ANKARA ÜN VERS TES FEN B L MLER ENST TÜSÜ DOKTORA ...
Transcript of ANKARA ÜN VERS TES FEN B L MLER ENST TÜSÜ DOKTORA ...
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DOKTORA TEZİ
BİYOKATALİTİK OLARAK ENANTİYOSEÇİMLİ αααα-HİDROKSİ KETON
ÜRETİM PROSESİNİN GELİŞTİRİLMESİ
ÇİĞDEM BABAARSLAN
KİMYA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ANKARA
2008
Her hakkı saklıdır
TEZ ONAYI
Çiğdem Babaarslan tarafından hazırlanan “Biyokatalitik Olarak Enantiyoseçimli αααα-
Hidroksi Keton Üretim Prosesinin Geliştirilmesi” adlı tez çalışması 20 Şubat 2008
tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı’nda DOKTORA TEZİ olarak kabul
edilmiştir.
Danışman : Prof.Dr. Ülkü MEHMETOĞLU
Eş Danışman : Prof.Dr. Ayhan Sıtkı DEMİR, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Kimya Anabilim Dalı Başkan: Prof. Dr. Tülin KUTSAL
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
Üye: Prof.Dr. Ülkü MEHMETOĞLU
Ankara Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
Üye: Prof. Dr. Serpil TAKAÇ
Ankara Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
Üye: Prof. Dr. Canan ÜNALEROĞLU
Hacettepe Üniversitesi, Kimya Anabilim Dalı
Üye: Prof. Dr. Mustafa GÜLLÜ
Ankara Üniversitesi, Kimya Anabilim Dalı
Yukarıdaki sonucu onaylarım Prof. Dr.Ülkü MEHMETOĞLU Enstitü Müdürü
i
ÖZET
Doktora Tezi
BİYOKATALİTİK OLARAK ENANTİYOSEÇİMLİ α-HİDROKSİ KETON ÜRETİM PROSESİNİN GELİŞTİRİLMESİ
Çiğdem BABAARSLAN
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLU Eş-Danışman: Prof. Dr. Ayhan Sıtkı DEMİR
Bu tez kapsamında çeşitli izole enzimler ve mikroorganizmalar biyokatalizör olarak kullanılarak enantiyomerik saflıkta benzoin üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretim için farklı yöntemler kullanılmıştır. İncelenen yöntemlerden ilki P. fluorescens biovar I katalizörlüğünde benzaldehitten C-C bağı oluşumu yoluyla enantiyomerik saflıkta benzoin üretimidir. BAL kaynağı olarak kullanılan P. fluorescens farklı üretim ortamlarında çoğaltılmış ve benzoin üretiminde kullanılmıştır. İncelenen tüm ortamlarda tepkimeyi katalizleyen BAL üretimi gözlenememiş, dolayısıyla benzoin elde edilememiştir. İkinci olarak farklı izole lipaz ve mikroorganizmalar (bakteri ve küf) ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu incelenmiş, çözücü, açil verici ve moleküler elek gibi ortam koşullarının benzoin enantiyoseçimliliği üzerine etkisi belirlenmiştir. Farklı biyokatalizörlerin kullanılması ve ortam koşullarının değiştirilmesi rasemik benzoin ee’sini önemli ölçüde değiştirmemiştir. En yüksek ee ve dönüşüm sırasıyla % 21 ve % 48 olarak P. fluorescens kullanıldığında S-benzoin için n-hekzan çözücü olarak kullanıldığında elde edilmiştir. Üçüncü olarak R. oryzae CBS-111718 küfü kullanılarak ras-benzoinin derasemizasyonu incelenmiştir. Rasemik benzoinin derasemizasyonu farklı pH’larda üreme ve tampon ortamlarında gerçekleştirilmiş ve pH’ın enantiyoseçimliliği önemli ölçüde etkilediği belirlenmiştir. Üreme ortamında en yüksek ee (%) değeri >99 olarak benzoinin S-enantiyomeri için pH: 6’da elde edilmiş, bu süre içerisinde benzoinin benzile dönüşümü % 49 olarak belirlenmiştir. Derasemizasyon tampon ortamında gerçekleştirildiğinde en yüksek ee değeri % 84 olarak pH:9’da S-enantiyomer için bulunmuş, bu süre içerisinde benzile dönüşüm ise % 24 hesaplanmıştır. Son olarak enantiyoseçimli benzoin üretimi R. oryzae CBS-111718 küfü katalizörlüğünde benzilin indirgenmesi ile gerçekleştirilmiştir. Üreme ortamında % 33 dönüşümle S-enantiyomer için en yüksek ee değeri % >99 olarak pH: 9’de bulunmuştur. Dondurarak kurutulmuş hücrelerle tampon ortam pH’sının ee üzerine etkisi incelendiğinde 9 en uygun pH olarak belirlenmiştir. Mikroorganizma üretim koşullarının ee’ye etkisi araştırıldığında en yüksek ee değerine pH: 7 de 2 gün üretilen hücrelerle ulaşılmış ve ee S-benzoin için % 92 bulunmuştur. Tampon ortamında ise en yüksek dönüşüm ve ee değeri 8. gün sonunda % 31 dönüşümle % 88 olarak S- benzoin için elde edilmiştir. Koenzim rejenerasyonunu arttırmak için kosubstrat olarak farklı karbonhidrat ve alkollerin tepkime ortamına ilavesi dönüşümü arttırmış, genel olarak ee’yi ise etkilememiştir. Ultrasound ile hücrelerin parçalanması tepkimeyi hızlandırmış, ee’yi ise düşürmüştür. Şubat 2008, 128 sayfa Anahtar kelimeler: Benzoin, benzil, C-C bağı oluşumu, kinetik rezolüsyon, derasemizasyon, indirgenme
ii
ABSTRACT
Ph.D. Thesis
DEVELOPMENT OF BIOCATALYTICAL ENANTIOSELECTIVE α-HYDROXY KETONE PRODUCTION PROCESS
Çiğdem BABAARSLAN
Ankara University
Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Chemical Engineering
Supervisor: Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLU Co-Supervisor: Prof. Dr. Ayhan Sıtkı DEMİR
The production of enantiomerically pure benzoin was performed using isolated lipase and microorganisms as biocatalyst within this thesis. Different methods were used for production. The first one was production of enantiomerically pure benzoin via P. fluorescens biovar I- catalyzed C-C bond formation from benzaldehyde. P. fluorescens used BAL enzyme source was growth in different mediums and used for production of benzoin. Because of generation of BAL could not be performed using the microorganism, benzoin wasn’t obtained in reaction media. Secondly, kinetic resolution of benzoin using different isolated enzymes and microorganisms (bacteria and fungus) was investigated. The effect of medium conditions as solvent, acyl donor and molecular sieve was researched on enantioselective benzoin production. To use different biocatalysts and change the medium conditions did not change the enantiomeric excess of benzoin markedly. The highest ee and conversion were found as 21 % and 48 %, respectively for S-benzoin using hexane. Optically pure benzoin production was achieved via deracemisation of rac-benzoin using R. oryzae CBS-111718 as a third. Deracemisation of benzoin was performed in growth and buffer having different pH. As a result, it was found that pH influenced enantioselectivity markedly. In growth medium, the highest ee was obtained for S-benzoin as >99 % at pH:6 and conversion of benzoin to benzil was found 49 %. In buffer medium, the best ee was found for S-benzoin as 84 % at pH:9 and conversion of benzoin to benzil was calculated as 24 %. Finaly, the production of enantioselective benzoin was performed with R. oryzae CBS-111718- catalyzed benzil reduction. In growth medium, the best ee and conversion were found as >99 % and 33 %, respectively for S-enantiomer at pH:9. In buffer medium, highest ee and conversion was found for S-benzoin 31 % and 88 %, respectively in 8 day. To increase coenzyme regeneration adding different carbohydrates and alcohols as cosubstrate enhanced the conversion but ee was not affected generaly. Disruption of microorganism using ultrasound increased the reaction rate but ee value decreased. February 2008, 128 pages Key words: Benzoin, benzil, C-C bond formation, kinetic resolution, deracemization, reduction
iii
TEŞEKKÜR
Akademik yaşantım boyunca tüm çalışmalarımı destekleyen ve manevi desteğini hiçbir
zaman esirgemeyen danışmanım Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLU ve Doç. Dr. Emine
BAYRAKTAR’a, çalışmalarımda önerileriyle bana yol gösteren ve her konuda
yardımlarını gördüğüm hocalarım Prof. Dr. Ayhan Sıtkı DEMİR ve Doç. Dr. Afife
GÜVENÇ’e teşekkürlerimi sunarım.
Prof. Dr. Ayla ÇALIMLI, Prof. Dr. Murat EROL ve Prof. Dr. Zeki AKTAŞ başta olmak
üzere tüm Kimya Mühendisliği Bölümüne, gösterdikleri tüm yardım ve örnek
dostluklarından ötürü Dr. Emine YAĞMUR, Dr. Suna ERTUNÇ ve Doç. Dr. Bülent
AKAY’a şükranlarımı sunarım.
Doktora deneylerimi yaparken yardımlarını ve güler yüzünü esirgemeyen Peruze
AYHAN ve Cemil İŞLEK’e teşekkür ederim.
Eşi bulunmaz anları paylaştığım, her zaman yanımda olan ve dostluklarının ömür boyu
süreceğine inandığım değerli arkadaşlarım Mehmet YÜCEER, İlknur EMRE, Akif
SESLİ ve Atike ÖZCAN’a şükranlarımı sunarım.
Doktoramın son dönemlerinde gösterdiği tüm iyi niyet ve çabalarından ötürü Refik
Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı Çevre Sağlığı Araştırma Müdürü Hamza
YILDIZ, Hava Kirliliği Araştırma Laboratuar Şefi Lütfi KILIÇLAR ve iş arkadaşlarıma
teşekkürlerimi sunarım.
Çalışmamı, teşekkürün en büyüğünü hak eden, üzerimde en büyük emeğe sahip olan
Rahmetli babam Nizam BABAARSLAN, annem Naile BABAARSLAN ve
kardeşlerime ithaf ediyorum.
Çiğdem BABAARSLAN
Ankara, Şubat 2008
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET……………………………………………………………………………….... i ABSTRACT…………………………………………………………………………. ii TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………. iiiSİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ……………………………………......... viiŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………………...... viiiÇİZELGELER DİZİNİ………………………………………………………………. x1. GİRİŞ…………………………………………………………………………… 12. TEZİN AMACI……………...…………………………………………………. 63. KURAMSAL TEMELLER…………………………………………………… 83.1 Stereokimyasal Terimler………......…………………………………..……….. 8 3.1.1 Ayna görüntüleri ve kirallik….…………....………………………………… 83.1.2 Optikçe aktiflik……………....………………………………………………. 9 3.1.3 Mutlak konfigürasyonlar…...………………………………………………... 103.1.4 Enantiyomerler…………………...………………………………………….. 133.1.5 Rasem karışım……………………………………..………………………… 143.1.6 Kiral tanıma……………………………………………………...………....... 143.1.7 Enantiyomerik saflık belirlenmesi………………………………………….... 153.1.7.1 Optik rotasyon……………………………………………………………... 163.1.7.2 HPLC metodları……………………………………………………………. 163.1.7.3 GLC Metotları……………………………………………………………... 173.1.7.4 NMR metotları……………………………………………………………... 173.2 Enantiyomerik Olarak Saf Bileşiklerin Sentezi……………………………....... 173.2.1 Stereoseçimli sentez…………………………………………………………. 183.2.1.1 Kiral başlangıç substratı…………………………………………………… 193.2.1.2 Kiral ayırıcılar…………………………………………………………….... 193.2.1.3 Kiral çevre………………………………………………………………..... 203.2.2 Rasematların rezolüsyonu…………………………………………………..... 203.2.2.1 Tercihli kristalizasyon……………………………………………………... 213.2.2.2 Diastomer kristalizasyonu…………………………………………………. 213.2.2.3 Kromotografi………………………………………………………………. 223.2.2.4 Kinetik rezolüsyon…………………………………………………………. 223.3 Enzimler………………………………………………………………............... 243.3.1 Enzimlerin sınıflandırılmaları ve reaksiyon mekanizmaları……………........ 273.3.1.1 Oksidoreduktazlar (E.C.1) …………………………………………………………... 273.3.1.1.1 Dehidrojenazlar………………………………………………………………………. 293.3.1.1.2 Oksidaz ve oksijenazlar…………………………………………………………….. 323.3.1.1.3 Peroksidazlar………………………………………………………………………..... 323.3.1.2 Transferazlar (E.C.2) …………………………………………………………………. 323.3.1.3 Hidrolazlar (E.C. 3) ………………………………………………………………….... 333.3.1.3.1 Lipazlar (triaçilgliserol hirolazlar) ……………………………………………..... 333.3.1.4 Liyazlar (E.C.4) …………………………………………………………………..……. 363.3.1.4.1 Benzaldehit liyaz…..………………………………………………………………... 363.3.1.5 İzomerazlar (E.C.5) ………………………………………………………………..….. 403.3.1.6 Ligazlar (E.C.6) ………………………………………………………………………... 41
v
3.4 Biyokatalitik Uygulamalar………………………………………………….…. 413.4.1 Hidrolitik tepkimeler……………………………………………………….... 413.4.2 İndirgenme tepkimeleri……………………………………………………..... 423.4.2.1 İzole enzimler ile aldehit ve ketonların indirgenmesi……………………... 423.4.2.2 Tüm hücre (whole cell) ile aldehit ve ketonların indirgenmesi……………. 443.4.3 Oksidasyon tepkimeleri…………………………………………………….... 453.4.3.1 Oksijenasyon tepkimeleri………………………………………………….. 463.4.4 Karbon- karbon bağı oluşumu……………………………………………….. 473.5 Hücre Parçalama Yöntemleri…………………………………………………... 473.5.1 Mekanik hücre parçalama yöntemleri……………………………………...... 493.5.1.1 Ultrasonikasyon……………………………………………………………………….... 504. KAYNAK ARAŞTIRMASI…..……………………………………...………... 514.1 C-C Bağı Oluşumu Yoluyla…..……………………………………...………... 514.2 İndirgenme Yoluyla...………………………………………………………….. 564.3 Kinetik Rezolüsyon Yoluyla……………………………...…………………… 614.4 Derasemizasyon Yoluyla...…………………………………………………….. 675. GEREÇ ve YÖNTEM.………………………………………………………… 725.1 Gereçler……..………………………………………………………………..... 725.2 Yöntem………………………………………………………………………… 725.2.1 Mikroorganizmaların üretilmesi……………………………………………... 725.2.2 Tampon ortamları……………………………………………………………. 745.2.3 Mikroorganizmaların dondurularak kurutulması……………………….......... 745.2.4 Enantiyoseçimli benzoin üretimi…………………………………………….. 755.2.4.1 C-C bağı oluşumu yoluyla benzoinin enantiyoseçimli üretim tepkime koşulları……………………………………………………………………
75
5.2.4.2 Kinetik rezolüsyon yoluyla enantiyoseçimli üretim tepkime koşulları……. 765.2.4.3 İndirgenme ve derasemizasyon tepkime koşulları….……………………… 765.2.5 Substrat ve ürün analizi…..………………………………………………….. 776. BULGULAR…………………………………………………………………… 786.1 C-C Bağı Oluşumu Yoluyla Enantiyomerik Saflıkta Benzoin Üretimi……...... 786.1.1 Anisoin içeren tuz ortamı……………………………………………………. 796.1.2 Maya özütü içeren tuz ortamında üretim…………………………………….. 806.1.3 Zengin ortamda üretim……………………………………………………..... 816.1.4 Enantiyoseçimli benzoin üretimi…………………………………………….. 846.2 Rasemik Benzoinin Kinetik Rezolüsyonu ile Enantiyomerik Saflıkta Benzoin Eldesi …………………………………………………………………
84
6.2.1 P. fluorescens Biovar I ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu………..... 856.2.1.1 Mikroorganizma miktarının etkisi…………………………………………. 856.2.1.2 Çözücü cinsinin etkisi…………………………………………………….... 866.2.1.3 Başlangıç substrat miktarının etkisi………………………………………... 876.2.1.4 Açil verici cinsinin etkisi…………………………………………………... 886.2.1.5 Sıcaklığın etkisi…………………………………………………..………... 896.2.1.6 Karıştırma hızının etkisi………………………………………………….... 906.2.1.7 Moleküler elek miktarının etkisi………………………………….………... 916.2.1.8 Islak hücrelerle rasemik benzoinin kinetik…………………………..…….. 926.2.2 Farklı küfler ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu………………...…... 926.2.2.1 Çözücü etkisi………………………..……………………………………... 93
vi
6.2.2.2 Açil verici cinsinin etkisi…………………...……………………………… 946.2.2.3 Farklı bakteriler ile rasemik benzoinin enantiyoseçimli elde edilmesi……. 946.2.3 Farklı izole lipaz enzimleri ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu…....... 956.2.3.1 Enzim kaynağının etkisi…………………………………………………… 966.2.3.2 Açil verici etkisi……………………………………………………………. 966.2.3.3 Sıcaklık etkisi…………..………………………………………………….. 976.2.3.4 Moleküler elek miktarının etkisi.…………………………….…………….. 986. 3 Benzilin İndirgenmesi ile Enantiyoseçimli Benzoin Eldesi..…….…………… 99 6.3.1 Üreme ortamında benzilin indirgenmesi ile enantioseçimli benzoin
üretimi…....……………………………………………………….………….. 100
6.3.1.1 Üreme ortam pH’sının enantioseçimli benzoin üretimine etkisi…..………. 1006.3.1.2 Üreme ortamında rasemik benzoinin derasemizasyonu…..……………...... 1026.3.2 Tampon ortamında benzilin indirgenmesi ile enantioseçimli benzoin
üretimi..…………………………………………………………………….. 103
6.3.2.1 Tampon ortam pH’sının enantioseçimli benzoin üretimi……………...…... 1046.3.2.2 Mikroorganizma üretim koşullarının enantiyoseçimlilik üzerine etkisi........ 1046.3.2.3 En iyi üretim koşullarında tampon pH’sının enantioseçimli
benzoin üretimine etkisi …............................................................................ 106
6.3.2.4 Tampon ortamında benzoinin derasemizasyonu…………..……...……….. 1086.3.2.5 Kosubstrat ilavesinin enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi ...………... 1096.3.2.6 Ses ötesi dalgaların enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi……..……… 1107. TARTIŞMA ve SONUÇ…………………………….…………….……………. 1127.1 Sonuçlar………………………………………………………………………... 1127.2 Değerlendirme…………………………………………………………………. 114
KAYNAKLAR………………………………………………………………………. 116EKLER……………………………………………………………………………….. 121ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………...... 126
vii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
Simgeler α Çevirme açısı
[α] Enantiyomer karışımının çevirme açısı
Kısaltmalar ee Enantiyomerik aşırılık
c Dönüşüm
T Sıcaklık DMSO Dimetil sülfoksit
THF Tetrahidrofuran
DMF Dimetilformamit
ME Moleküler elek
LYM Liyofilize mikroorganizma
VA Vinil asetat
HPLC Yüksek basınç sıvı kromotografi
TLC İnce tabaka kromotografi
ATCC American Type Culture Collection
CBS Centraalbureau voor Schimmelcultures
Kf Konfigürasyon
BAL Benzaldehit liyaz
ThDP Thiamin difosfat
ThDP Thiamin pirofosfat
viii
ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 1.1 Endüstiriyel olarak kiral bileşik sentezi için kiral kaynaklar (134
proses)………………………………………………………………. 3 Şekil 1.2 Endüstriyel proseslerle kullanılan enzim türleri (134 proses)…….... 4 Şekil 1.3 Endüstriyel proseslerde enzim veya tüm hücrelerin kullanımı (134
proses)…………………………………………………………….....
4 Şekil 2.1 Benzoinin enantiyomerleri………………………………………….. 6 Şekil 3.1 Bromofloroklorometanın iki enantiyomeri……….………………… 8 Şekil 3.2 Sol el ve onun ayna görüntüsü sağ el……………………………….. 9 Şekil 3.3 2-bromo-2-kloro-1,1,1-trifloroetan (halotan)……………………….. 10 Şekil 3.4 Karvonun enantiyomerleri………………………………………….. 14 Şekil 3.5 Nikotin, adrenalin ve tiroksin……………………………………….. 15 Şekil 3.6 Enantiyomerik saflıkta bileşiklerin sentezinde kullanılan metotlar… 18 Şekil 3.7 Stereoseçimli sentez………………………………………………… 19 Şekil 3.8 Rasematların rezolüsyonu için metotlar…………………………….. 21 Şekil 3.9 Katalitik kinetik rezolüsyon………………………………………… 22 Şekil 3.10 Kinetik rezolüsyon………………………………………………….. 23 Şekil 3.11 Dinamik kinetik rezolüsyon………………………………………… 24 Şekil 3.12 İndirgenme için hidrojen kaynağı olarak HCO2H kullanarak
NADH’ın geri dönüşümü…………………………………………… 30 Şekil 3.13 Alkol dehidrojenaz enzimi………………………………………….. 31 Şekil 3.14 Lipazların katalizlediği tepkimeler…………………………………. 35 Şekil 3.15 Benzaldehit liyaz katalizli kırılma ve benzoin sentezi……………… 37 Şekil 3.16 Benzoin molekülünün R- ve S- enantiyomerleri……………………. 37 Şekil 3.17 Tiamin pirofosfat………………………………………………….. 38 Şekil 3.18 TPP ile α-ketollerin oluşması ve yıkılması…………………………. 39 Şekil 3.19 Dehidrojenaz katalizli indirgenme reaksiyonu……………………... 42 Şekil 3.20 Ketonların asimetrik indirgenmesi için Prelog’un kuralı…………… 43 Şekil 3.21 Enzimatik oksidasyon reaksiyonları………………………………... 47 Şekil 3.22 Hücre parçalama yöntemleri………………………………………... 48 Şekil 4.1 BFD katalizli α –hidroksi keton üretim tepkimesi………………..... 52 Şekil 4.2 BAL katalizli α –hidroksi keton üretim tepkimesi…………………. 54 Şekil 4.3 Benzaldehit ve pirüvatın R-PAC’ye biyotransformasyonu…….…… 56 Şekil 4.4 α -Diketonların indirgenme tepkimesi……………………………… 57 Şekil 4.5 Benzilin enantiyoseçimli indirgenmesi…………………................... 58 Şekil 4.6 Stereoseçimli olarak karbonil gurubunun indirgenmesi……………. 59 Şekil 4.7 α-Haloketonların maya katalizli indirgenmesi……………………... 60 Şekil 4.8 α-Haloketonların indirgenmesi……………………………………... 61 Şekil 4.9 α-Hidroksi ketonların kinetik rezolüsyonu………….……………… 62 Şekil 4.10 İncelen α –hidroksi ketonların…………………………………......... 62 Şekil 4.11 α-Asetoksi ketonların enantiyoseçimli hidrolizi ile hidroksi
ketonların sentezi………………………………………………........ 63 Şekil 4.12 Rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu…………………………..... 65 Şekil 4.13 Rasemik 2-fenil-1-propiyonik asitin alkol ile esterleşmesi………..... 66 Şekil 4.14 Nitrillerin (±)-1 hidrolizi………………………………………......... 66 Şekil 4.15 (R/S)-1-ariletil asetatların hidroliz tepkimesi……………………….. 67
ix
Şekil 4.16 (±)-Adrenejik blokerlerin derasemisazyonu………………………... 68 Şekil 4.17 Rasemik benzoinin derasemizasyonu………………………………. 69 Şekil 4.18 Rasemik α-hidroksi asit esterlerinin derasemizasyonu…………....... 69 Şekil 4.19 Derasemizasyon tepkimesi için önerilen tepkime mekanizması…..... 70 Şekil 5.1 Mikroorganizma üretimi ve dondurarak kurutulması ………..…….. 75 Şekil 5.2 Kinetik rezolüsyon tepkime ortamı……………................................. 76 Şekil 6.1 C-C bağı oluşumu yoluyla benzaldehitden enantiyoseçimli benzoin
eldesi………………………………………………………………... 78 Şekil 6.2 Anisoin tuz ortamında hücre üreme eğrisi………..………………… 79 Şekil 6.3 Farklı derişimlerde maya özütü içeren besi ortamlarında hücre
üreme eğrileri………..……………………………………………… 80 Şekil 6.4 0.5 g/L maya özütü ile birlikte farklı karbon kaynakları ve içeren
besi ortamlarında hücre üreme eğrileri……………………………... 81 Şekil 6.5 Zengin ortamda hücre büyüme eğrisi………..………………..…….. 82 Şekil 6.6 Farklı substrat içeren tuz ortamında hücre üreme eğrileri…………... 83 Şekil 6.7 Farklı çözücülerin hücre üremesi üzerine etkisi…………………….. 83 Şekil 6.8 Rasemik benzoinin çözücülü ortamda kinetik rezolüsyonu……….... 85 Şekil 6.9 Benzilin indirgenme tepkimesi.......………..…………..………….... 100 Şekil 6.10 Ultrasonik ses dalgalarının ee ve dönüşüm üzerin etkisi….………... 111
x
ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 2.1 Benzoin’in özellikleri 6 Çizelge 3.1 Organik sentezde yaygın olarak kullanılan enzimler….…………….... 26 Çizelge 3.2 Enzim sınıfları……………………………………………………….... 27 Çizelge 3.3 Kofaktör olarak tiamin pirofosfat (TPP) gerektiren bazı enzimler…… 40 Çizelge 3.4 Prelog’un kuralına uyan dehidrojenazlar……………………………... 43 Çizelge 4.1 BFD katalizli aromatik aldehitler……………………………………... 53 Çizelge 4.2 BAL katalizlediği aromatik aldehitler………………………………… 55 Çizelge 4.3 α-Asetoksi keton ve hidroliz sonucu elde edilen α-hidroksi ketonlar... 64 Çizelge 5.1 Anisoin tuz ortamı………..……………………….…………………... 73 Çizelge 5.2 Küf katı üretim ortamı………..………………………………………. 74 Çizelge 5.3 Analiz koşulları……………………………………………………….. 77 Çizelge 6.1 Başlangıç mikroorganizma miktarının ee üzerine etkisi, 25 gün
(50 mg Benzoin, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)…………………………………………………………………....
86 Çizelge 6.2 Çözücü cinsinin ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg
LFM, VA=2.5 mL, ME=0.23 g, T=30 oC, 150 rpm)...………………..
87 Çizelge 6.3 Başlangıç substrat miktarının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg LFM,
5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)………...............
88 Çizelge 6.4 Açil verici cinsinin ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg
LFM, 5 mL THF, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)…...………..………....
89 Çizelge 6.5 Çizelge 6.5 Sıcaklığın ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg LFM, 5
mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 150 rpm)……...……………….…
90 Çizelge 6.6 Karıştırma hızının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg
LFM, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC )…………………....
90 Çizelge 6.7 Moleküler elek miktarının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin,
50 mg LFM, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 30 oC, 150 rpm)………….……
91 Çizelge 6.8 Islak hücrelerle rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu (50 mg
Benzoin, 100 mg LFM, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm……………………………………………………..…….....
92 Çizelge 6.9 Çözücü cinsinin ee üzerine etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg LFM,
2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)……...………..……………..
93 Çizelge 6.10 Açil verici cinsinin ees üzerine etkisi, 30 gün (50 mg Benzoin,
50 mg LFM, 5 mL THF, 30 oC, 150 rpm) …………..……………….
94 Çizelge 6.11 Farklı bakterilerin ee üzerine etkisi, 17 gün (30 mg Benzoin, 30 mg
LFM, 2.5 mL THF, 1.5 mL VA, 0.15 g ME, 30 oC,150 rpm………….
95 Çizelge 6.12 Enzim kaynağının ee üzerine etkisi, 5 gün (50 mg Benzoin, 50 mg
Enzim, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.1 g ME, 30 oC, 150 rpm)………..... 96 Çizelge 6.13 Açil verici türünün ee üzerine etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg P.
cepeciae, 5 mL THF, 0.1 g ME, 30 oC , 150 rpm)………........………. 97 Çizelge 6.14 Açil verici türünün ee üzerine etkisi, 4 gün (50 mg Benzoin, 50 mg
Amono Lipaz PS II, 5 mL THF, 0.1 g ME, 30 oC, 150 rpm)……...….. 97 Çizelge 6.15 Sıcaklığın ee üzerine etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg P. cepeciae,
2.5 mL VA, 5 mL THF, 0.1 g ME, 150 rpm)....…...……...………..…
98 Çizelge 6.16 Moleküler elek miktarının ee üzerine etkisi etkisi (50 mg Benzoin, 50
mg P. cepecia, 2.5 mL VA, 5 mL THF, 30 oC, 150 rpm..…………….
99
xi
Çizelge 6.17 Benzilden enantiyoseçimli benzoin üretimine üreme ortam pH’ının
etkisi (0.004 g benzil/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)…........ 101 Çizelge 6.18 Üreme ortamında rasemik benzoinin derasemizasyonu (0.04 g
benzoin /100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)……………………. 103 Çizelge 6.19 Benzilden enantiyoseçimli benzoin üretimine tampon ortam pH’ının
etkisi (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)….…..……………………………………………………………. 104
Çizelge 6.20 Mikroorganizma üretim süresinin enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)…………………………………………………………………… 105
Çizelge 6.21 Mikroorganizma üretim pH’ının enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)………….……………………………………………………....... 106
Çizelge 6.22 Enantiyoseçimli benzoin üretimin tampon ortamı pH etkisi (0.2 g LYM, 0.004 g benzoin/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)…... 107
Çizelge 6.23 Tampon ortamında rasemik benzoinin derasemizasyonu (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)……….…….. 108
Çizelge 6.24 Kosubstrat ilavesinin enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi (0.2 g LYM, 0.004 g benzoin/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm, 6 gün)…………………………………………………............................ 109
Çizelge 6.25 Ultrasonik ses dalgası uygulama sayısının ee ve dönüşüm üzerine etkisi (0.2 g LYM, 0.004 g benzoin/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)………………………………………….…………………… 111
1
1. GİRİŞ
Eczacılık ya da ziraatte kullanılan kiral moleküller genellikle karmaşık olup, çok
fonksiyonlu yapıları vardır. Genel olarak enantiyomerik saflıkta ya da rasemik halde
bulunurlar. Enantiyomerik çiftler birbirinin üst üste çakışmayan ayna görüntüsü olup,
atomlarının üç boyutlu uzaydaki dizilişleri farklıdır. Yoğunluk, erime noktası, kaynama
noktası gibi fiziksel ve birçok kimyasal özellik her iki enantiyomer için de aynıdır.
Ancak üç boyutlu uzayda atomlarının düzenlenmesine bağlı olarak farklı biyolojik
aktivite gösterirler (Tüzün 1994). Farklı biyolojik etkilerinden dolayı genellikle
enantiyomerlerden yalnız bir tanesi istenen aktiviteyi sağlar ve farmokolojik açıdan ilgi
görür (Williams et al.1998). İstenmeyen enantiyomer ise bir biyolojik aktivite
göstermez ve safsızlık olarak nitelendirilir, yan ve toksik etki gösterebilir ya da diğer
enantiyomerin etkisini azaltacak yönde çalışabilir (Maier et al. 2001). Bu nedenle bu
enantiyomerlerin ayrılması ilaç endüstrisi için büyük önem taşır (Kordikowski et al.
1999).
Son yıllarda yapılan araştırmalara göre dünyada pazarlanan reçeteli ve kayıtlı ilaçların
sayısı 5.000 civarındadır ve bunların yaklaşık üçte biri ya doğal üründür ya da doğal
ürünlerin kimyasal modifikasyonu ile elde edilmişlerdir. Doğal ürünlerden elde edilen
ilaçların çoğu kiral olup çoğu zaman rasem karışım şeklinde değilde bir tek enantiyomer
olarak elde edilirler. 1300 den fazla ilaçta bulunan 500’ün üzerindeki kiral madde
organik kimya ürünleridir. Son zamanlara kadar böyle bileşikler, birkaç istisna dışında,
uygun terapi aktivitesinin enantiyomerlerden yalnız birinde mevcut olmasına rağmen,
rasem karışımlar halinde elde edilir, satılır ve uygulanırdı. Bu yöntem kiral sentetik
ilaçların enantiyomerik olarak saf halde daha fazla elde edilmesi şeklinde hızlı bir
değişikliğe uğramıştır. Sonuç olarak, ilaçlar ve agrokimyasalların üretiminde optik
olarak saf enantiyomerlerin kullanımı giderek artan bir eğilim göstermeye başlamıştır.
