok kuvvetlidir. Istıraplara karşı dayanıklıdırlar. İster bedenî, ister mâne vî olsun bu ıstıraplar onları çökertmez. Bu burçta doğan kadınlar ananelere çok düşkün, muhafazakâr kadınlardır. Değişikliklerden

hoşlanmazlar. Bu burçta doğanlar Başak, Boğa ve Balık bur­cundan o kınlarla anlaşırlar. Koç, Terzi ve Yengeç burçlular- la anlaşamazlar. Kepler ve Pasteur bu burçtandırlar.

KOVA BURCUNDAN OLANLAR (21 Ocak Ue 19 Şubat arasmda doğanlar): Bu burçtaki in- sonların oldukça garip bir mizacı vardır. İçle­rine kapalı, hassas, kararsız insanlardır. Ka­dınlar erkeklerine uyan, munis fakat İradeleri zayıftır. Bu burçta olanlar evlendiklerinde ço­ğu zaman dostlarından ayrılırlar. İkizler, Yay

ve Koç burcundan olanlarla iyi anlaşırlar. Akrep, Boğa ve Aslan burcundakilerle anlaşamazlar. Galile, Roosevelt ve Lincoln Kova burcunda doğmuş olanlardandır.

BALIK BURCUNDAN OLANLAR (19 Şubat ile 21 Mart arasmda doğanlar): Bunların mi-zact günü gününe uymaz, çabuk değişirler, ça­buk öfkelenirler ve çabuk unuturlar. Fakat daima yüksek fikir ve ideal peşindedirler. Ka- d ın lançok zarif, ihtiraslı ve çocuklarına aşırı derecede bağlıdırlar. Bu burçtan olanlar Yen

geç, Boğa ve Akrep burcundan olanlarla iyi anlaşırlar İkiz- ler, Yay ve Başak burcundakilerle anlaşamazlar^ Copemic Emste.n, Michelangelo, Chopin ve Ibsen bu burr.ta doğmuş

Satılık Makine ve Motorlar

1. Motor 3 hp.2. Motor i hp.3. Kahve kavurma ma­

kinesi.4. Kahve ve tahıl öğüt­

me makinesi5. Yeni yedek kışlar. Beraber veya ayn ayn

satılıktır.MEHMET REFİK 23, Alay Bey, sok.

LefkoşaSELMA GÜNERİ

(3. sayfadan devam) zel yuhaladı ve notunu verdi. Bu konuda, Güneri ise şunları söylüyordu:

“— Prodüktör ve rejisör, bu filmin Cannes Festivaline katılacağım, soyunma sahne­lerinin yurt içi vizyonlarından çıkarılacağını, zaten sansürün bu kadar açık saçıklığı izin vermeyeceğini söylediler ve alabildiğine soyunmamı istedi, ler. Ben de soyundum. Fakat sonradan Cannes Festivaline katılmaktan vazgeçtüe- ne­dense. Soyunma sahnelerimi de çıkartmadılar. Olanlar ba­na oldu galiba..”

Willi Jaschek çeşitli oniki spo r Halında yapılan van «no a-, »ıS ffe,Î Î Ch’ta (Federai Alman’ya) tertiplenen Ş ım ?fr” "«

rm da Jaschek, uzun zam andır rakibi olan Olim piyat ü c t o c ü s ü ^ o î Î Şampiyonla. 50 puan gibi çok az b ir fark la y en d i Jaschek < n i d ^ Î f L ? J ? te r 112,-reketleri Ue ajmı zam anda şam piyonluk ünvanım d T 3 S İ& !e^ ^ , l s terd i«i * * yarışm alarda, (yer jim nastiği, halka ve kasa) üc samîî^SıJS.^»vafjfak oldu. Bu nün en yüksek puanı olan 9.60ı alan ItzehoeTi ( F e d S ^ w ^ T -® 1 defa ^ KÜ- ise seyirciler üzerinde büyük te sir uyandırm ıştır aRya Ju rSe" Bfachof

( IN -B ild )

KIZIL ÇİN’İN Nü f S * 1 MİLYARA YAKLAŞTI

YAPILAN HESAPLARA GORE K0*C

NIST ÇİN SAATTE 1,700 KİŞİ ARTmj#Kabaca yapılan bir hesaba

göre Komünist Çin’in nüfusu saatte 1,700 kişi artmaktadır. Tabii bu rakamın ne derecede doğru olduğu hususunda ke­sin bir şey söylemeğe imkân yoktur, zira ülkenin gerçek nüfusu konuşurda verilen ra­kamlar oldukça büyük farklı­lıklar göstermektedir. Resmi Pekin çevreleri ülke nüfusu­nun 650 ilâ 700 milyon ara- smda olduğunu söylüyorlar. Hong Kong’lu uzmanlar ise Çin nüfusunun şimdiden 750 milyonu bulduğunu iddia et­mektedirler. Gerçek ne olur­sa olsun hemen herkesin ka­bul ettiği husus ise bu ülke­nin nüfusunun 20. yüzyılın sonunda 1 milyarı aşacağı hu­susudur.

Çin topraklarının verimlili­ği sınırlı olduğuna göre bu muazzam nüfusun ileriki yıl­larda bu ülkenin izleyeceği politikayı tayin edecek başlı­ca faktör hâline gelebileceği düşünülebilir. Komünist Çin’­in gücünü, sanayiini ayakta tutabilecek ham madde istih. şali ve nüfusunu besliyebilme yeteneği teşkil edecektir.