Optikçe aktif saf enantiyomerler hedefe spesifiktirler ve rasemik karışımlardan daha az
yan etkiye sahiptirler (Mustaranta et al. 2001, Tüzün 1994 ). Tek enantiyomerli ilaç
satışları dünya çapında sürekli olarak büyümektedir. Çok satılan 500 ilaçtan 269’u tek
2
enantiyomer içermektedir. Örnek olarak, rasemik ilaç halinde iken hiç bir etki
göstermeyen fluoxetine’nin S- formunun migreni önleyici etkisi vardır. Omeprazol’un
S- formu mide ülserini iyileştirmek için kullanılmaktadır ve 1997’de 5 milyar $ satarak
dünyada en çok satan ilaç olmuştur (Maier et al. 2001). 2-arilpropiyonik asit sınıfından
olan ateş düşürücü ilaç ibuprofenin yalnızca S (+) formu aktiftir (Mustaranta et al.
2001). Dolayısıyla ilaç olarak kullanılabilecek aktif enantiyomeri ayırmak veya
enantiyoseçimli çıkış maddeleri ile ilaç üretmek, diğer enantiyomerin hastada
oluşturduğu olumsuz etkileri engellemek açısından büyük önem taşır.
Optik saflıkta enantiyomerlerin eldesi için rasemik karışımların rezolüsyonu (kinetik
rezolüsyon, diastereomerik kristalizasyon), kiral havuzda yer alan bileşiklerden sentez
ve asimetrik sentez olmak üzere üç temel yol vardır. Optik olarak saf bileşikleri elde
etmek için diğer yollarda önemli ilerlemeler olmasına rağmen diastereomerik
kristalizasyon ile rasematların klasik rezolüsyonu hala endüstride kullanılan en önemli
yöntemlerden biridir. Ancak bir enantiyomerin maksimum teorik verimi % 50’dir
(Jacques et al. 1981). Kinetik rezolüsyonda rasemik karışım kiral girdi ile farklı hızlarda
tepkimeye girer. En mükemmel kinetik rezolüsyonun enzimler kullanılarak
gerçekleştirildiği rapor edilmiştir. Doğal olarak meydana gelen kiral bileşikler (kiral
havuz bileşikleri) enantiyomerik saflıkta bileşiklerin sentezinde başlangıç maddesi
olarak ya da organik sentezde enantiyoseçimli ajan (katalizör ya da ligand) olarak
kullanılır (Blaser et al. 1992). Doğal bileşiklerin çoğunun iki enantiyomerinin de
mevcut olmaması ise kısıtlayıcı faktördür. Stereoseçimli sentez için en umut verici ve
en cazip yöntem asimetrik katalizdir. Başarılı tepkimelerin büyük bir kısmında ee’nin
>% 95 olduğu belirlenmiştir. Bu tepkimeler asimetrik indirgenme, asimetrik oksidasyon
ve asimetrik C-C bağı oluşumu şeklindedir. Özellikle C-C bağı oluşumunun çok büyük
sentetik kullanımı vardır (Ojima 1993, Brunner et al. 1993). Şekil 1.1’de biyokatalitik
olarak gerçekleştirilen endüstriyel proseslerle üretilen ürünler için kiral bileşik
kaynakları verilmiştir (Straathof et al. 2002).
3
Şekil 1.1 Endüstriyel olarak kiral bileşik sentezi için kiral kaynaklar (134 proses)
Farmasotik ürünlerin sentezi ve optik olarak saf ilaçların stereoseçimli olarak elde
edilmesi için katalizör olarak enzim ya da mikroorganizmaların kullanımı büyük ölçüde
önem kazanmış ve biyolojik katalizörlerin kullanıldığı çalışmalar giderek artmıştır.
Biyokatalizörler homojen ve heterojen kimyasal katalizörlerle karşılaştırıldığında eşsiz
özelliklere sahiptir. Biyokatalizörlerin gerçekleştirdiği tepkimeler daha hızlıdır ve
çevreye daha tehlikesizdir. Ilımlı koşullarda tepkimeleri gerçekleştirdiklerinden dolayı
bozunma, izomerizasyon ve rasemizasyon gibi istenmeyen yan tepkimeler önlenir.
Biyokatalizörler sayısız reaksiyonu katalizleyebilirler ve stereoseçimlilikleri yüksektir.
Örnek olarak, S-formu R-formuna göre 28 kez daha etkili olan naproksenin (ağrı kesici)
enzimatik olarak ayrılması diğer ayırma proseslerine göre daha verimli olmaktadır (Wu
et al. 1999). Gerçekleştirilen biyokatalitik araştırmaların büyük çoğunluğunda hidrolitik
enzimler kullanılırken, % 15’inde oksidoredüktazlar ve % 15’den daha azında ise diğer
enzimler kullanılır. Temel alınan 134 endüstriyel prosesde kullanılan enzim türleri Şekil
1.2’de gösterilmiştir. Genel olarak hücrelerin doğrudan (whole cells) kullanımı, izole
edilmiş enzimlere göre daha popülerdir. Tutuklama ise hücrelerin doğrudan kullanımı
izole enzimlere göre daha az yaygındır (Şekil 1.3) (Straathof et al. 2002).
Kiral havuz bileşikleri
Kinetik rezolüsyon
Asimetrik sentez
Kirallik içermeyen
4
Şekil 1.2 Endüstiriyel proseslerle kullanılan enzim türleri (134 proses)
Şekil 1.3 Endüstiriyel proseslerde enzim veya tüm hücrelerin kullanımı (134 proses)
Enantiyomerik olarak saf α-hidroksi ketonlar ise sahip oldukları önemli fonksiyonel
gruplar nedeniyle asimetrik sentezin vazgeçilmez yapı taşlarıdır ve biyolojik olarak
etkin çeşitli moleküllerin asimetrik sentezinde başlangıç maddesi olarak kullanılırlar.
Endüstriyel açıdan önemli ilaçların ve doğal ürünlerin sentezinde kullanılan kiral
alkollerin üretiminde kullanılırlar. Ayrıca 2-hidroksipropiyofenon türevlerinin
sentezinde anahtar ara üründürler. Aerolik asit antibiyotiklerin, anti-bakteriyel,
antidepresyon, anti-virütik, potasyum kanal açıcıları ve çeşitli kalp ilaçlarının
sentezlenmesi için önemli yapı taşlarıdır. Örnek olarak R–1-(3-klorofenil)-2-
hidroksipropan-1-on depresyonu iyileştirmekte kullanılan bupropiyon için başlangıç
maddesidir.
Oksidoredüktazlar Trasferazlar
Liyazlar Hidrolazlar
İndirgeyici hücreler
Oksitleyici hücreler
İzomerazlar
Tutuklanmış hücreler
Serbest hücreler
Tutuklanmış enzimler
Serbest enzimler
Rapor edilmemiş
Proses sayısı
5
Optikçe saf α-hidroksi ketonlar çeşitli kimyasal ve enzimatik yöntemlerle üretilebilirler.
Kimyasal olarak kiral triazolyum tuzlarının katalizör olarak kullanıldığı C-C bağı
oluşum reaksiyonları, C-C bağı oluşumuna dayanmayan optikçe aktif enolatların
steroseçimli oksidasyonu, optikçe aktif oksaziridinler kullanılarak prokiral enolatların
oksidasyonu, kiral titanyum enolatlarının seçimli oksidasyonu, silil enol eterlerin
asimetrik oksidasyonu gibi çeşitli yöntemlerle üretilmektedir. Biyokatalitik olarak
aromatik aldehitlerden C-C bağı oluşumuyla prokiral ketonların indirgenmesi, rasemik
α-hidroksi, perokso ve asetoksi ketonların kinetik rezolüsyonu ve derasemizasyon
yöntemleri ile gerçekleştirilmektedir (Nakamura et al.1996, Demir vd. 1999).
Biyokatalitik üretim kimyasal yolla yapılan üretime oranla daha avantajlı olduğundan
bu tez kapsamında biyokatalitik olarak α-hidroksi ketonların üretimi araştırılmıştır.
İzole enzim saflaştırmanın maliyetinin yüksek, daha zahmetli bir iş olmasından dolayı
ve koenzim rejenerasyonuna gerek duyulmaması sebebiyle biyokatalizör olarak izole
enzimler yerine tüm hücreler kullanılmıştır. Model olarak seçilen ve bir α-hidroksi
keton olan benzoinin enantiyoseçimli üretimi çeşitli enzim ve mikroorganizmalar
kullanılarak gerçekleştirilmiştir. En yüksek dönüşüm ve enantiyomerik aşırılıkta
benzoinin elde edilebilmesi için C-C bağı oluşumu, kinetik rezolüsyon, indirgenme
derasemizasyon gibi farklı yöntemler kullanılmıştır. Biyokatalizör olarak çeşitli bakteri,
küfler ve saf lipaz enzimleri kullanılmıştır.
6
2. TEZİN AMACI Enantiyomerik olarak saf α-hidroksi ketonlar sahip oldukları önemli fonksiyonel
gruplar nedeniyle asimetrik sentezin vazgeçilmez yapı taşlarıdır ve biyolojik olarak
etkin çeşitli moleküllerin asimetrik sentezinde başlangıç maddesi olarak kullanılırlar.
Bu tez kapsamında model olarak seçilen ve bir α-hidroksi keton olan benzoinin
enantiyomerik saflıkta eldesi araştırılmıştır (Şekil 2.1). Çizelge 2.1’de benzoinin
özellikleri gösterilmiştir. Yüksek enantiyomerik saflıkta benzoin üretimi için uygun
yöntem, biyokatalizör ve ortam koşullarının etkisi incelenmiştir.
R-benzoin S-benzoin
Şekil 2.1 Benzoinin enantiyomerleri Çizelge 2.1 Benzoin’in özellikleri
Formül C14H12O2
Molekül ağırlığı 212.2476 g/mol
Suda çözünürlüğü 0.0001 g/ mL
Kaynama noktası 444 o
Kritik sıcaklık 548 oC
Kritik basınç 33.14 bar
Kritik hacim 622.5 cm3/mol
Erime noktası 122 oC
Log P 2.53
7
Enantiyoseçimli benzoin üretimi çeşitli biyokatalizörler kullanılarak dört farklı
yöntemle gerçekleştirilmiştir:
1. Benzaldehit’ten C-C bağı oluşumu
Biyokatalizör: BAL enzim kaynağı olarak P. fluorescens biovar I (ATCC 3615 )
2. Rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu
Biyokatalizörler: Lipaz kaynağı olarak Pseudomonas fluorescens biovar I
Pseudomonas putida
Pseudomonas stutzeri
Pseudomonas aeroginase
Rhizopus oryzae CBS-112-07
Aspergillus oryzae MIM
Amono lipaz PS II
Pseudomonas cepeciae lipaz 3. Benzilin indirgenmesi Biyokatalizör: Rhizopus oryzae CBS-111718 4. Rasemik benzoinin derasemizasyonu Biyokatalizör: Rhizopus oryzae CBS-111718
8
3. KURAMSAL TEMELLER
3.1 Stereokimyasal Terimler
Atomların ve moleküllerin uzaysal düzenlenmeleri ile ilgili çalışmalar stereokimya
olarak bilinir. Organik bileşiklerin enantiyoseçimli sentezinde enantiyoseçimliliği daha
iyi anlayabilmek için bazı stereokimyasal terimlerin iyi bilinmesi gerekir.
3.1.1 Ayna görüntüleri ve kirallik
Bir organik molekülün optikçe aktif olabilmesi için molekülün disimetrik olması
gereklidir. Bir molekülde disimetri meydana gelmesi için molekülde bulunan bir karbon
atomuna dört farklı atom veya grup bağlı olması gerekir. Moleküldeki bazı engellenmiş
dönmelerle de disimmetri meydana gelebilir ve bu sebepten böyle bileşiklerde optikçe
aktiflik gösterebilir. Moleküllerdeki dissimetriye kiralik de denir. Bromofloro
klorometan da bir karbon atomuna bağlı dört farklı atom (Br, Cl, F, H) olup bu molekül
kiral moleküldür ve bu karbon merkezi de stereojenik merkez olarak tanımlanır. Böyle
bir bileşiğin polarize ışığın düzlemini birisi sağa, öbürü sola çeviren iki optik izomeri
bulunur. Bunlara enantiyomerler denir ve bromofuloroklorometanın iki enantiyomeri
örnek gösterilebilir (Şekil 3.1). Enantiyomerler simetrik olmayan yani dissimetrik
moleküllerdir.
Şekil 3.1 Bromoklorofulorometanın iki enantiyomeri
9
Kiral sözcüğü Yunanca’da el anlamındaki cheiros kelimesinden gelmektedir. Sağ el ve
sol el ya da sağ ayak sol ayak birbirine çok benzediği halde birbirinin tam aynı değildir
(Şekil 3.2). Sol elimizi aynanın önüne tuttuğumuzda ayna görüntüsü sağ elimizdir ve
sağ ile sol elimizi üst üste getirdiğimizde çakışmazlar. Ayna görüntüsü ile üst üste
çakışmayan nesneler ya da moleküller kiraldir. Molekül içinde bir simetri öğesi
bulunmasıyla molekül dissimetrik olmaktan çıkar, yani simetrik olur ve optikçe
aktifliğini yitirir. Geometride simetri öğeleri nokta, doğru veya düzlem olabilir ve bu
simetri öğelerinden en az bir tanesi var ise molekül simetriktir (Tüzün 1994).
Şekil 3.2 Sol el ve onun ayna görüntüsü sağ el 3.1.2 Optikçe aktiflik
Polarize ışık, içinden geçtiğinde titreşim düzlemini değiştiren maddelere optikçe aktif
maddeler denir. Böyle maddeler organik veya inorganik türden olabilir. Örneğin kuvars,
kalsit, aragonit gibi mineraller ile doğal laktik asit, malik asit gibi birçok organik
bileşikler bu özelliği gösterirler yani polarize ışığın titreşim düzlemini belirli bir derece
sağa ya da sola çevirirler. Ancak bu özellik bakımından iki tür bileşik arasında temel bir
fark vardır: inorganik bileşiklerin bu özellikleri sadece kristal yapıları ile ilgilidir,
örneğin eritilerek veya bir çözücüde çözülerek kristal yapısı değiştiğinde madde
özelliğini yitirir. Oysa organik bileşiklerin optikçe aktiflik özellikleri, kristal yapılarına
bağlı olmayıp molekül yapılarıyla ilgili bir özelliktir. Optikçe aktif organik bir bileşik
eritilse, bir çözücüde çözülse veya buhar haline getirilse bu özelliğini yitirmez (Tüzün
1994).
10
3.1.3 Mutlak konfigürasyon
Bağıl konfigürasyonda bir stereojenik merkeze bağlı grupların düzeni, bazı standart
referans bileşiklere veya onun tersine benzer olarak tanımlanır. Oysa ki gerçek düzen
eğer molekülün fotoğrafı çekilebilirse görülendir ki bu da molekülün mutlak
konfigürasyonudur.
Mutlak konfigürasyonu belirlemek için kullanılan sistem ilk defa 1956 yılında iki
İngiliz kimyacısı R.S. Cahn ve Sir Christoper Ingold tarafından ve Vladimir Prelog’un
iş birliği ile gerçekleştirildi. Bu geliştirilen sistemin en önemli özeliği genel anlamda
moleküldeki stereojenik karbona bağlı olan atomların, atom numaralarına göre öncelikli
sıralanmasıdır. Örneğin, hastanelerde anestezi maddesi olarak kullanılan 2-bromo-2-
kloro-1,1,1-trifloroetanın her bir enantiyomerinin mutlak konfügürasyonu aşağıdaki
kurala göre belirlenir (Şekil 3.3).
Şekil 3.3 2-bromo-2-kloro-1,1,1-trifloroetan (halotan)
1. Stereojenik karbona bağlı atomlar belirlenir ve azalan atom numarasına göre sıralanır.
Bu sıralama aynı zamanda stereojenik karbona bağlı atom ve birden fazla atomdan
oluşan grupların öncelikli sırasını belirler. Örnek moleküldeki stereojenik karbona bağlı
atom ya da gruplar H, Cl, Br ve CF3 olup bunlar azalan atom sırasına göre sıralanır.
Br> Cl>C>H
En öncelikli En az öncelikli
11
2. En az öncelikli atom ya da grup sayfa düzleminin arkasında kalacak şekilde molekül
yönlendirilir. Örnekte hidrojen en az öncelikli olup molekül doğru yönelimdedir.
En az öncelikli
A B
3. Daha sonra, moleküldeki kalan diğer üç atom ya da grup moleküle aynı yönden, yani
en küçük grup arkada kalacak şekilde önden bakıldığında nasıl görünüyorlarsa o şekilde
çizilir.
(2) (4) (4) (2)
(3) (3)
[Öncelikli sıra: 4 en yüksek]
4. En öncelikli olan gruptan azalan öncelik sırasına göre (Br> Cl>CF3) gidildiğinde, A
da olduğu gibi saat ibresinin yönünde gidilmiş ise molekülün mutlak konfigürasyonu R
(Latince rectus ‘sağ ’) olarak; B de olduğu gibi saat ibresinin tersi yönünde gidildi ise
molekülün mutlak konfigürasyonu S (Latince sinister ‘sol ’) olarak tanımlanır.
12
Saat yönü (R) Saat yönünün tersi (S) A B
(R)-2-Bromo-2-kloro- (R)-2-Bromo-2-kloro-
1,1,1-trifuloroetan 1,1,1-trifuloroetan
Halotanın A ve B olarak gösterilen iki enantiyomerini ele alalım. Bunlardan biri R
diğeri S konfigürasyonundadır. Genel bir kural olarak; mutlak konfigürasyonu R olan
bir maddenin enantiyomeri S, mutlak konfigürasyonu S olan bir maddenin enantiyomeri
ise R konfigürasyonuna sahiptir.
2-bütanolün mutlak konfigürasyonuna bakıldığında bu molekülde stereojenik merkeze
bağlı atom ya da gruplar H, OH, CH3 ve CH2CH3 olup en yüksek ve en düşük öncelikli
atom ya da gruplar sırası OH ve H’dir.
Diğer taraftan metil ve etil gruplarının her ikiside karbon atomları ile stereojenik
merkeze bağlanmışlardır. Bu durumda grupların atomları, stereojenik merkeze
bağlandıkları noktadan itibaren tek tek değerlendirilir ve farklılığın çıktığı noktada
öncelik tespit edilir. Böylece –CH2CH3[-C(C,H,H)], CH3[-C(H,H,H)]den daha
önceliklidir. Yani etil grubunda stereojenik merkeze bağlı karbon atomuna bir karbon ve
iki hidrojen bağlı iken; metil grubunda stereojenik merkeze bağlı karbon atomuna üç
hidrojen bağlıdır.
13
Bu durumda 2-bütanolün enantiyomerlerinin mutlak konfigürasyonu aşağıdaki gibidir.
(S)-(+)-2-Bütanol (R)-(-)-2-Bütanol
3.1.4 Enantiyomerler
Bir molekül ile onun ayna görüntüsü olan ve üst üste çakışamayan stereoizomerlere
enantiyomer denir. Enantiyomerlerden biri polarize ışık düzlemini sağa (+), diğeri sola
çevirir (-). Yoğunluk, erime noktası kaynama noktası gibi hemen her zaman konu edilen
fiziksel özellikler bir kiral bileşiğin her iki enantiyomeri içinde aynıdır. Enantiyomerler,
üç boyutlu uzayda atomların düzenlenmesine bağlı olarak farklı özellikler
gösterebilirler. Örneğin karvonun enantiyomerlerinden (R)-(-)- karvon nane yağının ana
bileşiği iken enantiyomeri olan (S)-(+)- karvon ise kimyon kökü yağının ana bileşenidir
(Şekil 3.4). Karvonun bu iki enantiyomerinin her birinin kendi karakteristik kokusu
vardır. (R)- ve (S)- Karvon arasındaki koku farklılığı onların burundaki alıcı sinir
bölgelerine karşı farklı davranmalarından kaynaklanır. Uçucu moleküller, bu
molekülleri barındıracak uygun şekle sahip alıcı sinir bölgelerini işgal eder. Bu alıcı
sinirlerin kendileri kiral olup sonuçta bir enantiyomer, alıcı sinirlerin bir bölgesi için
uygun olurken diğer enantiyomer diğer bir bölge için uygun olur (Tüzün 1994).
14
Şekil 3.4 Karvonun enantiyomerleri 3.1.5 Rasem karışım
Enantiyomerlerin eşit miktarda ki karışımına rasemat denir ve herhangi bir optik
çevirme göstermez. Çünkü her bir enantiyomerin polarize ışık düzlemini pozitif ve
negatif yönde çevirmeleri birbirini yok eder. Simgeleme (±) veya (d, l) şeklinde olabilir
ve bu simgeler sadece çevirme yönünü belirler. Rasem bileşik basit bir karışım değildir.
Çünkü enantiyomerlerin polarize ışığa karşı davranışları dışında diğer özellikleri
aynıdır. Bu sebepten moleküller arasında daha farklı bir etkileşme vardır; bu nedenle
rasem bileşiğin enantiyomerlerine ayrılması basit karışımların ayrılmasından daha
güçtür. Sıvı veya gaz halinde rasem şekli ile optikçe aktif şekiller arasında fark yoktur,
yoğunluk, kaynama noktası, ışık kırma indisi, UV, NMR, IR gibi spektroskopik
özellikler birbirinin aynıdır. Bir kimyasal reaksiyonda asimetrik bir karbon atomu
oluşuyorsa pek çok durumda oluşan ürün rasem şeklidir.
3.1.6 Kiral tanıma
Bazı kiral alıcıların veya kimyasal bileşiklerin, bir kiral molekülün enantiyomerlerinden
biri ile seçici olarak etkileştiği bir işlemdir. Özellikle bazı biyolojik etkileşmelerde kiral
tanıma çok yüksek bir seviyede gözlenir. Örneğin (-)-nikotin (+)-nikotinden daha
zehirlidir, (+)-adrenalin kan damarlarını sıkıştırmada (-)-adrenalinden daha aktiftir. (-)-
Tiroksin troit bezleri tarafından üretilen ve metabolizmayı hızlandırarak
15
heyecanlanmaya ve kilo kaybına neden olan bir hormondur. Onun enantiyomeri olan
(+)-tiroksinde bu özelliklerin hiçbirisi yoktur (Şekil 3.5). Fakat bu hormon kandaki
kolesterol seviyesini düşürmek üzere bazen kalp hastalıklarına verilir.
(Kiral karbon atomları yıldızla işaretlenmiştir)
Şekil 3.5 Nikotin, adrenalin ve tiroksin 3.1.7 Enantiyomerik saflık belirlenmesi
Biyolojik aktive bakımından optik saflığın öneminin giderek artması optik saflığın
belirlenmesi için kesin, güvenilir metotların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
16
3.1.7.1 Optik rotasyon
Enantiyomerik saflığın belirlenmesi için klasik metot, polarimetre kullanılarak optik
çevirme açısısının ölçülmesidir. Spesifik optik çevirme açısı aşağıdaki eşitlik ile
belirlenir:
% Optik saflık [ ][ ]
1000
×=α
α
[α] enantiomer karışımının spesifik optik çevirmesidir ve [α]0 saf enantiyomerin optik
çevirmesidir. Ancak, pratikte karışıklığa yol açtığından dolayı optik saflığın
belirlenmesinde bu metodun kullanımı tercih edilmemektedir. Bu sebeple
enantiyomerik saflık, enantiomerik aşırılık (ee) denen kesin bir terimle ifade edilmesi
daha uygun bulunmuştur. R>S ise:
% Enantiyomerik aşırılık (ee) = 100)(
)(×
+
−
SR
SR
95:5 oranında R ve S enantiyomerleri içeren bir örnekte ee % 90 dır. Optik rotasyon
ölçümlerinden daha güvenilir bir metottur.
3.1.7.2 HPLC metotları
Enantiyomerlerin aynı adsorpsiyon özelliklerine sahip olmasından dolayı akiral
adsorbentler üzerinde direk kromotografik ayırma yöntemleri uygulanması uygun
değildir. Ayırma farklı özeliklere sahip diasteremoerlerin oluşumu ile
gerçekleştirilebilir. Bu iki yolla olur. İlki akiral kolonda ayrılabilen diastereomerlerin
oluşumuna yol açan kiraltürevlendirme reaktifi ile örneğin türevlendirilmesidir. Diğeri
ise kiral mobil faz ilavesi (CMPA) ya da kiral durgun faz formunda kiral seçici (CSP)
ile enantiyomerlerin etkileşimi sağlanarak geçici diastereomerlerin oluşturulmasıdır.
17
CSP kiral ligand değişim fazları, afinite fazları, helikal polimerler, kavite fazları ve
Pirkle-türü fazlar olmak üzere 5 sınıfa ayrılır.
3.1.7.3 GLC metotları Bozunma olmaksızın kolaylıkla buharlaşabilen bileşikler için CSP üzerinde gaz
kromotografi enantiyomerik saflık saflığı belirlemek için doğru ve güvenilir bir
metottur. Bu teknik hızlı geliştirilmiş ve basit, hızlı, tekrarlanabilir ve duyarlı bir metot
olması bakımından avantajlıdır. Enantiyomerlerin gaz kromotografik ayrılmasında
kullanılan CSP üç sınıfa ayrılabilir:
1. HPLC belirlemesinde kullanıldığı şekle benzer ligand fazları.
2. Amino asit türevleri
3. Cam ya da silika yüzeyine kaplanmış siklodekstrin türevleri
Özelikle siklodekstrin türevlerinin kullanımı artan bir önem kazanmıştır. 25-250 oC
sıcaklık aralığında kullanılabilir ve polar ve polar olmayan çeşitli bileşikler için yüksek
duyarlılık sergiler.
3.1.7.4 NMR metotları Son yıllarda kiral HPLC ve GLC’nin artan popülerliğine rağmen, NMR enantiyomerik
saflık belirlemek için yaygın olarak kullanılan bir metottur. Optik olarak saf reaktif ile
tepkime gerçekleştirilerek enantiyomerik karışım diastereomer karışıma dönüştürülür.
Mosher reaktifi bu amaç için sıklıkla kullanılır (Sheldon 1993).
3.2 Enantiyomerik olarak saf bileşiklerin eldesi
Eczacılık ya da ziraatte kullanılan kimyasallar gibi kiral moleküller genellikle karmaşık
olup, çok fonksiyonlu yapıları vardır ve çok adımlı sentezlerle üretilirler (Ghanem et al.
2004). Enantiyomerik saflıkta (ee>% 99) ya da enantiyomerik açıdan zenginleştirilmiş
18
bileşiklerin eldesinde kullanılan metotlar genel olarak başlangıç maddesinin türüne
bağlı olarak üçe ayrılabilir (Şekil 3.6) .
Enantiyomerik saflıkta bileşiklerin eldesi
klerin elde edilmesi
Şekil 3.6 Enantiyomerik saflıkta bileşiklerin eldesinde kullanılan metotlar
3.2.1 Stereoseçimli sentez
Stereoseçimli sentez kiral havuz bileşikleri adı da verilen kiral başlangıç substratı ve
kimyasal ya da biyolojik kiral ayrıcı ve kiral çevre kullanılarak akiral bileşiklerle
gerçekleştirilebilir (Şekil 3.7).
Kiral Havuz
Bileşikleri
Rasematlar Akiral Bileşikler
Rezolüsyon
Sentez kinetik kristalizasyon kromatografi
asimetrik sentez
kataliz enzimatik kimyasal
Enantiyomerik saflıkta bileşikler
19
Şekil 3.7 Stereoseçimli sentez 3.2.1.1 Kiral başlangıç substratı
Doğa optik olarak saf olmasa da optik olarak aktif materyallerin büyük bir kısmını üretir
ve buda asimetrik sentez için başlama noktası olarak kullanılır. Alkoloidler, terpenler,
şekerler, α-amino- ve α-hidroksi asitler- kiral havuzu oluşturan materyallerdir.
Stereoseçimli sentez için kiral havuz yöntemine birçok örnek verilebilir ve bunların
çoğunun önemli endüstriyel uygulamaları vardır. Örnek olarak (R)-limonen portakal
suyu endüstrisinin yan ürünü olarak portakal kabuğundan izole edilir ve nane tadını
veren ana bileşen (R)-karvon’un ticari üretiminde başlangıç materyali olarak kullanılır.
Klinik yönden önemli β-laktam antibiotik tienamisin (S)-aspartik asitten sentezlenir ve
(S)-aspartik asit ucuz olup kolayca elde edilebilir.
3.2.1.2 Kiral ayırıcılar Rasemik olmayan kiral ayırıcılar stereoseçimli sentezde tepkime ürünlerinde
stereoseçimliliği teşvik etmek için kullanılır ve kimyasal ya da biyolojik olabilir. Ayırıcı
kiral kısmı kovalent olarak kiral olmayan önkiral substrata bağlanır ve stokiyometrik
miktarlarda reaksiyon ortamında olmalıdır. Tepkimeden sonra kiral ayırıcı ortamdan
uzaklaştırıldığında optik olarak aktif ürünler elde edilir ve başarılı bir tepkimede kiral
bileşikler yaklaşık olarak % 100 optik saflıkta elde edilebilir.
20
3.2.1.3 Kiral çevre
Kimyasal reaksiyon ortamına kiral çözücüler ya da kiral ligand gibi katkılar eklenerek
kiral çevre oluşturulur. Kiral çevre tepkimenin diastereomerik geçiş halinin serbest
enerjisini değiştirerek iki diastoremerik yol izinin bir tanesinin gerçekleşmesini sağlar.
Ortam sıcaklığında iki yol izi arasında serbest aktivasyon enerjisi farkı ∆G= 12 kj/mol
olup, % 99 optik saflıkta ürün elde edilebilir. Çoğu durumda çok verimli bir yöntem
değildir.
3.2.2 Rasematların rezolüsyonu
Rezolüsyon, bir rasem bileşiğin enantiyomerlerine ayrılma işlemidir. Bunun için
kristallendirme başta olmak üzere bir takım fiziksel ve kimyasal yöntem geliştirilmiştir.
İlk rezolüsyon 1848 de Pastör tarafından, rasem sodyum amonyum tartarat çözeltisinin
27oC den daha düşük bir sıcaklıkta yavaş buharlaştırılarak kristallendirilmesi ile
gerçekleştirilmiştir. Pasteur burda oluşan büyük kristallerin bir kısmının diğerlerinin
ayna görüntüsü olduğunu fark etmiştir. Aynı türden olanları toplayarak suda
çözdüğünde ise birinin polarize ışığı sağa diğerinin ise sola çevirdiğini görmüştür.
Rezolüsyonun birçok uygulama alanı vardır. Örnek olarak ilaç olarak kullanılacak
bileşik disimetrik bir molekül ise bunun sadece bir enantiyomeri etkindir, diğer
enantiyomerin ilaç etkinliği yoktur veya çok azdır. Böyle bir bileşik kimyasal
yöntemlerle sentezlendiğinde çoğunlukla rasem şeklinde elde edilir, sonrasında ise
rasemik bileşiğin rezolüsyonu yapılarak etkin enantiyomer elde edilir. Asimetrik sentez
yöntemi ile enantiyomerlerin saf olarak üretimi ile ilgili büyük gelişmeler olmasına
rağmen endüstriyel sentezlerde yaygın olarak kullanılan yöntem rasematların
rezolüsyonudur. Enantiyomerlerin rezolüsyonu için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir ve
bu yöntemler tercihli kristalizasyon, diastereomerik tuzların kristalizasyonu,
kromotografi ve kinetik rezolüsyon yöntemleri olmak üzere dörde ayrılabilir (Şekil 3.8).