Bu gerçeklerin farkında o- lan Komünist Çin’li yönetici­ler şimdi bütün güçleri ile nü. fusun kontrol altına alınma­sına çalışmaktadırlar. Ancak bu gayretler zaman zaman Mao Tse - Tung’un dogmacı görüşleri ile çatışmakta ve Cin’li yöneticileri güç durum­da bırakmaktadır. Pekin’in do­ğumu kontrol çalışmalarının, Mao Tse - Tung’un Gerillâ taktikleri gibi zigzaglı oluşu­nun sebebi de bundan başka bir şey değildir. Çin’li uzman­lar doğumu kontrol konusun­da bazan ileri doğru bir adım atmakta, sonra bu davranışla­rı ile tezat teşkil eden başka bir harekette bulunmaktadır­lar.

Daha bundan bir kaç yıl öncesine kadar Komünist Çin- de nüfus artışının tehlikelerin den bahsedilmesi bile suç sa­vılmaktaydı. Şimdi durum ta­mamen değişmiş bulunmakta­dır. Çin’li uzmanlar açık bir nesil sonra, hâlen yılda % 2 oranında olan nüfus artışının varı yarıya azaltılabileceğini söylemektedirler. Diğer ta­raftan Çin basını, tarafından desteklenen bir kamnanva hal kı doğumları önleyici haplar kullanmağa ve çocuk düşür­meğe davet etmekte ve hic değilse şehirlerde etkili ol­maktadır.

lkna metodlar. & kul! makta, dahalere b^vurulmakUdTL^ arasında üçten fa,ı Buahr ailelerinmn kısılması ve S 4 ’ ancak üç ç o c u ^ t * * mıktarda giyecek eşj ΪΆ Β . usuU" F f i

yaşma kadar evlenmem J temm etmek sureti ile S mu kontrol gayretlerine £far"1 Ov°samakga * ' « · iar. Oysa kanunen bir Çin'ierkeğin 20, kadmm ise 18» şında evlenmeğe hakkı vardır

Ancak yukarıda da belirtil· dığ. gıbr bütün bu çalışmak- şimdilik daha ziyade şehirle de başarıya ulaşmakta, yüz yıllar boyunca “ Çok çocuk aileye saadet” getirir inana ile yetişmiş köylüler arasım!; fazla etkili olmamaktadır

Maltus teorisinin Marksist ler tarafından benimsenmedi ğt bilinir. Buna rağmen Çinli Komünistler ilk defa 1954 vı lında anormal şekilde nüfc artışının bazı problemler ya­ratabileceğini kabul etmişler di. Bunun üzerine ntifus artı şını önlemek irin bazı tedbir lerin alınmağa başlandığı gö­rüldü. Bu gayretler 1959 yı­lında birdenbire durduruldu Bunun üzerine doğumu kont role taraftar Çin’li yöneticiler bulundukları görevlerden J- zaklaştınldılar ve bunlanr Marksizme karşı oldukları:: dia edildi. Cin Komünist Py tisinin doktrinci gazetesi “Kı­zıl Bayrak” kalabalık nüfus» “Komünizmin hızlı, ekonom'· mükemmel şekilde kurulma? konusunda” en büyük yata® cı olduğunu iddia ediyor. w zete Mao Tse Tung’un Ssözlerini naklediyordu:fus ne kadar artarsa arte Çin devleti irin bir pw”teşkil etmivecektır Devleti-fusu artısına mutlaka çare lunacaktır. Bu çare ışnh» dır. Komünist Partis»» deri iğinde bulunan baft> - her zaman mûcızeler bilir.” , . tj«rTin’ll yönetıcılenn doğumu kontrol rar verme’eri MrorM?* dığtnı g ö s te rm e ^ ®

mlawtwMimiim——***

■ II

·:♦:· ,·:♦> ·:♦> ·:♦> ·:♦> >:«·;. HANIM LAR... BEYLER

jj LÜTFEN OKUYUNUZ$ İngiltereyo giderek bizzat kendınıi»1' ^

YAZLIK. MEVSİMİ»

bar* i

bir titizlikle seçtiği KIŞLIK OKKA İŞİ kumaşlarımız

★ BINB1R RENK VE DESENlbR★ EN İYİ KALİTE★ TÜRK ÇARŞISINDA

GÖRÜLMEMİŞ FIATLAKi * . . . » i y a r e t l e jjHemen bugiın m ağazam ı»

mizi görünüz. Acele etmek menfaatintf Ϊ

* BİLHASSA TERLİN ' ıRIMIZA HAYRAN KALACAK $ ,

* d e ğ i l , i k i , ü ç t a k im l ik b» i I$ SATIN ALACAKSINIZ.I Adrese Dikkat·* KAŞIT DERVİŞŞ BAGZIBAGLI TJca

Arasta Sokağı No-Jj “*V

»VV-Vtn

UîVVVV

VVVVVV

VVVVV*

VVVV4*l

WVVWVW

VW*&û<

rtt<in!rC

rirt!r-ü-C

r(ri><r-it

û-CrerCr

-trerCrCr·,

^ 14 HAZİRAN, 1966 *************..................

Yeni Bir s t e m e y i zALİTHiA gazetesi yukarıdaki başlık altodaki başyazısında Türk-Yunan

rine temasla şunlan yazmaktadır rK Yunan muzakereie-

“Yunan Dışişleri Bakanı Tumbas, Brükseide verdiği bir demeçte Kıbrıs meselesine ge çici değil, fakat devamlı ola­cak bir hal çaresinin aranmak ta olduğunu söylemiştir. Turn bas, Enosis’in lâfını bile et­memiştir. Tumbas’ın devamlı bir hal çaresinden bahsetmesi, Enosis’in terkedildiği manası­na gelmektedir. Çünkü Enosis geçici veya devamlı olacak bir hal çaresi değil, fakat nihaî ve ebedî bir hal çaresi teşkil etmektedir. Tumbas’ın böyle nihai ve kalıcı bir hal çaresin den değil de, uzun süreli bir hal çaresinden bahsetmesi, Enosis’in terkedildiğinden baş ka bir mana vermemektedir.

İkili müzakerelerin sonucu­na gelince; Türklerin tutumu, sonuç hakkında iyimser olma ya imkân bırakmamaktadır. Türklerin nihaî gayesi bütün adayı ele geçirmektir. Bu mak şatla, istilâ plânlarına yardım cı olacak bir köprübaşı elde etmek için çalışmaktadır. Türk—Yunan müzakerelerin - de Taksim taleb edeceklerine muhakkak nazariyle bakılabi­lir. Taksim reddedilince de, ikinci bir Zürih anlaşmasına gidilmesi muhtemeldir. Fakat Kıbrıs, ikinci bir Zürih’e asla fırsat vermiyecektir. Herşev olabilir. Güneş Batıdan doğa­bilir. Bir nehrin suları geriye doğru akabilir. Kargalar be - yaz olabilir. Fakat yeni bir Zürih olamaz. Çünkü yeni bir Zürih, Enosis için yeni bir mezar olacaktır. Kıbrıs hal’n birlik ve beraberlik içinde mü cadelesine devam edecek ve hürriyetine kastetmek istiven- lerin plânlarını akamete uğra­tacaktır. Yakın geçmişin olay­ları, Kıbrıs halkının idealleri uğruna mücadele etmesini, can vermesini ve zafer kazan masını bilen bir halk olduğu­nu ispat etmektedir.”

İKİLİ MÜZAKERELER VE KRİZ

SÎNAYERMOS gazetesi, sa­hibi ve müdürü Fanos Kons- tantinidis’in imzasını taşıyan yukarıdaki başlık altındaki başyazısında, Türk—Yunan müzakerelerine başlandığı bir sırada, Yunanistanda yeni bir kriz tehlikesinin doğmasını en dişe ile karşılamakta ve şöyle demektedir

“Türklerin uzlaşmaz tavır takındıklarına dair haberler, den sonra şimdi de Yunanis­tanda bir kriz tehlikesinden bahseden haberlerin gelmesi, üzüntü ve endişe vericidir. Krizin, ve onun doğurabilece­ği bir felâketin önleneceğini ümit ediyoruz. Yeni bir kriz fırtınası herşeyi mahvedebilir. Bu dramatik safhada, Yunanis tanda sarsıntılar geçiren bir hükümet değil, fakat dinamik bir hükümet bulunmalıdır.. Kıbnsın anavatandan bekledi ği, bu kritik günlerde millî merkezin bölünmesine fırsat verilmemesidir. Şurası da unu tulmamalıdır ki, Yunanistanda yaratılan kriz tehlikesi Türk- İerin diğer düşmanlarımızın cür'eti artırmalarına sebeb ol­maktadır.”

İKİLİ MÜZAKERELER

Haftalık muhalefet organı ETHNİKİ gazetesi K.G. Tsel- los imzasını taşıyan, yukarıda ki başlık altındaki bir yazısın da, ikili müzakereleri destekle mekle beraber, bu müzakere­lerde Yunanistanın Enosis talebinden asla vazgeçmemesi gerektiğini ileri sürmekte ve söyle demektedir

“izlenecek yegâne doğru yol, Enosis yoludur. Kıbrıs da vasinin mes’ut bir sonuca bağ larnnası ve Yunanistanın bir millet olarak kurtulması için, bu yoldan inhiraf edilmemeli­

dir. Enosisten başka herhan gı bir yol, ancak bir milli utanç yolu olabilir. Enosis yo lunda öncülük, Yunan hükü­metine düşmektedir. Yunan hükümeti, ister ikili müzake­reler, isterse başka bir vası­tayla olsun Enosis’i gerçekleş tirmeye çalışmalıdır Bunun mes’uliyeti yalnız kendisine aittir. Başarısızlığa uğradığı takdirde, milli intikamın elin­den kendini kurtaramıyacak ■ tır.’ '

ETHNİKİ gazetesi Polikar- pos Yuannidis'in imzasını taşı yan "Doğrudan doğruya” baş­lıklı diğer bir yazısında, di rekt Enosis fikrini savunmak­ta ve şöyle demektedir

“Dolaşık yollara sapmanın lüzumu yoktur. Enosis'e doğ­rudan doğruya gidilmelidir Birleşmiş Milletler kararları, self-determinasyon. plebisit ve ya bağımsrzlık gibi usullere başvurulmasına lüzum yok­tur. Markezinis’in dediği gibi, Enosis, parlâmentonun ala da - ğı bir kararla ilân edilebilir.. Yedi Adalar ve Girit için bu usul takip edilmiştir. Oniki Adaların halkına sorulmamış tır bile. Yunanistanın bir par­çası olarak, uluslararası bir andlaşma ile Yunan devletine bağlanmışlardır. Kıbrıs ic*n de ayni usul İzlenmelidir. Türkiye ile Yunanistan arasın da varılacak bir anlaşmadan sonra, başka hiçbir formalite­ye başvurulmadan Enos*s doi rudan doğruva ilân edilmeli dir.”