21
Şekil 3.8 Rasematların rezolüsyonu için metotlar
3.2.2.1 Tercihli kristalizasyon
Bu yöntem endüstriyel ölçekli çalışmalarda yaygın olarak kullanılmakta olup,
kloramfenikol ve α-metil-ι-dopanın sentezleri bu türe örnek gösterilebilir. Bu proses
teknik olarak konglomerat formundaki rasematlarla gerçekleştirilebilir. Konglomerat
eşit miktarlarda iki enantiyomerin kristallerinin mekanik olarak karışımından elde edilir.
Malesef tüm rasematların % 20 ‘den daha azı konglomerat olduğundan avantajlı bir
yöntem değildir.
3.2.2.2 Diastereomer kristalizasyonu
Rasem bileşiğin optikçe aktif bir bazın enantiyomeri ile tuzu oluşturulduğunda artık bu
oluşan tuzlar enantiyomer olmayıp diastereomer tuzlardır, dolayısıyla fiziksel özellikleri
ve çözünürlük özellikleri birbirinden çok farklıdır. Uygun bir çözücüde
kristallendirilerek birbirinden ayrılabilir ve ayrılan tuzlar bir mineral asitle
etkileştirilerek asidin anyonu proton alarak serbest hale dönüştürülebilir. Genel olarak,
Rasematlar
Kinetik rezolüsyon
Tercihli kristalizasyon
Diastereomer kristalizasyon
Kimyasal Enzimatik
22
diastereomer tuzlar oluşturmak için kullanılan optikçe saf organik asitler ve bazlar doğal
bileşiklerdir ve türleri oldukça fazladır.
3.2.2.3 Kromotografi
Kolon kromotografisinde kolon dolgu maddesi olarak optikçe aktif katı maddeler
(glikoz, sakkaroz, laktoz gibi şekerler) kullanıldığında kolondan rasem bir bileşiğin
çözeltisi geçirildiğinde enantiyomerlerden biri diğerinden daha güçlü tutulur ve
rezolüsyon gerçekleşir. Kolon uzunluğu yeterli ise toplanan çözeltide sadece bir
enantiyomer bulunur. Kolonda tutulmuş olan diğer enantiyomer ise başka bir çözücü ile
alınabilir (Sheldon 1993).
3.2.2.4 Kinetik rezolüsyon
Rasematların rezolüsyonunda kullanılan üçüncü yöntem ise kinetik rezolüsyondur. Bu
yöntemin iyi sonuç vermesi kiral girdi ile iki enantiyomerin tepkime verme hızlarının
farklı olmasına bağlıdır. Kiral girdi, biyokatalizör olarak enzim veya mikroorganizma,
kimyasal katalizör olarak kiral metal kompleksi, kiral asit ya da baz olabilir ve ortamda
katalitik miktarda bulunmalıdır. Rasemik bileşiklerin kinetik rezolüsyonu lipazların
katalizlediği dönüşüm tepkimelerinden en yaygın olanıdır ve lipaz enzimi rasemik
karışımdaki iki enantiyomer arasında ayırım yapabilir. Dolayısıyla bir enantiyomer
diğerinden daha hızlı ürüne dönüştürülür (Şekil 3.9).
kR R P
kS S Q
Şekil 3.9 Katalitik kinetik rezolüsyon
23
kR≠kS olduğu durumda kinetik rezolüsyon gerçekleşir ve tepkime dönüşüm % 0 ila %
50 arasında bir değere ulaştığında durdurulur. İdeal durumda bir enantiyomer
diğerinden daha hızlı tepkimeye girer, örnek verilecek olursa tepkime girdisi (R)
tepkimeye giren tek enantiyomerdir (kS=0). Bu durumda enantiyomerlerin birbirine
oranı 50:50 olduğu rasemik karışımda % 50 dönüşüme ulaşıldığında karışım içinde %
50 girdi (S) ve % 50 ürün (R) kalır. Bu yöntem tek bir enzim kullanılarak iki
enantiyomerin kolay şekilde ayrılmasında avantaj sağlar. Yaygın olarak kullanılan bir
rezolüsyon türüdür ve enantiyomerik saflıkta ya da bir enantiyomerce zenginleştirilmiş
bileşiklerin elde edilmesinde etkin bir yoldur. Ancak, bu prosesde iki enantiyomerin
ayrılmasında maksimum % 50 verimle enantiyomerik saflıkta bileşik elde edilebilir. Bu
kısıtlama mezobileşikler ya da prokiral substratlar kullanılarak, istenmeyen
enantiyomerin stereodönüşümü, rasemizasyon ve istenmeyen enantiyomerin geri
döndürülmesi ve dinamik kinetik rezolüsyon gibi farklı yöntemler kullanılabilir (Şekil
3.10) (Ghanem et al. 2004).
kR (R)-substrat (R)-ürün
kS
(S)- substrat � (S)-ürün
Şekil 3.10 Kinetik rezolüsyon Dinamik kinetik rezolüsyonda enzim katalizli kinetik rezolüsyon ile rasemizasyon
birlikte gerçekleştirilir. Yaygın olarak kullanılan kinetik rezolüsyon ve dinamik kinetik
rezolüsyonda (R)-enantiyomeri (S)-enantiyomerinden daha hızlı (R)-ürününe
dönüştürülür (kR>kS) (Şekil 3.11). Dinamik kinetik rezolüsyonun tek farkı (S)-
enantiyomeri rezolüsyon prosesi süresince izomerleşir, böylece başlangıç (R)-
substratının tamamı (R)-ürününe dönüşebilir ve kras ≥ kR olmalıdır. Maksimum verim %
100 verime ulaşılabilir ve rasemizasyon için kimyasal katalizör olarak asit veya baz,
biyolojik katalizör olarak rasemazlar kullanılabilir (Strauss et al. 1999).
24
kR (R)-substrat (R)-ürün
kras kras kS
(S)- substrat � (S)-ürün
Şekil 3.11 Dinamik kinetik rezolüsyon 3.3 Enzimler Enzimler proteinlerdir; hücre içindeki hidrolitik reaksiyonları katalizler ve hücre dışında
hem doğal hem de doğal olmayan substratların olduğu tepkimeleri katalizlerler.
Katalizör olarak enzimlerin gösterdiği özellikler: (i) dar sıcaklık (genellikle 20 oC-40 oC) ve pH aralıklarında ılımlı koşullar altında kullanılırlar; (ii) seçimlilikleri az ya da
çok olarak değişebilmelerine karşın, katalizlenen tepkimelerde, stereoseçimli olabilirler;
(iii) katalitik aktiviteleri, var olan substratlar, ürünler ve diğer bileşenlerin
derişimlerinden önemli ölçüde etkilenebilir; (iv) genellikle kararsızdırlar; (v) kofaktör
gerektiren tepkimelerde, bazı kofaktörler katalitik döngü sırasında değişebilirler, aktif
formlarına tekrar döndürülmeleri gerekir. Üretim süresinin uzaması, kararsız olmaları,
yüksek fiyat, dar substrat seçimlilikleri, enzimlerin sentetik kimyada katalizör olarak
kullanılmalarında en önemli sorunlardır. Bununla birlikte, yeni endüstriyel
gereksinimler, kimya ve biyolojideki yeni gelişmeler ile bu anlayış değişmektedir.
Bunun farklı nedenleri vardır: (i) çeşitli enzimatik tepkimeler, doğal ya da doğal
olmayan substratların stereoseçimli olarak kullanışlı sentetik ürünlere dönüştüğünü
göstermektedir. Çizelge 3.1’de sentetik kimyada yaygın olarak kullanılan enzimler
verilmiştir. (ii) Hem enzim tutuklaması ve kararlılığı için hem de proseslerin ölçek
büyütmesi için yeni teknikler geliştirilmektedir. (iii) Moleküler ve hücre biyolojisi,
hesaplama ve analitik kimyadaki son gelişmeler istenilen proteinlerin elde edilmesinde
(expression) gen oluşturmak için genetik materyallerin işlenmesinde yeni yararlar
oluşturmaktadır. (iv) Rekombinant DNA teknolojisi, enzimleri içeren proteinlerin düşük
maliyetle üretilmesi ve bu proteinlerin özelliklerinin makul ölçüde değiştirilebilmesi
için yol açmaktadır. (v) Katalitik olarak aktif antikorların (“abzymes”) keşfedilmesi,
enzim katalizini harekete geçirmektedir (Schreirer 1997).
25
Böylece enzimlerin kullanılmasıyla çok sayıda organik tepkime, örneğin kiral ara
ürünlerin, şekerlerin, nükleotidlerin ve ilgili bileşenlerin dönüşümü; aminoasitler,
şekerler ve şeker fosfatları gibi fizyolojik aktif bileşenlerin sentezi; peptidlerin ve
proteinlerin dönüşümü; ve içinde klasik kimyasal yöntemlerin de kullanılmak zorunda
kalındığı diğer dönümler gerçekleştirilebilir. Sentetik organik kimyada enzimlerin
kullanımı üzerine yapılan araştırmalar, bütün kayıtlı olan uygulamaların % 65’inin
hidrolitik tepkimeler (% 40) ve dehidrojenaz tepkimeleri (%25) üzerine olduğu
göstermiştir. Bununla birlikte dehidrojenaz uygulamaları çoğunlukla
mikroorganizmaların, az sayıda izole enzimlerin kullanılmasıyla gerçekleştirilir.
Enzimlerin kullanıldığı bir diğer önemli tepkime, oksijenazın kullanıldığı tepkimelerdir
(% 24); enzimatik karbon-karbon sentezi ile ilgili az sayıda kayıt vardır (%4). Enzim
katalizli bütün diğer tepkimeler toplamın % 7’sini oluştururlar (Schreirer 1997).
26
Çizelge 3.1 Organik sentezde yaygın olarak kullanılan enzimler
a ATP, adenizin trifosfat; NAD(P), nikotinamid adenin dinükleotid; SAM, (-)-(S)-adenosil-L-metiyonin
Günümüzde var olduğu tahmin edilen 25000 enzimden yaklaşık 4000 tanesi Biyokimya
ve Moleküler Biyoloji Birliği (IUBMB) tarafından kabul edilmiş ve sınıflandırılmıştır
(Krishna et al. 2000). Çoğunluğu hidrolazlar, transferazlar ve oksidoredüktazlar olmak
üzere 400 tanesi araştırmalar için ticari olarak elde edilebilmektedir. Enzimlerin
arasında hidrolazlar, endüstriyel biyotrasformasyonlarda en çok kullanılan enzimlerdir.
Kofaktör gerektirmeyenler Kofaktör eklemesine gerek
duymayanlar
Kofaktör
gerektirenlera
1. Hidrolitik enzimler
Esterazlar
Lipazlar
Amidazlar
Fosfolipazlar
Epoksit hidrolazlar
Nükleosid fosforilazlar
2. İzomerazlar ve Liyazlar
Glukoz izomeraz
Fenil alenin amonya liyaz
Fumaraz
Siyonohidrin sentetaz
3. Aldolazlar
4. Glikozil transferaz
5. Glikozidazlar
6. Oksinitrilaz
1. Flavoenzimler
Glukoz oksidaz
Amino asit oksidaz
Diaforaz
Pridoksal
2. Enzimler
Transaminazlar
Trozinaz
3. Metalo enzimler
Galaktoz oksidaz
Monooksijenazlar
Dioksijenazlar
Peroksidazlar
Hidrojenazlar
Enoat redüktazlar
Aldolazlar
Nitril hidraz
4. Tiyamin profosfat
gerektiren enzimler
Transketolaz
Dekarboksilazlar
1. Kinazlar-ATP
2.Oksidoredüktazlar- NAD(P)
3. Metil-transferazlar-SAM
27
3.3.1 Enzimlerin sınıflandırılmaları ve tepkime mekanizmaları Enzimler katalizledikleri tepkimeye göre (EC numara sırasında) altı temel gruba
ayrılırlar (Çizelge 3.2).
Çizelge 3.2 Enzim sınıfları
3.3.1.1 Oksidoreduktazlar (E.C.1) Bu enzimler redoks (oksidasyon ve indirgenme) tepkimelerini katalizler. Substrat
üzerinde bir uçtan diğer uca elektron aktarımını sağlar. Enzimlerin substratları
genellikle elektron ve hidrojen donörleridir. Sistematik adlandırma, verici/alıcı
oksidoredüktaza göredir. Oksitlenen substrat hidrojen verici olarak kabul edilir ve
enzim dehidrojenaz olarak adlandırılır. Moleküler oksijen (O2) alıcı ise enzim oksidaz
No Sınıf Katalizlenen reaksiyon türü
1 Oksidoredüktazlar Elektron transferi (Hidrid iyonları ya da H
atomları)
2 Transferazlar Grup transfer reaksiyonları
3 Hidrolazlar Hidroliz reaksiyonları (fonksiyonel grupların
suya transferi)
4 Liyazlar Çift bağa grupların eklenmesi ya da grupların
uzaklaşmasıyla çift bağların oluşma
reaksiyonları
5 İzomerazlar Molekül içinde gurupların transferi ile izomerik
formların oluşum tepkimeleri
6 Ligazlar Enerji kullanılarak kondenzasyon reaksiyonları ile
C-C, C-S, C-O ve C-N bağlarının oluşum
tepkimeleri
28
olarak adlandırılır. Hidrolazlar ve oksidoredüktazlar arasındaki temel farklılık
oksidoredüktazların genellikle stokiyometrik oranda pahalı kofaktörlere ihtiyaç
duymasıdır. En yaygın olarak kullanılan kofaktörler NADH/NAD+, NADPH/NADP+,
FADH/FAD+, ATP/ADP ve PQQ’dur. Çoğunun pahalı olması nedeniyle endüstriyel bir
prosesin maliyeti için kofaktör rejenerasyon sistemi gerektirir. Endüstride benzoat
dioksijenaz kullanılarak benzen türevlerinden R-1,2,-dihdiroksi katekol üretimi ICI
(İngiltere) tarafından yapılmakta; elde edilen ürün, antiviral madde olarak etkin β-
laktam sentezinde kiral ara ürün olarak kullanılır. Enzimatik redoks prosesleri genellikle
fermantasyon ile gerçekleştirilir. Böylece çoğalan hücreler sistemleri ile kofaktör
rejenerasyon probleminin önüne geçilir. Ekmek mayası katalizörlüğünde indirgenme ve
mikrobiyal hidroksilasyon bu teknolojilerin tipik örnekleridir. Oksidoreduktazlar enzim
komisyonunun (Enzyme Commission) gerçekleştirilen organik dönüşüm temeline
dayanarak sınıflandırılır. Bu enzimler oksidant ve gerekli stokiyometrisine göre
sıralanırsa:
Dehidrojenazlar
Monooksijenazlar
Dioksijenazlar
Oksidazlar
RH + D R(-H) + DH2
RH + O2 RO2H
RH + O2 R(-H) + H2O2
RH + O2 + DH2 ROH + D + H2O
29
Peroksidazlar
D, DH2= kofaktör
3.3.1.1.1 Dehidrojenazlar
Dehidrojenazlar izole enzimlerin sentetik uygulamalarından dolayı büyük ilgi
kazanmış olan oksidoredüktaz enzimlerinin yalnızca bir sınıfıdır. Tüm hücre (whole
cell) sistemleri (örn. maya indirgenmeleri) kullanılan birçok oksidasyon ve
indirgenme tepkimelerinde asıl katalizörlerdir. E.C. listelerinde gerektirdiği kofaktör
(nikotin amid (NAD), flavin adenin dinükleotid (FAD) ve pirolokünolin kinon
(PQQ ) esasına dayanarak sınıflandırılabilen 176 farklı dehidrojenaz tanımlanır. En
çok çalışılan ve en iyi bilinen dehidrojenaz at karaciğer alkol dehidrojenazıdır
(HLADH). Asetaldehitten bisiklik ketonlara geniş bir substrat aralığına sahiptir ve
NADH-bağlıdır. İndirgenmede HLADH (ve diğer hidrojenazlar) karbonil
gurubunun re-yüzüne hücum ederek (S)-alkol oluşturmak üzere prokiral ketonun (%
100 teorik verim) enantiyoseçimli indirgenmesinde kullanılabilir. Oksidasyonda ise
tepkime kiral alkolün kinetik rezolüsyonu için kullanılabilir. (S)-enantiyomer
seçimli olarak oksitlenir ve ortam (R)-enantiyomerince zengin olur.
İndirgenme reaksiyonlarının gerçekleştirilmesi için hidrojen kaynakları gereklidir.
Biyokatalitik indirgenme için etanol, 2-propanol, glukoz, formik asit ve dihidrojen
kaynak olarak kullanılabilir. Kofaktör geri dönüşüm problemini çözmek için en
basit çözüm katalitik hidrojen transferi gerçekleştirmektir. Rhodococcus
erythropolis ile etil 4-kloro-3 okzobütanoat’ın indirgenmesi için formik asidin
hidrojen kaynağı olarak kullanımı Şekil 3.12’de gösterilmiştir. Substrat
indirgenirken NADH dan NAD+’a koenzimin oksidasyonu gerçekleşir. Ana substrat
indirgenmesinin bir sonraki döngüsünden önce HCO2H’ın CO2’e oksidasyonunu
katalizleyen format dehidrojenaz tarafından yürütülen koenzim NADH’a
indirgenmelidir.
RH + H2O2 ROH + H2O
30
Şekil 3.12 İndirgenme için hidrojen kaynağı olarak HCO2H kullanarak NADH’ın geri dönüşümü
Çevreye dost sistemler sağlamak için fotokimyasal metodlar geliştirilmiştir. Örnek
olarak fotosentetik biyokatalizör cyanobacterium kullanılarak bu metotta ışık
enerjisi NAD(P)H’ı rejenere etmekte kullanılır. Biyokatalizörler kullanılarak
asetofenon türevlerinin indirgenmesi aydınlıkta karanlıkta olduğundan daha etkin
gerçekleştirilmiştir. Cyanobacterium ile ışık enerjisi elektron aktarım sistemi
aracılığı ile NAD(P)H formunda kimyasal enerjiye dönüşür. Sonuç olarak kimyasal
enerji (NAD(P)H) substratı kiral alkole dönüştürmek için kullanılır (ee % 96- >99).
Organik bileşikleri sentezlemek için CO2’in indirgenmesinde kullanılan ışık enerjisi
substratları indirgemek içinde kullanılır. Fotosentetik mikroorganizmalar
kullanılmadığı zaman photosensitizer (ışığa duyarlı yapı) gereklidir. Metotlarda ışık
enerjisi photosensitizerden NAD(P)+’ya elektron transferini ilerletmek için
kullanılır.
NAD(P)H’ın elektrokimyasal rejenerasyonu bir diğer ilginç ve temiz metottur. Bu
sistemde elektrottan metil viyolejen ya da asetofenon gibi elektron aracısına,
aracıdanda reduktaz ya da alkol dehidrojenaz gibi elektrokatalizörler tarafından
katalizlenen NAD(P)+’ya elektron aktarımı gerçekleşir (Sheldon 1993, Nakamura et
al. 2003).
31
Alkol dehidrojenaz’ın aktif kısıma bakılacak olursa Şekil 3.13’de NAD+ cam göbeği
renginde, alkol ise boşluklar kırmızı, gri ve beyaz atomlarla doldurularak gösterilmiştir.
Tepkime etanolün (alkol) etanala (aldehit) dönüşüm tepkimesidir.
Tepkime: CH3CH2OH + NAD+ CH3CH=O + NADH + H
+
Bu bir oksidasyon tepkimesidir. Bu tepkime sonucu iki hidrojen iyonu ve iki elektron
uzaklaşır. İki elektron NAD+’a eklenir ve eklenmesi sonucu NADH ve H+’e dönüşür.
Bu alkol metabolizmasındaki ilk dönüşümdür. ADH’ın aktif bölgesinde koenzim
(NAD+) bağlanma kısmı ve substrat (alkol) bağlanma kısmı olmak üzere iki bağlanma
bölgesi vardır. NAD+ için bağlanma kısmının çoğu hidrofobiktir ve yeşil ile
gösterilmiştir. Akolün aldehit ve ketona katalitik oksidasyonunda ser-48, phe 140, and
phe 93 olmak üzere üç anahtar aminoasit vardır.
Şekil 3.13 Alkol dehidrojenaz enzimi
32
3.3.1.1.2 Oksidaz ve oksijenazlar Oksidaz ve mono-ve dioksijenazlar oksidant olarak oksijeni kullanırlar. Oksidazlar
dehidrojenazlar gibi aynı oksidasyon tepkimelerinde kullanılabilmelerine rağmen
kofaktör rejenerasyonuna ihtiyaç duymazlar. Sentetik uygulamaları yoktur. En çok
bilinen örnekleri glukoz, alkol ve kolesterol oksidazlar ticari şekliyle biyosensör olarak
klinik analizlerde kullanılır. Sitokrom P450 bağlı çeşidindeki gibi monooksijenazlar
hayvanlar, bitkiler ve mikroorganizmaların hücre içi metabolizmasında ve
xenobiotiklerin detoksifikasyonunda (zehir etkisini giderme) önemli rol oynayan, çoğu
zaman rastlanan enzimlerdir. Sentetik olarak ilginenilen dönüşümleri (örn. olefin
epoksidasyon, aromatiklerin ve alkanların hidroksilasyonu ve ketonların laktonlara
Baeyer-Villiger oksidasyonu) katalizleyebilmelerine rağmen hemen hemen hiç
uygulamaları yoktur. Bu enzimin uygulama bulamama nedenleri kofaktör rejenerasyonu
için gereksinim, hücre dışında kararlılığının az olması ve optimum
enantiyoseçimlilikten daha az seçimlilik elde edilmesidir.
3.3.1.1.3 Peroksidazlar Peroksidazların sentetik uygulamaları vardır ve monooksijenazlar gibi bazı dönüşüm
türlerine aracılık eder. Kofaktör tüketimi olmaksızın bir oksijen atomu substrata katılır.
Gerekli indirgeme eşdeğeri H2O2 nin hidrojenlerinden türetilir. Monooksijenazlar hücre
dışı enzimlerdir ve hücre içi monooksijenazlardan çok daha kuvvetlidir.
3.3.1.2 Transferazlar (E.C.2) Bu enzimler bir bileşikten (verici) diğerine (alıcı) kimyasal gurup aktarırlar. Sistematik
adlandırma, verici/alıcı grup transferaz sınıflandırılmasını izler. Pek çok durumda verici,
sıklıkla aktarılan aktif kimyasal grubu taşıyan kofaktör ya da koenzimlerdir.
Endüstriden çok doğada büyük rolleri vardır. Çeşitli nedenlerden dolayı az sayıda
transferaz endüstride kullanılır: Denge tepkimeleri sıklıkla yüksek dönüşümler vermez,
grup aktaran substratlar ve tepkimelerin gerçekleştirilmesi pahalıdır, ya da elde edilen
ürünler ortamdan kolaylıkla ayrılmazlar. Endüstride Monsanto (Amerika) tarafından D-
33
aspartat transaminaz ile D-aspartattan 2-okso-aspartat üretilmekte, bu ürün ilaçlarda ve
gıda katkılarında aminoasit olarak kullanılmaktadır.
3.3.1.3 Hidrolazlar (E.C. 3)
Bu enzimler, C-O, C-N, C-C ve fosfatlarda P-O bağlarını içeren bazı diğer bağların
hidrolitik parçalanmasını katalizlerler. Uygulamaları yağ asitlerinin esterleşmesi ve
polisakkaritlerin, nitrillerin, proteinlerin, lipidlerin hidrolizini kapsar. Bu enzimlerin
çoğu deterjan endüstrisinde ve gıda endüstrisinde, poteinleri, karbonhidratları ve
yağları parçalamak için tepkimelerde kullanılır. Hidrolaz ifadesi, substratın ismi ve
–az ekini kapsayan sistematik isimdir. Hidrolazlar endüstriyel proseslerde en çok
kullanılan enzimlerdir. Lipazlar, esterazlar ve amidazlar bu enzim sınıfına
girmektedir.
3.3.1.3.1 Lipazlar (triaçilgliserol hidrolazlar)
Karboksilik ester hidrolaz olan lipazların bitki ve mikroorganizmaların yağ
metabolizmasında önemli görevleri vardır (Ghosh et al. 1996, Grandhi et al. 2000).
Proteaz ve karbohidrazlar gibi enzimler yıllardan beri endüstriyel olarak
kullanılmakta ve dünyadaki enzim pazarının büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
Günümüzde lipazlar, bu pazarın % 10’undan daha azını oluşturmaktadır ve bu pazar
oldukça geniş uygulamalar ile giderek artan bir potansiyele sahiptir. Lipazlar çok
farklı memeli, bitki ve mikrobiyal kaynaklardan elde edilmektedir. Memeli lipazları,
karaciğer, dil, mide ve pankreas lipazları olmak üzere dört gruba, mikrobiyal
lipazlar ise bakteriyel ve fungal olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Esterleşme, transesterleşme ve hidroliz tepkmelerini düşük sıcaklıkta
katalizlemeleri, susuz ortamda kararlı ve aktif olmaları, kofaktör gerektirmemeleri,
yüksek katalitik güçleri, ucuz olmaları, seçimli ve pozisyonel olarak spesifik yağ
34
asidi değiştirmeleri, ester bağına spesifik olmaları, yüksek substrat seçimlilikleri ve
yan ürün oluşumunu önlemeleri nedenleriyle yaygın olarak kullanılırlar. Lipazlar,
stereo ve bölgesel spesifik olmaları nedeniyle kimyasal olarak katalizlenemeyen
tepkimeleri katalizleyebilirler. Böylece var olan bir ester modifikasyonu ya da
fonksiyonel ve fizikokimyasal özellikleri farklı yeni bir ester üretimi yapabilmekte
ve bunun sonucunda değerli yeni kimyasal maddeler ya da daha kullanışlı gliserit
karışımları elde etmek mümkün olmaktadır.
Lipazlar hidroliz, esterleşme ve transesterleşme tepkimelerini katalizlerler.
Transesterleşme tepkimeleri, esterdeki açil grubu değişimi, bir asit ile yapılıyorsa
asidoliziz, bir alkol ile yapılıyorsa alkoliziz, bir başka ester durumunda
interesterleşme ve bir amin kullanılıyorsa aminoliziz adını alır (Şekil 3.14).
Lipazların uygulama alanları bileşiklerin sentezi, karbonhidrat ester sentezi, poli
doymamış yağ asitlerinin elde edilmesi, biyolojik aktif bileşenlerin sentezi, parfüm
ve tat esterlerinin üretimi, yapısal lipidlerin sentezi ve organik karbonatların sentezi
olarak sınıflandırılabilir. Lipazlar ile gerçekleştirilen optik ayırma prosesleri tipik
olarak, ya bir esterin rasemik karışımının enantiyoseçimli hidrolizi (örneğin iki
izomerden sadece bir tanesinin hidrolizinin tercih edilmesi) ya da rasemik bir
asit/esterin enantiyoseçimli esterleşmesi/transesterleşmesi ile esterden asidin
ayrılması şeklinde gerçekleşir. Bu tür çeşitli lipaz katalizli kiral sentez yöntemleri
endüstride kullanılır. Optikçe saf R-α-fenoksipropiyonik asit herbisitlerin sentezi
için ara ürün vermek üzere α-bromopropiyonik asitten ayrılması Avusturya’da
Chemie Linz tarafından ticari olarak gerçekleştirilmektedir. Glisidil bütüratın ve p-
metoksifenil glisidatın optik olarak ayrılması prosesleri DSM Adeno tarafından
ticari olarak yapılmaktadır. Bu bileşenler, optikçe aktif β- blokerlerin ve tansiyon
düşürücü ilaç diltiazem’in hazırlanmasında önemli ara ürünlerdir.
35
1. Hidroliz
2. Esterleşme
3. Transesterleşme
A. Asidoliziz
B. İnteresterleşme
C. Alkoliziz
D. Aminoliziz
Şekil 3.14 Lipazların katalizlediği tepkimeler
36
3.3.1.4 Liyazlar (E.C.4)
Bu enzimler C-C, C-O, C-N ve hidrolizden farklı düzendeki az sayıda diğer bağların
ayrılmasını katalizler. Sıklıkla, başka tepkimelere maruz bırakılan çift bağların
ayrılmasıyla bu olay gerçekleşir. Sistematik adlandırma, substrat grubu-liyaz
şeklindedir. Ayırma çizgisi (-) herhangi bir karışıklığı önlemek için önemlidir.
Örneğin hidrolaza çok benzemesi nedeniyle, hidroliyaz yerine hidro-liyaz terimi
kullanılmalıdır.
Liyazlar, yakın olan doğal bağ bozma tepkimelerini, doğal olmayan koşullar altında
(örneğin yüksek substrat derişimleri) ticari açıdan önemli yeni bağların oluşmasına
izin vererek, terse çevirebilirler (bağ oluşması, liyaz sentetaz olarak görev yapar).
Sıklıkla kiral merkezler bağ oluşması sırasında üretilir. Endüstriyel olarak fenil
alenin amonoliyaz kullanılarak, Japonya’da Ajinomoyo Co. tarafından, Parkinson
hastalığının tedavisinde kullanılan L-dihidroksi-L-fenil alanin (L-DOPA)
üretilmektedir.
3.3.1.4.1 Benzaldehit liyaz
Benzaldehit liyaz (BAL, EC 4.1.2.38) kofaktör olarak tiamin pirofosfat (TPP) bağlı
enzimdir (Şekil 3.15). Benzoinin açiloin bağını tersinmez olarak kırarak iki molekül
benzaldehit üretimini sağlar. Bu tepkimenin en önemli özelliği BAL katalizörlüğünde
yalnızca R-benzoin benzaldehit’e dönüşür, S-benzoin ise tepkime vermez. Bu nedenle
BAL enzimi doğal ürün ve ilaç sentezinde kullanılan bileşiklerin önemli bir sınıfı olan
α-hidroksi ketonların enantiyomerik saflıkta sentezi için kullanılır. Sahip olduğu
potansiyel sebebiyle optik aktif benzoin ve türevlerinin endüstriyel sentezinde artan bir
ilgiye sahiptir.
BAL enzimi ilk olarak Gonzales ve Vicuna (1989) tarafından Pseudomonas fluorescens
Biovar I’dan elde edilmiştir. Bu mikroorganizmanın benzoini üremek için karbon ve
enerji kaynağı olarak kullanabildiği belirlenmiştir. Benzoin enantiyomerleri Şekil
37
3.16’de gösterilmiştir. BAL kofaktör olarak tiamin pirofosfat (TPP) kullanarak açiloin
bağının kırılmasını sağlar. Bu tersinir tepkimede, BAL yüksek verim ve
stereoseçimlilikle iki aldehitin karboligasyonunu katalizler (Mosbacher et al. 2005).
Şekil 3.15 Benzaldehit liyaz katalizli kırılma ve benzoin sentezi
Şekil 3.16 Benzoin molekülünün R- ve S- enantiyomerleri
38
Tiamin profosfat (TPP), vitamin B
1 (tiamin)’in türevidir (Şekil 3.17).
Şekil 3.17 Thiamin prifosfat
TPP çeşitli enzimatik reaksiyonlarda aldehit grubunun transferinde görev yapan bir
koenzimdir; α-ketollerin oluşması ve yıkılmasını sağlar (Şekil 3.18). TPP bağlı enzimler
çeşitli biyosentetik yol izlerine ve temel olarak C-C bağı oluşumu ve kırılmasını içeren
tepkimelerin geniş bir aralığını katalizler. 2-hidroksi ketonları üreten 2-keto asitlerin
oksidatif olmayan ve oksidatif dekarboksilasyonu katalizler ve aktif aldehitleri çeşitli
alıcı bileşiklere transfer eder. C-N, C-O ve C-S bağlarınıda oluşturabilir ( Mosbacher et
al. 2005).