( B O Z K U I T ) ------------ü THANT, TLRK-YÜNAN İKİLİ GÖRÜŞMELERİNİ Ml’SBET KARŞILADI

(Birinci sayfadan davam)oldukları tezini «avunduğunu belinmiş vebu konudaki te- masların devam etmekte oldu : ğunu belirtmiştir

U Thant’ın raporunda ele ■ aldığı bir diğer önemli huşu- j da evleri Birleşmiş Milletler I Barış Gücü tarafından işgal I edilmekte olan K*rıslı Türk lere ev kiralarının ödenmesi hususudur Bu konuda bir kaç evle ilgili olarak yapılmakta olan temasların tamamlandığı nı belirten U Thant, ev sship leri evlerinin kendilerine ait olduğunu ispat «der etmez kendilerine kiralarının ödene reğini belirtmiştir

U Thanı "Bu durum çok daha kolay şekilde çözümlenr cek meseleleri içinden çıkıl­maz hale getirmektedir” de­mektedir. Bilmdiğj gibi Bitim miş Milletler Barış Gücü 1964 Mart aymdanberi adada görev başındadır. Genel Sekreterin raporu üzerinde görüşmek ve sekreterin talep ettiği altı av lık uzatma süresini oviamak üzere Birleşmiş Milletler Gü­venlik Konaevinin Perşembe günü toplanması kararlaştırıl mıştır.

— SAYFA »

HAVA RAPORUOnumüzdek: 24

finds hava şartlarında önem U bîr değişiklik beklenme­mi İçtedir. Bugün hava çok az bulutlu olacak, öğleye doğru sahillerde husule gelecek deniz meltemleri öğleden sonra ıç bölgelere de tealr edecektir. Hava sıcaklığı dtln kUntln ayni olacaktır Lefko- şa Hava Alanında geçen ak­şam kaydedilen an düşük ve dün kaydedilen en ytlkaek hava sıcaklıkları 21 He Sİ derroe santigrattı.

KOÇ BURCU; (21 Mart — 20 N isto) Bugto çok garip b ir teklifle karşılaşabilirsiniz. O t e l ^ haktan da b ir karar vermeye muvaffak olamıyacaksmız. venteresan gelişmeler var. ^

KOVA BURCU: (21 Nisan — 20 Mayg ögeyta önce bir haber sayesinde ^ tle™ yeceksiniz. H afta sonunda beklediğiniz Mr şeyledüşünceler sizi oyalıyor. _____. £

İKİZLER BURCU: (21 Mayıs — 20 H az ın ^Ö ğ l ξ sularında vukubulacak bir hâdise sizi sonderecem u , tehassis edecek. Mühim biriyle temasa geçire* zaman kaybedeceksiniz. „ $

YENGEÇ BURCU: (21 Haziran — 20 ^ m a y a ‘ Şefkatle çok eski bir husumeti ortadan fmuvaffak olacaksınız. N e pahasına olursa la da uzlaşma yoluna gidin. a*ı«tne) Ala- I

ASLAN BURCU: <21 fcağınız b ir mektup veya konuda Scanlandıracak. Bugün sevdiğinizle ilgili Mr Konuue ?tereddüt göstereceksiniz. Bir ya ^

BAŞAK BURCU: (21 fcgıS ?kın dost sizi samimiyetle gerçekten «ardına atmayın. Çünidı iyi myetmızcıen faydalanmak i ş t l y e ^ ^ · , ^ Ondan „·

TERAZİ BURCU: (21 EylM — *ı arnmekhem uzak kalmak istiyorsunuz, hen arB. . ’Kendisini belirli günler ve saatlerde programımanız onu düşündürüyor. iresim) Bırakın ?AKREP SüRCU: (21 Η ώ η - » Kasm ) t"e hali varsa O atman dahaondan sonra kıymetinizi amayaca*· iyi dost olacaksınız. ı.k> Bugün

YAY BURCCL (21 Kasım - f duçok mühim bir meselede gok aen‘ beğlarmusrumunda olacaksınız. Gece yakınlarınızla

riye için fırsat çıkacaOĞLAK BURCU: Ewe

takviye için fırsat Çatacak Ocak) BurnuOĞLAK BURCU: ----- --

nuz Kaf dağında ama önünüzü lâ siz başkalarına kendinizden Mr 9T? vermeye ba

km. ondan sonra isteyin- ş u b a t )KOVA BURCU: (21 Octk - · » ^ w ı

ırak olan göniUden de p ^ i ğ i n i daha

Gönden bu sizin

fazla duyuyorsunuz- «j Mart) İstikballeBALIK BURCU: <21 Şdbat » almak fırsaöm

UgiU plânlan şimdi ^ e*re*rrbuluyorsunuz. Hayatınızda ısıan safhalar mevcut. Dikkat.

SEFERBERLİKETHNİKİ gazetesi, muhale­

fet lideri, Dr. Dervis’m imza­sını taşıyın yukarıdaki başlık altındaki başka bir yazısında. Enosis düşmanı olarak vasıf­landırdığı komünistlere ve Ma karios taraftarlarına saldır­makta ve gerçek milliyetçi ve Enosisci Rumları, Enosis düş manlanna karşı seferberliğe davet etmektedir . Dr. Derviş’ e göre, Enosiscilenn saflarını daha fazla sıvılaştırmaları ve milli bir seferberliğe girişme­leri lâzımdır.. Çünkü "komü­nist kliki ile onların yoldaşla nndan gelecek tehlike ancak bu şekilde önlenecektir ” Dr Derviş son olarak, Enosiscile ri teşkilâtlanmayı ve miUI bir seferberliğe girişerek. Kıbrıs- ta bir rönesans yaratmaya teş vik etmektedir

TÜCCAR KİLİSE ETHNİKİ gazetesi yukarı­

daki başlık altodaki bir başka yazısında kiliseye saldırmakta ve şunlan yazmaktadır

“Kirns Kilisesi, Wr emlâk ticarethanesi haline gelmiştir Klişelere ve manastırlara ait emlâk yüksek fiatla satılmak ta ve papazlarla keşişlerin cepleri para dolmaktadır Pa­pazlarla keşişler, kendilerini dinî görevlerine hasredecek­leri yerde, tüccarlık yapmakta dırlar. Bizim öğrenmek istedi ğjmiz, toplanan paraların ne okluğu ve kimler tarafından kontrol edildiğidir Cübbeli iş adamlan »rafından arsalar satılmakta, binalar inşa etti­rilmektedir Şahsî borçlsr. sa­h i» arsalann parasıyla ödenmektedir Fakat ağır ver giler alımda İnleyen fakir halk, artık bunun hesabının ■onıhmstnı istemektedir

Kurnaz keşiş Makario*. kJH u* adına Kd»n* Bankasından borçlandığı 650.000 sterimi ödememiş, ve buna karşılık bankayı, kiliseye alt arealar- dan satm almaya mecbur M- rakrmştır Fakat gün gelecek çevrilen bu daîâverrierin he­sabı sorulacaktır Zaman za­man Kıbrıs Bankasının M ·* Heyeti (İyeliğini yapanlar. Ma kariha hesapsız borç vere ­rek bankayı dört yıl önce ıflâ sın eşiğine griirmenm şorom tuhığundan kaçmamtvacaklar. dır Bereket versin _ _

{ devamı 8. «avfade )

Aamaoltında 4 numaralı dükkândaki her çeşit eşya tenzilâtlı surette satılıktır.

Müracaat:Salim Aziz’in Kardeşi

AHMET AZtZ

K u m a şla rd a 7T k a l It e

İ d e s e n

)^RENK

ATAiKARD€ŞI€R’

KAPIŞILIYOR...Madaramıza yeni gelen gençler için göm- *r. Stretch kadın kilodan. sutyenler. Teriyn

pijamalar. son modanın çeşitli kadın spor ve tuvalet çantaları. Tuvalet takımları, gecelikler, son modanın bluzları, çocuk takımları, erkek ve kadın çorapları, bayanlar ve baylar için modanın güneş gözlükleri ve daha yüzlerce çeşitleri mis kapışılmakladır. S lıdn fTİm/Tİtg GtOil·

Meriç MağazasıM. SALİH

Kadınlar Pazarı-Lefkotüa.

BAYRAKRADYOSU“KIBRIS TÜRK

MÜCAHİDİNİN SESİ” (ORTA DALGA 1100 KUS. 272. METRE)

SABAH YAYINI:0654'50 İstiklâl Marşı —

Mücahitler Marşı 085750” Açılış vr Program07 00 Bağlama Takımın’dan

Şarkı ve Türküler 1950 TÜRKÇE HABERLER 19.40 YORUM 19.45 Karışık Şarkılar 2000 Kapanış

Oyun Havalan 15 HABERLER

19.40 Ziya TsşkanUen Şarkılar

30.00 İnsan ve Hayat “Olgun insanlar”

30.10 Helen Shapiro 9050 Küme Paaü Heyetimi»

070750 Şarkılar ve Türküler 06 00 Miiaet Mllziğl 00.15 Oyun Havalan 0050 Kapanış

OGLE YATINI:

LEFKE SANCAK RADYOSU

Dalga *75 MetreRe/8 )

1157 Mürahfaller Marşı11 59 Açılış ve Program 12.00 Turhan Oaek ve Taner

Severden şarkılar 12.15 TURK BASININDAN

YANKILAR 1255 Netinin Demirçay

Okuyor12.45 The Beetles Topuluğu 13.10 Gönül Akın dan

Şarkılar1350 HABERLER13.45 Nusret Eraöc Okuyor MjOO Bandan Popüler

Şarkılar 14.30 Kapanış

AMAM YAYINI:(557 MünahtUer Marşı 1550 Açılış ve Program16 00 Karışık Şarkı «e

Türküler1050 Batıl: Sanatkârlardan

Şarkılar17 00 Sürten ETpek Okuyor 1750 Paaar Skecinin TVkran

'Müşrik Aile”17.40 Ara Müziği17 45 B atide18 on işçinin18 10 Mustafa

Şarkılar1850 HABERLER ve Y<1050 Mediha

Şarkılar19 15 See B »

21.00 Keman Solotan 2100 Gençler için izahlı Sen

fonk Müzik No 4 2200 Kapanış

MAGUSA CANBULAT RADYOSU

(Orta Dalga 215 Metre)SABAH YAYINI:

0655 Açılış ve Program 07.00 Neclâ Erol ’dan

Türküler07.15 Sebeh Müziği0750 TÜRKÇE HABERLER 07.40 Cevdet Bolvadin'den

Şarkılar 08 00 Kapanış

OGLE YAYINI:12.55 Açılış v«1150 Mustal

Şarkılar13.15 BASINDAN TANKTI.Al 1350 Batı

SABAH YAYINI:

3858 Açılış ve program 0850 Sabah Müziği08.45 Çeşitli Türküler 0900 HABERLER08.15 Sanartkâri·"·*»"

bi rer şarla0950 Bu Sabah Sizinle09.45 Bir Şarkı Bir Türkü 1040 CUfl Richard

Söylüyor10.15 Mülkiye Toper'den

Şarkılar1050 Kemal Karasuleyman-

oğludan Türküler10.45 Lâtin Amerika

Metodileriı ı oo İn g ilizc e haberle*11 15 RUMCA HABERLER11 30

14.58 Açılış ve program 15 cw Beraber ve Sok»

1550Şarkılar TURK IBASININDAN

Sevilen u ı 14.00 TÜRKÇE HABERLE» 1410 Nureddtn Çamhdaft'dar

Türküler1450

AJLŞAM TAYINI:1755 Açılış ve Program 18.00 Yurttan 1850

Programı 19 00 RUMCA 19.15 tngiliare 1930 Γ

15 45 Ziya Taşkent Ten Şarkılar

l«00 HABERLER 10.15 Aliye AkkrhpTan

Türküler1050 Tüık BeU Topluluklar 18.45 İlk Yardım Saati 17 00 Mustafa Sağyasaridan

1745 Konttnental Seçmeler 1750 nOGIUZCE HABERIEF 17 45 RUMCA HABERLER !g (» KAPANTS

t KK

Dünkü Tenis Maçlarında

Türk Oyuncular Yine GalipGeçen Cum artesi günü baş

layan Birinci Enternasyonal Tenis Turnuvasına dün de devam edilmiş ve Türk tenis çileri yine muvaffakiyetli oyunlar çıkararak galip gel­mesini bilm işlerdir .

Günün ilk karşılaşm asında M ustafa Defte ra lı rakibi An- tuan Kinner’i 6-1 ve 6-0 yen­miş, ikinci karşılaşm ada 11- ter-Dr. Wech çifti Mj. İpsen- Syostroin çiftine karşı 6-0 ve 6-21ik b ir galibiyet elde et­miştir.

Günün son karşılaşm asın­da genç tenisçimiz E rcan - Alfred Kökler’i 6-1 ve 6-C mağlûp etm iştir.

Karşılaşmalara bugün de devam edilecek ve saat 5.00

de Özker—Ercan çifti, R. Schot—B. Schot çiftine karşı oynayacaktır. Saat 6’daki tek erkekler karşılaşması liter Sami ile Dr. Nejdet arasında­dır.

Sergide velilere ikram edilmek için Arabahmet İlk okuluna 10 sandık ayran b a ­ğışında bulunan Kooperatif Sütçülük Mudi ran heyetine, okulum adına teşekkür eder, en derin saygılarımı suna­rım.

Arabahmet İlk Okulu Başöğretmeni

·:«··:♦> ·:♦> ·:♦>·:♦> ·:♦> ·:♦>: ·:♦:· <♦>·:♦> ·:♦:· mm

iΛ TAKSİM SİNEMASI m

'4 Kışlıkta YazlıktaSaat 2.30 da Saat 8.15 de 1

I|$>?

«Rf

4»$

Ii4

Bayanlara 55, Baylara 110 Mil

İKİ FİLM BİR ARADA

1. BEYOĞLU PİLİÇLERİFiliz Akın — Eşref Kolçak

2. GÜNAHSIZ KATİLLERTamer Yiğit—Semra Sar

¥

Çarşambadan İtibarenYeni Renkli İngilizce Sinemaskop

TERROR OF THE SEAS(Don Megowan — Emma Danieli —

Silvana Pampanini)

VV!i 'K*$n1ş?4i51Visv;ŞvX44V-$n

·:♦:· m m ·:♦;· ·:«< ·»:· ·:«· ·:♦> ·:♦> ·:♦>.·:♦> - ·:♦>· · » ' ·» :··< «· ■·5β· ,ϊ β ρ ·»<>5β· ' '« < <♦:···»:·

$6

$*

İ

IS

Ii 'X|I$i$I$

i

Ş A H İ N SinemasıKışlıkta :

Saat 2.30 da Saat 8.30 da

Yazlıkta

Saat 8.30 da

$i

V

İKİ FİLM BİR ARADABayanlara 55, Baylara 110 Mil

1. M ELEK YÜZLÜ CANİLER(Tamer Yiğit — Nebahat Çehre)

2. SATILIK KALB(Cüneyt Arkın — Belgin Doruk)

★Çarşambadan İtibaren

Hayalinizden silinmiyen meşhur Gizli Ajan OSS 117*nin baştan başa heyecan dolu

yepyeni Mr maceram

Esrarengiz Ajan Oss 117

ARABAHMET İLKOKULUNUN SERGİSİ : Arabahmet İlkokulunun yıllık resim Elişi ve Nakış sergisi dün öğleden sonra okul salonlarında açılmıştır. Kalabalık bir veli ve da­vetli topluluğu sergiyi gezerek, okul talebelerini bizzat resim ve Elişi yaparken gör­müşlerdir. Yıl sonu faaliyetlerinin bir devamı olarak bu akşam da okulda bir müsamere düzenlenmiştir. Resimlerimiz (üstte) iki kız öğrenciyi nakış dokurlarken ve (altta) da ser giyi gezen davetlileri tesbit etmektedir. (Foto Bozkurt—BILBAY)