39
C
O
-O
C
O
CH3 N S
C
R+CH3
R
-+
N S
C
R+CH3
R
+
H
H3C C
O
H
N S
C
R+CH3
R
+
C
H
OHCH3
N S
C
R+CH3
R
+
C-
OH
CH3
N: S
C
R+CH3
R
C
OHCH3
N S
C
R+CH3
R
+
C
OH
CCH3
O-
O
Pirüvat
TPP karbanion TTP
Rezonans kararlilik
Hidroksietil TPP(aktif aldehit)
Asetaldehit
H+
H+
CO2
Şekil 3.18 TPP ile α-ketollerin oluşması ve yıkılması
40
Çizelge 3.3 Kofaktör olarak tiamin pirofosfat (TPP) gerektiren bazı enzimler şunlardır:
3.3.1.5 İzomerazlar (E.C.5)
İzomerazlar enzimlerin küçük bir bölümünü oluştururlar ve tek bir molekül içinde
geometrik ya da yapısal değişimleri katalizlerler. Değerli ürünleri elde etmek için
daha ucuz substratlara uygulanırlar. İzomerizasyonun türüne bağlı olarak, bu
enzimler, epimerazlar, rasemazlar, cis-trans izomerazlar, tautomerazlar ya da
mutazlar olarak adlandırılırlar. Rasemazlar özellikle kinetik ayırmalarda
(rezolüsyon) önemlidirler. Glukoz izomeraz, bu grup içinde yaygın olarak kullanılan
bir enzimdir ve endüstride glukozun fruktoza dönüşümünü katalizler; elde edilen
fruktoz gıda ve içki endüstrilerinde tatlandırıcı ya da invert şeker olarak kullanılır.
Enzim Yol izi Bağ ayrılması Bağ oluşması
Pirüvat dekarboksilaz
Alkol fermentasyonu
Prüvat dehidrojenaz
Asetil-CoA sentezi
α-Ketoglutarat dehidrojenaz
Sitrik asit döngüsü
Transketolaz Fotosentezin karbon
yerleştirme tepkimesi
Asetolaktat senteteaz
Valin, leucin biyosentezi
CR 1
O
C
O -
O
R1 C
H
O
CR6
O
C
O-
O
CR6
O
C
OH
C
O-O
41
3.3.1.6 Ligazlar (E.C.6) Bu enzimler, ATP ya da benzer trifosfat bağının hidrolizi ile birlikte iki molekül
arasında bağ oluşmasını katalizlerler. Oluşan bağlar C-O, C-S, ve C-N bağlarıdır.
Endüstride ligazlar kullanılarak kg ölçekte üretim yoktur, ancak doğada (ribosomal
peptid sentezi), DNA sarmalının tamirinde ve genetik mühendisliğinde (örneğin, DNA
ligazlar DNA sentezi sırasında C-O bağ oluşumunu katalizler) önemli rolleri vardır.
3.4 Biyokatalitik Uygulamalar
3.4.1 Hidrolitik tepkimeler
Enzim katalizli amid- ve ester- bağlarını içeren hidrolitik dönüşüm tepkimelerinin tüm
çeşitlerini proteazlar, esterazlar ya da lipazlar kullanılarak gerçekleştirmek en kolay
yöntemidir. Hidrolazların kofaktöre ihtiyaç duyamaması ve kolaylıkla bulunabilir
olması son yüzyılda organik kimyacılar için favori enzimler haline gelmesinin temel
nedenleridir. Biyotransformasyon alanında araştırmaların yaklaşık olarak üçte ikisi bu
hidrolitik enzimler kullanılarak gerçekleştirilir. Düşük su aktiviteli çözücü sistemlerinde
ester- ya da amid- sentezini yapan tepkimenin tersine dönmesi özellikle enzimler
kullanılarak incelenmiştir.
Fosfat esterleri, epoksitler ve nitrillerin oluşum ve/veya kırılmasını katalizleyen hidrolaz
enzimlerinin diğer uygulamaları gerçekleştirilmesi genellikle daha karmaşıktır.
Proteazlar, esterazlar ve lipazlar grubuna zıt olarak organik kimyada daha az
ilgilenilmektedir.
Amid- ve ester- hidrolizini gerçekleştiren enzimlerin mekanizması kimyasal hidrolize
yakındır. Enzimin aktif kısmından nükleofilik grup substrat ester ya da amidin karbonil
grubuna saldırır. Bu nükleofilik grup serinin hidroksi grubu (örn.: domuz karaciğer
estraz, subtilisin ve mikrobiyal lipazların büyük çoğunluğu), aspartik asitin korboksi
grubu (örn.: pepsin) ya da sisteinin fonksiyoneli thiol (örn: papain) olabilir.
42
3.4.2 İndirgenme tepkimeleri
Redoks tepkimelerinde kullanılan enzimler üç grupta toplanır: dehidrojenazlar,
oksijenazlar ve oksidazlar. En eski grup enzimler aldehit ya da ketonların karbonil
grupları ve karbon-karbon çift bağlarının indirgenmesi için yaygın olarak kullanılmıştır.
Substratın yer değiştirme seyrine bağlı olarak, bu tepkimelerin ikiside kiral ürün
oluşumuna yol açan prokiral substratın asimetrizasyonuna olanak verir (Şekil 3.18).
Tersinir proseslerde (örn.: alkol oksidasyonları ya da dehidrojenasyon tepkimeleri)
genellikle kiral merkez yok olur ve sınırlı kullanımı vardır (Sheldon 2003).
Şekil 3.19 Dehidrojenaz katalizli indirgenme reaksiyonu
3.4.2.1 İzole enzimler ile aldehit ve ketonların indirgenmesi
Ketonların geniş bir aralığı kiral alkolleri oluşturmak üzere dehidrojenazlar ile
stereoseçimli olarak indirgenebilirler. Tepkime süresince R- ya da S-alkol oluşumu için
enzim, hidridi ketonun Si- ya da Re- yüzüne aktarır. Birçok durumda substratın sterik
gereksinimine bağlı olan tepkimenin stereokimyasal yolu ‘Prelog’un kuralı olarak
adlandırılan basit bir model ile tahmin edilebilir (Şekil 3.20).
R1 R2
O
R1 R2
OH
R1 R2
OH
R3
XR1
R2
H
R3H
R2
R1 X
HR2
R1 X
H R3
kofaktör-H2 kofaktör
dehidrojenaz
geridöngü sistemi
kiral ürünler
ya da
ya da
43
Şekil 3.20 Ketonların asimetrik indirgenmesi için Prelog’un kuralı
Çizelge 3.4 Prelog’un kuralına uyan dehidrojenazlar
Dehidrojenaz
Spesifiklik
Kofaktör
Ticari varlığı
Maya-ADH Prelog NADH +
At karaciğer-ADH Prelog NADH +
Thermoanaerobium brockii-ADH Preloga NADHP +
Hdroxysteroid-ADH Prelog NADH +
Candida parapsilosis-ADH Prelog NADH -
Lactobacillus kefir-ADH Anti-Prelog NADPH +
Mucor javanicus-ADH Anti-Prelog NADPH -
Pseudomonas sp.-ADH Anti-Prelog NADH - aSubstrat olarak küçük ketonlar kullanıldığında sepsifiklik tersine döner Bu kuralın temeli Curvularia falcata hücreleri ile gerçekleştirilen mikrobiyal
indirgenme stereokimyasına dayandırılır ve bu durumda dehidrojenaz hidrid iyonunu
baskın olarak prokiral ketonun re-yüzüne aktarır. Çizelge 3.4’de Prelog’un kuralına
uyan dehidrojenazlar gösterilmiştir. Ketonların stereospesifik indirgenmesinde
kullanılan ticari olarak mevcut olan dehidrojenazlar [yeast alkol dehidrojenaz (YADH),
at karaciğer alkol dehidrojenaz (HLADH) gibi] ve mikroorganizmaların büyük
çoğunluğu (ekmek mayası) Prelog’un kuralını takip eder. Substrat olarak büyük
44
ketonlar kullanıldığında Thermoanaerobium brockii alkol dehidrojenaz (TBADH) bu
kurala uymaz iken küçük ketonlarda uyduğu gözlenmiştir. Anti-Prelog kuralına uyarak
R-alkolleri oluşturan mikrobiyal dehidrojenazlarda vardır, fakat çok azı ticari olarak
kullanılır (Lactobacillus kefir).
3.4.2.2 Tüm hücre (whole cell) ile aldehit ve ketonların indirgenmesi
Kofaktör döngüsü gerektiren izole edilmiş dehidrojenazlar yerine enzim içeren tüm
hücre kullanılabilir. Hücre doğal olmayan substratları kullanabilen çok sayıda
dehidrojenaz içerir. Hücre otomatik olarak metabolik yol izini kullanabildiğinden
kofaktör rejenerasyonu için gerekli kofaktör döngüsüne ihtiyaç duyulmaz. Glukoz ya da
sakkoroz gibi ucuz karbon kaynaklarını asimetrik indirgenme reaksiyonları için
yardımcı substrat olarak kullanabilirler. Whole cell kullanmanın bu avantajların yanı
sıra bazı dezavantajlarıda vardır:
- Mikrobiyal dönüşümlerin verimliliği genellikle düşüktür. Doğal olmayan substratların
büyük çoğunluğu yaşayan organizmaya toksik etki yapar ve düşük derişimlerde tolere
edilebilirler (hacim başına ~ % 0.1- 0.3).
- Özellikle ürün hücre içinde depolanıyorsa ve ortama salgılanmıyorsa tepkime
ortamında büyük miktarda biyokütle var olması tüm verimin düşük olmasına neden olur
ve ürün geri kazanımı zor olur.
- Rasemik substrat kullanıldığında hücre içine ve dışına kiral taşınma tepkimenin
spesifikliğini etkileyebilir.
- Mikroorganizmanın farklı türleri farklı özelliklere sahip olabilir ve literatürle sonuçları
karşılaştırabilmek için tam olarak aynı kültürün kullanılması önemlidir.
Düşük stereoseçimliliğin çeşitli sebepleri vardır:
- Aynı serbest enerjiye sahip iki enantiyomer tek bir oksidoredüktaz tarafından
indirgenebilir. Diğer bir deyişle yetersiz bir kiral tanıma gerçekleşir.
45
- Şayet yüksek enantiyoseçimliliğe sahip iki enzim varsa aynı substrat için zıt
stereokimyasal tercihle yarışabilirler.
Böylece ürünün optik saflığı tepkimelerin nispi hızları ile belirlenir. Bu durumda subtrat
derişimi önemlidir. Substrat derişimleri doygunluğun altında ise nispi hızlar her enzim
için Michaelis-Menten kinetiği ile tanımlandığı gibi Vmax/Km oranı ile belirlenir. Diğer
yandan substrat derişimi arttırılarak doygunluk değerine ulaşıldığında, nisbi hız iki
tepkimenin kkatalizör oranına bağlıdır. Sonuç olarak enantiyomerik substratın
dönüşümünde ortamda iki ya da daha fazla enzim olduğunda, ürünün optik saflığı
substrat derişimi ile yönetilebilir. Çünkü, substrat enantiyomerleri için Km ve Ks
değerleri yarışan enzimler için farklıdır. Araştırmalarda mayalarla düşük substrat
derişimlerinde daha yüksek eep değerine ulaşıldığı gözlenmiştir.
Mikrobiyal indirgenme tepkimelerinde enantiyoseçimliliği arttırmak için:
- Substrat modifikasyonu
- Tutuklama ile metabolik parametrelerin değiştirilmesi
- Farklı olgunlukta mikroorganizmaların kullanılması
- Optimum özellikteki mikroorganizmayı bulmak için mikroorganizma taraması
- Yarışan enzimlerden bir tanesinin seçimli inhibisyonu
3.4.3 Oksidasyon tepkimeleri
Oksidasyon alkan, alken ya da aromatik moleküller gibi organik sentezlerde kullanılan
ağır materyallere fonksiyonel grupların aktarılması için anahtar adımlardan biridir.
Geleneksel yöntemin bazı dezavantajlar vardır:
- Çoğu oksitleyiciler çevreyle uyuşmayan krom gibi toksik metal iyonlara bağlıdır.
- İstenmeyen yan rekasiyonlar çoktur.
- En ucuz ve en zararsız oksitleyici moleküler oksijendir, fakat etkin olarak
kullanılamaz ve
- Bölgesel- ve stereoseçimli oksidasyonlar gerçekleştirmek zordur.
46
Halojenli ara ürünler oksijenlenmiş bileşiklerin sentezi (alkoller, aldehit/ketonlar ve
karboksilik asitler gibi) için ara ürün olarak yaygın olarak kullanılmışlardır, fakat bu da
atık-muamelesinde ciddi problemlere yol açmıştır. Özellikle stereosçimliliğin gerekli
olduğu çoğu durumda biyolojik oksidasyon ile yukarıda sözü edilen dezavantajların
üstesinden gelinebilir.
3.4.3.1 Oksijenasyon tepkimeleri
Moleküler okijenin organik moleküle direk katılmasını sağlayan enzimler
oksijenazlardır. Organik alıcı moleküllere moleküler oksijenden oksijen transferi üç
farklı mekanizma ile gerçekleştirilebilir (Şekil 3.21).
- Mono-oksijenazlar moleküler oksijenden bir oksijen atomunu substrata katar.
- Di- oksijenazlar eşanlı olarak oksijenin iki atomunu peroksi-türleri oluşturarak
substrata katar.
- Oksidazlar moleküler oksijene elektron transferini katalizlerler. Hidrojen peroksit ya
da su kullanılarak iki ya da dört elektron transferi yoluyla gerçekleştirilir.
Dehidrojenazlar
Oksijenazlar
SubH2 + Donör Sub + DonörH2
Kofaktör döngüsü
Sub + DonörH2 + O2 SubO + Donör + H2OKofaktör döngüsü
Mono-oksijenaz
Sub + O2 SubO2Di-oksijenaz
47
Oksidazlar
Peroksidazlar
Şekil 3.21 Enzimatik oksidasyon reaksiyonları
3.4.4 Karbon- karbon bağı oluşumu
Yüksek seçimlilikle C-C bağı oluşumunu katalizleyebilen liyazlar sınıfına ait üç
enzimatik sistem bilinmektedir ve giderek artan ilgi kazanmıştır. Aldolazlar tarafından
katalizlenen aldol tepkimeleri, transketolaz ya da maya katalizli açiloin kondenzasyon
tepkimeleri ve Michael tipi ilaveler şeklinde enzimatik sistemler adlandırılır (Sheldon
2003).
3.5 Hücre Parçalama Yöntemleri
Endüstride kullanılan kimyasalların, antibiyotiklerin ve enzimlerin üretimi için
mikroorganizmaların önemi uzun zamandan beri bilinmektedir. Günümüzde endüstriyel
üretimi yapılan kimyasalların çoğu hücre dışıdır. Mikrobiyal ürünlerin büyük bir kısmı
ise hücre içine alı konmaktadır. Bilinen enzimlerin en önemlileri hücre içidir. Pek çoğu
hücre içi olan ve çok fazla kullanımı olan mikrobiyal ürünlerin saflaştırılması ile ilgili
çalışmalar beklenilenden daha çok ümit vericidir.
SubH2 + O2 Sub + H2O2
O2 + 2e- O2
-2 H2O2
O2 + 4e- 2O-2 2H2O
+2H+
+4H+
2SubH + H2O2 2Sub + 2H2O Sub-Sub
Sub + H2O2 SubO+H2O
48
Hücre içinde üretilen ürünlerin hücreden ayrılması fiziksel, kimyasal ya da enzimatik
patlatma yöntemleri ile gerçekleştirilebilir. Hücre içi enzimler ve ürünlerin önemli bir
bölümünü hücre dışına almak için genetik modifikasyon ile hücreyi tamamen geçirgen
yapmak tek başına oldukça güçtür. Hücre için mikrobiyal hücre parçalanma
yöntemlerine olan ilgi gittikçe artmaktadır. Bu konuda pek çok çalışma
yayınlanmaktadır. Ancak, anlamlı biyokimya mühendisliği tasarım verilerini elde etmek
için teknik ve bilimsel altyapının belli ölçüde olması gereklidir. Hücre içi ürünlerin
büyük ölçekte izolasyonu için işletme ve yatırım sermayesi oldukça büyüktür. Son
yıllarda hücre içi enzimlerin endüstriyel olarak üretimi gerçekleştirilebilmektedir.
Gıdalarda koruma amaçlı olarak glukoz oksidaz, antibiyotik üretimi için penisilin açilaz
ve kanser tedavisinde kullanılan asparajinaz örnek verilebilir.
Mikroorganizmaların güçlü selülozik duvarları ve membranlarını parçalamak için
değişik parçalama yöntemleri kullanılmaktadır. Hücre parçalama yöntemleri Şekil 3.22
de verilmiştir. Bunlar arasında sadece mekanik hücre parçalama yöntemlerinin
endüstriyel uygulaması vardır.
Hücre Parçalama Yöntemleri
Mekanik Olmayan yöntem Mekanik yöntem
Liziz Kurutma Katı Sıvı
Bilyalı Yüksek basınç Enzimatik değirmen homojenizötörü Kimyasal X-pres ULTRASONİK
Huges pres Fiziksel Şekil 3.22 Hücre parçalama yöntemleri
49
3.5.1 Mekanik hücre parçalama yöntemleri
Mekanik hücre parçalama yöntemleri, katı kesme gerilim ve sıvı kesme gerilim yöntemi
olarak ikiye ayrılır. Bunlar arasında bilyeli değirmen ve yüksek basınç homojenizatör
yöntemleri hücre parçalanması için büyük ölçekte başarılı şekilde kullanılmaktadır.
Katı kesme gerilim yönteminde hücreler bilyaların içerisinde öğütülür ya da
dondurulmuş hücreler yüksek basınçta orifisten geçirilir. Katı kesme gerilim yöntemleri,
bilyeli değirmen ve soğuk pres olmak üzere ikiye ayrılır. Bilyeli değirmen, fiziksel
hücre parçalama yöntemleri arasında en etkili yöntemlerden biri olarak dikkat
çekmektedir. Bilyeli değirmen için değişik tasarımlar mikrobiyal hücre parçalanması
için kullanılmaktadır. Bu değirmenler, yatay ya da düşey silindire benzer kamaralardan
herhangi biri ile dengesiz disklerin toplandığı merkez şaftın desteklediği motor ve diğer
karıştırma elemanlarından oluşmaktadır. Mikrobiyal hücrelerin soğuk preslenmesi de,
hücre parçalanması için kullanılmaktadır. Soğuk presleme cihazı için, soğuk hücre
pastasının -25 oC’da aşınma olmadan ya da sıfırın altındaki sıcaklıkta, orifis ya da dar
bir yarık boyunca kuvvetle geçirildiği Hughes presi örnek verilebilir. İlk durumda
buzun faz ve son hacim değişimleri parçalanma etkisini arttırır. Kristallenen buzdan
dolayı da katı kesme gerilimi önemlidir. Hughes presi kullanılarak yapılan hücre
parçalanması işlemi, mebrana bağlı enzimlerin izolasyonu için oldukça iyi bir
yöntemdir. Son zamanlarda kullanılan hücre parçalama düzeneklerinin çoğu, süt ve
boya gibi oldukça farklı ticari ürünlerin boyut küçültmesi ve homojenizasyonu için
orijinal olarak tasarlanmıştır.
Sıvı kesme gerilim yöntemleri, yüksek basınç homojenizatörü ve ultrasonikasyon
olarak ikiye ayrılır. Sıvı kesme gerilimi ile parçalama cihazları arasında, yüksek basınç
Manton-Gaulin APV tipi homojenizatör son derece geniş bir kullanıma sahiptir. Hücre
parçalama için bu sistemin yararlı bir teknik olduğu belirlenmiştir. Yüksek basınç
homojenizatörü bir ya da daha fazla pozitif yer değiştirmeli piston pompadan
oluşmaktadır. Hücre süspansiyonu basınç kuvveti altında silindir pompa ile ileri yönlü
vanaya gönderilir ve dar bir orifisten ayarlanabilen bir kuvvet ile geçirilir.
50
3.5.1.1 Ultrasonikasyon
Ultrasonikasyon yöntemi, 1929’dan beri mikrobiyal hücrelerin parçalanması için
kullanılmaktadır. Hücrelerin parçalanması ses dalgalarının çekirdekleşmesi, büyümesi
ve ardından yıkılması ile ifade edilen kavitasyon işlemindeki ultrasonik alan içerisinde
gerçekleşmektedir.
Ultrasonik alandaki kavitasyon işlemi akustik enerjiyi hidrodinamik enerjiye
dönüştürür. Kavitasyon işleminde kabarcıklar söndüğü zaman, akustik enerjide şok
dalgaları şeklinde uzaklaşır. Bu dalgalar sonik alan içerisinde çoğalır. Çoğalma
sırasında dalgaların enerjisi daha küçük dalga oluşturmak için parçalanır. Parçalanma
işlemi kavitasyon ortamının vizkozitesinin değişimi sonucunda küçük dalgalar
oluşturmak suretiyle devam eder. Bu nedenle sabit seviyedeki sonik alandaki kavitasyon
değişik ölçüde ve şiddette dalgalar içermektedir (Shinnar and Church 1960).
51
4. KAYNAK ARAŞTIRMASI
Biyokatalitik üretim kimyasal yöntemler kullanılarak yapılan üretime göre avantajlı
olduğundan bu tez kapsamında incelenmiş ve kaynak araştırmasında da biyokatalitik
olarak α-hidroksi ketonların enantiyoseçimli eldesi araştırılmıştır. Literatürde
biyokatalitik olarak enantiyoseçimli α-hidroksi ketonların eldesi, aromatik aldehitlerden
C-C bağı oluşumu, indirgenme, kinetik rezolüsyon ve derasemizasyon olmak üzere 4
farklı yöntemle gerçekleştirilmiş ve kaynak araştırması bu şekilde gruplandırılmıştır.
Ayrıca, literatür araştırmasında bu yöntemlerle sentezi gerçekleştirilen α-hidroksi
ketonlardan farklı organik bileşiklere de yer verilmiştir.
4.1 C-C Bağı Oluşumu Yoluyla
Wilcocks and Ward (1991) tarafından ThDP bağlı dekarboksilaz enzimi benzoil format
dekarboksilaz’ın (BFD) açiloin bileşiklerini oluşturma potansiyeli belirlenmiştir. BFD,
ThDP bağlı dekarboksilazlar arasında en aktifidir. R-benzoin ya da S- 2-hidroksi
propiyofenon türevlerini oluşturan dekarboksilasyon ve karboligasyon tepkimelerini
katalizleyebilir. BFD içeren P. putida ve bu bakteriden ekstrakte edilen enzim ile
asetaldehit varlığında benzoilformatın dekarboksilasyonu sonucu S-2-HPP oluşumu
gözlenmiştir. pH 5-8, sıcaklık 20-40 oC arasında iken enzimin optimum aktiviteye sahip
olduğu bulunmuş ve S-2-HPP için ee % 91-92 olarak belirlenmiştir. Acinetobacter
calcoaeticus hücreleri ve hücre ekstraktı ile yapılan diğer bir çalışmada S-HPP için ee
>% 98 olarak bulunmuştur. Mikroorganizmanın ekstraktına göre daha etkin bir katalizör
olduğu belirlenmiştir (Vard and Singh 2000).
Demir vd. (1999) benzoil format fekarboksilaz (BFD) ile asimetrik benzoin tipi α -
hidroksi ketonların sentezini çalışmışlardır (Şekil 5.1). Substrat olarak aromatik ve
heteroaromatik aldehitler kullanılmıştır. Kullanılan BFD enzimi Pseudomonas putida,
Acinetobacter calcoaceticus ve Pseudomonas aeruginosa gibi bakterilerde bulunur.
Tepkime MgSO4 ve enzim kofaktörü thiamin difosfat bulunan tampon ortamında
gerçekleştirilmiş ve substrat aldehitler çözücüde çözüldükten sonra tepkime ortamına
52
eklenmiştir. Tepkime ince tabaka kromotografisi (TLC) ile izlenmiş ve tepkime
sonunda ürün analizi Chiralpak AD kiral kolonu kullanılarak HPLC de yapılmıştır.
Şekil 4.1 BFD katalizli α –hidroksi keton üretim tepkimesi
Çalışmada başlangıç substratı olan aldehitler suda çok az çözündüğünden dimetil
sülfoksit (DMSO) çözüldükten sonra tepkime ortamına eklenmiştir. Çözücü
kullanıldığında dönüşüm hızı artmış fakat ee etkilenmemiştir. Substrat olarak
benzaldehit kullanıldığında R-benzoin % 20 verim ve >% 99 ee’de elde edilmiştir.
Tepkime süresi, enzim miktarı, kofaktör ve tepkime ortamı optimize edildikten sonra %
76 verim ve >% 99 ee’de R-benzoin bulunmuştur. Dönüşüm hızının aldehit yapısının
fonksiyonu olduğu ve benzaldehit kullanıldığında en yüksek değerine ulaştığı
gözlenmiştir (Çizelge 4.1). Aldehit yapısının orto kısmına bağlı gruplar genel olarak çok
az dönüşmüştür.
53
Çizelge 4.1 BFD katalizli aromatik aldehitler
Iding et al. (2000) tarafından P. putida’dan elde edilen BFD ile kiral 2-hidroksi
ketonların sentezini çalışılmıştır. BFD’nin substrat karakterizasyonu ve ürün aralığı ile
2-hidroksi ketonların optik saflığına etki eden faktörler ve kinetik parametreler
incelenmiştir. R-benzoin enantiyomerik saflıkta üretilirken S-HPP’nin ee’sinin sıcaklık
ve benzaldehit derişiminin fonksiyonu olduğu belirlenmiştir.
Demir vd. (2001) açiloin bağı oluşumu ve kırılması ile α-hidroksi ketonların
enantiyoseçimli olarak sentezini araştırmıştır. ThDP bağlı enzim olan Benzaldehit Liyaz
(BAL) ile aromatik aldehitler, rasemik benzoin ve alifatik aldehitlerden C-C bağı
kırılması ve C-C bağı oluşumu reaksiyonları ile benzoinin iki enantiyomeri ve R-HPP
türevlerini yüksek verimde elde edilebilmiştir. BAL enzimi ilk olarak Gonzales ve
Vicuna (1989) tarafından Pseudomonas fluorescens Biovar I’dan elde edilmiştir. Bu
Ar VVeerriimm eeee [[%%]] KKoonnffiigg..
Fenil (Ph) 76 >99 R
3-MeOC6H4 18 >99 R
4-ClC6H4 17 >99 R
2-BrC6H4 >2 - -
2-MeOC6H4 >2 - -
4-FC6H4 25 >99 R
2-FC6H4 68 >99 R
5-Me-2-furil 50 >96 R
4-MeOC6H4 12 >99 R
4-MeC6H4 69 >99 R
2-furil 62 >94 R
2-CNC6H4 - - -
2ArCHO ArAr
OH
O
tampon/DMSOBFD
54
mikroorganizma benzoini üremek için karbon ve enerji kaynağı olarak
kullanabilmektedir. BAL kullanıldığında substrat içeren tepkime ortamına çözücü
eklenmesiyle dönüşümün arttığı gözlenmiştir. Substrat olarak rasemik benzoin
kullanıldığında, sadece R-benzoin benzeldehite dönüşmüş, S-benzoin tüketilmemiştir.
Demir vd. (2002) Benzaldehit Liyaz’ın (BAL) katalizlediği C-C bağı oluşum
reaksiyonu ile (Şekil 4.2) enantiyoseçimli α- hidroksi ketonların sentezini
araştırmışlardır. Çalışmada substrat olarak farklı aromatik ve heteroaromatik aldehitler
kullanılmış ve BAL enziminin substrat ve ürün aralığı araştırılmıştır. BAL enzimi ilk
olarak Pseudomonas fluorescens Biovar I mikroorganizmasından izole edilmiştir. Bu
çalışmada kullanılan BAL enzimi ise rekombinant Escheria coli’ den saflaştırılmıştır.
Sonuç olarak BAL’ın aromatik ve heteroaromatiklerin geniş bir aralığını yüksek
seçimlilikle dimerize edebildiği bulunmuştur. BAL, BFD enzimine zıt olarak aldehitin
orto kısmına bağlı gruplar bulunduğunda da bu aldehitleri substrat olarak kullanmıştır.
(Çizelge 4.2).
Şekil 4.2 BAL katalizli α –hidroksi keton üretim tepkimesi
55
Çizelge 4.2 BAL katalizlediği aromatik aldehitler
Ar
VVeerriimm eeee [[%%]] KKoonnffiigg..
Fenil (Ph) 96 >99 R
2-FC6H4 68 96 R
2-ClC6H4 80 97 R
2-MeOC6H4 87 >99 R
3-FC6H4 80 97 R
3-ClC6H4 94 >99 R
3-BrC6H4 94 >99 R
3-MeOC6H4 93 >99 R
3-HOC6H4 84 - R
4-FC6H4 89 >99 R
4-ClC6H4 95 >99 R
4-MeOC6H4 95 >99 R
4-MeC6H4 94 >99 R
2,4-F2C6H3 87 >99 R
Mandwal et al. (2004) çoğalan, ıslak ve tutuklanmış Saccharomyces cerevisiae ve
Zygosaccharomyces roixii hücreleri ile PAC üretimini incelemişlerdir. 1-hidroksi-1-
fenil-2-propanon olarakda bilinen L-fenilasetil karbinol (L-PAC), L-efedrin ve L-
psödoefedrin’in ticari olarak kimyasal sentezinde ara üründür ve maya kültürleri ile
benzaldehitin biyotransformasyonu ile endüstriyel olarak üretilir (Şekil 4.3). Diğer
mayalarla karşılaştırıldığında Saccharomyces ve Candida türlerinin L-PAC üretiminde
en etkili biyokatalizörler oldukları belirlenmiştir (Tripathi et al. 1997). L-PAC
tutuklanmış Candida utilis kullanılarak kesikli beslemeli prosesle 15.2 g/L (Shin and
Rogers, 1995), tutuklanmış Saccharomyces cerevisiae 29 g/L ile üretilebilmiştir.
2ArCHO ArAr
OH
O
BALtampon/DMSO
56
Şekil 4.3 Benzaldehit ve pirüvatın R-PAC’ye biyotransformasyonu Hildebrand et al. (2007) sürekli işletilen membran reaktörde pseudomonas fluorescens
Biovar I’den elde edilen BAL ile (R)-2-hidroksi-1-fenil-propan-1-on türevlerinin
üretimini gerçekleştirmişlerdir. Seçimli üretim için reaktör sistemi geliştirilmiş ve
kesikli ve sürekli işletilen reaktörler için kesikli deneyler ile optimize edilen kinetik
model belirlenmiştir. Oluşturulan bu model sürekli işletilen enzim mebran reaktöründe
HPP üretimini belirlemek için kullanılmıştır. Ürünler yüksek verim ve ee ile gram
ölçekte elde edilebilmiştir.
4.2 İndirgenme Yoluyla Nakamura et al. (1996) α-diketonların indirgenmesiyle α-hidroksi ketonların yüksek
kimyasal verimle üretilmesini sağlamak ve indirgenmenin bölgesel seçimliliğini
geliştirmek için basit ve etkin bir metot geliştirilmeye çalışmışlardır. Mikrobiyal hücre
olarak ekmek mayası, substrat olarak ise farklı diketonlar kullanılmıştır. İndirgenme
tepkimesi pH=7 olan fosfat tamponunda, 30oC sıcaklığında 2.5 saat’de
gerçekleştirilmiştir. α -Diketonun ekmek mayası biyokatalizörlüğünde indirgenmesiyle
α-hidroksi ketonun 2 bölgesel izomeri oluşmakta, ekmek mayasındaki diğer enzimlerin
devreye girmesi ile oluşan α-hidroksi keton indirgenerek yan ürün olarak diol’e
dönüşmektedir (Şekil 4.4).
57
Şekil 4.4 α -Diketonların indirgenme tepkimesi
Bu çalışmada diol oluşumu istenmeyen bir durumdur ve engellemek için çeşitli enzim
inhibitörleri kullanılmıştır. Bölgesel seçimliliği arttırmak için ise mayaya ısıl ön işlem
uygulanmıştır. Enzim inhibitörleri içinde en iyi sonuç metil vinil keton ile elde
edilmiştir. Substrat 1-fenil-1,2-propandion iken ısıl işlem uygulanmadığında ve MVK
ortamda bulunmadığında verim %38 ve 2:3 oranı 32:68, ısıl işlem uygulandığında ve
MVK var iken verim % 81, 2:3 oranı 6:94 olarak bulunmuştur. Substrat olarak 1-fenil-
1,2-propandion kullanıldığında % 81 verimle S-1-fenil-2-hidroksi-2-propanon % 98
ee’de elde edilmiş olup, 1-fenil-1,2-bütadion, 1-fenil-1,2-pentadiondion ve 2,3-fenil-
1,2-oktandion substrat olarak kullanıldığında iyi sonuç alınamamıştır.
Mahmoodi et al. (2003) mikroorganizma olarak yine ekmek mayası kullanarak simetrik
ve simetrik olmayan benzil türevlerinin enantiyo- ve bölgesel seçimlilikle
indirgenmesini çalışmışlardır. α-Hidroksi keton verimini arttırmak için ısıl işlem
görmüş maya, asidik tampon çözeltisi, düşük tepkime sıcaklığı ve diol dönüşümünü
önlemek için enzim inhibitörü olarak metil vinil ketonu kullanarak tepkime koşullarını
modifiye etmişlerdir. Tepkime koşullarının modifikasyonu ile indirgenme sonucu R-
benzoin % 50 enantiyomerik aşırılıkla elde edilmiştir.
58
Çeşitli küflerin enzim sistemi kullanılarak benzilin benzoin ve hidrobenzoin’e
dönüşümü Demir et al. (2004) tarafından incelenmiştir (Şekil 4.5). Küf olarak R. oryzae
(ATCC 9363), R. oryzae (72465), Rhizomucor miehi (72460) ve Rhizomucor pusillus
(72561) kullanılmış ve ortam pH’sının benzoin ve hidrobenzoinin enantiyoseçimli
olarak indirgenmesi üzerine etkisi araştırılmıştır. Her küf farklı pH’larda çalışmıştır. R.
oryzae (ATCC 9363) ve R. oryzae (72465) inkübasyonundan sonra ortam pH’sı
değişmeden kalırken, Rhizomucor miehi (72460) ve Rhizomucor pusillus (72561)
kullanıldığında önce pH düşmüş sonra ise artmış ve kısmi rasemizasyon gözlenmiştir.
pH:6.5-8.5 iken R-enantiyomer için % 81 verimle % >99 olarak en yüksek ee değerine
R. oryzae (ATCC 9363) biyokatalizör olarak kullanıldığında ulaşılmıştır. pH: 4.2- 5
aralığında ise aynı mikroorganizma % 71 verimle % 80 ee de S-enantiyomerini
oluşturmuştur. Ortam pH’sının ürünün stereokimyasını büyük ölçüde değiştirdiği
gözlenmiştir.
Şekil 4.5 Benzilin enantiyoseçimli olarak indirgenmesi Molinari et al. (1999) tarafından biyokatalizör olarak dondurarak kurutulmuş mayalar
kullanılarak karbonil guruplarının indirgenmesi araştırılmıştır (Şekil 4.6). İlk olarak
59
tipik substrat olarak etil asetoasetat ve asetofenon kullanılarak 7 tane mayanın taze ve
dondurarak kurutulmuş hücreleri arasında indirgenme performansları incelenmiştir.
Şekil 4.6 Stereoseçimli olarak karbonil gurubunun indirgenmesi Dondurarak kurutulmuş hücrelerle dönüşüm düşükten yükseğe dağılım gösterirken ee
genellikle yüksek değerlerde elde edilmiştir. Bu nedenden ve kurutulmuş hücrelerin
çalışma kolaylığından dolayı farklı ketonların indirgenme deneylerinde kurutulmuş
hücreler kullanılmıştır. Asetofenon için en yüksek dönüşüm (% 80) ve ee (% 97) R-
alkol için Pichiae etchellsii ile elde edilmiştir. Comesseto et al. (2004) Aspergillus
terreus CCT 4083, A. Terreus CCT 3320 ve R. oryaze CCT 4964 küflerini kullanarak p
kısmına çeşitli grupların bağlı olduğu asetofenonların indirgenmesini incelemiştir.
Tepkime fosfat tamponunda, küflerin ıslak hücreleri ile gerçekleştirilmiştir. Ürün analizi
kiral kolonlu GC de gerçekleştirilmiştir. En iyi sonuçlar R. oryzae CCT 4964 küfü ile
elde edilmiş, % 70- 90 arasında dönüşüm, % >99 ee değerleri elde edilmiştir. A. Terreus
CCT 4083 ve A. Terreus CCT 3320’nin ıslak hücrelerinin indirgenme ürünü alkolleri
etkin şekilde derasemize ettiği gözlenmiştir. İndirgenme ve derasemizasyon
deneylerinde alkollerinde ketonlara okside olduğu gözlenmiştir. Daha önceki yıllarda
yapılan başka bir çalışmada aynı küfler kullanılarak floroasetofenonların indirgenmesi
incelenmiş ve indirgenme ürünü alkoller yüksek verim ve enantiyoseçimlilikle elde
edildiği rapor edilmiştir (Comasseto et al. 2003).
Martinez et al. (2000) tarafından β-bloker halohidrinlerin sentezinde kullanılan α-
haloketonların maya katalizli indirgenmesi araştırılmıştır (Şekil 4.7). Çeşitli proses
parametrelerinin verim ve ee üzerine etkisi incelenmiştir. S. cerevisiae biyokatalizörü ile
S-enantiyoseçimlilik gözlenirken, enzim inhibitörü olarak metil vinil keton
kullanıldığında enantiyoseçimliliğin R- yönüne kaydığı belirlenmiştir. Islak hücrelerle,
çoğalan hücreler kullanıldığı duruma göre daha yüksek verim ve ee elde edilmiştir. 1-
kloro-3 (1-naftiloksi) propan-2-ol’ün (haloketon 1) Yarrowia lipolytica 1240 ıslak
60
hücreleri ile % 87 verim ve % 99 ee ile S-formu elde edilirken, Pichiae mexicana 11105
ıslak hücreleri ile % 85 verim ve % 95 ee ile R-fromu elde edilmiştir. İndirgenme
prosesi diğer α-haloketonlara uygulandığında daha düşük ee elde edilmiştir.
Şekil 4.7 α-Haloketonların maya katalizli indirgenmesi Lagos et al. (2004) tarafından gerçekleştirilen diğer bir çalışmada üç yeni maya ile
yüksek enantiyoseçimlilikle haloketonların indirgenmesi incelenmiştir. Ekmek mayası
ile ariloksi-halo-2-propanon (1) ya da 1-kloro-3-(fitalimidil)-propan-2-on (2)
bileşiklerinin stereoseçimli indirgenmesi düşük verim ve ee ile elde edildiğinden
taksonomik tarama yapılmıştır. Tarama sonucunda keton indirgenmesinde etkin olan
Sacchoromyces bayanus CECT 1317, Yarrowia lipolytica CECT 1317 ve Pichia
mexicana CECT 1015 mayaları belirlenmiştir. Bu mayalar yüksek enentiyoseçimlilikle
indirgediği bulunmuştur. P. mexicana (1’in indirgenmesi) ve S. bayanus (2’nin
indirgenmesi) ile sırasıyla R- ya da S- halohidrinler % 90 ee ve % 85 verimle elde
edilebilmiştir. Martinez-Lagos et al. (2005) enantiyoseçimli olarak halohidrinlerin
sentezini kalsiyum aljinata tutuklanmış iki aktif maya katalizörlüğünde
gerçekleştirmişlerdir (Şekil 4.8). P. mexicana için ıslak hücrelerle karşılaştırıldığında
tutuklanmış hücrelerde az miktarda aktivite kaybı gözlenmiştir. Y. Lipolytica ise
aktivitesini korumuştur. Tutuklanmış biyokatalizörler keton indirgenmesinde 5 kez
kullanılabilmiştir. Haloketon 1’in P. mexicana ile % 80 verim ve % 96 ee değerinde R-
enantiyomeri, Y. Lipolytica ile % 80 verim ve % 95-97 ee de S- enantiyomeri elde
edilmiştir.
61
Şekil 4.8 Haloketonların indirgenmesi Erdelyi et al. (2006) çeşitli ilaçların sentezinde ara ürün olarak kullanılabilen farklı
prokiral aril- ve arilalkil- ketonların alkollere biyoindirgenmesini araştırmışlardır.
Tepkimelerde biyokatalizör olarak, incelenen mayalar arasında en yüksek enzim
aktivitesi ve enantiyoseçimliliğe sahip olan Z. Rouxii ve D. hanseii kullanılmıştır. Z.
Rouxii ATCC 14462, S-alcoholler 1-phenylpropan-2-ol, 1-(4-metoxyphenyl)propan-2-
ol, 1-(4-chlorophenyl) propan-2-ol’ü yüksek verim ve enantiyoseçimlilikte üretmiştir.
D. hanseii ile orto bağlı fenilaseton, benzilaseton ve asetofenonlar yeterli verim ve
enantiyomerik saflıkta üretilmiştir.
Mahmoodi and Navrood (2007) ekmek mayası ile organik-su çözücü sisteminde
aromatik α- diketonların indirgenmesini araştırmışlardır. α-Diketonların suda
çözünürlüklerinin az olması sebebiyle sulu ortamda tepkime hızı, verim ve ee’nin düşük
olmasından dolayı organik-su çözücü sisteminde tepkime gerçekleştirmişlerdir. Bazı
substratlar için daha yüksek verim ve ee elde edebilmişlerdir.
4.3 Kinetik Rezolüsyon Yoluyla Adam et al. (1996) lipaz katalizli tersinmez transesterleşme tepkimesi ile rasemik α–
hidroksi ketonların kinetik rezolüsyonunu incelemişlerdir. Transesesterleşme tepkimesi
O Cl
O
O Cl
OH H
O Cl
H OH
+
O NHiPr
H OH
1 S-2 R-2
S-beta-bloker
62
(Şekil 4.9) çözücü olarak tert-butil metil eter, açil verici olarak izo profenil asetat
kullanılarak, oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. Substrat ve ürünlerin analizleri ise
Chiracell OD ve OB kolonları kullanılarak HPLC de yapılmıştır. Çalışmada öncelikle
farklı α-hidroksi ketonların (Şekil 4.10) transesterleşmesini katalizleyen farklı ticari
lipazlar denenmiş ve üretim verimleri belirlenmiştir.
Şekil 4.9 α –Hidroksi ketonların kinetik rezolüsyonu
Şekil 4.10 İncelen α –hidroksi ketonlar
Sonuç olarak test edilen lipazlar arasında Amono PS ve Amono AK en iyi sonuçları
vermiştir. Substrat olarak 2-hidroksi propiyofenon kullanıldığında Amona AK ile 92
saatte % 48 dönüşüm ve % 89 ee’de S-HPP elde edilmiştir. İzoprofenil yerine vinil
asetat ve tert-butil eter yerine THF, diklormetan, hekzan ya da toluenin kullanılması
sonuçları değiştirmemiştir.
Demir et al. (1998) Rhizopus oryzae ile α -asetoksi ketonların enantiyoseçimli hidrolizi
ile α-hidroksi ketonların sentezini araştırmışlardır. Biyokatalizör olarak Rhizopus
oryzae (NRRL 395), substrat olarak farklı α-asetoksi ketonlar kullanılmıştır. Hidroliz
63
tepkimesi (Şekil 4.11) üreme ortamında, 30 oC sıcaklığında gerçekleştirilmiş ve
substratı çözmek için etanol kullanılmıştır. Tepkime TLC ile izlenmiş ve rasemik
asetatın % 40-45’i hidroliz olana kadar tepkime devam ettirilmiştir. Tepkime sonunda
ise ürün ve substrat analizi NMR ve GC yapılmıştır.
ArOAc
O
ArOAc
O
ArOH
O
Asetoksi keton R-Hidroksi keton S-Asetoksi keton
R. oryzae
Şekil 4.11 α-asetoksi ketonların enantiyoseçimli hidrolizi ile hidroksi ketonların sentezi
Hidroliz süresince ortam CaCO3 çözeltisi ile nötür olarak tutulmuştur. Sonuç olarak
aromatik ketonların Mn(OAc)3 ile oksidasyonu ile istenen α-asetoksi ketonların
hidrolizi ile yüksek ee’de hidroksi keton ve enantiyomerik olarak zenginleşmiş asetoksi
ketonlar yüksek kimyasal verimlerle üretilmiştir. CaCO3 çözeltisi ile tepkime ortamının
nötralleştirilmesi ee’yi arttırırken, aşırı kullanılması ise azaltmıştır. Tepkime sıcaklığı ve
etanol çözücüsü yerine THF ya da DMSO kullanılması sonuçları değiştirmemiştir. R1
(aril) ve R2 (alkil) gruplarına sahip aromatik asetoksi ketonların hidrolizi incelendiğinde
(Çizelge 4.3) ee değeri ketona bağlı alkil gruplarına göre farklılık gösterdiği
gözlenmiştir.
64
Çizelge 4.3 α-Asetoksi keton ve hidroliz sonucu elde edilen α-hidroksi ketonlar
Snell and Colby (1999) tarafından rasemik ibuprofen amid’in Rhodococcus AJ270 ile S-
(+)-ibuprofen’e enantioseçimli hidrolizi çalışılmıştır. İbuprofen ateş düşürücü ilaç
olarak kullanılmakta olup sadece S (+) formu aktiftir. Hidroliz tepkimesi
Rhodococcus’un ıslak hücreleri ile tris tamponunda gerçekleştirilmiştir ve ürünler
HPLC’de analizlenmiştir. Rhodococcus AJ270 ile ibuprofen amit ve dört ilgili 2-
phenylpropiyonamidlerin uyan asitlere % 94 ee ile hidrolizi gerçekleştirilmiştir. Sonuç
olarak S-ibuprofen % 48 dönüşüm ve % 90 ee değerinde elde edilebilmiştir.
O
OH
O
OH
OH
O
OH
O
CH3O
OH
O
CH3O
OH
O
Asetoksi ketonlar (R)-Hidroksi ketonlar %Dön. t(h) ee
O
OAc
O
OAc
O
OAc
OAc
O
OAc
O
CH3O
OAc
O
CH3O
OAc
45 84 94 48 96 93 41 120 96 47 120 94 27 144 66 32 146 70
65
Aoyagi et al. (2000) lipaz TL® katalizörlüğünde (2R,2S)-erythro-2amino-1,2-
diphenylethanol (1) sentezinde kullanılan benzoinin kinetik rezolüsyonunu
incelemişlerdir (Şekil 4.12). 1 kiral yardımcı, HPLC’de kiral durgun faz ve asimetrik
katalizde ligand olarak kullanılmaktadır. İlk olarak vinil asetat ve THF içeren ortamda,
çeşitli ticari lipazlar kullanılarak ras-benzoinin kinetik rezolüsyonu incelenmiştir.
Lipazlar arasında en iyi sonuç Lipaz TL® ile elde edilmiştir ve dönüşüm % 50 ye
ulaşmıştır. Rezolüsyon üzerine açil verici, tepkime süresi ve çözücü gibi tepkime
parametrelerin etkisi incelendiğinde dönüşüm açısından en iyi sonuç (% 52) açil verici
olarak vinil asetat, çözücü olarak THF kullanıldığında elde edilmiştir. En yüksek
enantiyomerik oran ise R-benzoin için 96:4 olarak elde edilmiştir. S-benzoin-O-asetat
ise % >99 olarak bulunmuş, hidrolizi sonucu % 91 verim ve 98:2 enantiyomerik oran ile
S-benzoin bulunmuştur.
Şekil 4.12 Rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu Gandolfi et al. (2001) tarafından dondurarak kurutulmuş Aspergillus oryzae MIM ve
Rhizopus oryzae CBS 112.07 hücreleri ile rasemik 2-fenil-1-propiyonik asitin etanol ile
esterleşmesi çalışılmıştır (Şekil 4.13). Esterifikasyon tepkimesi organik çözücüde
gerçekleştirilmiştir. Tepkime farklı alkoller (etanol, 1-propanol, 1-butanol, 1-pentanol,
1-pentanol, 1-hekzanol, 1-metil-3-butananol) kullanılarak gerçekleştirildiğinde en
yüksek ee etanol ile elde edilmiştir. Farklı çözücülerle tepkime gerçekleştirildiğinde
çözücünün polaritesinin enzimatik aktiviteyi önemli ölçüde etkilediği gözlenmiştir.
Yüksek hidrofobikliğe sahip çözücülerde daha yüksek enzimatik aktive gözlenmiştir.
Sonuç olarak R. oryzae hücreleri ile tepkime heptan ya da pentadekan çözücüsü
R,S-IbuCONH2 + H2O R-(-)-IbuCONH2 + S-(-)-Ibuprofen + NH3
C
O
OH
C
O
OH
C
O
OH
+Lipaz TL
ras-benzoin S-benzoin asetat R-benzoin
66
kullanılarak gerçekleştirildiğinde R-etil ester % >97 ee’de elde edilmiştir. A. oryzae ile
S-etil ester toluen kullanıldığında % 90 ee’de elde edilmiştir.
Şekil 4.13 Rasemik 2-fenil-1-propiyonik asitin alkol ile esterleşmesi
Wang et al. (2002) tarafından nitrillerin mikrobiyal hidrolizi ile enantiyoseçimli olarak
2-aril-4-pentenoik asit türevleri (3) ve 2-aril-4-pentenamit (2) üretimi araştırılmıştır
(Şekil 4.14). Önceki çalışmalarında Rhododococcus sp. AJ270 cells ile rasemik trans-2-
arilsiklopropanekarbonitrillerin kinetik rezolüsyonunu yüksek enantiyoseçimlilikle
gerçekleştirebilmişlerdir. Bu çalışmadada Rhododococcus sp. AJ270 biyokatalizörü
kullanılarak incelen substratların hemen hemen hepsi yüksek ee de elde edilebilmiştir (
S-asitler (% 87.4- >99.5) ve R-amitler (99.2 to > 99.5 %)).
( )±
Şekil 4.14 Nitrillerin (±)-1 hidrolizi Bora et al. (2003) Pseudomonas fluorescens RRLJ 134 surfaktant Tween 80 varlığında
(R/S)-1-ariletil asetatları S-(-)-1-ariletil asetat ve R-(+)-1-ariletanole etkin şekilde
COOH
CH3
+ ROH
COOR
CH3
+ H2O
COOR
CH3
+ H2O
A.oryzae
R. oryzae
67
hidrolize etmiştir (Şekil 4.15). Surfaktant kullanıldığı durumda, kullanılmadığı duruma
göre enantiyoseçimlilik tersine dönmüştür. Surfaktant derişminin enzim aktivitesini
etkilediği ve yüksek derişimlerinde ee’nin düştüğü gözlenmiştir.
Şekil 4.15 (R/S)-1-ariletil asetatların hidroliz tepkimesi
4.4 Derasemizasyon Yoluyla
Damle et al. (2000) tarafından Rhizopus arrhizus ve Geotrichum candidum küfleri ile β-
adrejenik blokerlerin aktif enantiyomerleri S-atenolol (1) ve S-propanolol (2) eldesi
incelenmiştir (Şekil 4.16). Küfler üreme ortamında üretildikten sonra, santrüfüjlenip
yıkanmış ve tampon ortamına eklenmiştir. R. arrhizus ve G. Candidum ile (±)-
atenolol’ün derasemisazyonu süre ve ortam pH’sının etkisi araştırıldığında pH:7 de, 6
gün sonunda en yüksek ee (>99) ve verime (% 75) ulaşılmıştır.
Ar CH3
OAc
Ar CH3
OAc
Ar CH3
OH
H H
Ar CH3
OAc
Ar CH3
OH
H H
ras
R-(+) S-(-)
S-(-) R-(+)
P. fluorescens
P. fluorescens
Tween-80
68
(±)-1a S-(-)-2a (±)-1b S-(-)-2b
Şekil 4.16 (±)-Adrenejik blokerlerin derasemisazyonu Demir et al. (2002) Rhizopus oryzae (ATCC 9363) fungusunun rasemik benzoin üzerine
derasemizasyon etkisini incelemişlerdir. Derasemizasyon tepkimesi (Şekil 4.17)
mikroorganizma üreme ortamında, 35 oC’de gerçekleştirilmiş ve rasemik benzoin
tepkime ortamına DMSO da çözülerek eklenmiştir. Tepkime için optimum pH aralığı
7.5-8.5 olarak bulunmuş ve tepkime süresince bu pH aralığında ras-benzoinin S-
enantiyomeri azalırken, R-enantiyomerinin ise arttığı gözlenmiştir. R-benzoin % 73-76
verimle ve % 95-97 ee ile elde edilebilmiştir. Tepkime farklı pH (4-5) değerlerinde
gerçekleştirildiğinde ras-benzoin % 71 verim ve % 85 ee ile S-enantiyomerine
dönüşmüştür. Sonuç olarak asimetrik merkez etrafındaki grupların üç boyutlu
dizişlerinin ortamın asitliğine bağlı olarak değiştiği gözlenmiştir.
O NH
Ar OH
O NH
Ar OH
R.arrhizus
G. candidum
Ar=1a, 2a :
CH2CONH2
Ar=1b, 2b :
69
C
O
OH
C
O
O
C
O
OH
R. oryzae
R. oryzaepH:7.5-8
R-benzoin S-benzoin
ras-benzoin
R. oryzaepH:4-5
pH:7.5-8
pH:4-5
Şekil 4.17 Rasemik benzoinin derasemizasyonu Chadha and Baskar (2002) Candida parapsilosis (ATCC 7330) biyokatalizörlüğünde
rasemik 2-hidroksi-4-fenilbutanoik asit etil esterinin (α-hidroksi esterler)
derasemizasyonu ile S-etil 2-hidroksi-4-fenilbutanoat eldesini araştırmışlardır (Şekil
4.18). α-Hidroksi asit ve esterleri çeşitli biyoaktif moleküllerin asimetrik sentezinde
yapı taşı olarak kullanılmaktadır ve S-enantiomer >% 99 ee ve % 85-90 verimle elde
edilebilmiştir. Tepkime sulu ortamda ıslak hücrelerle gerçekleştirilmiştir. İlk olarak
tepkime süresinin ee üzerine etkisi incelenmiş ve süre arttıkça ee’nin arttığı, 1 saat
sonunda en yüksek değerine ulaştığı gözlenmiştir (%>99). Rasemik esterler su ile
karışabilen organik çözücüde çözüldükten sonra tepkime ortamına eklenmiştir. Su ile
karışmayan çözücü kullanıldığında tepkime süresinin uzadığı, ee’nin yaklaşık olarak
aynı kaldığı belirlenmiştir.
Şekil 4.18 Rasemik α-hidroksi asit esterlerinin derasemizasyonu
(CH2)n
HOH
COOR(CH2)n COOR
OH
C. parapsilosis
Rasemik S-enantiyomer ee: %>99
70
Padhi et al. (2004) Candida parapsilosis katalizörlüğünde aromatik β-hidroksi asit
esterlerin derasemizasyonunu incelemişlerdir. Tepkimeler C. arapsilosis ıslak hücreleri
ile steril suda gerçekleştirilmiştir. İlk olarak derasemizasyon tepkime koşulları optimize
edilmiş ve maksimium ee değerine 3 saat sonunda erişilmiştir. Optimum koşullarda %
75 verim ve %> 95 ee olarak en yüksek değerlere ulaşılmıştır. Tepkime mekanizması
için mikroorganizma içinde iki enzim sisteminin olduğu, bir enzim bir stereoizomerin
seçimli oksidasyonunu gerçekleştirirken, diğerinin oksitlenmiş araürünü seçimli olarak
indirgediği önerisinde bulunulmuştur (Şekil 4.19).
Şekil 4.19 Derasemizasyon tepkimesi için önerilen tepkime mekanizması Lunardi et al. (2005) tarafından Trichosporon cutaneum CCT 1903 ile (±)-3-hidroksi-4-
kromanon’un (2) derasemizasyonu ile yüksek stereoseçimlilikte (3R,4S)-3,4-
kromanediol eldesi araştırılmıştır. Derasemizasyon T. cutaneum’un ıslak hücreleri ile
farklı pH’lardaki fosfat tamponlarında gerçekleştirilmiş ve glukoz ilavesinin etkisi
incelenmiştir. Rasemik 2, 48 saatlik inkübasyondan sonra ürün karışımına dönüşmüştür.
Tüm deneylerde ana ürün cis-(3R,4S)-diol’dür ve ee % 92 ile % 99 arasında farklılık
göstermiştir (verim: % 38-58). Ortamda çok az miktarda trans-(3S,4S)-diol (ee: % 98)
ve 3-hidroksi kromonon belirlenmiştir. Yüksek pH değerlerinde (3R,4S)-diol için ee
daha yüksek değerde elde edilmiş, glukoz varlığı verim ve ee’yi fazla değiştirmemiştir.
Bu tepkime için ortam pH’sına bağlı olarak indirgeyici ve oksitleyici enzimlerin aynı
substrat için yarıştığı sonucuna varılmıştır.
71
Nestl et al. (2007) tarafından liyofilize mikrobiyal hücreler kullanılarak sek-alkol ve α-
hidroksi ketonların biyokatalitik rasemizasyonu incelenmiştir. Farklı bakteri, küf ve
mayalar kullanılmış ve enantiyomerlerden bir tanesi ortama eklenerek rasemizasyon
tepkimesi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen dönüşüm ve ee değerlerinden rasemizasyonun
sek-alkol dehidrojenazlar ve α-diketon redüktazların katalizlediği denge kontrollü
indirgenme-oksidasyon zinciri ile gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. İncelenen her
mikroorganizmanın farklı rasemizasyon aktivitesi gösterdiği belirlenmiştir.
72
5. GEREÇ ve YÖNTEM 5.1 Gereçler Çalışmada Pseudomonas fluorescens Biovar I ATCC 49036 (American Culture
Collection), Rhizopus oryzae CBS-11718 (Central Bureau voor Schimmelcultures,
Baarn, Holland), Rhizopus oryzae CBS 112-07, Aspergillus oryzae MIM (Prof. Dr.
Francesco Molinari), Pseudomonas putida, Pseudomonas stutzeri ve Pseudomonas
aeroginase (Gazi üniversitesi, Biyoloji Bölümü) mikroorganizmaları kullanılmıştır.
İncelenen substratlar rasemik benzoin ve benzil için sırasıyla yüksek saflıkta Fluka ve
Merck marka kimyasallar kullanılmıştır. Deneylerde kullanılan çözücüler GC
saflığında, analizlerde kullanılan çözücüler ise HPLC saflığında olup, Merck markası
tercih edilmiştir. Moleküler elek (gözenek büyüklüğü, 3o
A ) Sigmadan temin edilmiştir.
5.2 Yöntem 5.2.1 Mikroorganizmaların üretilmesi
Deneylerde her mikroorganizmanın rutin üretimi için farklı besi ortamları
kullanılmıştır. Pseudomonas fluorescens Biovar I (ATCC 49036) üretimi için
Çizelge 5.1 de bileşimi verilen sıvı tuz ortamı kullanılmıştır. pH’sı 6.7 ye ayarlanan
tuz ortamları mikroorganizma üretiminden önce 15 dk otoklavda sterillenmiştir.
Steril ortamlara mikroorganizma aşılaması 1/10 oranında laminer akışlı steril
kabinde yapılmıştır. Mikroorganizma üretimi ise 24 saat süresince 100 mL ortam
içeren 250 mL’lik erlenlerde 30o C’de 150 rpm karıştırma hızında orbital
çalkalayıcıda gerçekleştirilmiştir.
73
Çizelge 5.1 Anisoin tuz ortamı
Rhizopus oryzae CBS-111718 ve Rhizopus oryzae CBS 112-07 için küf katı ortamı
Çizelge 5.2’de gösterilmiştir. Bileşimi belirtilen katı ortam sterillendikten sonra steril
petri kaplarına aktarılmış ve katı üretim ortamları hazırlanmıştır. Katı üretim ortamında
spor üretimi 4 gün süresince 30 oC sıcaklığında inkübatörde gerçekleştirilmiş ve üretim
sonrasında 4 oC buzdolabında saklanmıştır. Aspergillus oryzae MIM dondurularak
kurutulmuş olarak alındığından üretimi gerçekleştirilmemiştir. Katı üretim ortamında
çoğaltılan sporlar suya aktarılarak spor çözeltisi hazırlanmış ve mikroskopta sayımı
gerçekleştirilmiştir. Sayımı gerçekleştirilen spor çözeltisinden başlangıç spor sayısı
5*105/1 mL olacak şekilde bileşimi 5 g/L maya özütü, 20 g/L glukoz, 5 g/L sodyum
klorür, 10 g/L tripton olan sıvı üretim ortamına aktarılmıştır. Üretim 30 oC ve 150 rpm
karıştırma hızındaki orbital çalkalayıcıda 2 gün süre ile gerçekleştirilmiştir.
Pseudomonas putida, Pseudomonas stutzeri ve Pseudomonas aeroginase bakterileri ise
5 g/L pepton, 3 g/L et özütü içeren zengin üretim ortamında pH:7 de 30 oC sıcaklıkta
100 mL besi ortamı içeren 250 mL hacimli erlenlerde 24 saat süresince üretilmiştir.
Elementler Derişim, g/L
Anisoin
NH4Cl
KH2PO4
KH2PO4.3H2O
MgSO4.7H2O
NaCl
1mL eser element;
Fe2 (SO4)3
ZnSO4.7H2O
CuSO4.5H2O
MnSO4.H2O
CuSO4.7H2O
0.136
2
2.1
3.8
0.3
0.1
0.6
0.2
0.2
0.2
0.2
74
İncelenen tüm mikroorganizmaların sıvı ortamda üretimi 30 oC de 150 rpm karıştırma
hızındaki orbital çalkalayıcıda gerçekleştirilmiştir.
Çizelge 5.2 Küf katı üretim ortamı
5.2.2 Tampon ortamları Benzoinin derasemizasyon ve benzilin indirgenme tepkimelerinde 0.1 M derişiminde
çeşitli tampon ortamları kullanılmıştır. pH:5 için sitrik asit-Na2HPO4, pH:6,7,8 için
bileşiminde Na2HPO4-NaH2PO4 bulunan fosfat tamponu ve pH:9 için Na2CO3-NaHCO3
tamponu kullanılmıştır. İstenilen pH ve hacimde tampon ortamı hazırlamak için tampon
bileşenleri ayrı ayrı distile suda çözüldükten sonra karıştırma işlemi pH metre
kontrolünde gerçekleştirilmiştir. İstenilen pH değerine geldikten sonra 10 mL ya da 100
mL hacimlere ayrılarak otoklavda 15 dk süresince sterillenmiştir.
5.2.3 Mikroorganizmaların dondurularak kurutulması
Yapılan deneylerin bir kısmı dondurularak kurutulmuş mikroorganizmalarla
gerçekleştirilmiştir. Mikroorganizmalar sıvı ortamda üstel üreme evrelerine kadar
üretilmiş, üretimin sonunda süzüldükten sonra yıkanmış ve dondurarak
kurutulmuştur (Şekil 5.1). Dondurarak kurutma işlemi liyofilizasyon cihazında -52 oC’de vakum altında 3 gün boyunca gerçekleştirilmiştir.
Elementler Derişim, g/L
Malt ekstrakt Glukoz Pepton Agar
20 20 1 20
75
Şekil 5.1 Mikroorganizma üretimi ve dondurarak kurutulması 5.2.4 Enantiyoseçimli benzoin üretimi 5.2.4.1 C-C bağı oluşumu yoluyla benzoinin enantiyoseçimli üretim tepkime
koşulları C-C bağı oluşumuyla enantiyoseçimli benzoin üretimi 1 g/L yaş hücre, 1 g/L
benzaldehit, % 20 DMSO, 0.15 mM tiamin difosfat (ThDP) içeren 100 mL potasyum
fosfat tamponunda 250 mL’ lik ağzı kapalı erlenlerde 30 oC sıcaklıkta 150 rpm karışma
hızında gerçekleştirilmiştir. Sıvı ortamda üretilen hücreler 10000 rpm’de soğutmalı
santürfüjde çöktürülüp, steril su ile yıkandıktan sonra tepkime ortamına eklenmiştir
5.2.4.2 Kinetik rezolüsyon yoluyla enantiyoseçimli üretim tepkime koşulları
Rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu dondurarak kurutulmuş 0.05 g
biyokatalizör, 0.05 g rasemik benzoin, 2.5 mL açil verici, 5 ml çözücü ve 0.23 g
moleküler elek içeren organik ortamda gerçekleştirilmiştir (Şekil 5.2). Tepkime 30 oC sıcaklıkta ve 150 rpm karıştırma hızında orbital çalkalayıcıda 50 mL’lik vidalı
kapaklı şişelerde yapılmıştır. Tepkime süresince substrat tüketimi ve ürün oluşumu
yürütme çözücüsü olarak 1/3 oranında etil asetat/ n-hekzan karışımı kullanılarak
ince tabaka kromotografisi (TLC) ile izlenmiştir.