Ramlarm Başlattığı Yangm Türklere 1000 Liralık Zarar Yaptı

LEFKOŞA:9 Haziran tarihinde Ksero

da Rum lar tarafından başla­tılan yangm, 12 Haziranda Bağhköy Türk Mevzilerinin 50 m etre yakınına ulaşmış­tır. Bu arada 400 dekarlıkTürk arazisinin üzerindebulunan bütün ağaçlar ve ürün yanmıştır. BağhköyTürklerinin yangından uğra­dıkları zarar en az 1000 lira­dır. Zarar hususunda Bölge Türk Lider liğince B eleş­m iş Milletler nezdinde teşeb büse geçilmişse de, henüzbir sonuç alınamamıştır.«Ι·ι··ΗΝΙΐη(Η····ΜΗΜΗΗΝ·ΙΝΗ·Ν·ΗΝΙΝΐΝΙι

El Bazzaz, Temmuz Başlarında Türldyeyi Ziyaret Edecek

ANKARA :İrak Başbakanı Abdullah El

Bazzaz, Anavatan Başbakanı Süleyman Demirel’in davetlisi olarak Temmuz ayının ilk haf tasında Türkiyeyi ziyaret ede çektir. “The Baghdat Daily” gazetesi, Anavatanın Bağdat Büyükelçisinin sözlerine daya narak verdiği haberde, İrak Başbakanının bu ziyaretinin Türk—İrak ilişkileri bakımın­dan özel bir önem taşıdığını yazmaktadır. Bu ziyaret, bir rak Başbakanının 1958 yılın­

dan bu yana Türkiyeye yapa­cağı ilk ziyaret olacaktır. Ga­zeteye göre, Irak Cumhurbaş­kanı Abdulrahman Arifin de yakın bir gelecekte Türki­yeyi ziyaret etmesi beklenmek tedir.

Rum Gangsterleri tşi İyiden İyiye Azıttılar

$Λ£ Baş RoHerde : KERW IN MATHEWS, i N ADIA SANDERS, IRINA DENW ICH *Ό .-3» ·;«< ‘3* mm ·:♦:· mmmm Μ- ·3β< ·3» .·» .· ΐ« · .·:«

KOSYGINFİNLANDİYA’DA

HELSİNKİ:Sovyet Başbakanı Alexie

Kosygin. 5 günlük resmi, bir ziyaret için dün Finlandiya’ y* varmıştır. Kosygin, Helsin ki uçak alanında Curahurbaş kam Kekkonen ve 18 yıldan bu yana ilk defa olarak Ko münist üyeleri de ihtiva e* den yeni koalisyon hüküme ti m ensuplan tarafından kar şılanmıştır.

·Μ·Μ·ΙΙ··ίΜΙΜΜ«·ΜΙ··ΙΙΙΜ·ΙΙ··ΜΙΙ»Μ·ΙΙΙ

RUMLAR TÜRKLEREse y a h a t ö zg ü r l ü ğ ü TANIMIYORLAR

(Birinci sayfadan devam)dışındaki utanç barikatla rrn da görevli Rum Sözde Polis lerinin sayısı hayli artırılm ış tır, bu arada 6 Haziran’da Lefkoşa-Leymosun ana yolu üzerindeki yeni Akü Hastaha nesi yakınında yeni b ir bari kat daha kurulmuştur. Bari­katta, hiçbir Birleşmiş Mil­letler Gözlemcisi yoktur.

DÖVÜLEN TÜRKLERBir Türk şoför, 4 Haziran

tarihinde Lefkoşanın Türk K esjnıne geçip kamyonunda ki patates yükünü boşalt­m akta ısrar ettiği için Mağu sa Kapısı barikatında bir Rum Polis onbaşısı tarafın­dan yumrukla dövülmüştür. Köy otobüsünde oturmakta olduğu sırada güldüğü için d ğer b ir Türk de ayni bari­katta iki Rum Sözde Polisi tarafından tartaklanm ıştır. Barikatta bulunan Birleşmiş Milletler Gözlemcileri, bu olaylar karşısında kayıtsız kalmışlardır.

DİĞER BARİKATLARDAö te yandan Lefkonuk Bar:

katında, üzerinde kanuna ay­kırı hiçbirşey bulunmadığını söylediği için b ir Türk Rum Sözde Polisleri tarafından bayütılıncaya kadar dövül­m üştür. Arabası ile Mağusa- dan Lefkoşa’ya seyahat et­mekte olan b ir başka soyda şımız da yolda dört barikatta yoklamaya tabi tutulmuş ve saatlerce geciktirilmiş­tir. Birleşmiş Milletler Göz- J^nçisi olmayan yerlerde, Türklere daha ağır işkence yapılmaktadır. Değirmenlik Barikatında, Türklere ait P*}* mf d^eler yenemiyecek hale getirilmektedir. Mağusa K apta u tanç barikatında ıs ^ ç ö e k domates fle sair sebze ve meyveler kasıtlı