Dondurarak
kurutma
Mikroorganizma
Üreme ort santürfüj Liyofilize M.O. M.O. üretimi ve süzme
76
Şekil 5.2 Kinetik rezolüsyon tepkime ortamı 5.2.4.3 İndirgenme ve derasemizasyon tepkime koşulları Benzilin indirgenme ve rasemik benzoininin derasemizasyon tepkimeleri sıvı üretim
ortamında ve ayrıca tampon ortamında gerçekleştirilmiştir. Sıvı üretim ortamında
gerçekleştirilen tepkimelerde mikroorganizmalar 5 g/L maya özütü, 20 g/L glukoz, 5
g/L sodyum klorür ve 10 g/L tripton içeren ve pH’ı 7 olan 100 mL hacmindeki sıvı
üretim ortamında 2 gün çoğaltılmıştır. 2 gün sonunda ortama 1 mL DMSO da çözülen
0.04 g rasemik benzoin ya da benzil 100 mL’lik üretim ortamına eklenmiştir.
Tampon ortamında gerçekleştirilen tepkimelerde ise tepkime ortamında üretilen
hücreler steril koşullarda süzüldükten sonra iki kez tampon ortamı ile yıkanmış ve
dondurarak kurutulmuş olarak deneylerde kullanılmıştır. Tampon ortamı olarak farklı
pH’larda hazırlanan tamponlar kullanılmıştır. Derasemizasyon ve indirgenme
tepkimeleri 2 g dondurarak kurutulmuş biyokatalizör, substrat olarak 1 mL DMSO da
çözülen 0.04g benzoin ya da benzil içeren 100 mL fosfat tamponunda 30oC ve 150
rpm’de orbital çalkalayıcıda gerçekleştirilmiştir. Tepkime süresince zamanla alınan
örnekler HPLC de analizlenmiştir.
Açil verici Moleküler elek
Organik çözücü
Biyokatalizör
Rasemik benzoin
77
5.2.5 Substrat ve ürün analizi Çözücü ortamında gerçekleştirilen tepkimelerde çözücü döner buharlaştırıcıda
uçurulduktan sonra kloroformda çözülmüş ve örnekler analize hazır hale getirilmiştir.
Sulu ortamda gerçekleştirilen tepkimelerde ise sıvı faz diklormetanla üç kez ekstrakte
edilmiş ve MgSO4 ile susuz hale getirildikten sonra çözücü döner buharlaştırıcıda
uçurulmuştur. Çözücüsü uzaklaştırılan örnekler koloroformda çözülmüştür.
Kloroformda çözülen tepkime ürünleri benzoin R-, S- enantiyomerleri ile benzil
HPLC’de analizlenmiştir.
Çizelge 5.3 Analiz koşulları HPLC
Thermofinnigan
Kolon
Chiral Pak AD
Chiral cell OB
Kolon sıcaklığı
30 oC
30 oC
Dedöktör
UV
UV
Taşıyıcı faz
n-hekzan/2-propanol: 90/10
n-hekzan/2-propanol: 95/5
Akış hızı
1 ml/dk
0.9 ml/dk
Enjeksiyon hacmi
10 µL
10 µL
78
6. BULGULAR Bu çalışmada enantiyoseçimli olarak benzoin üretiminde farklı yöntem ve
mikroorganizmalar kullanılmıştır. Optik saflıkta benzoin üretimi benzaldehitten C-C
bağı oluşumu yoluyla, rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu, benzilin indirgenme ve
derasemizasyonu yöntemleri ile gerçekleştirilmiştir.
6.1 C-C Bağı Oluşumu Yoluyla Enantiyomerik Saflıkta Benzoin Üretimi
Literatürde yer alan çalışmalarda (Demir et al. 2001, Demir et al. 2002) benzaldehit
liyaz enziminin (BAL) bir aromatik aldehit olan benzaldehitden C-C bağı oluşumuyla
yüksek dönüşüm ve enantiyosaflıkta benzoin ürettiği belirlenmiştir (Şekil 6.1). BAL
enzimi ilk olarak Gonzales and Vicuna (1989) tarafından Pseudomonas fluorescens
Biovar I’dan elde edilmiştir. BAL enzimi ticari olarak satılmamaktadır ve izole enzim
saflaştırmanın maliyetinin yüksek ve zahmetli bir iş olmasından dolayı araştırmalarda
saf enzim yerine BAL enzim kaynağı olarak Pseudomonas fluorescens Biovar I
mikroorganizması kullanılmıştır. P. fluorescens Biovar I katalizli enantiyoseçimli
benzoin üretimine farklı mikroorganizma üretim ortamlarının etkisi incelenmiştir.
Şekil 6.1 C-C bağı oluşumu yoluyla benzaldehitden enantiyoseçimli benzoin eldesi
H
O
O
OH
Benzaldehit R- Benzoin
P. fluorescens Biovar I
Tampon/DMSO
79
6.1.1 Anisoin içeren tuz ortamı Gonzales and Vicuna (1989) P. fluorescens Biovar I mikroorganizmasında bulunan
BAL enzimi aktivitesinin anisoin içeren tuz ortamında en yüksek değerine ulaştığını
belirlemişlerdir. Ayrıca, ATCC’de mikroorganizma için en uygun ortam olarakda bu tuz
ortamı gösterilmiştir. Bu nedenle öncelikle bu tuz ortamında mikroorganizma üretimi
incelenmiştir. Bu mikroorganizma ATCC den alındıktan sonra anisoin tuz ortamına
alışması sağlanmıştır. Alıştırma evresinden sonra ise farklı zamanlarda alınan hücre
örneklerinin UV spektrofotometresinde 660 nm dalga boyunda oluşturduğu absorbansa
bakılmış ve zamana karşı absorbans değerleri grafiğe geçirilerek hücre üreme eğrisi elde
edilmiştir (Şekil 6.2). Üretim ortamından 50 saat süresince örnek alınarak
analizlenmiştir. Elde edilen hücre üreme eğrisine bakıldığında anisoin içeren tuz
ortamında yeterli miktarda mikroorganizma üretimi sağlanamadığı gözükmektedir. Bu
nedenle de enantiyoseçimli benzoin üretim tepkimesi gerçekleştirilememiştir.
Mikroorganizma ATCC’den satın alınmıştır ve alındığında aktivitesinin düşük olması
ihtimaline karşın bir kez daha istenmiştir. Tekrar anisoin tuz ortamına aktarılan
mikroorganizma için yeterli üretim yine sağlanamamıştır.
zaman, saat
0 10 20 30 40 50
absorbans
0,00
0,05
0,10
Şekil 6.2 Anisoin tuz ortamında hücre üreme eğrisi
80
6.1.2 Maya özütü içeren tuz ortamında üretim
Pseudomonas fluorescens Biovar I hücre üremesini arttırmak amacıyla üretim ortamına
karbon kaynağı olarak anisoinin yanı sıra maya özütü eklenmiştir. Farklı derişimlerde
maya özütü (0-0.5 g/L) anisoin tuz ortamına eklenerek hücre üreme eğrileri
oluşturulmuştur. Mikroorganizma 9 saatte üstel üreme evresine ulaşmıştır. Hücre üreme
eğrilerine bakıldığında üreme ortamındaki maya özütü derişimi arttıkça hücre üremesi
artmış, maya özütü yok iken ise üreme gözlenmemiştir (Şekil 6.3). Mikroorganizmanın
en yüksek absorbans değerine 0.5 g/L derişiminde maya özütü kullanıldığında
erişilmiştir. Üremenin en yüksek olduğu 0.5 g/L maya özütü içeren tuz ortamında 9 saat
süresince üretilen hücreler 10000 rpm ve 4 oC sıcaklığında santrüfüjlenmiş ve optik
saflıkta benzoin üretim tepkimesi gerçekleştirmek amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca maya
özütüne ilave olarak anisoinin yerine benzaldehit ve benzoin kullanılarak da hücre
üreme eğrileri çıkarılmıştır (Şekil 6.4). Elde edilen eğrilere bakıldığında
mikroorganizma üremesinin birbirine yakın olduğu belirlenmiştir. Mikroorganizmanın
substrata alışkın olmasından dolayı anisoinde biraz daha yüksek üreme gözlenmiştir.
Benzaldehit miktarının iki katına çıkarılması az da olsa hücre inhibisyonuna neden
olmuştur. 0.5 g/L maya özütü ve 0.5 g/L maya özütü-anisoin ya da benzaldehit içeren
tuz ortamda üretilen hücrelerle benzoin üretim tepkimesi gerçekleştirilmiştir.
Zaman,saat
0 2 4 6 8 10 12 14
Absorbans
0,0
0,1
0,2
0,3
0,4
0 g/L maya özütü
0.05 g/L maya özütü
0.2 g/L maya özütü
0.3 g/Lmaya özütü
0.5g/L maya özütü
Şekil 6.3 Farklı derişimlerde maya özütü içeren besi ortamlarında hücre üreme eğrileri
81
Şekil 6.4 0.5 g/L maya özütü ile birlikte farklı karbon kaynakları ve içeren besi
ortamlarında hücre üreme eğrileri 6.1.3 Zengin ortamda üretim P. fluorescens Biovar I üretimi zengin ortamda da gerçekleştirilmiştir. Zengin ortam
Pseudomonas türü mikroorganizmaların yoğun şekilde ürediği ortamlardan bir tanesi
olduğundan ve benzoin enantiyoseçimliliği üzerine etkisi incelenmek amacıyla
seçilmiştir. Mikroorganizma 10 saatte üstel üreme evresine ulaşmıştır (Şekil 6.5).
Zengin ortamda üretilen hücreler mikroorganizma içindeki BAL enzimi üretimini
sağlamak amacıyla karbon kaynağı olarak anisoin ya da benzaldehit içeren tuz ortamına
bir kez alıştırılmıştır. Anisoin ve benzaldehit suda çok az çözündüklerinden dolayı N,N-
dimetil formamit de (34 µl, 500 µl) çözüldükten sonra ortama ilave edilmiştir. Zengin
ortamda üretilen hücrelerden substrat olarak 0.136 g/L anisoin veya benzaldehit içeren
ve karbon kaynağı içermeyen tuz ortamlarına 1/10 oranında aşılama yapılmış ve
zamanla örnekler alınarak hücre üremesi gözlenmiştir.
Zaman,saat
0 2 4 6 8 10 12 14 16
Absorbans
0,0
0,1
0,2
0,3
0,4
0,5
0,136 g/L anisoin
0,136 g/L benzoin
0,136 g/L benzaldehit
0,272 g/L benzaldehit
82
Şekil 6.5 Zengin ortamda hücre büyüme eğrisi Karbon kaynağı olarak anisoin ya da benzaldehitin kullanılması ve ortama ilave edilen
çözücü miktarının arttırılması hücre üremesini önemli ölçüde etkilememiştir (Şekil 6.6).
Ortama hiç substrat eklenmediği durumda da hücre üremesi gözlenmiştir. 1/10
oranındaki aşılama sebebiyle ilave edilen zengin ortam bu üremeye neden olarak
gösterilebilir. Hücre üremesi substrat ortamda yok iken değişmemiş ancak üstel üreme
fazına daha hızlı ulaşılmıştır. Tuz ortamına substrat ve çözücü ilavesi üreme hızını az da
olsa yavaşlatmıştır. 0.136 g/L anisoin ve benzaldehit + 500 µL çözücü içeren tuz
ortamlarında 6 gün üretilen hücreler santürfüjlendikten sonra enantiyoseçimli benzoin
üretimininde kullanılmıştır. Çözücü olarak 1 ml hacminde dimetil formamit yerine
dimetil sülfoksit (DMSO) kullanıldığında hücre üremesi fazla etkilenmemiştir (Şekil
6.7).
Zaman,saat
0 2 4 6 8 10 12 14
Absorbans
0,0
0,2
0,4
0,6
0,8
1,0
1,2
1,4
1,6
1,8
2,0
2,2
83
zaman,gün
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Absorbans
0,2
0,4
0,6
0,834 mikL DMFA +0.136 g/L anisoin500 mikL DMFA+0.136 g/L anisoin500 mikL DMFA+0.136g/L benzaldehitSubstrat yok
Şekil 6.6 Farklı substrat içeren tuz ortamında hücre üreme eğrileri
Zaman,saat
0,0 1,0 2,0 3,0 4,0 5,0 6,0 7,0 8,0 9,0 10,0
Absorbans
0,00
0,02
0,04
0,06
0,08
0,10
0,12
0,14
0,16
0,18
0,20
0,22
NN-dimetil formamid
DMSO
Şekil 6.7 Farklı çözücülerin hücre üremesi üzerine etkisi
84
6.1.4 Enantiyoseçimli benzoin üretimi Farklı ortamlarda üretilen hücrelerle benzaldehitden enantiyoseçimli benzoin üretim
tepkimesi üzerine çalışılmıştır. Üretim ortamlarından elde edilen hücreler
santrüfüjlendikten sonra steril su ile yıkanmış ve yoğun olarak (1 g/L) benzaldehit
(1g/L), DMSO (% 20) ve ThDP (0.15 mM) içeren tampon ortamına eklenmiştir.
Tepkimeler 100 ml’lik ağzı kapalı erlenlerde gerçekleştirilmiş ve bir ay süresince
tepkime TLC (ince tabaka kromotografi) de takip edilmiştir. Ayrıca belli sürelerle
alınan örneklerden ürün karışımı ekstrakte edilmiş ve çözücüsü döner buharlaştırıcıda
uçurulduktan sonra kloroformda çözülerek HPLC’de analizlenmiştir. Yapılan analiz
sonuçlarında incelenen tüm üretim koşullarında benzoin oluşumu gözlenmemiştir.
6.2 Rasemik Benzoinin Kinetik Rezolüsyonu ile Enantiyomerik Saflıkta Benzoin Eldesi BAL katalizörlüğünde C-C bağı oluşum tepkimesi ile enantiyoseçimli olarak benzoin
üretimi gerçekleştirilememiştir. Bu nedenden ötürü farklı mikroorganizmalar ve
enzimlerin katalizör olarak kullanıldığı ve enantiyoseçimli organik bileşiklerin
üretiminde sıklıkla kullanılan kinetik rezolüsyon tepkimesi ile teze devam edilmiştir.
Rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu lipaz kaynağı olarak kullanılan mikroorganizma
ve izole lipaz enzimleri katalizörlüğünde transesterleşme tepkimesi ile
gerçekleştirilmiştir (Şekil 6.8). Kinetik rezolüsyon yönteminde kiral bir ayırıcı, katalizör
ya da çözücü varlığında enantiyomerlerin tepkime hızlarının farklı olmasından dolayı
kısmen ya da tümüyle rasemik bileşiğin rezolüsyonu gerçekleşir. Rasemik benzoinin
kinetik rezolüsyonu susuz ve organik çözücülü ortamda açil verici varlığında
mikroorganizma katalizli transesterleşme tepkimesi ile yapılmıştır.
Ulaşılması kolay ve verimli biyokatalizörler olduklarından farklı kaynaklardan elde
edilen lipazlar kinetik rezolüsyon tepkimelerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Lipazların
rasemik alkol ve esterleri etkin şekilde ayırdığı belirlenmiştir. Bu enzimlerin çoğu ısıya
dayanıklı olduğu ve kofaktöre ihtiyaç duymadıkları belirlenmiştir (Haeffner et al.
1998).
85
Bu çalışmada rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu tepkimesinde Pseudomonas
fluorescens Biovar I, Rhizopus oryzae CBS-11718, Rhizopus oryzae CBS 112-07,
Aspergillus oryzae MIM, Pseudomonas putida, Pseudomonas stutzeri ve Pseudomonas
aeroginase mikroorganizmaları lipaz kaynağı olarak kullanılmıştır.
Ras-benzoin S-benzoin asetat R-benzoin ya da ya da R-benzoin asetat S-benzoin Şekil 6.8 Rasemik benzoinin çözücülü ortamda kinetik rezolüsyonu 6.2.1 P. fluorescens Biovar I ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu
Kinetik rezolüsyon deneylerinde en yüksek hücre üremesinin gözlendiği zengin ortamda
üretilen hücreler kullanılmıştır. P. fluorescens zengin ortamda 10 saat süresince
üretildikten sonra santrüfüjlenmiştir. Santrüfüjlenen mikroorganizma dondurularak
kurtulmuş olarak kinetik rezolüsyon tepkimesinde kullanılmıştır. Dondurarak kurutma
işlemi mikroorganizmadaki fazla suyu uzaklaştırmak amacıyla yapılmıştır.
Transesterleşme tepkimeleri organik çözücülü ortamda gerçekleştirilmekte ve ortamda
su olması istenmemektedir. Su varlığında tepkime farklı bir yöne kaymakta ve hidroliz
tepkimesi gerçekleşmektedir. Bu da istenmeyen bir durum olduğundan mikroorganizma
üretim ortamından gelen su mikroorganizmanın dondurarak kurutulması ile
uzaklaştırılmıştır.
6.2.1.1 Mikroorganizma miktarının etkisi Kinetik rezolüsyon tepkimesinin hızına ve substrat enantiyomerik aşırılığına etkisini
incelemek amacıyla ilk olarak dondurarak kurutulmuş mikroorganizma miktarının
86
enantiyomerik aşırılığa olan etkisi incelenmiştir. Farklı miktarlarda kurutulmuş hücre
(0.01 g -0.785 g) çözücü olarak THF ve açilverici olarak vinil asetat içeren tepkime
ortamına eklenmiştir. 25 gün sonunda en iyi ee değeri benzoinin S- formu için %20
olarak 0.05 g başlangıç kurutulmuş hücre miktarında gözlenmiş ve %45 dönüşüm
değerine ulaşılmıştır (Çizelge 6.1). Enzimatik tepkimelerde hız enzim derişimi ile
orantılı olarak değişir. Buna bağlı olarak mikroorganizma miktarı arttıkça 25 gün
sonunda elde edilen dönüşüm değerleri artmış, ancak ee fazla etkilenmemiştir. Yüksek
seçimlilik elde edilememesine ise mikroorganizma enzim sisteminin benzoin
enantiyomerlerini ayırt edememesi ya da bir enzim bir enantiyomeri asetatına
dönüştürürken diğer enzim diğer enantiyomeri asetatına dönüştürmesi neden olarak
gösterilmiştir.
Çizelge 6.1 Başlangıç mikroorganizma miktarının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg
Benzoin, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Hücre miktarı, g
% ee
% c
Kf
0.01 19 25 S
0.05 20 45 S
0.25 16 47 S
0.50 18 53 S
0.785 15 67 S
6.2.1.2 Çözücü etkisi Farklı organik çözücülerin substratın enantiyoseçimliliği üzerine etkisi incelenmiştir.
Organik çözücü olarak tetrahidrofuran, kloroform, 2-propanol, dietileter, n-hekzan,
benzen, metanol, etilasetat, diklormetan ve aseton kullanılmıştır. Tepkime 0.05 g
kurutulmuş hücre ile gerçekleştirilmiştir. En yüksek ee değeri %48 dönüşümle
benzoinin S -formu için %21 olarak n-hekzan çözücü olarak kullanıldığında elde
edilmiştir (Çizelge 6.2). En yüksek dönüşüm ise kloroform kullanıldığında %50
değerinde bulunmuştur. Organik çözücüler tepkimeyi farklı şekillerde
87
etkileyebilmektedir. Hücre içerisindeki aktif olması istenen enzim ve izoenzimlerinin
seçimli denatürasyonuna sebep olabilir. Substrat ve ürün dağılımını etkileyebilmekte ya
da toksikliği dolayısıyla hücrelerin inaktivasyonuna sebep olabilmektedir (Wu et al.
2004). Bu çalışmada farklı polaritede çözücü kullanılması dönüşüm ve ee üzerinde
önemli bir etki yaratmamıştır. Literatürde gerçekleştirilen lipaz katalizli bazı esterleşme
ve transesterleşme çalışmalarında dönüşüm ve ee’nin çözücü cinsinden etkilendiği,
ancak çözücü polaritesi ile ilişkisinin olmadığı belirlenmiştir (Secundo et al. 1992,
Aoyagi et al. 2000, Gandolfi et al. 2001).
Çizelge 6.2 Çözücü cinsinin ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 g LFM, 2.5
mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)
6.2.1.3 Başlangıç substrat miktarının etkisi
Tepkime 0.05 g kurutulmuş hücre ve farklı miktarlarda ras-benzoin içeren çözücü
ortamında gerçekleştirilmiştir. Çözücü olarak THF, açil verici olarak vinil asetat
kullanılmıştır. Tepkime ortamında substrat derişiminin değişmesi tepkime hızının yanı
sıra stereoseçimliliğide etkileyen bir parametredir. Mikroorganizma içinde farklı
stereoseçimliliğe sahip enzimlerin bulunabilmesi, bu enzimlerin substrat için farklı
Çözücü
log P
% c
% ee
Kf
Metanol - 0.76 48 17 S
Aseton - 0.23 45 15 S
2-propanol 0.28 45 16 S
Tetrafuran 0.5 45 20 S
Etilasetat 0.68 47 5 S
Dietileter 0.85 45 12 S
Kloroform 2 50 9 S
Benzen 2 46 7 S
Diklormetan 1.5 40 8 S
n-hekzan 3.5 48 21 S
88
ilgiye sahip olmaları ve farklı enzimler için farklı substrat derişimlerinde substrat
inhibisyonunun gerçekleşmesi tepkime hız ve stereoseçimliliğinde değişikliğe sebep
olmaktadır. Elde edilen sonuçlarda başlangıç substrat miktarının değiştirilmesi ee
üzerinde önemli bir değişiklik yaratmamıştır. Başlangıç substrat miktarı 0.1 g iken en
yüksek ee değeri % 39 dönüşümle benzoinin S- formu için % 22 olarak bulunmuştur
(Çizelge 6.3). Substrat inhibisyonu nedeniyle başlangıç substrat miktarı arttıkça
dönüşümün azaldığı gözlenmiştir. Molinari et al. (1998) dondurarak kurutulmuş
mikrobiyal hücrelerle yaptıkları çalışmada benzer bir sonuçla başlangıç substrat
derişimi arttıkça dönüşümün azaldığını, ee’nin ise değişmediğini gözlemişlerdir.
Çizelge 6.3 Başlangıç substrat miktarının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 g LFM, 5 mL
THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)
6.2.1.4 Açil verici cinsinin etkisi
Açil verici cinsinin substratın enantiyoseçimliliği üzerine etkisi incelenmiş, açil verici
olarak ise vinil asetat ve vinil butirat olmak üzere farklı açil grubuna sahip iki vinil ester
kullanılmıştır. Açil grubu stereokimyasal kontrol edici olarak lipaz enziminin aktif
kısmına bağlanır ve lipaz enziminin kiral bağlanma bölgesinin yanı sıra kovalent olarak
aktif kısma bağlanan açil grubuda enantiyoseçimlilikte büyük rol oynar. Bu nedenle
rezolüsyon üzerine etkisi incelenmiştir. Kinetik rezolüsyon tepkimesi çözücü olarak
THF, açil verici olarak vinil asetat ya da vinil butirat kullanılarak gerçekleştirilmiştir. 25
gün devam ettirilen tepkime sonunda incelenen iki açil vericiden vinilasetat ile % 20 ee
(S) değerine ulaşılmıştır. Açil vericinin değiştirilmesi enantiyoseçimliliği etkilememiş,
Substrat derişimi,
g/7.5 mL
% c
% ee
Kf
0.025 48 17 S
0.05 45 20 S
0.1 39 22 S
0.2 35 19 S
89
ee ve dönüşüm değerleri birbirine çok yakın bulunmuştur (Çizelge 6.4). Elde edilen
sonuçlara zıt olarak literatürde yer alan bazı çalışmalarda kullanılan substrat ve enzime
bağlı olarak farklı açil verici kullanılmasının enantiyoseçimliliği büyük ölçüde
değiştirebildiği gözlenmiştir (Ema et al. 1996, Molinari et al. 1998).
Çizelge 6.4 Açil verici cinsinin ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg LFM 5 mL THF, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)
6.2.1.5 Sıcaklığın etkisi Rasemik benzoinin enantiyoseçimli transesterifikasyonu üzerine sıcaklık etkisi
incelenmiş ve tepkime 10 oC, 30 oC, 40 oC, 50 oC sıcaklıklarında gerçekleştirilmiştir.
Tepkimede açilverici olarak vinil asetat ve çözücü olarak ise THF kullanılmıştır.
Sıcaklık enzim aktivitesini, seçimliliğini ve kararlılığını etkileyen bir parametredir.
Sıcaklık arttıkça enzimatik tepkimelerde hız artar. Bu artış sıcaklık belli bir değere
yükselinceye kadar devam eder. Daha yüksek sıcaklıklarda enzim denatüre olarak
aktivitesini kaybeder ve tepkime hızı azalır. Bu tepkime için sıcaklığın yükselmesiyle
dönüşüm artırmış, ee değeri ise yaklaşık olarak aynı değerde kalmıştır. Maksimum ee
(S) 25 gün sonunda 50 oC sıcaklıkta % 21 bulunmuştur (Çizelge 6.5).
Açil verici
% c
% ee
Kf
vinil asetat 46 20 S
vinil butirat 45 18 S
90
Çizelge 6.5 Sıcaklığın ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg LFM, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 150 rpm)
6.2.1.6 Karıştırma hızının etkisi Rasemik benzoinin enantiyoseçimli transesterleşmesi üzerine karıştırma hızı etkisi
incelenmiş ve tepkime 0, 150, 200 rpm karıştırma hızlarında gerçekleştirilmiştir.
Karıştırma hızı tepkime sisteminde substrat ve ürün difüzyonunu ve dağılımını
etkilemektedir. Böylece hız, verim ve enantiyoseçimlilik etkilenir. Bu tepkime
sisteminde ise incelenen karıştırma hızlarında enantiyoseçimlilik etkilenmemiş, ee
değerleri birbirine çok yakın bulunmuştur. Tepkime sonunda elde edilen dönüşüm
karıştırma hızı arttıkça artmış, 150 rpm de en yüksek ee (% 20 S) değerine ulaşılmıştır
(Çizelge 6.6). Karıştırma hızı arttıkça dönüşüm artması, tepkime için kütle transferinin
hız kısıtlayıcı basamak olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
Çizelge 6.6 Karıştırma hızının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg LFM, 5
mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC )
T, oC
% c
% ee
Kf
10 30 17 S
30 45 20 S
40 50 21 S
50 55 18 S
Karıştırma hızı, rpm
% c
% ee
Kf
0 40 18 S
150 45 20 S
200 50 17 S
91
6.2.1.7 Moleküler elek miktarının etkisi
Rasemik benzoinin enantiyoseçimli transesterleşmesi üzerine moleküler elek miktarının
etkisi incelenmiş ve tepkime 0, 0.1, 0.2 g moleküler elek miktarlarında
gerçekleştirilmiştir. Tepkime ortamında moleküler elek yok iken rasemik substratın
dönüşümü çok yavaş olmuştur. Moleküler elek miktarı arttıkça dönüşüm artmış, ee ise
yakın değerlerde elde edilmiştir (Çizelge 6.7). Moleküler elek ortamda var olan fazla
suyu uzaklaştırmak amacıyla eklenmiştir. Lipaz katalizli transesterleşme tepkimelerinde
ortamda su olması tepkimeyi hidroliz yönüne kaydırmakta ve tepkime verimini
düşürmektedir. Ayrıca tepkime ortamında enzimin katalitik aktivite gösterebilmesi için
ihtiyacı olandan fazla su bulunması ile girdi ve ürünlerin lipaz aktif merkeziyle
tepkimesi engellenmiş olmakta ve tepkime hızı yavaşlamaktadır. Bu sebeple
mikroorganizmalar dondurarak kurutulduktan sonra tepkimelerde kullanılmış ve ortama
moleküler elek eklenmiştir. Kurutma sonunda mikroorganizma içinde bir miktar suyun
tam olarak uzaklaşmadan kalması ya/ ya da moleküler eleğin tepkime yüzeyini
arttırması nedeniyle moleküler elek miktarının artışı dönüşümü yükseltmiştir.
Literatürde yapılan çalışmalarda moleküler elek ilavesinin özellikle hidrofobik
çözücülerde transesterleşme hızını arttırdığı gözlenmiş ve enantiyoseçimliliği önemli
ölçüde değiştirmediği belirlenmiştir (Yamane et al. 1989, Secundo et al. 1992).
Çizelge 6.7 Moleküler elek miktarının ee üzerine etkisi, 25 gün (50 mg Benzoin, 50 mg LFM, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 30 oC, 150 rpm)
Moleküler elek miktarı, g
% c
% ee
Kf
0 20 15 S
0.1 45 20 S
0.2 55 17 S
92
6.2.1.8 Islak hücrelerle rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu Islak hücrelerle rezolüsyon tepkimesinde sıvı üretim ortamından santrüfüjle ayrılan
hücreler, steril saf su ile yıkandıktan sonra tekrar santürfüjlenip yoğun olarak tepkime
ortamına eklenmiştir. Tepkime 20 gün devam ettirilmiştir. Sonuçlara bakıldığında süre
arttıkça rasemik benzoinin benzoin asetata dönüşümü artmış, fakat benzoinin
enantiyomerik aşırılığı (ee) çok küçük artış ve azalışlar göstermiştir (Çizelge 6.8). En
yüksek ee değeri % 24 olarak benzoinin S- formu için 16. gün de elde edilmiştir.
Kinetik rezolüsyon tepkimesi yaş hücrelerle çok yavaş gerçekleşmiştir. Kurutulmadan
ıslak olarak çözücü ortamına eklenen hücreler moleküler elek etrafına yapışmış, sıvı
içinde homojen olarak dağılımı sağlanamamıştır. Bu nedenle ve eklenen moleküler
eleğinde ortamdaki suyu uzaklaştırmakta yetersiz kaldığından dönüşüm yavaş olmuştur.
Çizelge 6.8 Islak hücrelerle rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu (50 mg Benzoin,
100 mg LFM, 5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Süre, gün
% c
% ee
Kf
12 5 15 S
14 8 18 S
16 12 24 S
18 20 22 S
20 27 21 S
6.2.2 Farklı küfler ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu
Benzoinin transesterleşme tepkimesinde kullanılan R. oryzae CBS 112-07 ve
Aspergillus oryzae MIM küfleri dondurarak kurutulmuş olarak kullanılmıştır. Rasemik
benzoinin kinetik rezolüsyonu üzerine ortam koşullarından çözücü cinsi, açil verici cinsi
ve sıcaklık etkisi incelenmiştir.
93
6.2.2.1 Çözücü cinsinin etkisi Farklı organik çözücülerin R. oryzae CBS 112-07 ve A. oryzae MIM katalizörlüğünde
benzoinin enantiyoseçimli transesterifikasyonu üzerine etkisi incelenmiştir. Organik
çözücü olarak tetrahidrofuran, kloroform, diklormetan, 2-propanol, benzen, toluen ve
etilasetat kullanılmıştır. İki biyokatalizör içinde çözücü cinsinin enantiyomerik aşırılığı
önemli ölçüde etkilemediği görülmüştür (Çizelge 6.9). Benzoin tepkime süresince
rasemik olarak kalmış olup iki enantiyomerde aynı hızda asetatına dönüşmüştür.