Jffctaektedir.Bu· hafta!* süre zarfında Mağusa Kanısında iki TUr-

köylerine gitmelerine ™ verJmemis. bu kevfi

LEFKOŞABarikatlardaki Rumlar, Türk

lere ait birçok eşyayı ‘strate­jik maddedir” kisvesi altında müsadere etmekte ve bunları kişisel çıkarları uğruna kullan maktadırlar. Bu durum Rum­lar arasında yeni gangsterle­rin türemesine sebeb olmakta­dır. Kıbrıs Maden Şirketinin Aplıç’daki ocaklarında çalışan İzzet Hamza adındaki soydaşı mız Skuryotissada ödendikten sonra Rum çapulcuların teca - vüzüne uğramıştır. Köyüne gitmek için vasıta beklerken 7 silâhlı Rum izzet Hamza’ya yaklaşmış ve kendisinden Şir ketten aldığı 12 lira 890 millik meblâğı talep etmiştir Canını kurtarmak için bu parayı Rumlara vermek zorunda ka - lan soydaşımız, söz konusu eşkıyalar yatağı köyden yaya olarak ve ancak dağ yollarına saparak kacabilmiştir. Durum Bölge Liderliği tarafından Bir leşmişMilletlere yansıtılmış ve gasbedilen paranın geri alın­ması istenmiştir.

davranışa da hiçbir gösterilmemiştir. neden

racaklardır.” ^ vu

D Bıükse,df TUr? v

arasmda yapıian hakkında şu ana katbfS'er hükümetine gerekenΛ -Γ*verileceğidır. Bu arada K ıb n s^ : çevreleri, Türk-Yunan T " kereleri hakkında oldukça ^ yatl. bir tutum vam etmektedirler. resm, çerelerine göre π® Şovenıst ve uzlaşmaza vırlan iyimserliğe mahai b, rakmamaktadır. Türklerin tı- tumu, öteden beri sahip olduk lan uzlaşmaz görüşler ve Taksim taleplerinden vazgeç m ediklerini gösterir.

Siyasî gözlemcilerin kansa tine göre, Türk —Yunan mii zakerelerinin başarısızlığa mahkûm olduğundan şüphe edilemez. Yunanistan ikili mü zakerelerde Enosis’i ileri sü­rünce Türkıyenin de mukabil teklif olarak ikili Enosis’i iler: süreceğine muhakkak nazany la bakılmaktadır. İkili Enosıs ise, Taksim demek olacağın­dan Yunanistan bunu reddede çektir. Fakat ondan sonra Yu­nan hükümetinin ileri sürece­ği kesin bir plânı olmayacak tır. Türkiye ise geçmişte Zü- rihte olduğu gibi ileri sürecek hazır bir plâna sahip olacak­tır. Gelen haberlere göre. Türk plânı Ktbnsta Türk kan tonları kurulması suretiyle adaTürklerine tam otonomi ve rilmesini öngörmektedir. Siya­sı gözlemcilere göre Türklerin bu plânı, Yunan tarafını Türk le karşısında zor bir durum; düşürecektir.

isveçli Subay

Türkleri Asla Unutamıyacağmı Söyledi

İSTANBUL

Kıbnstaki Birleşmiş Millet­ler Barış Gücünde görevli iken Türklere silâh kaçırdığı iddiası ile İsveç ordusundan Çıkarılan L. Schmid’e geçen gün Izmit’de törenle bir Türk bayrağı verilmiştir. Yüksek Jimnastik Okulu ile İzmit’e giden subay, tören sırasında bir konuşma yapmış ve Ktb­nsta tam bir ölüm-kalım sava şı yapmakta olan Türklerin haklı olduklannı, Ktbns Türk lerinin davalannı mutlaka ka­zanacaklarını söylemiştir. İs­veçli subay Türk bayrağını öperek, “Bu cesur* ve mert mffleii hiçbir zaman unutamı- yacağım” demiştir.

Bu arada Rum t ----yayınladıklan Atina kaynaklı bir habere göre, Atinada mün teşir KATHİMERİNİ gazetesi. Türklerin Krbnsla ilgili Plânla rında değişiklik olmadığım ve Kıbnsı tedricen ele geÇlnMs gayesi güttüklerini yazmıştır

DURUMUNDONDURULMASINE! KERl gazetesi tam mu

şet olarak verdiği haberlerde şunları bildirmektedir ' "Brükselde Türk ve Yu» Dışişleri Bakanlan arasuri yapılacak görüşmeler da Yunan hükümetin·*gün diplomatik kanallardaM U artS» bilgi . * * - £lenmektedır. DışişleriTumbas. Başbakan * ^ los ile iki uzun g ^ * ^ parak Brüksel m y{fhakkında kendisine bilgiç & m iş olup bugün vey ^ parti liderlerindenlos ve Markf m 0‘ v W rek onlara da bilgitir.

Atinadan geIea vegöre, m ü zak erd e^ ^ ne zaman . ^ “ f^ o k tu r sunda kesin bir ψ > TERCÜMAN adlı sinin, müzakerrienn ^ın ikinci yan sın d a^ ^ (ayacağını b,' ^ erinJn hk, Atina gazeli , „ e yer® gi haberler, mIJ f kI dra * Roma, B o n n At®2 rak göstermekte^1·zeteleri müzakerderm XyS S a s t ­tadırlar. Mdzaker ynistanı l-°n'lraNA-ro’dıkı kolareizıs 'le , ternsil silcisi

5 5Yunanıstanın .