Dönüşüm ise çözücü türünden büyük ölçüde etkilenmiş, iki biyokatalizör içinde en
yüksek dönüşüme kloroform çözücü olarak kullanıldığında erişilmiştir. R. oryzae için
benzen ve toluen çözücü olarak kullanıldığında elde edilen dönüşümler çok küçük
değerlerde bulunmuştur. Dönüşüm, çözücünün hücre içerisindeki aktif olması istenen
enzim ve izoenzimlerinin seçimli denatürasyonuna sebebiyet vermesi, substrat ve ürün
dağılımını etkilemesi ya da toksikliği dolayısıyla hücreleri inaktive etmesi gibi
sebeplerle etkilenmiştir. İki küf karşılaştırıldığında ise elde edilen ee ve dönüşümler
birbirine yakın değerlerde elde edilmiştir.
Çizelge 6.9 Çözücü cinsinin ee üzerine etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg LFM, 2.5 mL VA,
0.23 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Mikroorganizma
R. oryzae CBS 112-05
A. oryzae MIM
Çözücü % c % ee Kf % c % ee Kf
tetrahidrofuran 35 16 R 30 7 S
kloroform 46 8 R 45 9 S
diklormetan 20 6 R 25 11 S
2-propanol 25 4 R 20 10 S
benzen 6 7 R
toluen 3 5 R
etilasetat 23 6 R
94
6.2.2.2 Açil verici cinsinin etkisi Açil verici cinsinin substratın enantiyoseçimli transesterifikasyonu üzerine etkisi
incelenmiş ve açil verici olarak vinil asetat, vinil bütirat, bütil asetat ve izopropenil
asetat kullanılmıştır. Tepkime 0.05 g dondurarak kurutulmuş R. oryzae CBS 112-07,
0.05 g ras-benzoin, 5 mL THF, 2.5 mL açil verici içeren ortamda gerçekleştirilmiştir.
Açil verici cinsi benzoinin enantiyoseçimliliğini etkilememiştir, iki enantiyomerde
yaklaşık olarak eşit hızlarda asetatına dönüşmüştür. İncelenen açil vericilerden vinil
esetat ile en yüksek ee benzoinin R-formu için % 16 olarak bulunmuştur (Çizelge 6.10).
Dönüşüm değerleri kullanılan açil vericiye göre farklı elde edilmiştir. 30 gün sonunda
en yüksek dönüşüm değerine (% 45) vinil butirat kullanıldığında ulaşılmıştır.
Açil grubu stereokimyasal kontrol edici olarak lipaz enzininin aktif kısmına bağlanır ve
lipaz enziminin kiral bağlanma bölgesinin yanı sıra kovalent olarak aktif kısma
bağlanan açil grubuda enantiyoseçimlilikte büyük rol oynar. Fakat bu tepkime için açil
grubunun değişmesi stereoseçimliliği etkilememiştir.
Çizelge 6.10 Açil verici cinsinin ee üzerine etkisi, 30 gün (50 mg Benzoin, 50 mg LFM,
5 mL THF, 30 oC, 150 rpm)
6.2.2.3 Farklı bakteriler ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu Farklı bakteri olarak Pseudomonas putida, Pseudomonas stutzeri ve Pseudomonas
aeroginase kullanılmıştır. Rasemik benzoinin transeterleşme tepkimesi 0.03 g
dondurarak kurutulmuş hücre, 0.03 g rasemik benzoin ve 1.5 ml açil verici ile 2.5 ml
Açil verici
% c
% ee
Kf
vinil asetat 35 16 R
vinil bütirat 45 10 R
bütil asetat 33 11 R
izopropenil asetat 30 8 R
95
THF bulunan çözücü ortamında gerçekleştirilmiştir. Lipaz kaynağı olarak kullanılan bu
mikroorganizmaların rasemik benzoinin enantiyoseçimliliği üzerine etki etmediği,
yalnızca dönüşümü etkilediği gözlenmiştir (Çizelge 6.11). P. aeroginase bakterisi
kullanıldığında dönüşüm daha yüksek bulunmuştur. Nedeni bakteri içindeki enzim
aktivitesinin daha yüksek olması şeklinde yorumlanmıştır.
Çizelge 6.11 Farklı bakterilerin ee üzerine etkisi, 17 gün (30 mg Benzoin, 30 mg LFM,
2.5 mL THF, 1.5 mL VA, 0.15 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Mikroorganizma
% c
% ee
Kf
pseudomonas stutzeri 20 5 R
pseudomonas aeroginase 30 10 S
pseudomonas putida 25 8 S
6.2.3 Farklı izole lipaz enzimleri ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu Çalışmanın bu kısmına kadar benzoinin transesterleşme tepkimesi ile enantiyoseçimli
üretimi lipaz enzimi içeren mikroorganizmalarla gerçekleştirilmiştir. Fakat incelen
mikroorganizmalar benzoinin iki enantiyomerini de substrat olarak kullandığından
yüksek enantiyoseçimlilik elde edilememiştir. Bilindiği gibi mikroorganizmalar enzim
deposudur ve substrata uygun enzim mikroorganizma içinde var olmayabilir ya da
enzim substrat için enantiyoseçimliliğe sahip değildir. Ayrıca, mikroorganizma içinde
birden fazla enzim olabilir ve bir enzim enantiyomerlerden bir tanesini kullanırken diğer
enzim öbür enantiyomeri kullanabilir. Böyle durumlarda yüksek enantiyoseçimliliğin
elde edilmesi mümkün olmaz. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda elde edilen
sonuçlarda, incelenen mikrobiyal hücreler benzoin enantiyomerlerinin ikisinide yaklaşık
olarak aynı hızlarda asetatına dönüştürmüştür. Çalışmanın devamında izole lipaz
enzimleri kullanılarak devam edilmiştir.
96
6.2.3.1 Enzim kaynağının etkisi
Enzim kaynağının etkisi incelenirken Pseudomonas cepeciae ve amono lipaz PS II
enzimleri kullanılmıştır. Tepkime 0.05 g enzim, 0.05 g ras-benzoin, 0.1 g moleküler
elek, 2.5 ml vinil asetat ve çözücü olarak 5 ml THF içeren ortamda gerçekleştirilmiştir.
Mikrobiyal lipazlara göre daha kısa sürede yüksek dönüşümlere ulaşılmış, ancak
rasemik benzoinin enantiyoseçimliliği değişmemiştir (Çizelge 6.12). Dönüşümün daha
yüksek değerlerde olması saf olarak ortama eklenen enzim miktarının daha fazla olması
ve kütle aktarım kısıtlamasının olmaması ile açıklanabilir. Bu nedenlerle izole enzim
kullanıldığında daha kısa sürede yüksek dönüşüm değerlerine ulaşılmıştır.
Çizelge 6.12 Enzim kaynağının ee üzerine etkisi, 5 gün (50 mg Benzoin, 50 mg Enzim,
5 mL THF, 2.5 mL VA, 0.1 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Enzim
% c
% ee
Kf
pseudomonas cepeciae 40 5 S
amona lipase PS II 42 3 S
6.2.3.2 Açil verici etkisi
Açil verici olarak farklı zincir uzunluklarına sahip vinil asetat, vinil laurat, n-bütil asetat
ve etil heptanoat kullanılmıştır. Enzim olarak P. cepeciae lipazı kullanıldığında
incelenen açil vericiler ile yüksek ee de benzoin elde edilememiştir (Çizelge 6.13). Etil
heptanoat açil verici olarak kullanıldığında daha kısa sürede yüksek dönüşüm elde
edilmiş ve 4 günde % 49 dönüşüme ulaşılmıştır.
97
Çizelge 6.13 Açil verici türünün ee üzerine etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg P. cepeciae, 5 mL THF, 0.1 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Açil verici
Süre
% c
% ee
Kf
vinil asetat 9 52 5 S
vinil laurat 12 45 8 S
n-bütil asetat 15 50 10 S
etil heptanoat 4 49 7 S
Amono lipaz PS II kullanıldığında ise incelenen açil vericiler ee’yi etkilememiş ve
benzoin ortamda rasemik formda kalmıştır (Çizelge 6.14). Etil heptanoat açil verici
olarak kullanıldığında tepkime daha hızlı gerçekleşmiştir ve 4 günde % 48 dönüşüme
ulaşılmıştır.
Çizelge 6.14 Açil verici türünün ee üzerine etkisi, 4 gün (50 mg Benzoin, 50 mg Amono
Lipaz PS II, 5 mL THF, 0.1 g ME, 30 oC, 150 rpm)
Açil verici
% ee
% c
Kf
vinil asetat 6 40 S
vinil laurat 3 38 S
n-bütil asetat 9 25 S
etil heptanoat 5 48 S
6.2.3.3 Sıcaklık etkisi Sıcaklık etkisi 0.05 g P.cepeciae lipazı, 0.05 g ras-benzoin, 0.1 g moleküler elek, 2.5
mL vinil asetat ve 5 mL THF içeren ağzı kapaklı şişelerde 0 oC, 10 oC ve 30 oC
sıcaklıklarında 150 rpm karıştırma hızında incelenmiştir. Sıcaklık artışı tepkime hızını
arttırmasına karşın ee üzerine etki etmemiştir (Çizelge 6.15).
98
Çizelge 6.15 Sıcaklığın ee üzerine etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg P. cepeciae, 2.5 mL VA, 5 mL THF, 0.1 g ME, 150 rpm)
6.2.3.4 Moleküler elek etkisi Moleküler elek etkisi incelenirken 0.05 g P. cepeciae, 0.05 g ras-benzoin ve moleküler
elek, 2.5 mL farklı açil vericiler ve 5 mL THF içeren ağzı kapaklı şişelerde 30 oC ve
150 rpm de gerçekleştirilmiştir. İncelenen tüm açil vericilerle moleküler elek ortamda
yok iken tepkime çok yavaş olmuş, var iken ise tepkime büyük ölçüde hızlanmıştır.
Fakat ee etkilenmemiştir (Çizelge 6.16).
Mikrobiyal lipazlar yerine saf lipazlar kullanıldığında farklı olarak daha kısa sürede
yüksek dönüşümler elde edilmiştir. İncelenen tüm koşullarda iki şekilde de iki
enantiyomerin yaklaşık aynı hızla asetatına dönüştüğü ve benzoinin tepkime sonunda
rasemik formda kaldığı belirlenmiştir. İncelenen mikroorganizmalar ve daha önce farklı
ticari lipaz enzimleri ile yapılan çalışmalar sonucunda (Kösali 2005) rasemik benzoinin
zor bir substrat olduğu, mikroorganizma içinde varolan enzimler ve izole enzimlerin
benzoin enantiyomerlerini etkin şekilde ayırt edemediği sonucuna varılmıştır.
T, oC
Süre
% c
% ee
Kf
0 19 28 10 S
10 19 39 12 S
30 9 52 11 S
99
Çizelge 6.16 Moleküler elek miktarının ee üzerine etkisi etkisi (50 mg Benzoin, 50 mg P. cepeciae, 2.5 mL VA, 5 mL THF, 30 oC, 150 rpm
6.3 Benzilin İndirgenmesi ile Enantiyoseçimli Benzoin Eldesi Asimetrik sentezlerde ve enantiyoseçimli üretimde sıklıkla kullanılan yöntemlerden biri
de indirgenmedir. Benzilin indirgenmesi ile enantiyoseçimli benzoin üretiminde,
prokiral substrat olan bezil molekülünde bulunan C=0 çift bağlarından bir tanesi seçimli
olarak oksidoredüktaz enzimleri katalizörlüğünde indirgenmekte ve zaman içinde
benzoin enantiyomerlerinin R- ya da S- formunu oluşturmaktadır (Şekil 6.10). Bu
tepkimede oluşan benzoin enantiyomerleri derasemizasyona yol açan oksidasyon
tepkimesi ile tekrar benzile dönüşebildiği gibi benzoin molekülünde bulunan diğer C=O
çift bağ da indirgenerek hidrobenzoin oluşumu gerçekleşebilmektedir. Ortam pH’sı ve
zaman ürün enantiyoseçimliliği ve dönüşüm açısından çok etkilidir. Benzilin benzoine
indirgenme tepkimesinde Rhizopus oryzae CBS-111718 küfü biyokatalizör olarak
kullanılmıştır.
Moleküler elek, g
Süre gün
Açil verici
% c
ee
Kf
0
21 vinil laurat 30 10 S
21 n-bütil asetat 27 7 S
21 etil heptanoat 45 5 S
0.1
5 vinil laurat 30 8 S
15 n-bütil asetat 50 3 S
4 etil heptanoat 49 4 S
100
Şekil 6.9 Benzilin indirgenme tepkimesi (Demir et al. 2004) 6.3.1 Üreme ortamında benzilin indirgenmesi ile enantioseçimli benzoin üretimi R. oryzae CBS-111718 ile benzilin indirgenmesi ilk olarak sıvı üretim ortamlarında
gerçekleştirilmiştir. Üreme ortam pH’sının benzoinin enantiyoseçimliliğine ve benzilin
benzoine dönüşümüne etkisi gözlenmiştir. Ayrıca rasemik benzoinin üreme ortamında
derasemizasyonu da bu başlık altında incelenmiştir.
6.3.1.1 Üreme ortam pH’sının enantioseçimli benzoin üretimine etkisi MEA katı ortamında üretilen küfün spor çözeltisi hazırlanmış ve başlangıç spor sayısı
5*105 hücre/1 mL olacak şekilde başlangıç pH’ı 5, 6, 7, 8 ve 9 olarak ayarlanan üretim
ortamlarına eklenmiştir. Üreme ortam pH’ının benzoinin enantiyoseçimliliğini önemli
ölçüde etkilediği gözlenmiş, tepkime pH’sı değiştirilerek iki enantiyomer de yüksek
enantiyoseçimlilikle elde edilebilmiştir. En yüksek ee değeri % 33 dönüşümle S-
enantiyomer için pH: 9’da % >99 değerinde bulunmuştur. R-enantiyomer için ise % 15
dönüşümle en yüksek ee değeri pH:7’de % >99 olarak belirlenmiştir (Çizelge 6.17).
Tepkimede R. oryzae içinde bulunan oksidoredüktaz enzimleri ile benzil seçimli olarak
benzoin enantiyomerlerinden birine indirgenirken derasemizasyon ile diğer enantiyomer
ortamda baskın hale geçmiştir. İndirgenme tepkimesi süresince enzim sistemi farklı
pH’larda farklı seçimlilik göstermiştir. pH 5 ve 8 iken tepkimenin ilk dört günü
O
O
O
OH
O
OH
OH
OH
R-benzoin S-benzoinR,R-hidrobenzoin
Benzil
101
dönüşüm artarken, R-benzoin açısından enantiyoseçimlilik düşüş göstermiştir.
Dördüncü günden sonra dönüşüm artmaya devam ederken, bu kez S-benzoin açısından
enantiyoseçimlilik yükselmeye başlamıştır. Tepkime süresince konfigürasyon R-‘den S-
‘ye dönmüştür.
Çizelge 6.17 Benzilden enantiyoseçimli benzoin üretimine üreme ortam pH’ının etkisi (0.004 g benzil/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)
pH
5
6
7
8
9
Süre
gün
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
1 12 47 R d.y. - - 1 >99 R 3 43 R 10 8 S
3 30 41 R 7 21 S 4 >99 R 9 27 R 16 23 S
4 35 35 R 10 30 S 8 >99 R 14 30 R 20 53 S
6 40 5 S 14 45 S 10 >99 R 21 35 S 28 77 S
8 44 40 S 17 72 S 13 >99 R 24 65 S 30 90 S
13 45 48 S 21 >99 S 15 >99 R 30 75 S 33 >99 S
d.y.:dönüşüm yok
Bu sonuçlara ışığında oksidasyon-indirgenme prosesinin gerçekleştiği varsayılmıştır.
Benzil seçimli olarak S- benzoine indirgenirken R-benzoin oksidasyon ile benzile
dönüşmüş ve zamanla ortamdaki S-benzoin miktarı artmıştır. Bu tepkimede S-benzoinin
oksidasyonunun gerçekleşmediği ya da çok yavaş olduğu varsayılmıştır. pH 6 ve 9 için
dönüşüm ve S-benzoin için enantiyoseçimlilik sürekli olarak artmıştır. Zamanla S-
benzoin için enantiyoseçimliliğin artması bu pH’larda da R-benzoinin oksidasyon ile
benzile dönüştüğüne işaret etmektedir. pH: 7’de ise tepkime süresi arttıkça dönüşüm
artarken, enantiyoseçimlilik sürekli sabit kalmıştır. Enzim sistemi bu pH’da seçimli
olarak benzili R-benzoine indirgemiştir. Hidrobenzoin oluşumu ise belirlenmemiştir.
Farklı pH’larda gerçekleştirilen rasemik benzoinin derasemizasyonu deneylerinde ras-
benzoinin benzile oksidasyonu belirlenmiştir.
102
Comasseto et al. (2003, 2004) tarafından farklı küflerle asetofenonların indirgenme
tepkimesi incelenmiş ve indirgenme sonucu oluşan enantiyomerlerden birinin
oksidasyonu ile asetofenonların derasemizasyonunun gerçekleştiği gözlemlenmiştir.
Ayrıca incelenen her küf farklı enantiyoseçimlilik göstermiştir. Demir et al. (2004)
tarafından farklı küflerle gerçekleştirdikleri bir çalışmada üreme ortam pH’sının
benzoin enantiyoseçimliliğini önemli ölçüde etkilediği ve tepkime süresince
mikroorganizma enzim sisteminin seçimli indirgenme ve izomerizasyon tepkimelerini
gerçekleştirdiği belirlenmiştir. Ayrıca tüm benzil tükenmeden önce çok az miktarda
hidrobenzoin oluştuğu analizlenmiştir.
6.3.1.2 Üreme ortamında rasemik benzoinin derasemizasyonu Üreme ortamlarının başlangıç pH’ları 5, 6, 7 ve 9’a ayarlanmış ve sporlar substrat
olarak rasemik benzoin içeren ortamlara başlangıç spor sayısı 5*105 hücre/1 mL olacak
şekilde aktarılmıştır. Tepkime süresince alınan örnekler HPLC’de analizlenmiştir. En
yüksek ee (%) değeri >99 değerinde benzoinin S-enantiyomeri için pH: 6’da elde
edilmiştir. Bu süre içerisinde benzoinin benzile dönüşümü % 49 olarak belirlenirken,
benzoinin R-enantiyomeri için en yüksek ee değeri pH:7’de % 55, benzoinin benzile
dönüşüm ise % 19 bulunmuştur. Tüm pH değerlerinde tepkime ortamı zamanla
başlangıçta rasemik olan benzoinin enantiyomerlerden bir tanesinin benzile
oksidasyonu ile derasemizasyonu gerçekleşmiştir. HPLC analizlerinde benzoinin
benzile dönüştüğü belirlenmiştir.
Tepkime pH’sının değiştirilmesi hem oksidasyon, hemde indirgenme tepkime hızını
etkilemiş ve buna bağlı olarak enantioseçimlilik farklılık göstermiştir. Bilindiği üzere
enzimatik tepkimelerde pH önemli bir rol oynamaktadır. pH değişimi substrat ve
enzimlerin iyonik durumunu değiştirdiğinden enzim aktivitesinde ve enantiyoseçimlikte
farklılıklar yaratmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ve küf içinde oksidasyon ve
indirgenme tepkimelerini katalizleyen farklı enantiyoseçimliliğe sahip enzimlerin
aktivite gösterdikleri pH’ların aynı olmaması ile pH’a bağlı olarak ee değişmiştir.
103
Literatürde R. oryzae NRRL 395 ile üreme ortamında rasemik benzoinin
derasemizasyonu gerçekleştirilmiş ve benzer şekilde ortam pH’sının ürün
enantiyoseçimliliğini büyük ölçüde değiştirdiği belirlenmiştir. Farklı olarak benzoinin
benzile oksidasyonu gözlenmemiş ve derasemizasyon için farklı mekanizmalar
önerilmiştir Çalışmada benzoinin derasemizasyon mekanizması çok açık olmamakla
birlikte enediol oluşumu ile substratın derasemizasyonu ya da bir enantiyomerin
diğerine enantiyoseçimli bozunması şeklinde iki olası yol olabileceği belirtilmiştir
(Demir et al. 2002).
Çizelge 6.18 Üreme ortamında rasemik benzoinin derasemizasyonu ( 0.04 g benzoin/
100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)
pH
5
6
7
9
Süre gün
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
2 16 S 22 S 12 R 11 S
4 20 S 45 S 16 R 31 S
6 41 S 53 S 22 R 52 S
10 53 S 78 S 49 R 59 S
13 64 S 83 S 52 R 65 S
15 65 S >99 S 55 R 71 S
6.3.2 Tampon ortamında benzilin indirgenmesi ile enantioseçimli benzoin üretimi R. oryzae CBS-111718 ile benzilin indirgenmesi farklı pH lardaki tampon üretim
ortamlarında gerçekleştirilmiştir. Sıvı üretim ortamında üretilen hücreler dondurarak
kurutulduktan sonra indirgenme tepkimesinde kullanılmıştır. Biyokatalizör olarak
dondurarak kurutulmuş hücrelerin kullanılması taşınması, saklanması ve oluşan tepkime
ürünlerinden ayrılması kolay olduğundan tercih edilmiştir.
104
6.3.2.1 Tampon ortam pH’sının enantioseçimli benzoin üretimine etkisi DMSO da çözüldükten sonra benzil ve dondurularak kurutulan hücreler pH’ları 5, 6, 7,
8 ve 9 olan tampon ortamlarına eklenmiştir. Zamanla alınan örnekler HPLC’de
analizlenmiş ve enantiyoseçimlilik değerleri belirlenmiştir. En yüksek ee değeri pH:9 da
benzoinin S-enantiyomeri için % 92 olarak bulunmuştur (Çizelge 6.19). İncelenen pH
değerlerinde tepkime süresi ilerledikçe derasemizasyon nedeniyle ürün konfigürasyonu
değişmiştir. Gerçekleştirilen diğer deneyler en yüksek ee değerinin elde edildiği pH: 9
tamponunda dondurarak kurutulmuş hücrelerle gerçekleştirilmiştir.
Çizelge 6.19 Benzilden enantiyoseçimli benzoin üretimine tampon ortam pH’ının etkisi (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)
pH
5
6
7
8
9
Süre
gün
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
2 25 R 50 S 38 R 2 S 50 S
4 20 R 44 S 21 R 23 S 63 S
6 53 S 10 R 24 R 38 S 86 S
8 65 S 25 R 19 S 55 S 92 S
9 77 S 56 R 16 S 66 S 91 S
6.3.2.2 Mikroorganizma üretim koşullarının enantiyoseçimlilik üzerine etkisi Farklı sürelerde üretilen hücreler dondurarak kurutulmuş ve pH:9 olan tampon ortamına
eklenerek benzilin indirgenme tepkimesi gerçekleştirilmiştir. Küf MEA katı üretim
ortamında üretildikten sonra pH’sı 7 olan tepkime öncesi üretim ortamına aktarılmış ve
1, 1.5 ve 2 gün süresince üretilmiştir. Farklı sürelerle üretilen hücreler süzülüp tamponla
yıkandıktan sonra dondurarak kurutulmuş ve pH’sı 9 olan tampon ortamında
indirgenme tepkimesinde kullanılmıştır. Üretim süresi enantiyoseçimliliği önemli
ölçüde etkilemiştir. En yüksek ee değeri % 92 olarak S-enantiyomeri için 2 gün üretilen
hücreler kullanıldığında 8. günün sonunda elde edilmiştir (Çizelge 6.20). Üretim süresi
105
1 ve 1.5 gün iken zamanla enantiyoseçimlilik S-benzoin için azalmış, R-benzoin için
artış göstermiştir. S-benzoinin seçimli oksidasyonu ile ürün R konfigürasyonunda elde
edilmiştir. 2 gün üretimde ise 8 gün süresince zaman ilerledikçe enantiyoseçimlilik S-
benzoin için artış göstermiştir. Burada benzil seçimli olarak S-benzoine indirgenirken R-
benzoin benzile okside olmuş ve zamanla enantiyoseçimlilik yükselmiştir.
Mikroorganizma üretim süresi olarak en yüksek ee’nin elde edildiği 2 gün seçilmiş ve
ileriki çalışmalarda mikroorganizma 2 gün süre ile üretildikten sonra kullanılmıştır.
Çizelge 6.20 Mikroorganizma üretim süresinin enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm) Üretim süresi
1 gün
1.5 gün
2 gün
Süre gün
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
2 45 S 67 S 50 S
4 24 S 34 S 63 S
6 10 S 7 R 86 S
8 8 R 12 R 92 S
9 11 R 20 R 91 S
Üreme ortam pH’sı 6, 7 ve 8’e ayarlanmış ve 2 gün süresince üretilen
mikroorganizmalar dondurarak kurutulduktan sonra pH’sı 9 olan tampon ortamın
eklenerek indirgenme tepkimesi gerçekleştirilmiştir. Enzim sistemi ile
enantiyoseçimlilik açısından en yüksek değer pH: 7’de elde edilmiş ve % 92 olarak S-
enantiyomeri için pH:7 de üretilen hücreler kullanıldığında 8. günün sonunda elde
edilmiştir (Çizelge 6.21).
106
Çizelge 6.21 Mikroorganizma üretim pH’ının enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi (2 g LYM, 0.04 g benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)
Üretim pH’sı
6
7
8
Süre gün
% ees
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
1 50 S 42 S 59 S
2 45 S 50 S 65 S
4 32 S 63 S 54 S
6 25 S 86 S 40 S
8 16 S 92 S 39 S
6.3.2.3 En iyi üretim koşullarında tampon pH’ının enantioseçimli benzoin
üretimine etkisi R. oryzae pH’sı 7 olan üreme ortamında 2 gün üretildikten sonra dondurularak
kurtulmuş ve indirgenme deneylerinde kullanılmıştır. 0.2 g kurutulmış hücre 5, 6, 7, 9
pH’larında hazırlanan 10 mL hacmindeki tampon ortamlarına eklenmiştir. Farklı
sürelerle örnekler alınırken 10 mL’lik ortamların tamamı uzaklaştırılarak ee ve dönüşüm
değerleri birlikte hesaplanmıştır. S-enantiyomer için en yüksek ee değeri 10.günde %
17 dönüşümle % >99 bulunmuştur. En yüksek dönüşümde elde edilen en yüksek ee
değeri 8. günde % 31 dönüşümle % 88 olarak S- enantiyomeri için elde edilmiştir
(Çizelge 6.22). pH 7 ve 9 için enantiyoseçimlilik değerleri birbirine yakın olmasına
rağmen, pH:9 iken daha kısa sürede daha yüksek dönüşüm elde edilmiştir. Bu nedenle
yapılan diğer çalışmalarda pH’sı 9 olan tampon ortamı kullanılmıştır.
Tepkimede R. oryzae içinde bulunan oksidoredüktaz enzimleri ile benzil seçimli olarak
benzoin enantiyomerlerinden birine indirgenirken derasemizasyon ile diğer enantiyomer
ortamda baskın hale geçmiştir. İndirgenme tepkimesi süresince küf enzim sistemi farklı
pH’larda farklı seçimlilik göstermiştir. pH: 5 ve 7 iken tepkimenin ilk iki günü dönüşüm
artmış, enantiyoseçimlilik ise R-enantiyomer için azalmıştır. İkinci günden sonra
107
dönüşüm artmaya devam ederken, bu kez S-benzoin açısından enantiyoseçimlilik
yükselmeye başlamıştır. Tepkime süresince konfigürasyon R-benzoinden, S-benzoine
dönmüştür. pH:6’da tam tersi bir durum söz konusu olmuştur.
Çizelge 6.22 Enantiyoseçimli benzoin üretimin tampon ortamı pH etkisi (0.2 g LYM, 0.004 g benzoin/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm) pH
5
6
7
9
Süre
gün
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
1 1 51 R 6 50 S 3 25 R 6 42 S
2 6 2 S 12 58 S 7 20 R 10 63 S
4 10 25 S 15 55 S 10 17 S 22 66 S
6 19 40 S 20 3 R 14 58 S 27 75 S
8 17 50 S 24 38 R 16 77 S 31 88 S
10 18 70 S 30 69 R 17 >99 S 30 86 S
Üreme ortamında olduğu gibi elde edilen sonuçlara göre tampon ortamında da
oksidasyon-indirgenme prosesinin gerçekleştiği varsayılmıştır. Ortamda üretilen R-
benzoin oksidasyon ile benzile dönüşürken zamanla ortamdaki S-benzoin miktarı artış
göstermiştir. Bu tepkimede S-benzoinin oksidasyonunun gerçekleşmediği ya da çok
yavaş olduğu varsayılmıştır. pH: 9’da ise dönüşüm ile birlikte S-benzoin için
enantiyoseçimlilik devamlı olarak artmıştır. Bu pH’da benzil seçimli olarak S-
enantiyomerine indirgenirken, R-benzoinin benzile oksidasyonu ile zamanla
enantiyoseçimlilik S-benzoin için artmıştır. Tepkime pH’sının değiştirilmesi hem
oksidasyon, hemde indirgenme tepkime hızını ve seçimliliğini etkilemiş, buna bağlı
olarak üretilen benzoin konfigürasyonu farklılık göstermiştir. pH değişimi substrat ve
enzimlerin iyonik durumunu değiştirebileceğinden enzim aktivitesinde farklılıklar
yaratmış olması ve küf içinde oksidasyon-indirgenme tepkimelerini katalizleyen farklı
enantiyoseçimliliğe enzimlerin optimum pH’larının aynı olmaması gibi nedenlerden
ürün konfigürasyonu ve ee’de değişiklikler kaydedilmiştir.
108
Literatürde bu çalışmaya benzer şekilde farklı küflerle asetofenonların indirgenme
tepkimesi incelenmiş ve indirgenme sonucu oluşan enantiyomerlerden bir tanesinin
oksidasyonu ile asetofenonların derasemizasyonunun gerçekleştiği belirlenmiştir.
Comasseto et al. (2003, 2004).
6.3.2.4 Tampon ortamında benzoinin derasemizasyonu
R. oryzae CBS-111718’in rasemik benzoini derasemizasyonuna tampon pH’sının etkisi
incelenmiştir. Sıvı üretim ortamında pH:7’de iki gün üretimden sonra hücreler
santürfüjlenip yıkanmış ve dondurarak kurutulmuştur. Dondurarak kurutulmuş hücreler
ve DMSO da çözülen benzoin pH’ları 5, 6, 7 ve 9 olan tampon ortamlarına aktarılmıştır.
Tampon pH’sının ee’yi büyük ölçüde değiştirdiği gözlenmiştir. En yüksek ee değeri %
84 olarak pH:9’da S-enantiyomer için elde edilmiş, bu süre içerisinde benzile dönüşüm
ise % 24 olarak belirlenmiştir. R-enatiyomeri için ise en yüksek ee değeri pH:6’da % 64,
benzile dönüşüm ise % 39 olarak belirlenmiştir.
Çizelge 6.23 Tampon ortamında rasemik benzoinin derasemizasyonu (2 g LYM, 0.04 g
benzoin/100 mL, 1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm)
pH
5
6
7
9
Süre gün
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
% ee
Kf
2 21 S 10 R 16 S 22 S
4 28 S 25 R 23 S 45 S
5 44 S 44 R 26 S 50 S
9 61 S 49 R 35 S 69 S
12 73 S 55 R 43 S 74 S
15 72 S 64 R 54 S 84 S
109
6.3.2.5 Kosubstrat ilavesinin enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi Farklı karbonhidrat ve alkoller kosubstrat olarak tampon ortamlarına eklenmiştir.
Oksidoredüktaz enzimleri genellikle kofaktör gerektiren enzimlerdir. Kosubstratlar
biyoindirgenmelerde kofaktör rejenerasyonunda sıklıkla kullanıldığından dönüşüm ve
ee’yi arttırmak için tepkime ortamlarına eklenmiştir. R. oryzae pH’sı 7 olan üreme
ortamında 2 gün üretilip dondurularak kurutulduktan sonra indirgenme deneylerinde
kullanılmıştır. 0.2 g kurutulmuş hücre, kosubstrat ve DMSO da çözülen benzil pH’sı 9
olan 10 mL hacmindeki tampon ortamlarına eklenmiştir. Metanol hariç kosubstrat
ilavesi dönüşümü arttırırken, genel olarak ee’de önemli bir değişiklik yaratmamıştır. En
yüksek ee kosubstrat yok iken % 31 dönüşümle % 88 bulunmuş, en yüksek dönüşüm ise
% 75 ee ile glukoz kullanıldığı durumda % 49 olarak belirlenmiştir (Çizelge 6.24).
Erdelyi et al. (2006) yaptıkları çalışmada Debaryomyces hanseii’nin reduktaz aktivitesi
üzerine kosubstrat olarak farklı karbonhidrat ve alkollerin ee üzerine etkisini incelemiş
ve 2-propanolün en etkin kofaktör olduğunu belirlemişlerdir. İncelenen kosubstratların
ee’yi etkilemediğini gözlemişlerdir.
Çizelge 6.24 Kosubstrat ilavesinin enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi (0.2 g LYM, 0.004 g benzoin/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm, 6 gün)
Süre (gün)
c (%)
ee (%)
Kf
kosubstrat yok 31 88 S
glukoz 49 75 S
gliserol 42 37 S
2-propanol 41 84 S
metanol 30 82 S
110
6.3.2.6 Ses ötesi dalgalarının enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi
Ses ötesi dalgaların dönüşüm ve ee üzerine etkilerini incelemek amacıyla farklı sürelerle
dondurarak kurutulmuş hücrelere ultrasonik ses dalgaları uygulanmıştır. 2.5 dk ses
dalgası 1.5 dk ara verilerek hücreler parçalanmıştır. Bu işlem bir, iki, üç ve dört kez
uygulanmıştır. Yapılan deneylerde kofaktör olarak glukoz kullanılmıştır.
Mikroorganizmanın selülozik hücre duvarını ve membranını parçalayarak kütle aktarım
kısıtlamalarını azalttığından hücreler ultrasonik ses dalgaları ile parçalandığında
tepkime daha hızlı gerçekleşmiştir. Dönüşüm ultrasaund uygulama sayısı arttıkça artmış
ancak, 4. kez uygulandığında düşmüştür (Çizelge 6.25). 10 gün sonunda ulaşılan ee ve
dönüşüm değerleri Şekil 6.9’da gösterilmiştir. Ultrasaund ısıtma ve kavitasyon
sebebiyle biyolojik hücre ve dokulara zarar verebilmekte ve protein denatürasyonuna
sebep olabilmektedir. Dönüşümdeki bu azalmaya protein denatürasyonu neden olarak
gösterilmiştir. En yüksek ee değeri % 28 dönüşümle S-enantiyomer için % 63 olarak üç
kez ultrasound uygulandığında elde edilmiştir. R-enantiyomer için ise en yüksek ee
değeri % 64 dönüşümle % 31 olarak bir kez ultrasaund uygulandığında belirlenmiştir.
Ultrasaund uygulanmadığı durumda dönüşüm daha düşük ee ise daha yüksek
bulunmuştur. 10 günlük süre içinde ee değerleri ultrasound uygulanmadığı duruma
oranla azalmıştır. Bu azalma ses ötesi dalgalarının üç boyutlu enzim yapısında
değişiklik yaratmış olması ve seçimli enzim denatürasyonuna sebep olmasına
bağlanmıştır.
111
Çizelge 6.25 Ses ötesi dalgaları uygulama sayısının ee ve dönüşüm üzerine etkisi (0.2 g LYM, 0.004 g benzoin/10 mL, 0.1 mL DMSO, 30 oC, 150 rpm) Ultrasaund uygulama sayısı
0 kez
1 kez
2 kez
3 kez
4 kez
Süre, gün
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
% c
% ee
Kf
2 18 38 S 21 44 S 24 53 S 28 63 S 7 21 S
4 34 57 S 38 30 S 43 35 S 46 44 S 11 30 S
6 40 63 S 44 14 S 49 22 S 51 29 S 23 8 S
8 43 71 S 51 2 S 58 11 S 66 16 S 30 6 S
10 49 75 S 64 31 R 67 19 R 70 17 R 42 18 R
0
20
40
60
80
cee
0 kez 1 kez 2 kez 3 kez 4 kez
Şekil 6.10 Ses ötesi dalgaların ee ve dönüşüm üzerin etkisi
112
7. TARTIŞMA VE SONUÇLAR 7.1 Sonuçlar � İlk olarak BAL enzim kaynağı Pseudomonas fluorescens Biovar I mikroorganizması
kullanılarak enantiyoseçimli benzoin üretimi incelenmiştir. İnceleme sonucunda
biyokatalizör olarak P. fluorescens kullanıldığında enantiyoseçimli benzoin
üretilememiştir. Farklı mikroorganizma üretim ortamı kullanılması benzoin üretimini
sağlamamıştır.
� İkinci olarak P. fluorescens rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu incelenmiştir.
Biyokatalizör miktarı, çözücü, açil verici, moleküler elek gibi ortam koşullarının
benzoinin ee’si üzerine etkileri araştırılmıştır.
Mikroorganizma miktarının etkisi incelendiğinde 25 gün sonunda en iyi ee değeri
benzoinin S- formu için % 20 olarak 0.05 g başlangıç kurutulmuş hücre miktarında
gözlenmiş ve % 45 dönüşüm değerine ulaşılmıştır. Farklı çözücüler kullanıldığında en
yüksek ee değeri % 48 dönüşümle benzoinin S -formu için % 21 olarak n-hekzan
çözücü olarak kullanıldığında elde edilmiştir.
Başlangıç substrat miktarının değiştirilmesi ee üzerinde önemli bir değişiklik
yaratmamıştır. Başlangıç substrat miktarı 0.1 g iken en yüksek ee değeri %39
dönüşümle benzoinin S- formu için %20 olarak bulunmuştur. Açil verici cinsinin etkisi
incelendiğinde 25 gün devam ettirilen tepkime sonunda incelenen iki açil vericiden
vinilasetat ile %20 ee (S) değerine ulaşılmıştır. Açil vericinin değiştirilmesi
enantiyoseçimliliği etkilememiştir.
Sıcaklık etkisi araştırıldığında 25 gün sonunda en yükse ee değeri 50 oC sıcaklıkta %21
ee (S) olarak belirlenmiş. İncelenen farklı karıştırma hızlarında elde edilen ee değerleri
birbirine çok yakın bulunmuş ve yüksek seçimlilik elde edilememiştir. Moleküler elek
miktarının etkisi incelendiğinde tepkime ortamında moleküler elek yok iken rasemik
113
substratın dönüşümü çok yavaş olmuştur. Moleküler elek miktarı arttıkça dönüşüm
artmış, benzoin enantiyoseçimlilik önemli ölçüde etkilenmemiştir.
� Farklı küfler kullanılarak ortam koşullarından çözücü ve açil verici cinsinin rasemik
benzoinin kinetik rezolüsyonuna etkisi incelendiğinde ee önemli ölçüde
etkilenmemiştir. En yüksek ee değeri açil verici olarak vinil esetat, çözücü olarak ise
THF kullanıldığında R-benzoin için % 16 olarak bulunmuştur. En yüksek dönüşüm
değerine (% 45) vinil butirat kullanıldığında ulaşılmıştır. Farklı mikroorganizma ve saf
lipaz enzimlerinin lipaz kaynağı olarak kullanılması rasemik benzoinin
enantiyoseçimliliği üzerine etki etmemiş, yalnızca dönüşümü önemli ölçüde
değiştirmiştir.
� R. oryzae CBS-111718 küfü kullanılarak rasemik benzoinin derasemizasyonu
incelenmiş, üreme ve tampon ortam pH’larının etkisi belirlenmiştir. Sonuç olarak en
yüksek ee (%) değeri >99 olarak benzoinin S-enantiyomeri için pH: 6’da elde edilmiştir.
Bu süre içerisinde benzoinin benzile dönüşümü % 49 olarak belirlenirken, benzoinin R-
enatiyomeri için ise en yüksek ee değeri pH:7’de % 55, benzoinin benzile dönüşüm ise
% 19 bulunmuştur. Derasemizasyon tampon ortamında gerçekleştirildiğinde en yüksek
ee değeri % 84 olarak pH:9’da S-enantiyomer için elde edilmiş, bu süre içerisinde
benzile dönüşüm ise % 24 olarak belirlenmiştir.
� R. oryzae CBS-111718 küfü kullanılarak benzilin indirgenmesi ile enantiyoseçimli
benzoin eldesine üretim ortam pH’sı, tampon pH’sı, mikrorganizma üretim süresi ve
pH’sı, kosubstrat ilavesi ve ultrasonik ses dalgalarının etkileri incelenmiştir. Üreme
ortam pH’sının benzoinin enantiyoseçimliliğini önemli ölçüde etkilediği gözlenmiştir.
Tepkime pH’sı değiştirilerek iki enantiyomerde yüksek enantiyoseçimlilikle elde
edilebilmiştir. En yüksek ee değeri % 33 dönüşümle S-enantiyomer için pH: 9’da % >99
değerinde bulunmuştur. R-enantiyomer için ise % 15 dönüşümle en yüksek ee değeri
pH:7’de % >99 bulunmuştur.
114
Tampon ortamında en yüksek ee değerine pH:9 da benzoinin S-enantiyomeri için
ulaşılmıştır. Mikroorganizma üretim koşullarının enantiyoseçimlilik üzerine etkisi
incelendiğinde en yüksek ee değeri 2 gün üretilen hücreler ile pH:7’de elde edilmiştir.
ee değeri S- benzoin için % 92 olarak belirlenmiştir.
Enantiyoseçimlilik açısından en iyi mikroorganizma üretim koşullarında tampon
pH’sının ee ve dönüşüme etkisi araştırılmıştır. S-benzoin için en yüksek ee değeri % 17
dönüşümle % >99 bulunmuştur. En yüksek dönüşümde elde edilen en yüksek ee değeri
8 gün sonunda % 31 dönüşümle % 88 olarak S- benzoin için elde edilmiştir.
Metanol hariç kosubstrat ilavesi dönüşümü arttırırken, genel olarak ee’de önemli bir
değişiklik yaratmamıştır. En yüksek ee kosubstrat yok iken % 31 dönüşümle % 88
bulunmuş, en yüksek dönüşüm ise % 75 ee ile glukoz kullanıldığı durumda % 49 olarak
belirlenmiştir
Ultrasonik ses dalgalarının enantiyoseçimli benzoin üretimine etkisi araştırıldığında
hücreler ultrasonik ses dalgalarıyla parçalandığında tepkime daha hızlı gerçekleşmiştir.
Dönüşüm ultrasaund uygulama sayısı arttıkça artmış, fakat 4. kez uygulandığında
protein denatürasyonu nedeniyle dönüşüm düşmüştür. En yüksek ee değerine 2. gün
sonunda S-enantiyomer için üç kez ultrasaund uygulandığında ulaşılmış ve % 63 ee, %
28 dönüşüm elde edilmiştir. R-enantiyomer için ise en yüksek ee % 31 olarak bir kez
ultrasound uygulandığında 10. gün sonunda ulaşılmış, dönüşüm % 64 hesaplanmıştır.
7.2 Değerlendirme
Pseudomanas fluorescens Biovar I ile benzaldehitten C-C bağı oluşum tepkimesi ile
benzaldehitten enantiyoseçimli benzoin üretimi sağlanamamıştır. İncelenen üretim
ortamlarında mikroorganizma tarafından BAL enzimi üretimi sağlanamamıştır. BAL
enzimi bu tepkimeyi çok yüksek verim ve ee ile katalizlemesine rağmen, bu enzimin
elde edildiği mikroorganizma ile benzoin üretimi gerçekleşmemiştir. Literatürde bu
mikroorganizma ile α-hidroksi keton üretimine ilişkin çalışma yer almamaktadır.
115
Mikrobiyal lipaz ve saf lipaz enzimleri ile rasemik benzoinin kinetik rezolüsyonu
gerçekleştirildiğinde maksimum dönüşüme (% 50) ulaşılmasına rağmen, yüksek
enantiyoseçimlilik elde edilememiştir. Lipazlar benzoin enantiyomerlerinin ikisinide
asetatına dönüştürmüş, benzoin enantiyomerlerini ayırt edememiştir. Mikrobiyal lipaz
ve izole lipazların bezoin kinetik rezolüsyonu için uygun biyokatalizörler olmadığı
sonucuna varılmıştır.
Rhizopus oryzae CBS-111718 biyokatalizörlüğünde gerçekleştirilen indirgenme ve
derasemizasyon tepkimelerinde iki enantiyomeride yüksek enantiyoseçimlilikle
üretilebilmiş, fakat dönüşüm yüksek değerlede elde edilememiştir. Tepkime süresi de
uzun bulunmuştur. Çalışmanın devamında dönüşümü yükseltmek ve tepkime süresini
kısaltmak için başlangıç biyokatalizör derişimi, sıcaklık, karıştırma hızı gibi tepkime
parmetrelerinin etkisi incelenebilir. Benzoin suda az çözünen bir substrat olduğundan
dolayı çözücü türü ve çözücü miktarınında etkisi incelenmelidir. Tepkime çift fazlı
sistemdede gerçekleştirilebilir. Bu mikroorganizma içinde oksidoredüktaz enzimleri ile
indirgenme ve oksidasyon olmak üzere iki farklı tepkime gerçekleştirmektedir.
Oksidasyon tepkimesinin gerçekleşmesi indirgenme verimini düşürmektedir. Bu
sebeple geniş bir mikroorganizma taraması yapıldıktan sonra redüktaz aktivitesi ve
enantiyoseçimliliği en yüksek mikroorganizma seçilerek tepkime için optimum koşullar
belirlenmelidir. Mikroorganizma taramasında belirlenen en etkili birkaç
biyokatalizörlede daha geniş bir substrat aralığının indirgenme verimi ve
enantiyoseçimliliği araştırılabilir.
116
KAYNAKLAR
Adam, W., Diaz, M.T., Fell, R.T. and Saha-Möller, R.C. 1996. Kinetic resolution of
racemic α-hydroxy ketones by lipase-catalyzed irreversible transesterification, Tedrahedron: Asymmetry, 7, 2207-2210.
Aoyagi, Y., Agata, N., Shibata, N., Hariguchi, M. and Williams, R.M. 2000. Lipase
TL®-mediated kinetic resolution of benzoin:facile synthesis of (2R,2S)-erythro-2amino-1,2-diphenylethanol, Tetrahedron Letters, 41, 10159, 10162.
Bora, U., Saikia, C.J., Cheita, A., Mishra, A.K., Kumar, B.S.D. and Baoruah, R.C.
2003. Resolution of reacemic 1-arylethyl acetates by Pseudomonas fluorescens in the presence of a surfactant, Tetrahedron letters, 44, 9099-9102.
Chadha, A. and Baskar, B. 2002. Biocatalytic deracemisation of α-hydroxy esters: high
yield preparation of (S)-ethyl 2-hyroxy-4-phenylbutanoate from the racemate, Tetrahedron: Asymmetry, 13, 1461-1464.
Comasseto, J.V., Omori, A.T., Andrade, L.H. and Porto, A.L.M. 2003. Bioreduction of
fluoroacetophenones by fungi Aspergillus terreus and Rhizopus oryzae, Tetrahedron: Asymmetry, 14, 711-715.
Comasseto, J.V., Andrade, L.H., Omori, A.T., Assis, L. F. and Porto, A.L.M. 2004.
Deracemization of aryl ethanols and reduction of acetophenones by whole cells of Aspergillus terreus CCT 4083, A. Terreus CCT 3320 and Rhizopus oryzae CCT 4964, J. Mol. Cat. B: Enzymatic,29, 55-61.
Damle, S.V., Patil, P.N. and Salunkhe, M.M. 2000. Bitoransformation with Rhizopus
arrhizus and Geotrichum candidum for the preparation of (S)-atenolol and (S)-propanolol, Bioorganic & Medicinal Chemistry, 8, 2067-2070.
Demir, A.S., Hamamci, H., Tanyeli, C., Akhmedov, I.M. ve Doğanel, F. 1998.
Synthesis and Rhizopus oryzae mediated enentioselective hydrolysis of racemic α-acetoxy aryl alkyl ketones, Tetrahedron: Letters, 9,1673- 1677.
Demir, A.S., Dünwald T., Iding, H., Pohl, M. and Müller, M. 1999. Asymmetric
benzoin reaction catalyzed by benzoylformate decarboxylase, Tetrahedron: Asymmetry, 10, 4769- 4774.
Demir, A.S., Pohl, M., Janzen, E. and Müller, M. 2001. Enantioselective synthesis of α-
hydroxy ketones through cleavage and formation of acyloin linkage. Enzymatic kinetic resolution via C-C bond clevage, J.Chem.Soc., Perkin Trans.1, 344, 633-635.
Demir, A.S., Şeşenoğlu, Ö., Eren, E., Hosrik, B., Pohl, M., Janzen, E.,Kolter, D.,
Feldmann, R., Dünkelmann, P. and Müller, M. 2002. Enantioselevtive synthesis
117
of α-hydroxy ketones via benzaldeyde lyase catalyzed C-C bond formation reaction, Adv.Synth.Catal, 344, 96-103.
Demir, A.S., Hamamci, H., Şeşenoğlu, O., Neslihanoğlu, R., Asikoğlu, B. ve
Capanoğlu, D. 2002. Fungal deracemization of benzoin, Tetrahedron: Letters, 43.
Demir, A.S., Hamamci, H., Peruze, A., Duygu, N., Igdir, A.C. ve Capanoğlu, D. 2004.
Fungi mediated conversion of benzil to benzoin and hydrobenzoin, Tetrahedron: Asymmetry, 15, 2579-2582.
Ema, T., Maeno, S., Takaya, Y., Sakai, T. and Utaka, M. 1996. Kinetic resolution of
racemic 2-substituted 3-cyclopenten-1-ols by lipase-catalyzed transesterifications: a rational strategy to improve enantioselectivity, J. Org. Chem., 61, 8610-8616.
Erdelyi, B., Szabo, A. and Seres, G. 2006. Stereoselective production of (S)-1-arylalkil
and 1-aryethanols by freshly harvested and lyophilized yeast cells, Tetrahedron: Asymmetry, 17, 268-274.
Faber, K. 2000. Biotransformation in organic chemistry, Sprinder-Verlag, Germany. Ghanem, A., Aboul-Enein and H.Y. 2004. Lipase-mediated chiral resolution of
racemates in organic solvents, 15, 3331-3351. Gondolfi, R., Gualandris, R., Zanchi, C. and Molinari, F. 2001. Resolution of (RS)-2-
phenylpropanoic asit by enantioselective esterification with dry microbial cells in organic solvents, Tetrahedron: Asymmetry, 12, 501-504.
Gonzales, B. and Vicuna, R. 1989. Benzaldehyde Lyase, a novel thiamine PPi-requiring
enzyme, from Pseudomonas fluorescens Biovar I, Journal of bacteriology, 171(5), 2401-2405.
Haefner, F., Norin, T. and Hult, K. 1998. Molecular modelling of the enantioselectivity
in lipase-catalyzed transesterification reactions, Biophysical journal, 74, 1251-1262.
Hildebrand, F., Kuhl, S., Pohl, M.,Vasic-Racki, D., Muller, M., Wandrey, C. and Lütz,
S. 2007. The production of (R)-2-hydroxy-1-phenyl-propan-1-one derivatives by benzaldehyde lyase from pseudomonas fluorescens in a continuously operated membrane reactor, Biotech. and Bioeng., 96, 836-843.
Iding, H., Dünwald T., Gareiner, L., Liese,A., Müller, M., Siegert, P., Demir, A.S. and
Pohl, M. 2000. Benzoylformate decarboxylase from Pseudomonas putida as stable catalyst for the synthesis of chiral of 2-hydroxy ketones, Chem. Eur.J., 6, 1483-1495.
Joly, S., and Nair, M.S. 2003. Studies on the enzymatic kinetic resolution of β-hydroxy ketones, J. mol. cat. B: Enzymatic, 22, 152-160.
118
Kato, D., Miyamato, K. and Ohta H. 2004. Microbial deracemization of α-substituted carboxylic acids: control of the reaction path, Tetrahedron: Asymmetry, 15, 2965, 2973.
Kordikowski, A.,York, P. and Latham, D. 1999. Resolution of ephedrine insupercritical
CO2: a novel technique for seperation of chiral drugs, Journal of Pharmaceutical Sciences, 88, 786-791.
Lunardi, I., Conceiçao, G.J.A., Moran, P.J.S. and Rodrigues, J.A.R. 2005. Highly
stereoselective preparation of (3R,4S)-3,4-chromanediol by deracemization of (±)-3-hydroxy-4-chromannone by Trichosporon cutaneum, Tetrahedron: Asymmetry, 16, 2515-2519.
Maier, M.N., Franco,P., Lindner, W. 2001. Journal of Chromotography A, 906:3-33. Mandwal, A.K., Tripathi, C.K.M., Trivedi, P.D., Joshi, A.K., Agarwal, S.C. and Bihari,
V. 2004. Production of L-phenyl carbinol by immobilized cells of Saccharomyces cerevisiae, Biotechnology Letters, 26, 217-221.
Martinez, F., Campo, C.D., Sinisterra, J.V. and Llama, E.F., 2000. Preparation of
halohydrin β-blocker precursor using yeast-catalysed reduction, Tetrahedron: Asymmetry, 11, 4651-4660.
Martinez Logos, F., Carballeira, J.D., Bermudez, J.L., Alvarez, E. and Sinisterra, J.V.
2004. Highly stereoselective reduction of haloketones using three new yeasts: application to the synthesis of (S)-adrenerjic β-blockers related to propanolol, Tetrahedron: Asymmetry, 15, 763-770.
Martinez-Lagos, F. and Sinisterra, J.V. 2005. Enantioselective production of halohydrin
precursor of propranolol catalysed by immobilized yeasts, J. Mol. Cat. B: Enzymatic, 36, 1-7.
Molinari, F., Mantegazza, L., Villa, R. and Aragozzini, F. 1998. Resolutipn of 2-
alkonols by microbially-catalyzed esterification, Journal of fermentation and bioengineering, 86, 62-64.
Molinari, F., Gandolfi, R., Villa, R. and Occhiato, E. 1999. Lyophilized yeasts: easy-to-
handle biocatalysts for stereoselective reduction of ketones, Tetrahedron: Asymmetry, 10, 3515-3520.
Mosbacher , T.G.,Mueller, M., Schulz, G.E. 2005. Structure and mechanism of the ThDP-dependent benzaldehyde lyase from Pseudomonas fluorescens, FEBS J., 272, 6067-76.
Mustaranta, A. 1992. Use of lipases in the resolution of racemic ibuprofen, Appl. Microbiol Biotechnol, 38, 61-66.
119
Mohmoodi, N.O. and Mohammadi, H.G. 2003. Enantio-, regio-, and chemoselective reduction of aromatic α-diketones by baker’s yeast, Monatshefte für Chemie,134, 1283-1288.
Nakamura, K., Kondo,S-İ., Kawai. Y., Hida,., K, Kitano,K., Ohno, A. 1996. Enantio- and regioselective reduction of α-diketones by baker’s yeast, Tetrahedron: Asymmetry, 7, 409-412.
Nakamura, K., Yamanaka, R., Matsuda, T. and Harada, T. 2003. Recent developments
in asymmetric reduction of ketones with biocatalysts, Tetrahedron: Asymmetry, 14, 1-23.
Nest, B.M., Voss, C.V., Bodlenner, A., Ellmer-Schaumberger, Kroutill, W. and Faber,
K. 2007. Biocatalytic racemization of sec-alcohols and hydroxyketones using lyophilized microbial cells, Appl Microbiol Biotechnol, 76, 1001-1008.
Padhi, S. K., Pandian, N. G. and Cahadga, A. 2004. Microbial deracemisation of
aromatic β-hydroxy acid esters, J. Mol. Cat. B: Enzymatic, 29, 25-29.
Rosche, B., Sandford, V., Breuer, M., Hauer, B. and Rogers, P. 2001, Biotransformation of benzaldehyde in to (R)-phenylacetylcarbinol by filamentous fungi or their extracts, Appl Microbiol Biotechnol, 57, 309-315.
Schrerier, P. 1997. Enzymes and flavour technology, In advances in biochemical
engineering/ biotechnology, 55, Springer-Verlag Berlin Heidelberg, 51-72. Secundo, F., Riva, S. and Carrea, G. 1992. Effects of medium and of reactions
conditions on the enantioselectivity of lipases in organic solvents and possible reationates, Tetrahedron: Asymmetry, 3, 267-280.
Sheldon, R.A. 1993. Chirotechnology, Marcel Dekker, New York. Shinnar, R. and Church J.C. 1960. Predicting particle size in agitated dispersions,
Industrial and engineering chemistry, 52, 253-256.
Snell, D. and Colby, J. 1999. Enantioselective hydrolysis of racemic ibuprofen amide to S-(+)-ibuprofen by Rhodococcus AJ270, Enzyme and microbial technology, 24, 160-163.
Shin, H.S. and Rogers, P.L. 1995. Applied microbiology and biotechnology, 44, 7-14.
Straathof, A. J., Panke, S. and Schmid, A. 2002. The production of fine chemicals by
biotransformations, Current opinion in biotechnology, 13, 548–556.
120
Strauss, U.T., Felfer, U. and Faber, K. 1999. Biocatalytic transformation of racemates in to chiral bulding blocks in % 100 chemical yield and, % 100 enantiomeric excess, Tetrahedron: Asymmetry 10, 107-117.
Tripathi, C.M., Agarwal, S.C. and Basu, S.K. 1997. Journal of Fermentation and Bioengineering, 84, 487.
Tüzün, C. 1996. Organik Kimya, 7. Baskı, Palme Yayın Dağıtım, Ankara. Wang, M-X and Feng, G-Q. 2000. Enantioselective synthesis of chiral cyclopropane
compounds through microbial transformations of trans- 2-arylcyclopropanecarbonitriles, Tetrahedron Letters, 41, 6501-6505.
Wang, M-X. and Zhao, S-M. 2002. Synthesis of enantiomerically enriched (S)-(+)-2-
aryl-4-pentenoic acids and (R)-(-)-2aryl-4-pentenamides via microbial hydrolysis of nitriles, a chemoenzymatic approach to stereoisomers of α,γ-disubstituted γ-butyrolactones, Tetrahedron: Asymmetry, 13, 1695-1702.
Ward, O.P. and Singh, A. 2000. Enzymatic asymmetric synthesis by decarboxylases,
Curr. Opin Biotechnol,11, 520-526. Wilcocks, R. and Ward, O.P. 1991. Factors affecting 2-hydroxypropiophenone
formation by benzoylformate decarboxylase from Pseudomonas putida, Biotech. Bioeng., 39,1058-1063.
Williams, R.C., Riley, C.M., Sigvardson, K.W., Fortunak, J., Ma, P., Nicolas, E.C., Unger, S.E., Krahn, D.F. and Bremmer, S.L. 1998. Pharmaceutical development and specification of stereoisomers, Journal of pharmaceutical and biomedical analysis,17, 917-924.
Wu, J.Y and Liang, T.L. 1999. Enhancement of enantioselectivity by altering alcohol
concentration for esterification in supercritical CO2, J. Chem. Eng., 32, 338-340.
121
EKLER
Benzil+ rasemik benzoin
Minutes
0 5 10 15 20 25 30 35 40
mAU
0
500
1000
mAU
0
500
1000
15.845
19.513
24.463
UV-254nm
Retention Time
İsim Kalma süresi
Benzil 15.845
S-Benzoin 19.513
R-Benzoin 24.463
122
Üreme ortamı
pH:9
13. gün
Minutes
0 5 10 15 20 25 30 35 40
mAU
0
500
1000
1500
mAU
0
500
1000
15004.365
15.598
20.663
UV-254nm
Retention Time
İsim Kalma süresi
Benzil 15.598
S-Benzoin 20.663
c: % 33
ee (S): % >99
123
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Çiğdem BABAARSLAN
Doğum Yeri : Yozgat
Doğum Tarihi : 01.04.1976
Medeni Hali : Bekar
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu
Lise : Ankara Anıttepe Lisesi (1993)
Lisans : Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü (1998)
Y. Lisans : Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Mühendisliği
Anabilim Dalı (2001)
Doktora : Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Mühendisliği
Anabilim Dalı (2001- 2008)
Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi : 1998-2006
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı : 2006-devam ediyor
Yayınları (SCI ve diğer)
Mehmetoglu, U., Bayraktar, E. and Babaarslan, Ç. 2007. Production of enantiomerically
pure pharmaceutical compounds using biocatalyst”, Enzyme mixtures and complex biosynthesis, Landes Biosicience.
Babaarslan, Ç., Abuhamed, T., Tekeli, A., Mehmetoğlu, T. and Mehmetoğlu, Ü. 2003
Biodegradation of BTEX compounds by a mixed culture obtained from petroleum formation water, Energy Sources, 7,733.
Babaarslan, Ç., Tekeli, A., Abuhamed, T., Bayraktar,E., Mehmetoğlu, T., Ataoğlu, F., Mehmetoğlu, Ü., 2001. Petrol formasyon suyu mikroorganizmalarının BTEX'li ortamda çoğalması, Biyoteknolojisi Dergisi, 2,15.
Babaarslan C., Mehmetoglu U., Demir AS. 2005. Kinetic resolution of racemic benzoin with different lyophilized microorganisms, Journal of biotechnology 118, S49-S49 Suppl. 1 AUG.
124
Babaarslan, Ç., Mehmetoğlu, Ü., Demir, A.S. 2005. Kinetic resolution of racemic benzoin with different lyophilized microorganisms, 12th European Congress on Biotechnology, s.21, Copenhagen, Denmark.
Babaarslan, Ç., Mehmetoğlu, Ü. And Demir, A.S. 2004. Kinetic resolution of racemic
benzoin with lyophilized pseudomonas fluorescens , P056, s.117, Biocat2004, Hamburg, Almanya.
Babaarslan, Ç., Kösali, Y.K. and Mehmetoğlu, Ü. 2004. Resolution of (RS)-benzoin by
enantioselective transesterification with lipase, P028, s.86, Biocat2004, Hamburg, Almanya.
Babaarslan, Ç., Abuhamed, T., Bayraktar, E., Mehmetoğlu,Ü. and Mehmetoğlu,T. 2001
The effect of the microorganism concentration on the biodegradation of BTEX by a mixed culture”, 2nd Eastern Mediterranean Chemical Engineering Conference, s.62, Ankara, Türkiye.
Babaarslan, Ç., Abuhamed, T., Bayraktar, E., Mehmetoğlu, Ü. and Mehmetoğlu, T.
2000. Biodegradation of BTEXs by microorganisms isolated from formation water, 11 th International Biotechnology and Exhibition, s. 415, Berlin, Almanya.
Babaarslan, Ç., Kösali, Y.K. ve Mehmetoğlu, Ü. 2004. Lipaz katalizli transesterleşme tepkimesi ile optikçe saf benzoin üretimi, RM08, UKMK 6, İzmir.
Uçar, B., Babaarslan, Ç. ve Mehmetoğlu, Ü., 2004. Biyotransformasyonla enantiyomerik saflıkta benzoin üretimine etki eden parametrelerin incelenmesi, ÖP01, UKMK 6, İzmir.
Babaarslan, Ç., Bedir, M. ve Mehmetoğlu Ü. 2003. BTEX Bileşiklerinin Pseudomonas putida F1 mikroorganizmasının çoğalma hızı üzerine inhibisyon etkisi,13. Biyoteknoloji Kongresi Poster bildirileri kitabı, Çanakkale.
Babaarslan, Ç., Abuhamed, T., Tekeli, A., Bayraktar, E., Mehmetoğlu, Ü. ve
Mehmetoğlu, T. 2001. Karışık kültürle BTEX bileşiklerinin biyolojik bozunması ve substrat etkileşimleri, XII. Biyoteknoloji Kongresi, s.273, Balıkesir.
Babaarslan, Ç., Abuhamed, T. Bayraktar, E., Mehmetoğlu, Ü. ve Mehmetoğlu, T.,
2000. UKMK-IV. Dördüncü Ulusal Kimya Mühendisliği Kongresi, CA01, İstanbul.